Askeri Yargıtay 4. Daire 2014/705 Esas 2014/677 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2014/ 705
Karar No: 2014 / 677
Karar Tarihi: 10.09.2014

(1632 S. K. m. 47, Ek m. 8, 10)

Anayasa Mahkemesinin 17.01.2013 tarihli ve 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararı ile, ASCK’nın 47’nci maddesinin birinci fıkrasının 4551 sayılı Kanun’un 12’nci maddesi ile değiştirilen (A) bendinin birinci ve ikinci cümlelerinin; ASCK’nın Ek 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının “… kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile ...” bölümünün ve ASCK’nın Ek 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu kabul edilerek iptaline karar verilmiş olup, söz konusu iptal kararı 23.01.2013 gün ve 28537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu iptal kararı kapsamında, firar suçu bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği gibi, açıklanan hapis cezalarının seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da ertelenmesi de olanaklı hile gelmiştir. Bu durumun infazı henüz tamamlanmamış hükümlüleri de etkileyeceği dikkate alındığında, somut olaya ilişkin lehe kanun değerlendirmesi yapılması gerektiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır.

Uyum ve kararlılık gösteren Askeri Yargıtay ve Yargıtay kararlarında benimsenip, vurgulandığı gibi; kesinleşmiş mahkumiyet hükmünde değişiklik (uyarlama) yargılaması, asıl ceza yargılamasının bütünüyle sonuçlanıp, hükmün kesinleşmesinden sonra ve ancak infaz tamamlanmadan önce yürürlüğe giren bir ceza yasasının, kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne, dolayısıyla infaza etkisinin bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkin ve esas itibarıyla infazı ilgilendiren ve etkileyen bir yargılama faaliyetidir. Bu bağlamda, sonraki yasanın lehe sonuç doğurup doğurmadığının saptanması, lehe ise uygulanması ile sınırlı kendine özgü bir yargılamadır. Bu yargılamada asli ceza yargılaması sürecinde kesinleşmiş bulunan önceki kararın dışına çıkılamayacak, karardaki suça konu sabit eyleme uygulanması olanağı bulunan yeni yasadaki hükümler bütünüyle tatbik olunduktan sonra, yeni yasanın lehe sonuç doğurduğunun saptanması halinde, hükümlünün bu sonuçtan faydalanması için, infaza konu olabilecek nitelikte bir hüküm kurulmasıyla yetinilecek, aksi saptandığında ise “Önceki hükümde değişikliğe yer olmadığına”, karar verilmesi gerekecektir.

Önceki kesinleşmiş hükmü yeniden ele almaya olanak tanıyan bu istisnai yetki, hükmü veren hakim veya mahkemeye sadece lehe kanun konusuyla sınırlı bir uyarlama yetkisi vermekte, bu yolla gerek olağan gerekse olağanüstü kanun yolu denetimine konu olabilecek hukuka aykırılıkların giderilmesi mümkün görülmemektedir. Uyarlama yargısı için kesin hükmün yeniden ele alınmasına olanak tanıyan bir kanun hükmü bulunmadıkça, talep vukuunda hükme el atılması, kesin hüküm dokunulmazlığı ilkesi ile bağdaşmaz.

Bu itibarla; sadece hükmün infazını ilgilendiren bir konu hakkında karar verilirken, önceki hükmün içeriğini tartışılır hile getiren ve sabit görülen eylemle ilgili yeniden ve tekrar hüküm tesis edildiği izlenimini uyandıracak uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir.

Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; Askeri Mahkemece verilen mahkumiyet kararının hüküm fıkralarında; bu hükmün önceki hükmün uyarlanmasına ilişkin olduğu hususunda herhangi bir açıklamada bulunulmadığı gibi; kesinleşmiş önceki hükümden bağımsız olarak ikinci bir hüküm kurulduğu izlenimi verecek şekilde delil değerlendirmesi yapıldığı; hüküm fıkralarında da hükümlüden “sanık” olarak bahsedildiği görülmektedir.

Her ne kadar gerekçeli kararın içeriğinde, lehe kanun değerlendirmesi yapıldığı hususunda bir kısım açıklamalar mevcut ise de; uygulamada, mahkumiyet hükümlerinin infazı, hüküm fıkrasına göre yapıldığından; hükümlü hakkında mevcut bulunan ve hukuken infaz edilebilir olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmayan her iki hükmün, ayrı ayrı infaz edilmesi ihtimal dahilindedir. Dolayısıyla; kesin hükmün dokunulmazlığı ilkesine aykırı düşecek ve hukuki istikrarı bozacak bir şekilde, yeniden delil değerlendirmesi yapılmak suretiyle kurulan hükme ilişkin usule aykırılık, infazda karışıklığa neden olabileceğinden, uyarlamaya ilişkin hükmün, bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy