Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/74 Esas 2016/100 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 74
Karar No: 2016 / 100
Karar Tarihi: 16.02.2016


(5237 S. K. m. 6, 32) (1632 S. K. m. 91) (5271 S. K. m. 206, 211) (353 S. K. m. 204, 214, 217)

 

Mağdur P.Onb. R.M.’nin, 18.7.2012 tarihinde, yani olaydan bir gün önce, aynı birlikte görevli P.Er A.T. ile bir konuda tartışırken, sanığın da söze karışması üzerine, mağdur ve sanık arasında kısa süreli ve hakaret ya da tehdit içermeyen sözlü bir tartışma yaşandığı, olay günü olan 19.7.2012 tarihinde içtima alanında Bölük Komutanı P.Ütğm. İ.K.’nın mağdura, sanığın bir sorunu olup olmadığını sorduğu, mağdurun da sanığın görevlerini yapmadığını, disiplinsiz hâl ve hareketlerde bulunduğunu söylediği, P.Ütğm. İ.K.’nın sanığı yanına çağırttığı, sanığın ise H.K. ile anlaşamadığını, bu askerin kendisine küfür ettiğini beyan ettiği, bu hakaret olayı için de mağduru tanık olarak gösterdiği, mağdurun böyle bir küfür olayı olmadığını, sanığın uyumsuz olduğunu ve birlik düzenine aykırı hareket ettiğini beyan ettiği, sanığın ise daha önceden (kendi beyanına göre, mağdurun gözünü korkutmak amacıyla) yanına aldığı tornavida ile yaklaşık beş metre mesafede bulunan üstü konumundaki mağdurun üzerine koşarak, tornavidayı mağdurun göğüs bölgesine doğru savurduğu, mağdurun sağ kolunu havaya kaldırarak kendisini koruması nedeniyle, tornavidanın mağdurun sağ kolunun üst kısmına isabet ettiği, sanığın ardından ikinci kez tornavidayı savurduğu, bu sefer de tornavidanın mağdurun sağ kolunun iç bölgesine isabet ettiği, mağdurun sanığı ayağıyla geri ittiği, P.Ütğm. İ.K.’nın ve P.Uzm.Çvş. M.E.A.’nın sanığı etkisiz hale getirdikleri ve olayın bu şekilde sona erdiği, bu yaralanma sonucunda mağdurun sağ ön kol distelinde 1x1 cm boyutunda, 1 cm derinliğinde kesi ve sağ ön kol medial proksimal bölgede 1x1 cm. boyutlarında kesi oluştuğu, böylece sanığın üste fiilen taarruz suçunu işlediği anlaşılmaktadır.

 

Sanığın olayda kullandığı tornavidanın, TCK’nın 6/1'inci maddesinde belirtildiği üzere “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler” kapsamında “Silah” niteliğinde olması nedeniyle, ASCK’nın 91/2’nci maddesince uygulama yapılmasında, keza suç tarihlerinde askerliğe elverişli olduğu ve TCK’nın 32’nci maddelerinden yararlanamayacağı hususlarının GATA Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliğinin 25.5.2015 tarihli, … sayılı TSK Sağlık Raporu ile ve 12.6.2015 tarihli adli raporla belirlenmesi suretiyle hükme varılmasında isabet bulunmaktadır.

 

Somut olaya ilişkin olarak yargılama sırasında, tensiple tanık olarak dinlenmesine karar verilmiş olan ve ifadesinin tespiti hususunda sehven hiç talimat yazılmamış olan P.Onb. M.D. hakkında, CMK’nın 206/3'üncü maddesi uyarınca tanık olarak dinlenmesinden vazgeçilmesine, CMK’nın 211/1-c maddesi uyarınca tanığın dosya içerisinde bulunan hazırlık ifadesinin okunması ile yetinilmesine karar verilmiş, duruşmada okunan ifade gerekçeli kararda da yer almamıştır.

 

CMK’nın 206/3’üncü maddesinde, tarafların iradelerinin birleşmesi hâlinde mahkemece bir tanığın dinlenmesinden veya bir delilin ikamesinden vazgeçilebileceği hüküm altına alınmış olup, bu madde; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için o (sözlü veya yazılı) delile ihtiyaç kalmayan, o delil ikame edilmeksizin ve hükme esas alınmaksızın hükme varmanın mümkün olduğu hâllerde uygulama imkanı bulur. Somut olayda da esasen olayın yeterince aydınlanması gerekçesiyle bu tanığın dinlenmesinden vazgeçildiği, aslında dosyada tanığın Birlik Komutanlığınca tespit olunan 20.7.2012 tarihli ifadesinin bulunduğu görülmektedir. CMK’nın 211’inci maddesinde sayılan hâllerden birisinin varlığı hâlinde, tanığın dinlenmesinden (beyanının delil olarak ikamesinden) vazgeçilmeyip, sadece kovuşturma aşamasında beyanının alınmasından sarfı nazar edilmekte ve bu nedenle hazırlık ifadesi okunmaktadır. 206'ncı madde uyarınca dinlenmesinden vazgeçilen bir tanığın hazırlık ifadesinin duruşmada okunması, okunan ifadenin ise hükme esas alınmamış olması usule aykırı ise de, somut olayda maddi vakanın diğer delillerle şüpheden uzak şekilde ortaya konmuş olması ve söz konusu hatanın hükme etkili bulunmaması karşısında, usule ilişkin bu hatalı uygulama bozma nedeni yapılmamıştır.

 

Bu nedenlerle, sanığın, tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan, yasal ve inandırıcı gerekçelerle; mağdurun hayati bölgesi olan göğüs bölgesini hedef alması, ilk hamleden sonra ikinci kez hamlede bulunması nedenleriyle kastının yoğunluğu dikkate alınarak teşdiden ceza tayin edilip, takdiri indirim yapılarak yazılı olduğu şekilde cezalandırılmasında; söz konusu hapis cezasının miktarı nedeniyle adli para cezasına çevrilmemesinde; sanık hakkında daha önceden kasıtlı suçtan mahkûm olduğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemesinde ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle hapis cezasının ertelememesinde usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden hukuka aykırılık görülmemiştir.

 

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

 

1) Hükümlünün itirazına atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 204 ve 214’üncü maddeleri uyarınca, …Askeri Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli, 2013/735 Esas ve 2015/801 Müt. Karar sayılı temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA;

 

2) Sanığın kabul değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun'un 217/2’nci maddesi uyarınca REDDİNE;

 

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA;

 

16.2.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy