Askeri Yargıtay 4. Daire 2007/885 Esas 2007/884 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2007/ 885
Karar No: 2007 / 884
Karar Tarihi: 29.05.2007

(1632 S. K. m. 144) (765 S. K. m. 59, 72, 240) (5237 S. K. m. 62, 257) (647 S. K. m. 4, 5) (353 S. K. m. 217, 220, 221) (Askeri Kantin Yönetmeliği m. 11, 23, 25)

Memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan sanıklar Piyade Albay Taner NEHİR, Mu.Astsb.Bçvş. Kadir POYRAZ, İs.Kd.Bçvş. Sami BAY, Mu.Kd.Bçvş. Mustafa SEVİNÇLİ ve Bnd.Kd.Çvş. Remzi ŞAT haklarında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 19.7.2006 tarihli ve 2006/780-615 sayılı mahkumiyet hükümleri, bir kısım sanıklar ve sanık müdafiileri tarafından süresinde temyiz edildiğinden, Askeri Yargıtay Başsavcılığının 10.4.2007 tarihli ve 2007/4086 sayılı, düzeltilerek onama istemini içeren tebliğnamesine bağlı olarak Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

Askeri Mahkemece; Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda;

Sanıklar; P.Alb. Taner NEHİR, Mu.Tek.Bçvş. Kadir POYRAZ, İs.Kd.Bçvş. Sami BAY, Mu.Kd.Bçvş. Mustafa SEVİNÇLİ ve Bnd.Kd.Çvş. Remzi ŞAT'ın, Aralık 2002 tarihinde memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu işledikleri kabul edilerek, eylemlerine uyan ASCK'nın 144'üncü maddesi delaletiyle 765 sayılı TCK'nın 240'inci maddesinin, cezayı hafifletici nedenlerin bulunması halinde cümlesi ve 5237 sayılı TCK'nın 62'nci maddesi gereğince, beş ay hapis ve yüz seksen (180YTL) Yeni Türk Lirası adli para cezası ve ayrıca iki ay on beş gün memuriyetten yoksun kalma cezası ile cezalandırılmalarına, iki ay on beş gün süreli memuriyetten yoksun kalma cezasının ASCK'nın 34'üncü maddesi uyarınca, aynı süreyle açığa çıkarılmak suretiyle uygulanmasına, sanıklara tertip edilen hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 sayılı Kanunun 4/1'inci maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilerek (900 YTL) adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilme adli para cezası ile asıl ceza olan adli para cezasının 765 sayılı TCK'nın 72'nci maddesi uyarınca toplanarak, neticeten ve içtimaen bin seksen (1080 YTL) adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 647 sayılı Kanunun 5'inci maddesi uyarınca para cezalarının her biri 108 YTL olmak üzere toplam 10 taksitle ve 10 aylık vadede tahsiline, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının muaccel olmasına, her bir sanığın geçmişteki iyi hali ve suç işleme eğilimi göz önüne alınarak hükmedilen toplam adli para cezası ile iki ay on beş gün süreli memuriyetten yoksun kalma cezasının 647 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi uyarınca takdiren ertelenmesine her bir sanık yönünden ayrı ayrı karar verilmiş, hükümler, sanık Taner NEHİR, Remzi ŞAT, Kadir POYRAZ müdafileri ile sanık Sami BAY ve sanık Mustafa SEVİNÇLİ tarafından sübuta ilişkin nedenler ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede; 1.1.2002-31.12.2002 tarihleri arasında 4 üncü Kor.K.lığı Aile Kantini idare heyetini oluşturan sanıklardan P.Yb. Taner NEHİR'in kantin başkanı, İs.Kd.Bçvş. Sami BAY'ın kasa sorumlusu, Mu.Kd.Bçvş. Mustafa SEVİNÇLİ'nin mubayaa, Bnd.Kd.Bçvş. Remzi ŞAT'ın depo sorumlusu, Mu.Tek.Bçvş. Kadir POYRAZ'ın ise 1.4.2002-31.12.2002 tarihleri arasında muhasip olarak görev yaptıkları,

2002 yılı sonlarında kantinde 14 milyar civarında bir açıklarının olduğunu belirlemeleri üzerine, açığı kapatmak ve bu suretle sorumluluktan kurtulmak maksadıyla, Kasım-Aralık 2002 tarihlerinde piyasadan faturasız olarak tekstil ve zücaciye ürünleri temin edip kantine giriş kaydını yapmadıkları, bu ürünleri reyonlara koyarak satışa sundukları ve bu şekilde kantindeki mal mevcudunu yükselterek ve bunu bilançolarda da göstererek açığı gizledikleri, 2003 yılı Şubat-Mart aylarında yeni heyetin bu durumu tespiti üzerine komutanlığın talebi ile öne alınarak yapılan mali teftiş sırasında bu usulsüzlüğün tespit edildiği ve faturasız malların eski heyete teslim edilip malların karşılığı olan 14.720.000.000 TL. paranın eski heyetten tahsil edilerek kantin kasasına konulduğu, yapılan yargılama ve bilirkişi incelemesi (Dz.76-129, 268-272) sonunda, 144 kalem faturasız mallardan iki kaleminin 2001 yılından devrettiği, 10 kaleminin 2002 yılında faturalı olarak giriş yaptığı, geriye kalan 132 kalemin faturasız olduğunun tespit edildiği dosya içeriğindeki kanıtlardan anlaşılmıştır.

Askeri Kantin Yönetmeliğinin 11 'inci maddesine göre, kantin hizmeti ile ilgili faaliyetlerin yürütülmesi ve hesapların tutulmasından müştereken sorumlu olan kantin heyetinin, anılan Yönetmeliğin 23 ve 25'inci maddelerinde öngörülen mal alım esaslarına uyulmaması, faturasız mal alınması ve satılması, 6'ncı bölümde yer alan muhasebe usulüne uyulmaması şeklindeki eylemleri kapsamında, zücaciye ve giyim reyonunda Aralık 2002 ayı sayım tartı çizelgelerinde gösterilen 132 kalem malın faturasız olduğunun anlaşılması karşısında, kantin heyetince tespit edilen satış fiyatı kadar kantin açığının olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

Söz konusu faturasız malların Aralık 2002 ayı öncesinde kantine getirilip satılması halinde bilançoda fazla tahsilat olacağı için kasa fazlası meydana geleceği, sanıkların bilanço tanzimi sırasında denk bilanço düzenlenebilmesi için faturasız malları kantine getirip satış fiyatı tespit ederek reyonlara koydukları ve Aralık 2002 ayı sayımında bu faturasız malların iki kez sayım tartı çizelgelerinde yer aldığı, faturasız mallardan bu süre içerisinde satılan olup olmadığının kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı, ancak sanıkların kantine getirdikleri faturasız mallar nedeniyle denk bilanço düzenleyip yeni heyete devir teslim işlemleri tamamlanıncaya kadar açıklarını gizledikleri, yeni heyetin söz konusu malların faturaları istemesi üzerine eylemlerinin ortaya çıktığı görülmektedir.

Kantin heyetini oluşturan sanıkların görevlerinin birbirleri ile bağlantılı ve sorumluluklarının müşterek olması nedeniyle, dönemlerinde kantinde açık olduğunun ortaya çıkmasından sonra bilanço düzenlenirken açığın gizlenebilmesi ve denk bilanço çıkarılabilmesi için görev bağlantıları nedeniyle birlikte hareket etmeleri en azından faturasız mallardan haberdar olmalarının gerektiği, sayım tartı işlemlerinin sanıklarca yapılıp, buna dayalı bilançoların müştereken tanzim edilip imzalandığı dikkate alındığında, sanıklardan bir kısmının tecrübesiz olduklarına yönelik savunmalarının, kantine faturasız mal sokup satışa sunmak ve buna istinaden sayım tartı çizelgesi ile bilanço düzenlemek eylemindeki sorumluğu ortadan kaldıracak bir etken olamayacağı sonucuna varıldığından, sanıkların ve müdafilerinin suçun sübutuna ilişkin temyiz nedenleri kabule değer bulunmamıştır.

Askeri Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda suç tarihinde yürürlükte olan mülga 765 sayılı TCK'nın memuriyet görevini kötüye kullanmak suçuna ilişkin 240'inci maddesi ile aynı suça ilişkin olarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe konulan 5237 sayılı TCK'nın 257/1'inci maddesinden hangisinin sanıkların lehinde olduğu hususu tartışılıp, mülga 765 sayılı TCK'nın 240'inci maddesinin daha lehe olduğu kabul edilerek, yasal ve yerinde gerekçelerle, sanıkların sübut bulduğu kabul edilen atılı suçlan nedeniyle, alt sınırdan ceza tayin edilip, takdiri indirim yapılmak suretiyle mahkumiyetlerine karar verilmesinde ve cezalarının ertelenmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Ancak, sanıkların suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK'nın 240'ıncı maddesi gereğince cezalandırılmaları ve mülga 647 sayılı Kanunun 4'üncü maddesine göre uygulama yapıldığı dikkate alındığında, yerleşik içtihatlara göre lehe kanun hükümlerinin bir bütünlük içinde uygulanması ilkesi çerçevesinde takdiri indirime ilişkin olarak da mülga TCK'nın 59/2'nci maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi gerekirken, 5237 sayılı TCK'nın 62'nci maddesinin uygulanması kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bozulmasına karar verilmekle birlikte, 353 sayılı Kanunun 220/2-H maddesi uyarınca bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükümlerin bu uygulamaya ilişkin bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

Sanıkların ve sanıklar müdafilerinin sübuta ilişkin kabule değer görülmeyen tüm temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanunun 217/2'nci maddesi uyarınca REDDİNE;

Sanıkların ve sanıklar müdaficilerinin temyizlerine atfen ve resen, takdiri indirime ilişkin kanun ve uygulama maddesi numarasının hatalı gösterilmesi nedeniyle kanuna aykırı bulunan mahkumiyet hükümlerinin, 353 sayılı Kanunun 221/1'inci maddesi uyarınca BOZULMASINA;

Bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanunun 220/2-H maddesi uyarınca mahkumiyet hükümlerindeki 5237 sayılı TCK'nın 62'nci maddesi şeklindeki kısımların 765 sayılı TCK'nın 59/2'nci maddesi şeklinde DÜZELTİLEREK, hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA; diğer bölümlerinin aynen muhafazasına,

29.05.2007 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy