Askeri Yargıtay 4. Daire 2011/9 Esas 2011/7 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2011/ 9
Karar No: 2011 / 7
Karar Tarihi: 11.01.2011

(477 S. K. m. 56) (353 S. K. m. 9, 17, 176) (1632 S. K. m. 136)

Askeri Mahkemece; sanığın, 02.09.2006 tarihinde mazarratı mucip olacak şekilde nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu işlediğinden bahisle ASCK’nın 136/1’inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davada, eylemin 477 sayılı Kanun'un 56’ncı maddesi kapsamında nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu oluşturabileceği ve bu suçla ilgili yargılama görevinin Disiplin Mahkemesine ait olduğu kabul edilerek, 353 sayılı Kanun'un 9, 17 ve 176’ncı maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiş; bu hüküm, Adli Müşavir tarafından; atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu ve sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek, sanık aleyhine temyiz edilmiştir.

Dosya içeriğine göre; Kilis’teki birliğinde askerlik görevini yapmakta olan sanığın, 02.09.2006 tarihinde 09.00-13.00 saatleri arasında iki arkadaşıyla birlikte Gar Sektörü Nöbetçisi olarak görev yaptığı sırada; nöbet esnasında sigara, çakmak bulundurulması ve sigara içilmesi yasaklanmış olmasına rağmen, daha önce bölgeye saklamış olduğu çakmağı kullanarak sigarasını yakmak istediği esnada çakmağın patlaması sonucu sol el başparmağı ve işaret parmağı uç kısmından yaralandığı, gördüğü tedaviler sonunda 14.09.2006 tarihinde, “Sol el birinci ve ikinci parmak amputasyon” tanısıyla ve on beş gün istirahatle taburcu edildiği, bu eyleminden dolayı ASCK’nın 136/1’inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açıldığı, Askeri Mahkemece; eylem sonucu hizmetin aksamadığı, Devletin ve diğer kişilerin maddi ve bedeni bir zararının bulunmadığı, dolayısıyla atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve eylemin 477 sayılı Kanun'un 56’ncı maddesi kapsamında olduğu kabul edilerek görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.

ASCK’nın 136’ncı maddesinin 1’inci fıkrası:

“Her kim askeri karakolun veya müfrezenin veyahut hususi bir vazife ile mükellef olan bir kısım askerin kumandanı veya subaylarından veyahut nöbetçi iken kasten veya tekasülünden:

A: Kendisini verilen vazifeyi yapamayacak hale korsa;

B: Nöbet mahallini terk ederse yahut verilen sair talimata mugayir hareket ederse;

C: Her iki halde de bir mazarratı mucip olursa “....” iki seneye kadar hapis ile cezalandırılır.”
Hükmünü içermektedir.

Sanığın, kendisine tebliğ edilmiş olan talimatlarla yasaklanmış olduğu halde, nöbet yerinde sigara ve çakmak bulundurduğu, sigara içmeye kalkıştığı ve böylece nöbet talimatına aykırı hareket ettiğinde kuşku bulunmamaktadır.

Sanık, bu eylemi sonucu nöbet hizmetini yerine getiremeyecek hale gelmiş, hastaneye kaldırılmış ve önemli bir süre hizmetten ayrı kalmıştır. Askeri Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarıyla; kusurlu hareketler ile nöbet görevini yapamayacak hale gelme, sebebiyet verilen heyecan ve kargaşa ortamı ile birlik içi hizmet ve otoritenin aksamasına yol açılması eylemleri mazarrat olarak kabul edilmekte, bedeni zararın mutlaka üçüncü kişiler bakımından söz konusu olması gerekmemektedir. Örnek olarak As.Yrg.Drl.Krl.nun 12.03.2004/58-49 sayılı kararı gösterilebilir. Somut olayda, üç kişi olarak yerine getirilmesi gereken nöbet görevinin iki kişi olarak yerine getirilmeye devam edilmesiyle, hizmetin kısmen de olsa aksadığının kabulünde zorunluluk bulunmakta, sonuç olarak bir zararın doğmamış olması hizmetin aksamadığının kabulünü gerektirmemektedir. Diğer taraftan, patlamanın ve yaralanmanın yarattığı heyecan ve kargaşanın da hizmeti olumsuz etkilediği açıktır.

Bu sebeplerle; eylem sonucu hizmetin aksamadığı, Devletin ve diğer kişilerin maddi ve bedeni bir zararının bulunmadığı kabulüyle verilen görevsizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy