Askeri Yargıtay 4. Daire 2013/1464 Esas 2013/1439 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2013/ 1464
Karar No: 2013 / 1439
Karar Tarihi: 24.12.2013

(AİHS m. 6) (2709 S. K. m. 141) (477 S. K. m. 1, 56, Geç. m. 1) (353 S. K. m. 9, 17, 19, 176, 220) (5271 S. K. m. 5, 223) (1632 S. K. m. 136) (6413 S. K. m. 5, 19, 45, 49) (5237 S. K. m. 171) (AYDK 12.03.2004 T. 2004/58 E. 2004/49 K.)

Askeri Mahkemece; sanığın, 18.04.2012 tarihinde;

1. 18.00-20.00 saatleri arasında Tepe-5 kule nöbetçisi iken, nöbet talimatına aykırı olacak şekilde sigara içmek suretiyle mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu işlediği iddia olunarak açılan kamu davasında, sanığın eyleminin 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun’un 56'ncı maddesinde düzenlenen nöbet talimatına aykırı hareket etmek disiplin suçunu oluşturduğundan bahisle, 353 sayılı Kanun'un 9, 19 ve 176/1'inci maddeleri uyarınca;

2. 18.00-20.00 saatleri arasında Tepe-5 kule nöbetçisi iken içtiği sigaranın izmaritini araziye atması sonucu etraftaki otların ateş alarak yangın çıkmasına sebebiyet vermek suretiyle genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunu işlediği iddia olunarak açılan kamu davasında, iddiaya konu suçun askeri suç olmadığı, askeri bir suça bağlı olmadığı ve asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve göreviyle ilgili olarak işlenmediğinden bahisle 353 sayılı Kanunun 17’nci ve CMK’nın 5’inci maddeleri uyarınca;

Görevsizlik kararları verilmiş;

Bu hükümler; sanık tarafından, olayda kasıt ve kusuru olmadığından beraatine karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek, yasal süresi içinde temyiz edilmiş;

Tebliğnamede; mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçuna ilişkin görevsizlik kararının, sanığın eyleminin suç oluşturmaması nedeniyle bozulması ve bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sanığın beraatine karar verilmesi; genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçuna ilişkin görevsizlik kararının ise onanması görüşü bildirilmiştir.

1. Mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçuna ilişkin görevsizlik kararının incelenmesinde:

ASCK’nın 136’ncı maddesinde düzenlenen, mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunun oluşumu için, askeri karakol veya müfreze komutanları ve subayları ile nöbetçilerin, kendilerini vazifelerini yapamayacak hale getirmeleri veya nöbet yerini terk etmeleri yahut talimatlara aykırı hareket etmeleri ve bu eylemleri sonucunda da herhangi bir zarara sebebiyet vermiş bulunmaları gerekmektedir.

ASCK’nın 136/1-C maddesindeki “mazarrat” tabiri yalnız maddi zarar ve ziyanı değil, hizmetle ilgili olup, maddi ölçülere sığmayan manevi zararları da içermektedir. “Manevi zararlar” kavramından ise, askeri hizmet ve nöbet hizmetlerinin aksaması yanında otorite zafiyeti ve boşluğu gibi olgular anlaşılmaktadır. Bu kabulün nedeni, 477 sayılı Kanun’un 56’ncı maddesinde yer alan suçun oluşumu için gösterilen “Hizmet aksamamışsa” tabiridir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 12.03.2004 tarihli, 2004/58-49 Esas ve Karar sayılı kararı).

Bu açıklamalar doğrultusunda, somut olaya bakıldığında, sanığa atılı eylem, sigara içmek olup, bu eylemin nöbet talimatına aykırı olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, birlik komutanlığının yazısından (dizi 32), sanığın sigara içme eylemi sonucunda birlik komutanlığında herhangi maddi ve manevi zararın meydana gelmediği ve tanık beyanlarından yangının kışla tel örgüleri dışında yaklaşık 250-300 metre ileride meydana gelmiş olduğu anlaşılmakla, somut olayda mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunun mazarrat unsurunun gerçekleşmemiş olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, sanığın sigara içmek eyleminin mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçuna değil de, suç tarihi itibariyle 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun’un 56'ncı maddesinde düzenlenen "nöbet talimatına aykırı hareket etmek" disiplin suçuna vücut verdiği ve karar tarihinde bu disiplin suçundan yargılama yapma görevinin Disiplin Mahkemelerine ait olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.

Ancak; inceleme konusu görevsizlik kararından sonra, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu, 16.2.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 45’inci maddesinin beşinci fıkrasıyla, 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun’un 1’inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Disiplin mahkemesi” ibaresi, “Disiplin mahkemesi savaş zamanında” şeklinde değiştirilerek, Disiplin Mahkemelerinin sadece savaş zamanında kurulacağı öngörülmüş ve Geçici 1/4’üncü maddesi ile de, 477 sayılı Kanun’a göre kurulu bulunan disiplin mahkemelerinin, 6413 sayılı Kanun’un 49’uncu maddesinde öngörülen yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar “Disiplin kurulu” olarak 6413 sayılı Kanun hükümlerine göre faaliyetlerine devam edeceği düzenlenmiştir.

Bunun yanında, nöbet talimatına aykırı hareket etme eylemi, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasının g bendinde, "Maddi bir zarar doğmasına sebebiyet vermeyecek şekilde, ilgili mevzuat kapsamındaki nöbet görevlerini yaparken, nöbet yerini terk etmek veya belirlenmiş ve tebliğ edilmiş olan nöbet talimatındaki kurallara aykırı hareket etmektir." şeklinde tanımlanarak, barış zamanına münhasır olarak, “hizmet yerini terk etmeme” cezası verilmesini gerektiren “disiplinsizlik” hali olarak düzenlenmiştir.

Bu hükümlerden, sanığın eyleminin; ister 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun’un 56'ncı maddesinde düzenlenen disiplin suçunu; isterse 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasının g bendinde düzenlenen disiplinsizlik halini oluşturduğu kabul edilsin, her iki halde de sanık hakkında işlem yapacak yerin disiplin kurulu olduğu anlaşılmaktadır.

6413 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde, herhangi bir fiilden dolayı ilgili hakkında adli soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, aynı fiilden dolayı ayrıca disiplin soruşturması ve tahkikat yapılmasını, disiplin cezası verilmesini ve bu cezanın yerine getirilmesini engellemeyeceği hüküm altına alınarak, disiplin soruşturması ve tahkikatının adli soruşturma ve kovuşturmadan bağımsız olduğu kabul edilmiştir. Böylece, 6413 sayılı Kanun; 477 sayılı Kanun ile ASCK arasındaki ilişkiden daha farklı bir şekilde, askeri ceza hukuku ile ilişkilendirilmeden, tamamen idare hukukunun bir parçası olarak düzenlenmiştir.

Bütün bu açıklamalar doğrultusunda, 6413 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra, Disiplin Mahkemelerinin disiplin kurullarına dönüştürülmüş olduğu, bu mahkemelerin sadece savaş zamanında kurulacaklarının hüküm altına alındığı, asker kişilerin disiplin işlemlerinin disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından tamamen idare hukuku hükümlerine göre gerçekleştirilecek olduğu anlaşılmakla; sanığın eyleminin, ceza hukukunu ilgilendiren bir yönünün kalmaması ve ceza yargılamasındaki görevsizlik kararlarının, ancak ceza mahkemeleri ve savcılıklar arasında verilebilecek olması nedeniyle; Askeri Mahkemeler tarafından, disiplin kurullarının görevli olduğundan bahisle, görevsizlik kararı verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

Öte yandan; 353 sayılı Kanun’un 220’nci maddesinin ikinci fıkrasının (A) bendinde; vakıanın daha ziyade aydınlatılması gerekli olmaksızın yalnız beraate veya alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunmasının gerekmesi halinde, Askeri Yargıtay tarafından davanın esasına hükmedileceği belirtilmektedir.

Bunun dışında, Anayasa’mızın 141/4’üncü maddesinde, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6’ncı maddesinde de, davaların makul bir süre içinde bitirilmesi gerektiği vurgulanmak suretiyle, yargılama sırasında rolü olan herkesin gereksiz gecikmeleri önlemek için tedbir alma yükümlülüğünün olduğu belirtilmektedir.

Bu itibarla, somut olayda, ilave araştırma ve inceleme yapılmasına gerek olmaksızın, mevcut dosya kapsamından; sanığa atılı, 18.4.2012 tarihinde 18.00-20.00 saatleri arasında, Tepe-5 kule nöbetçisi iken; nöbet talimatına aykırı olacak şekilde, sigara içmek eyleminin; ASCK'nın 136'ncı maddesinde düzenlenen mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçuna ve ceza kanunlarında tanımlanan başka bir suça vücut vermediği, disiplinsizlik teşkil ettiği, bir başka deyişle, açıkça tanımlandığı şekliyle, suç teşkil etmediği sonucuna varıldığından; sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.

Bu nedenlerle, mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek disiplin suçuna ilişkin görevsizlik kararının 353 sayılı Kanun'un 176'ncı maddesine ve 6413 sayılı Kanuna aykırı olduğundan bozulmasına ve sanığa atılı eylemin mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçuna ve ceza kanunlarında tanımlanan başka bir suça vücut vermediğinin ilave araştırma ve inceleme yapılmasına gerek olmaksızın anlaşılması nedeniyle; bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanunun 220’nci maddesinin ikinci fıkrasının (A) bendi ve CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmiştir.

2. Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçuna ilişkin görevsizlik kararının incelenmesinde:

Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığının 28.06.2012 tarihli ve 2012/245-117 Esas-Karar sayılı iddianamesi ile; sanık hakkında, 18.04.2012 tarihinde, 18.00-20.00 saatleri arasında Tepe-5 kule nöbetçisi iken, içtiği sigaranın izmaritini, araziye atması sonucu, etraftaki otların ateş alarak, yangın çıkmasına sebebiyet vermek suretiyle, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunu işlediği iddiası ve TCK'nın 171/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.

Askeri Mahkemelerin görevleri, genel olarak, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun 9’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.

Sanığın asker kişi olduğunda tereddüt bulunmamakla birlikte, sanığa atılı TCK'nın 171/1-a maddesinde düzenlenen, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunun; askeri suç olmadığı; asker kişi aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlenmediği anlaşılmakla; Askeri Mahkemenin, 353 sayılı Kanun’un 9'uncu maddesi uyarınca görevli olmadığı ve dolayısıyla genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçuna ilişkin görevsizlik kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış ve görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy