Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/80 Esas 2016/101 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 80
Karar No: 2016 / 101
Karar Tarihi: 16.02.2016


(1632 S. K. m. 87) (5271 S. K. m. 52, 211, 219, 220, 221) (5237 S. K. m. 106)

 

Sanığın, Bölük Komutanı P.Ütğm. Y.K.'nın 26.12.2012 tarihinde içtimaya çıkmasına ilişkin emrine uymayarak emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilmek suretiyle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

 

Askeri Savcılık tarafından düzenlenen iddianamede; sanığın hizmete ilişkin olan emri sözle açıkça reddetmek suretiyle atılı suçu işlediği iddiasıyla ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ikinci cümlesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmış olup, Askeri Mahkemece, gerekçeli hükümde maddi olay iddianamede belirtildiği şekilde izah edilmesine ve sanığın ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ikinci cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmesine rağmen, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, hükmün gerekçesiyle ve maddi kabul ile çelişecek şekilde ASCK’nın 87/1’inci maddesinin birinci cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş olduğu görülmektedir. Gerekçeli hükümle kısa karar arasında doğan bu çelişki teşevvüşe (kısa karar ile hükmün gerekçesinin irtibatlı olmaması) yol açtığından, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

 

Ayrıca, maddi olayın her aşamasında görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan ve soruşturma aşamasında iki kez ifadesi tespit edilmiş olan P.Er E.D. ile ilgili olarak, Askeri Mahkemece adresinin belli olmaması ve nerede olduğunun bilinmemesi nedeniyle CMK'nın 211'inci maddesi gereğince hazırlık ifadelerinin okunmasıyla yetinilmesi gerekirken, ifadesinin tespitinden vazgeçilmesine rağmen gerekçeli kararda hazırlık ifadesine atıf yapılmasındaki hataya da bozma sebebi karşısında işaret etmekle yetinilmiştir.

 

...Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğünde tutuklu olan sanığın 27.9.2012 tarihinde askeri araç ile hastaneye muayeneye götürüldüğü, araçtan inildiği sırada sanığın kafile komutanı olan Ulş.Yb. H.K.’ya yönelik olarak “Sen kim oluyorsun da beni bu aracın içinde tutuyorsun, seninle sivilde hesaplaşacağım.” demek suretiyle tehdit suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında;

 

Askeri Mahkemece; 5237 sayılı TCK'nın 106’ncı maddesinde düzenlenen “tehdit” suçunun askeri bir suç olmadığı gibi askeri bir suça da bağlı bulunmadığı, ayrıca sanığın 1.12.2013 tarihinde terhis olduğu ve askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesildiği, dolayısıyla yargılama yapma görevinin adli yargıya ait olduğu belirtilmek suretiyle Askeri Mahkemenin görevsizliğine karar verildiği görülmekle birlikte;

 

Asker kişilerin işledikleri askeri suç benzeri suçların Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak yer alsa dahi, Askeri Ceza Kanunu’nun Türk Ceza Kanunu’na göre özel kanun olması nedeniyle Askeri Ceza Kanunu’nun öncelikle uygulanma zorunluluğu bulunmakta, Askeri Ceza Kanunu’ndaki düzenlemelerde tarafların astlık-üstlük durumları ile amir veya maiyet olup olmamalarının ölçü olarak alınması gerekmektedir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 14.5.2015 tarihli ve 2015/45-61 sayılı kararı da bu yöndedir).

 

Bu kapsamda somut olayda; sanık tarafından kafile komutanı olan Ulş.Yb. H.K.’ya yönelik sözlerin, sanık ile mağdur arasında bulunan astlık üstlük ilişkisi dikkate alındığında, özel kanun durumunda bulunan Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenen üste tehdit suçunu oluşturacağı açık olup, hukuka aykırı bulunan görevsizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir.

 

29.4.2012 tarihinde firar girişiminde bulunan sanığın yakalandığı ve sakinleşmesi için revire yatırıldığı, Bölük Komutanı olan katılan P.Yzb. T.O.’nun, sanığı revirde ziyaret ettiği ve ona ne olduğunu sorduğu, sanığın da karşılık olarak “Ne olduğunu bilmiyor musun?” dediği, bunun üzerine katılanın, sanığa “Benimle dalga geçme” dediği, sanığın da katılana “Sen benimle dalga geçiyorsun.” dediği, bunun üzerine katılanın, sanığa “Seninle uğraşamam” dediği ve kapıdan çıkmak üzereyken sanığın Kürtçe bir şeyler söylediği, katılanın bunu duyduğu ve sanığa dönerek “Ne dedin?” dediği, sanığın da katılana “Savaş olduğunu bilmiyor musun, vatan hainisin sen” dediği, böylece sanığın, üstü konumunda olan katılan P.Yzb. T.O.’ya “Vatan hainisin sen” demek suretiyle üste hakaret suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

 

Tanık P.Er G.G.’nin beyanlarının tespit edildiği 11.12.2012 tarihli oturuma ait duruşma tutanağında mahkeme adının yazılmamış olmasının CMK’nın 220/1-a maddesinin emredici hükmüne aykırılık teşkil ettiği, ayrıca tanıklar Sağ.Üçvş. Z.A. ile P.Er M.U.'nun beyanlarının tespit edildiği 28.12.2012 tarihinde yapılan duruşmaya ait tutanağın ilk sayfasının Askeri Hâkim tarafından imzalanmamış olması da CMK’nın 219/1’inci maddesine aykırılık oluşturduğundan, hükmün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

29.5.2012 tarihinde sanıkla Bölük Komutan Vekili katılan P.Ütğm. A.K. arasında izin meselesi yüzünden sözlü bir tartışma yaşandığı, sanığın aynı gün koğuşlar bölgesinde bulunan 100x50 ebadındaki aynayı kırdığı, kırdığı aynanın bir parçasını eline aldığı ve Tabur Astsubay Odasına yönlendiği, odanın kapısına geldiğinde kapıda P.Bçvş. E.C.'yi gördüğü ve boş eliyle katılan P.Bçvş. E.C.'yi göğsünden ittirdiği, daha sonra elindeki cam parçasını kendi boğazına dayadığı ve “Beni bu hale siz getirdiniz, kendimi keseceğim.” dediği, camı boğaz bölgesinden biraz uzaklaştırmasını fırsat bilen P.Er F.U. ile P.Er F.Ç.'nin sanığın üzerine atladıkları ve sanığı yere yatırıp elinden cam parçasını aldıkları, gürültü üzerine astsubay odasında oturan Hv.Svn.Kur.Yb. N.T., P.Yzb. T.O. ve P.Ütğm. A.K.'nın koridora çıktıkları, P.Ütğm. A.K.'yı gören sanığın, katılanın bacağına tekme vurduğu, böylece sanığın iki ayrı üste fiilen taarruz ve askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçlarını işlediği kabul edilerek ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

 

Sanığın sorgusunun tespit edildiği 22.6.2012 tarihli duruşma tutanağında Mahkeme adının yazılmamış olmasının CMK’nın 220/1-a maddesinin emredici hükmüne aykırılık teşkil ettiği,

 

Ayrıca; katılanlar P.Bçvş. E.C. ve P.Ütğm. A.K.’nın mağdur sıfatıyla ifadelerinin istinabe yoluyla tespit edildiği …Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan 9.11.2012 tarihli duruşmada, yoklama yapıldıktan sonra sadece tanık S.G.’nin duruşma salonu dışına çıkartıldığı, mağdur tanıklar P.Bçvş. E.C. ve P.Ütğm. A.K.’nın birlikte duruşma salonunda kaldıkları ve ifadelerinin CMK'nın 52/1'inci maddesine aykırı olarak birlikte tespit edildiği görülmekle, iki ayrı üste fiilen taarruz ve askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin bu usule aykırılıklar nedeniyle ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç: Açıklanan nedenlerle,

 

1) Usul yönünden hukuka aykırı olan, emre itaatsizlikte ısrar, üste hakaret, iki ayrı üste fiilen taarruz ve askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçlarına ilişkin mahkûmiyet hükümlerinin; 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince sanığın ve müdafiin temyizlerine atfen ve resen BOZULMASINA;

 

2) Suç vasfına bağlı görev yönünden hukuka aykırı olan, tehdit suçuna ilişkin görevsizlik hükmünün; 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince sanığın ve müdafiin temyizlerine atfen ve resen ayrı ayrı BOZULMASINA;

 

16.2.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy