Askeri Yargıtay 4. Daire 2009/347 Esas 2009/343 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2009/ 347
Karar No: 2009 / 343
Karar Tarihi: 17.02.2009

(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 62) (353 S. K. m. 218) (5271 S. K. m. 231)

Firar suçundan sanık Mu.Er Murat AŞKAR hakkında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesince tesis edilen 2.6.2008 tarihli ve 2008/1097-408 sayılı mahkumiyet hükmü, sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden, Askeri Yargıtay Başsavcılığı’nın onama görüşünü içeren, 31.12.2008 tarihli ve 2009/1082 sayılı tebliğnamesine bağlı olarak Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece; sanığın, 27.10.2007-13.2.2008 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK'nın 66/1-a ve TCK'nın 62'nci maddeleri gereğince, on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, yasal imkansızlık nedeniyle cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve ertelenmesine ayrıca takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir (Dz.40).

Bu hüküm, sanık tarafından; yasal mazereti dikkate alınmaksızın ceza verildiği ileri sürülerek ve duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir (Dz.44).

Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istemiyle ilgili inceleme;

353 sayılı Kanun'un 5530 sayılı Kanun ile değişik 218/1'nci maddesi, On yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde Askeri Yargıtay incelemesini, sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya resen duruşmalı olarak yapar. İncelemenin duruşmalı yapılması, bir yıldan fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde Askeri Yargıtay'ın lüzum görmesine bağlıdır... hükmünü içermekte olup, sanık hakkında hükmolunan ceza ile ilgili temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına yasal imkan bulunmadığından, istemin reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Yapılan temyiz incelemesinde;

MEBS. Ok. ve Eğt. Mrk. Loj. Ds. Kh. Bl. K.lığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirmekte olan sanığın, 27.10.2007 tarihinde gönderildiği çarşı izninden (Dz.6, 7), aynı gün saat 18.30'a kadar Birliğine dönmesi gerekirken 13.02.2008 tarihinde Birliğine katıldığı (Dz.5), bu suretle 27.10.2007-13.02.2008 tarihleri arasında firar suçunu işlediği dosya kapsamındaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Sanık savunmalarında; annesinin hasta olduğunu, ona bakacak kimsenin bulunmadığını bu nedenle firar ettiğini beyan etmiş ise de; firar suçunun vasıf ve mahiyeti itibarı ile mazeret kabul etmeyen şekli bir suç olması nedeniyle sanığın bu savunmalarının kabulüne yasal olanak bulunmamaktadır.

Bu itibarla; cezai ehliyeti ve askerliğe elverişliliği hususlarında doğan şüpheler, bilirkişi mütalaası ile dosya içeriğine uygun şekilde ortadan kaldırılan sanığın (Dz.36), tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan, yasal ve inandırıcı gerekçelerle, alt sınırdan ceza tayin edilip, takdiri indirim de yapılarak yazılı olduğu şekilde cezalandırılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, Askeri Mahkemece sanık hakkında 2005-2007 tarihleri arasında izin tecavüzü suçundan dolayı HAGB'li olarak on ay hapis cezasına karar verilmiş olduğu belirtilerek, ileride suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediği anlaşılmaktadır.

Atılı suçun vasfı, işlenme tarihi ve hükmolunan ceza süresi nazara alındığında, 8.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5278 sayılı Yasa'nın 562'nci maddesi ile değişik CMK' nın 231'inci maddesindeki Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin dava konusu olayda uygulanabileceğinde kuşku bulunmamaktadır.

5271 sayılı CMK' nın 231'inci maddesinin 6'ncı fıkrasına göre Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının gerçekleşmesi gereklidir.

Anılan maddenin 5'ncı fıkrasının son cümlesi ise; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder şeklindedir.

Bu kapsamda sanığın konumuna bakıldığında, Askeri Mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesi hususundaki kanaate dayanak olarak kabul edilen ve sanık hakkında, daha önce işlediği izin aşımı suçundan yapılan yargılama sonunda, temyize konu firar suçunun işlenme tarihi olan 27.10.2007-13.02.2008 tarihlerinden sonra tesis edilmiş bulunan kararda, CMK’ nın 231’inci maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması ve aynı maddenin 5' inci fıkrasıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağının belirtilmiş bulunması karşısında, bu karara konu olan eylemin, sanık aleyhine takdir ve değerlendirmeye alınmış ve bu sebeple hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmasının, CMK' nın 231'inci maddesinin amaç ve söylemine aykırı olduğu, hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması kuralının ihlali sonucunu doğurduğu, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hususunda Askeri Mahkemenin gösterdiği gerekçenin hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından, mahkumiyet hükmünün uygulamaya yönelik yasal ve yeterli gerekçe içermemesi sebebiyle bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1) Sanığın temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması isteminin, 353 sayılı Kanun'un 218'inci maddesi uyarınca REDDİNE;

2) Sanığın temyizine atfen ve resen, uygulamaya yönelik yasal ve yeterli gerekçe içermemesi yönünden hukuka aykırı görülen mahkumiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun'un 221/1'inci maddesi uyarınca BOZULMASINA;

17.02.2009 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe aykırı olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy