Askeri Yargıtay 4. Daire 2016/178 Esas 2016/196 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2016/ 178
Karar No: 2016 / 196
Karar Tarihi: 29.03.2016

(1632 S. K . m. 118) (5237 S. K. m. 62) (353 S. K. m. 217, 221)

Askeri Mahkemece; sanığın, 24.4.2012 tarihinde tahribatı mucip asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 118/2 (teşdiden) ve TCK’nın 62’nci maddeleri uyarınca üç yıl dört ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş; bu hüküm, sanık müdafii tarafından eksik incelemeye, kasta ve sübuta; katılan vekili tarafından temel cezanın belirlenmesine, suç vasfına ve katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine yönelik sebeplerle ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

İncelenen dosya içeriğinden; … Bölük Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yapan sanığın, 24.4.2012 tarihinde saat 20:00 sularında garaj bölgesine doğru gittiği, şoförü olduğu … plakalı aracın gevşeyen kapı kolunu onarmak maksadıyla elinde pense olduğu, bu esnada nöbetini devrederek oradan geçen katılan Tank Er D.A.'yı gördüğü ve yanına çağırdığı, katılanın durmayarak yürümeye devam ettiği, sanığın birkaç kez daha seslendiği, katılanın durmaması üzerine sinirlenerek elindeki penseyi katılana fırlattığı, o esnada katılanın sesin geldiği yöne dönmesi üzerine, fırlatılan pensenin katılanın başının üst kısmına isabet ettiği, yaralanan katılanın, sanık ve orada bulunan arkadaşları tarafından ambulansla revire götürüldüğü, oradan … Acil Servisine sevk edildiği, buradan da … Beyin Cerrahi Servisine yatışının yapıldığı, Beyin Cerrahi Kliniğinin 9.5.2012 tarihli ve 9105 sayılı raporundan; sağ frontal kemikte parçalı kırık ve kontüzyon saptandığı, “sağ frontal açık parçalı fraktür kemiklerin eksizyonu, kemik defektinin hastanın kendi frontal kemiği kullanılarak tamiri” ameliyatının yapıldığı, kafa kubbesi kırığı, kapalı (opere frontal fraktür) tanısı ile C/10 SMK 1,5 ay hava değişimine gönderildiği; akabinde, … Sağlık Kurulunun 3.7.2012 tarihli, … sayılı raporu ile “kafa ve yüz kemiklerinin diğer kırıkları, kapalı (ensefalomalazi)” tanısı ile “C/10 SMK 2 ay hava değişimine” gönderildiği; müteakiben,… Sağlık Kurulunun 13.9.2012 tarihli, …sayılı raporu ile “kafa ve yüz kemiklerinin diğer kırıkları, kapalı (sağ frontal ensefalomalazi)” tanısı ile “14/B/3, askerliğe elverişli değildir.” kararı verildiği; … Adli Tıp Kurumunun 27.9.2012 tarihli raporu ile; frontal kemikte deplase fraktür ve sağ frontal ensefalomalazi’ye neden olan yaralanmanın, katılanın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, frontal kemikte çökme kırığının hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, duyularından yada organlarından birinin işlevinin zayıflaması yada yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının olay tarihinden itibaren on sekiz ay sonra yapılacak muayene sonucunda belirlenebileceğinin bildirildiği; müteakiben … Adli Tıp Kurumunun 28 Kasım 2013 tarihli raporu ile; frontal kemikte deplase fraktür ve sağ frontal ensefalomalazi ve organik ruhsal bozukluğa neden olan yaralanmadan, organik ruhsal bozukluğun iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalık niteliğinde olduğu, şeklinde rapor düzenlendiği; … Adli Tıp Kurumunun 26 Şubat 2014 tarihli raporu ile; frontal kemikte deplase fraktür ve sağ frontal ensefalomalazi ve organik ruhsal bozukluğa neden olan yaralanmanın, katılanda yaşına göre %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, şeklinde rapor düzenlendiği; yine … Adli Tıp Kurumunun 26.12.2014 tarihli raporu ile; mevcut belge ve bulgulara göre katılanda tespit edilen meslekte kazanma gücü kaybının 24.4.2012 tarihinde meydana gelen yaralanma ile ilgisinin bulunduğu şeklinde rapor düzenlendiği; son olarak; … Eğitim Hastanesi Baştabipliği tarafından düzenlenen 29.6.2015 tarihli ve … sayılı Ek Sağlık Kurulu raporunda; katılan hakkında … Eğitim Hastanesi tarafından düzenlenen 28.11.2013 ve 26.2.2014 tarihli raporlarda yer alan tanı ve klinik bulguların doğrudan ve yalnızca yaralanmaya sebep olan olayla ilgili olduğu, bu olaya bağlı olarak ve olay sonrasında geliştiği, olay öncesinde katılanda ilgili raporlarda yer alan bulgulara neden olabilecek nitelikte bir psikiyatrik bozukluk bulunmadığı” şeklinde ek rapor düzenlendiği; sanığın böylece astı olan katılanı iyileşmesi olanağı bulunamayacak şekilde yaralamak suretiyle ASCK'nın 118/2 (daha ziyade vahim)'nci maddesinde düzenlenen tahribatı mucip asta müessir fiil suçunu işlediği anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece gösterilen yasal ve yeterli gerekçelerle; sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin kabulünde ve bunun nitelendirilmesinde; TCK'nın 61 ve 62'nci maddelerinde öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesinde; sanık hakkında yasal imkânsızlık nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme ve seçenek yaptırımlara çevirme hükümlerinin uygulanmamasında; usul ve esas yönlerinden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından, sanık müdafiinin eksik incelemeye, kasta ve sübuta; katılan vekilinin temel cezanın belirlenmesine ve suç vasfına yönelen temyiz sebepleri kabule değer görülmemiştir. Ancak, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre vekâlet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı olduğundan, katılan vekilinin bu yöndeki temyiz sisteminin kabulüyle, mahkûmiyet hükmünün katılan lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulmasına, ancak, bozma nedeni yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanunun 220/2-İ maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün Dairemizce incelemenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre katılan lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmek suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Kurulumuzca; Askeri Mahkemece gösterilen teşdit gerekçesinin ve miktarının dosya içeriğine ve kanuna uygun olduğu kanaatine varıldığından, temel cezanın belirlenmesinde takdir hatasına düşüldüğü yönündeki tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir. Başkan … ve … ; "Suçun işleniş biçimi ve meydana gelen zararın ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda, temel cezanın üst sınırdan beş yıl olarak belirlenmesi gerektiği" şeklinde karşı oy kullanarak, çoğunluğun kararına iştirak etmemişlerdir.

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanık müdafiinin kabule değer görülmeyen temyiz sebepleri ile katılan vekilinin kabule değer görülmeyen diğer tüm temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE;

Katılan vekilinin temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca, mahkûmiyet hükmünün katılan lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden BOZULMASINA;

Ancak, bozma sebebi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanunun 220/2-İ maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün; "Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine CMK’nın 324, 353 sayılı Kanun’un 256 ve 21.12.2015 tarihli ve 29569 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1’inci maddeleri uyarınca 1.800 TL vekâlet ücreti ödenmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek ONANMASINA;

29.3.2016 tarihinde, tebliğnameye aykırı olarak, Başkan … ve …'nın karşı oylarıyla ve oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy