Askeri Yargıtay 4. Daire 2007/1875 Esas 2007/1868 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2007/ 1875
Karar No: 2007 / 1868
Karar Tarihi: 20.11.2007

(1632 S. K. m. 137) (5237 S. K. m. 44) (5271 S. K. m. 172)

Askeri mahkemece; sanık hakkında 9.9.2006 tarihinde hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratmak suçunu işlediği iddiası ile eylemine uyan ASCK'nın 137'nci maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmasına rağmen yapılan yargılama neticesinde sanığın üzerine atılı eylem ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi nedeniyle sanık hakkında kazıye-i muhakeme bulunduğu anlaşıldığından, sanık hakkında açılmış olan kamu davasının reddine karar verilmiştir.

Bu hüküm, askeri savcı tarafından, sanığın üzerine atılı eylem ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının kesin hüküm niteliğinde olmadığı dikkate alındığında kamu davasının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Sanık Ulş. Onb. A.U.'nun Genelkurmay Destek Kıta’ları Ulaştırma Özel Oto Bölük Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yaptığı esnada kendisine zimmetli ve sürücüsü olduğu 000048 plaka numaralı askeri araç ile 9.9.2006 tarihinde, saat 20.30 sıralarında görevli olarak Esenboğa Hava Limanına giderken, Mamak çöplüğü önünde karşı istikametten gelen 06 H 0222 plaka numaralı araç ile çarpıştığı, olay neticesinde Per. Kd. Bçvş. M.Ö.'nün yaralandığı, ancak, sanıktan şikayetçi olmadığı, askeri araçta 8500 YTL. tutarında hazine zararı oluştuğu ve bu hasarın AXA Oyak Sigorta tarafından karşılandığı, bu şekilde sanığın hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratmak suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmıştır.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca olayla ilgili yapılan hazırlık soruşturması sonunda; kovuşturulması şikayete bağlı taksirle yaralama suçu hakkında kovuşturma şartı olan şikayetin mevcut olmaması ve karayollarında trafik güvenliğini tehlikeye sokmanın kanunda suç olarak düzenlenmemiş olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.

Sanığın tek bir fiille işlediği trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma, taksirle yaralama ve hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratma suçları arasında TCK'nın 44'üncü maddesinde belirtildiği şekilde fikri içtima hali bulunduğu ve bu durumun, sanığın üç ayrı suç nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmasına engel teşkil edeceği açıktır.

Sanığın üzerine atılı eylemin oluşturduğu taksirle yaralama ile trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçları hakkında verilmiş olan ve ön ödemeye bağlı olmayan kovuşturmaya yer olmadığı kararı, kolektif bir yargılama (kovuşturma) faaliyeti sonucunda tesis edilmemesi nedeniyle kesin hüküm niteliğine sahip değildir ve CMK'nın 172/2'nci maddesine göre, kamu davası açılmasını gerektirecek yeni delillerin ortaya çıkması halinde bu kovuşturmaya yer olmadığı kararının geri alınması mümkündür. Dolayısıyla, sanığın üzerine atılı eylemin oluşturduğu taksirle yaralama ile trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçları hakkında ön ödemeye bağlı olmayan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş olmasının sanığın üzerine atılı hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratma suçu hakkında yargılama yapılmasına engel teşkil etmesi söz konusu değildir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 7.11.1991 gün ve 1991/139-137 sayılı kararı bu doğrultudadır).

Diğer taraftan, sanığın tek bir fiilinden doğan ihlallerden biri (trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçu) hakkında ön ödemeye bağlı olarak verilebilecek kovuşturmaya yer olmadığı kararının bu fiille doğrudan irtibatlı durumdaki diğer ihlal (hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratma suçu) açısından da olumsuz bir dava (muhakeme) şartı niteliğinde olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Dolayısıyla, yetkili Cumhuriyet başsavcılığınca trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçu hakkında ön ödemeye bağlı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş olması halinde ASCK’nın 137'nci maddesinde düzenlenen hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratma suçu hakkında yargılama yapılması mümkün değildir. (Nitekim Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 19.1.1989/63-23, 7.11.1991/139-137 sayılı kararları da bu doğrultudadır).

Bu itibarla, taksirle yaralama ile trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçları hakkında ön ödemeye bağlı olmayan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi ve bu kovuşturmaya yer olmadığı kararının, kolektif bir yargılama (kovuşturma) faaliyeti sonucunda tesis edilmemesi nedeniyle kesin hüküm niteliğine sahip olmaması birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı hizmette tekasülle harp malzemesini mühimce hasara uğratma suçu ile ilgili olarak verilen kamu davasının reddine ilişkin kararın bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy