Askeri Yargıtay 4. Daire 2016/105 Esas 2016/120 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2016/ 105
Karar No: 2016 / 120
Karar Tarihi: 23.02.2016


(1632 S. K. m. 90) (5237 S. K. m. 50, 52, 62) (353 S. K. m. 19) (5271 S. K. m. 7)

 

Sanık J.Er O.E. ile mağdurlardan Uzm.J.III.Kad.Çvş. Ü.K.’nin Merkez Jandarma Komutanlığı emrinde; diğer mağdur J.Kd.Bçvş. F.Ü.’nün ise İl Merkez Jandarma Komutanlığına bağlı Cezaevi Jandarma Karakol Komutanlığında görev yaptıkları, 7.7.2013 tarihinde sanığın çıkmış olduğu çarşı izninden alkollü olarak dönmesi üzerine, İl Merkez Jandarma Komutanlığı Nöbetçi Astsubayı olan mağdur Uzm.J.III.Kad.Çvş. Ü.K.’nin, hastaneye sevk yazısını hazırladığı sırada diğer askerler vasıtasıyla sanığı yanına çağırdığı, sanığın birkaç kez çağrılmasının ardından odaya geldiği, sanığın gelmesini müteakip taşkın hareketlerde bulunmaya başladığı, Uzm.J.III.Kad.Çvş. Ü.K.’nin, İl Merkez Jandarma Komutanı J.Yzb. İ.A.’yı arayarak olayı bildirdiği, kelepçe takılması talimatını alması üzerine, Uzm.J.III.Kad.Çvş. Ü.K.’nin diğer askerlerden kelepçe getirmelerini istediği, bunu duyan sanığın, mağdur Uzm.J.III.Kad.Çvş. Ü.K.’nin üzerine yürüyerek tekme salladığı, diğer askerlerin tutması ve mağdurun kendini geri çekmesi nedeniyle tekmenin isabet etmediği, olaylar sırasında sanığın mağdur Uzm.J.III.Kad.Çvş. Ü.K.’ye hitaben (kesinleşen amire hakaret suçunun konusunu oluşturan) “Lan Ü. beni İstanbul’a gönder. Senin a..na korum, bana kelepçe takamazsın, anasını sinkaf ettiğim, gel takabiliyorsan tak, sen kimsin lan. Senin ananı s…ceğim, evini de biliyorum, avradını da biliyorum, avradını da s…ceğim orospu çocuğu, buraya gel beni çıkart buradan a..na koyduğum” ve ayrıca “Benim kayıtlarıma bakın, ben hapse girmiş-çıkmış adamım, seni şişleyeceğim, avradın var onu da öldüreceğim, sen beni tanımıyorsun, sicilime bak, ben psikopatım” dediği ve böylece atılı suçu işlediği kabul edilerek, mahkûmiyet kararı verilmiş ise de;

 

353 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesinde değişiklik yapan 21.6.2010 tarih ve 6000 sayılı Kanun’un 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; “Subay ve Astsubayların işledikleri suçlara ait davalar ile Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren suçlara ait davalar hariç olmak üzere, üst sınırı beş yıla kadar (Beş yıl dâhil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adli para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adli para cezalarını ve güvenlik tedbirlerini gerektiren Askeri Ceza Kanunu’nda ve diğer Kanun’larda yazılı suçlara ait davalara ve suç konusu olmayan eşyanın müsaderesine tek hâkim tarafından bakılır” şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.

 

Mukavemet suçu, ASCK’nın 90’ıncı maddesinde düzenlenmiş olup, bu suçu işleyenlere verilecek cezanın üst sınırı on yıl olması nedeniyle, yargılamasının kurul hâlinde askeri mahkeme tarafından yapılması gerekmektedir.

 

Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, amire fiilen taarruza teşebbüs ve amiri tehdit suçlarından yargılanmasına tek hâkimden kurulu askeri mahkeme tarafından başlanan ve bozma ilamıyla, söz konusu suçlara konu edilen eylemlerin mukavemet suçunu oluşturacağından bahisle verilen bozma kararına uyan Askeri Mahkemece, yargılamaya tek hâkimden kurulu askeri mahkeme tarafından devam edilerek, sanığın istinabe suretiyle savunmasının tespit edildiği, ancak hüküm verilmeden önce kurul hâlinde askeri mahkemeye tevdi olunmak suretiyle, kurul hâlinde oluşan askeri mahkemece mahkûmiyet hükmünün tesis edildiği anlaşılmaktadır.

 

Bu itibarla, bozma ilamından sonra kurul hâlinde yargılamaya devam edilmesi gerekirken, sanığın bozma ilâmına karşı diyeceklerinin ve niteliği değişen atılı suçtan savunmasının, tek hâkimden kurulu mahkeme tarafından saptanmış olması, 353 sayılı Kanun’un 19 ve 207/3-A maddelerine aykırılık oluşturduğundan, mahkûmiyet hükmünün usule aykırılık yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Öte yandan, tebliğnamede ileri sürülen "tanık dinlemesinin Heyetli Askeri Mahkeme tarafından ve hükme esas alınan diğer delillerin de Heyetli Askeri Mahkeme tarafından ortaya konması ve değerlendirilmesi" şeklindeki görüşe, iddianamedeki vasıflandırmaya uygun olarak tek hâkimden kurulu mahkeme tarafından başlanan ve sürdürülen yargılamanın,  temyiz aşamasında suç vasfının değişmiş olması nedeniyle, bozma öncesindeki işlemlerin kurul hâlindeki askeri mahkemece değerlendirilmesi zorunluluğunun bulunmadığı kabul edilerek, iştirak edilmemiştir.

 

Başkan …; CMK'nın 7'nci maddesi uyarınca, görevli olmayan mahkemece yapılan işlemler hükümsüz olduğundan, kurul hâlindeki askeri mahkemece yapılmayan tüm işlemlerin yeniden yapılması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararının bu kısmına katılmamıştır.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

Müdafiin temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, hukuka aykırı görülen mahkûmiyet hükmünün, usûle aykırılık yönünden BOZULMASINA;

 

23.2.2016 tarihinde, tebliğnameye kısmen uygun olarak, Başkan …'nın ek gerekçesiyle ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy