Askeri Yargıtay 3. Daire 2017/10 Esas 2017/29 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2017/ 10
Karar No: 2017 / 29
Karar Tarihi: 10.01.2017


(353 S. K. m. 66, 220)

 

Sanığın, cezaevinden tahliye edilmesini müteakip teslim edildiği …Askerlik Şubesi Başkanlığınca 1.7.2015 tarihinde bir gün yol süresi verilerek, 3.7.2015 tarihinde Birliğine katılmak üzere sevk edildiği hâlde Birliğine katılmayarak firar ettiği, 31.8.2015 tarihinde saat 07.30’da kendiliğinden Birliğine katıldığı, böylece 3.7.2015-31.8.2015 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.

 

Askeri Mahkemece; cezai ehliyeti ve askerliğe elverişlilik hâli konusunda ortaya çıkan şüphelerin psikiyatri uzmanı bilirkişi mütalaası ile ortadan kaldırılması sonrası sanığın, haklı ve yerinde gerekçelerle, firar suçunu işlediği kabul edilerek, temel cezanın alt sınırdan tayini, kanuni ve takdiri indirimin uygulanması suretiyle mahkûmiyet kararı verilmesinde, hakkında kesinleşmiş mahkûmiyeti bulunduğundan objektif şartın oluşmaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin tatbik edilmemesinde, kısa süreli hapis cezasının alt sınırdan adli para cezasına çevrilmesinde ve taksitlendirilmesinde usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

 

Ancak, Askeri Mahkemenin, sanığın, 1.7.2015 tarihinde … Askerlik Şubesi Başkanlığınca bir gün yol süresi verilerek sevk edildiği, katılma tarihinin sevk belgesinde 3.7.2015 olarak gösterildiği, sanığın iradesini yanıltacak biçimde ve 3.7.2015 günü bitimine kadar Birliğine katılması gerektiği şeklinde yorum ve değerlendirmeye tabi tutulmasının imkân dâhilinde olduğu, sevk belgesinde yazılı tarihi takip eden ilk gün olan 4.7.2015 tarihinin, firar suçunun işlenmeye başlandığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle suç başlangıç tarihinin 4.7.2015 olarak kabul etmesi gerekirken “3.7.2015” olarak kabul etmesi (Nitekim As.Yrg.Drl.Krl.nun 9.4.2015 tarihli ve 2015/29-45; 4.2.2016 tarihli ve 2016/2-15 sayılı kararları da bu yöndedir.), bir hata oluşturuyor ise de; suç tarihlerinin belirlenmesinin ayrı bir araştırma ve takdiri gerektirmemesi nedeniyle, mahkûmiyet hükmünün suç tarihinin yanlış belirlenmesi yönünden bozulmasına, ancak, bu bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanun’un 220/2-F maddesine göre mahkûmiyet hükmünün belirtilen kısmının düzeltilerek ve diğer kısımlarının ise aynen muhafaza edilerek onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy