Askeri Yargıtay 4. Daire 2008/574 Esas 2008/576 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2008/ 574
Karar No: 2008 / 576
Karar Tarihi: 25.03.2008

(1632 S. K. m. 24, 77)

Askeri mahkemece; sanık hakkında, 9.12.2005 tarihinde, Göz hapsi cezası infaz yerini terk etmek suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda; sanığa verilen disiplin cezasının yok hükmünde olduğu, bu nedenle infaz kabiliyeti bulunmadığı, atılı suçun oluşmayacağı ayrıca, verilen cezanın infaz başlangıç tarihindeki belirsizlikler nedeniyle, sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediğinin kabulü ile beraatine karar verilmiştir.

Bu hüküm Askeri savcı tarafından; olayın iddianamede belirtildiği şekilde gerçekleştiği, cezayı veren J.Tğm. Y.Y.'nin ifadesine itibar edilmeyerek beraat kararı verilmesinin yerinde olmadığı, hükmün gerekçesinde çelişki bulunduğu öne sürülerek, sanık aleyhine temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede;

İzmir/Ödemiş İlçe J.K. J.Yzb. B.Y. tarafından, aynı Birlikte görev yapan sanık J.Üçvş. M.K.'ye aşırı borçlanma konusunda daha önce de ikaz edilmesine rağmen, kredi kartı borcunu ödememesi ve maaşına haciz konması nedeniyle, 3 gün göz hapsi cezası verildiği, cezasının infazının 9.12.2005 tarihinde, saat 08.00'dan itibaren başladığına ilişkin, infaz koşullarının da açıklandığı evrakın sanığa, 9.12.2005 günü saat 10.30-11.00 sıralarında imza karşılığı tebliğ edildiği ancak, 17.45'te yapılan kontrolde evinde olduğu tespit edilen sanığın, derhal birliğe çağrıldığı ve söz konusu cezanın infazının tamamlandığı dosya kapsamındaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

ASCK'nın 77/1'inci maddesinde disiplin amirleri tarafından verilen göz veya oda hapsi cezalarının çekildiği yeri terk edenler veya cezanın diğer infaz şartlarını yerine getirmeyenler hakkında yaptırım öngörülmüştür. Madde ile tanımlanan suç, genel anlamı ile hürriyeti bağlayıcı ya da hürriyeti kısıtlayıcı bir cezanın yerine getirilmekte olduğu yerden yetkililerin izni olmadan uzaklaşmayı ya da ASCK'nın 24'üncü maddesinde yazılı infaz şartlarını ihlal etmeyi gerektirmektedir.

Somut olayda; sanığın yetkililerden izin almaksızın göz hapsi için bulunması gereken yeri terk ettiği, bu hususun nöbetçi heyeti tarafından tespiti üzerine, telefon ile arandığında evinde bulunduğu ve cezasının infaz edilmekte olduğunun bildirilmesi sonucunda, derhal birliğine geldiği ve cezasının infazına devam edilerek, 12.12.2005 tarihinde bitirildiği hususunda kuşku bulunmadığından, askeri mahkemenin verilen disiplin cezasının yok hükmünde olduğuna ilişkin kabulü yerinde bulunmamakla beraber, gerek tanık Uzm.J.Çvş. M.K.'nın; sanık hakkındaki göz hapsi cezasının tebliğine ilişkin evrakın düzenlenmesinin olay günü saat 10.30-11.00 sıralarında kendisinden istendiği, evrakları düzenleyerek ifade almakta olan sanığa imzalattığı, tam olarak okuyup okumadığının farkında olmadığı yolundaki anlatımları, gerekse de daha önceden tebliğ olunan ceza Kararında infaz tarihine ilişkin bir açıklığın bulunmaması beraberce nazara alındığında, kesinleşmiş ve infaz kabiliyeti kazanmış bir cezanın hangi tarihte infaz edileceğinin bu konuda kişisel hazırlıklarını da yapabilmesi maksadıyla infazın başlanılmadan makul bir süre önce ilgili kişiye haber verilmesi ve daha sonra tebliğ edilen günde de cezanın infazının başlatılması gerekirken, tebligatın infazın başlaması gereken saatten çok sonra yapılması ve sanığın kendisine bildirilmesi üzerine, mesainin bitimini müteakip gittiği evinden, derhal infaz mahalline gelerek bahse konu cezanın infazına devam edilmiş olması karşısında; infazın başlangıç saatinin akşam 8.00 olduğunu düşündüğü yolundaki savunmalarının kabul edilebilir ve hayatın olağan akışına uygun olduğu kanaatine varıldığından, tesis edilen beraat hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

Her ne kadar tebliğnamede, yukarıda açıklandığı şekilde sübuta erdiğinde kuşku bulunmayan maddi olayda, sanığın oda hapsi ceza infaz yerini terk etmek suçunu işlediğinden bahisle, oda hapsi ceza infaz yerini terk etmek suçunun oluşabilmesi için, bu ceza nerede, hangi hapis odasında çekilecek ise, infaz konusunda görevli ve yetkili bulunan amirlerince, ceza infaz emrinde belirtilen tarih ve saatte bu hapis odasına kapatılarak ASCK'nın 24/B maddesinde belirtilen şekilde infaz işlemine başlanılması gerektiği, somut olayda hapis odasına kapatılmayan sanığın, kendiliğinden gelerek hapis odasına girmesinin beklenilmesi ve yapılan kontrolde evde olduğunun tespit edilmesi üzerine tutanak düzenlenmesiyle yetinilmiş olması karşısında atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı yolunda görüş ileri sürülmüş ise de, sanığa atılı suç Göz hapsi cezası infaz yerini terk etmek suçu olup, bu suçun oluşması için, cezanın ASCK'nın 24/A maddesinde belirtilen şekilde infazının yapılması ve normal mesaiye devam edilmesini müteakip görev mahallini terk etmemek suretiyle yerine getirilmesi gerektiğinden tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.(¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy