Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/70 Esas 2016/91 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 70
Karar No: 2016 / 91
Karar Tarihi: 09.02.2016


(5271 S. K. m. 206, 209, 216, 217) (353 S. K. m. 221)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 15.9.2011 günü saat 23:00 sıralarında odasında nöbet hizmeti ile ilgili olarak vukuatını öğrendiği askerlerin ifadelerini almaya başladığı, son olarak 16.9.2011 günü saat 00:15 sıralarında odada kendisinden başka Tnk.Onb. U.K. ve Tnk.Er F.D.’nin olduğu bir hâlde, Tnk.Er U.Ö.’yü yanına çağırttığı, U.Ö.’nün de sanığın odasına geldiği ve vukuat işlediği iddiasıyla F.D.’nin yüzüne iki üç kez tokat vurduğu, U.Ö.’nün yüzüne ise iki kez yumrukla vurduğu, maruz kaldığı darp nedeniyle U.Ö.’nün burnunda nazal fraktür meydana geldiği, bu suretle mağdurlar F.D. ve U.Ö.’ye karşı iki ayrı asta müessir fiil suçunu işlediği sabit görülerek mahkûmiyet hükümleri kurulmuş ise de;

 

Sanık savunmalarında (Dz.16, 30, 48, 232), suçlamaları kabul etmediğini, U.Ö. ve F.D.’yi darp etmediğini, U.Ö.’nün cevap vermek yerine duvara kafa attığını, birden döndüğünü, arkasındaki masaya ayağı takılarak burnunu kapının pervazının kenarına vurduğunu, ifade alırken odada U.K., K.K. ve F.D.’nin bulunduğunu beyan etmektedir.

 

Mağdur U.Ö., Birlik Komutanlığı tarafından alınan ve tarihleri belirtilmeyen, ancak birbirinin aynısı olan ifadelerinde (Dz.17, 29), kendisinin ve bir sonraki koğuş nöbetçisinin uyuması nedeniyle, 15.9.2011 günü saat 01.00-03.00 ve 03.00-05.00 saatleri arasındaki nöbetçileri odasında toplayan Tnk.Kd.Bçvş. S.K.’nın, sırayla soru sorarak suçsuz olduğunu düşündüklerini geri gönderdiğini, kendisinin de suçu olmamasına rağmen F.D. ile birlikte onları odada bıraktığını, önce F.D.’yi dövdüğünü, sonra masasına oturarak tekrar konuştuğunu, ‘Senin a…na koyayım, seni dövmeden göndermeyeceğim.’ dediğini, kalkıp yüzüne 4-5 defa yumruk attığını, burnundan gelen kanı görünce götürülmesini istediğini, odada U.K. ve F.D.’in olduğunu beyan etmiş; yine Askeri Savcılık tarafından alınan ifadesinde de (Dz.58), sanığın F.D.’nin yüzüne birkaç yumruk vurduğunu, kendisine iki yumruk attığını, odada U.K. ve F.D.’nin olduklarını, K.K.’nın olayları hiç görmediğini, U.K., F.D. ve K.K.’nın Birlik Komutanlığınca iki defa ifadelerinin alındığını, ikincisinde ayağının takılıp kapının pervazına burnunu vurduğu şeklinde değişiklik yapıldığını, kendisine vurulan yumruk sayısı ile ilgili çelişki üzerine sorulduğunda, şu anda iki olarak hatırladığı için böyle söylediğini, ilk ifadesinin olayın hemen sonrasında alınmış olması nedeniyle tam olarak söylemiş olabileceğini ifade ederken, Askeri Mahkeme huzurunda alınan ifadesinde (Dz. 220) ise, K.K.’nın da terhis olduktan sonra kendisini arayıp ifadesini değiştirmeyi düşündüğünü, artık terhis olduğu için doğruyu söyleyebileceğini, F… ve U…’nun da terhis olduktan sonra ifadelerini değiştirdiklerini anlatınca vicdanen rahatsız olduğunu, doğruları söylemek için Mahkemeye geldiğini, Birlik Komutanlığı ve Askeri Savcılıkta alınan ifadelerinin doğru olmadığını, cezalandırılacağı korkusuyla kendine zarar verdiğini söyleyemediğini, o gün odada sadece kendisinin olduğunu, U.K., F.D. ve K.K.’nın koridorda veya yan odada olduklarını, psikiyatri ilacı kullandığı için uykulu olduğunu, söylenenleri dahi hatırlamadığını, dışarı çıkarken ayağının takıldığını ve dengesini kaybedip burnunu kapının pervazının sivri yerine vurduğunu belirtmektedir.

 

Diğer mağdur F.D.’in Birlik Komutanlığı tarafından 16.9.2011 ve 19.9.2011 tarihlerinde olmak üzere iki defa ifadesi alınmış (Dz.14, 28); bu ifadelerinde Tnk.Kd.Bçvş. S.K.’ın, U.Ö. ve kendisine hakaret etmediğini, fiili müdahalede bulunmadığını, U.Ö.’nün kendisine zarar verdiğini belirtmiş; 16.9.2011 tarihli ifadesinde bu durumu “Daha sonra kendine zarar vermeye başladı. İşte kafasını duvara vurmaya falan başladı. En son işte kapının köşesine burnunu çarptı.”; 19.9.2011 tarihli ifadesinde ise, “Daha sonra kendine zarar vermeye başladı. Arkadaşım U.Ö. sağ taraftaki duvara kafa attı, döndü, sol ayağı vestiyere takıldı ve kapının pervazına burnunu çarptı.” şeklinde ifade etmiştir. Askeri Savcılık tarafından alınan ifadesinde (Dz.50), yine Tnk.Kd.Bçvş. S.K.’nın, U.Ö. ve kendisini herhangi bir şekilde darp etmediğini, U.Ö.’nün doğru söylemediğini, Tnk.Kd.Bçvş. S.K. ‘Neden böyle bir şey yaptın?’ diye sorunca U.Ö.’nün sağ tarafında bulunan duvara kafasını yan olarak fazla sert olmayacak şekilde vurduğunu, daha sonra geriye döndüğünü, arkasındaki sehpaya ayağının takıldığını ve kapının pervazının kenarına burnunu çarpıp yere düştüğünü, o sırada odada bulunan K.K. ve U.K.’nın, U.Ö.’yü yerden kaldırdıklarını, olayları U.K.’nın baştan sona gördüğünü, K.K.’nın ise U.Ö.’nün kendisine zarar vermeye başlamadan önce odaya girdiğini, kendisine göre vestiyer ve sehpanın aynı şeyler olduğunu, bu nedenle ayağın takıldığı mobilyayı farklı şekilde isimlendirdiğini beyan ederken, terhis olmasını takiben … Merkezi Amirliğince tespit edilen ifadesinde; odada U.K. ve sanığın postası K.K. olduğu hâlde, sanığın kendilerine küfrettiğini, yüzüne 2-3 kez tokat vurduğunu, daha sonra U...’nun yanına gittiğini, ‘Benim başıma bela mısın’ diyerek U.’un yüzüne doğru sağ ve sol elini kullanarak 5 veya 6 sefer yumruk salladığını, U...’nun burnunun kanadığını, o gün gece saatlerinde sanığın, kendisini, K.K. ve U.K.’yı odasına çağırdığını, nasıl ifade vermeleri gerektiği konusunda ikazda bulunduğunu, aksi takdirde askerliklerini uzatacağı şeklinde tehditte bulunduğunu beyan etmiş; kovuşturma aşamasında alınan ifadesinde de (Dz.246… Merkezi Amirliğince alınan ifadesini tekrar ettiğini, Bölükte baskı altında olduğundan ifadeleri arasında çelişki bulunduğunu belirtmiştir.

 

Tanıklar U.K. ve K.K.’nın da Birlik Komutanlığı tarafından 16.9.2011 ve 19.9.2011 tarihlerinde olmak üzere ikişer defa ifadeleri alınmış (Dz.13, 27; 15, 26); bu ifadelerinde Tnk.Kd.Bçvş. S.K.’ın, U.Ö. ve F.D.’ye hakaret etmediğini, fiili müdahalede bulunmadığını, U.Ö.’nin kendisine zarar verdiğini belirtmişler; tanık U.K. bu durumu 16.9.2011 tarihli ifadesinde “U.Ö. sorulara yanıt vermeden kafasını sağa sola vurmaya”; 19.9.2011 tarihli ifadesinde ise, “… sorulara yanıt vermeden sağ taraftaki duvara kafa attı, dengesini kaybedip kapı pervazına burnunu çarptı.” şeklinde ifade ederken, diğer tanık K.K. da 16.9.2011 tarihli ifadesinde, “U.Ö. kafasını sağa sola vurmaya başladı ve biz o sırada tutmaya çalıştık ve Komutanımız da kalktı. Burnu kanıyordu…”; 19.9.2011 tarihli ifadesinde ise, “Suçun üstüne kalacağını anlayan U.Ö., sağ taraftaki duvara kafa attı, döndü, sol ayağı vestiyere takıldı ve kapının pervazına burnunu çarptı, Biz o sırada tutmaya çalışıyorduk ve Komutanımız da kalktı. Burnu kanıyordu….” şeklinde anlatmıştır.

 

Tanık U.K. Askeri Savcılık tarafından tespit edilen ifadesinde (Dz.48), U.Ö.’nün sorulara cevap vermeden sağ tarafındaki duvara normal bir şekilde kafa attığını, sonra döndüğünü ve ayağının takıldığını, dengesini kaybedip kapı pervazının kenarına burnunu çarptığını, K.K. ile birlikte U...’ya yardım ettiklerini, daha sonra konuştuğunda kendisine rahat duramadığını, vukuatının çok olduğunu, başka bir birliğe gitmek istediğini söylediğini, okunan Birlik Komutanlığınca tespit edilen ifadelerindeki diğer hususların doğru olduğunu beyan etmiş; terhis olması sonrasında gerek …Cumhuriyet Başsavcılığınca yemin verdirilmeksizin (Dz.74), gerekse kovuşturma aşamasında Mahkeme huzurunda alınan yeminli ifadelerinde (Dz.320) aynı şekilde olayı anlatmış; sanığın U.Ö. ve F.D.’ye karşı bir darp eyleminin olmadığını, Komutanından herhangi bir baskı görmediğini, U.Ö.’in, kendisi ile ilgili terhis olduktan sonra gerçekleri anlatacağı şeklindeki iddiasının doğru onlmadığını belirtmiştir.

 

Tanık K.K. Askeri Savcılık tarafından tespit edilen ifadesinde (Dz.49), Tnk.Kd.Bçvş. S.K.’ın odasına çay götürdüğünde, odada F.D., U.Ö. ve U.K.’nın olduklarını, S.K.’ın F. ve U.Ö. ile konuştuğunu, bir ara U.Ö.’in kafasını duvara vurduğunu, sonra geriye döndüğünü, ayağının sehpaya takıldığını ve burnunu kapının pervazının köşesine vurduğunu, kendisinin ve U.K.’nın U.Ö.’yü tuttuklarını, baktıklarında burnunun kanadığını, kendisinin odaya girdiğinde U... ve F...’nin kılık kıyafeti ve dış görünüşlerinin normal olduğunu, U. ile aralarında bu hususta bir konuşma geçmediğini, herhangi bir baskı görmediğini beyan ederken, terhis olduktan sonra … İlçe Jandarma Komutanlığınca tespit edilen ifadesinde (Dz.105), S.K.’nın alkollü olduğunu, F.D.’ye 10-15 defa yumruğu ile vurduğunu, F...’nin bir yerinin kanamadığını, daha sonra U.Ö.’in suratına vurduğunu, ikinci vurmasında burnundan kan geldiğini, revirci M. ile birlikte revirde tedavisini yaptırdıklarını, S.K.’ın, F.’i, yazıcı U.K.’yı ve kendisini yanına çağırıp, Askeri Savcılıkta verdikleri ifadeyi söyleyerek, ‘Böyle ifade verin.’ dediğini, baskı uygulamasından ve haksız cezalar vermesinden korktukları için onun istediği şekilde ifade verdiklerini belirtmiş; kovuşturma aşamasında da (Dz. 238) aynı şekilde olayı ifade etmiştir.

 

Sanığın, hâlen askerlik hizmetini yapmakta olan Tnk.Er F.Ş.’in yanına gelerek, K.K.’nın yazıhaneyi aradığı, kendisine diğer arkadaşlarıyla birlikte aleyhe ifade vereceklerini söylediği, bu konuşmayı T.Y.’ın da duyduğunu anlattığı yönündeki savunması üzerine, tanık olarak ifadesi tespit edilen F.Ş. bu ifadesinde (Dz.252), kendisi Birliğe katıldıktan yaklaşık 40 gün sonra K.K.’nın terhis olduğunu, terhisinden yaklaşık 1-1,5 ay sonra üç-dört defa yazıhaneyi muhabbet için aradığını, askerlik hizmeti sırasında sanığın kendilerine çok eziyet ettiğini, bu nedenle U.K., F.D. ve kendisinin ifadelerini değiştirdiklerini, ‘Biz çektik, biraz da o çeksin,’ şeklinde bir ifade kullandığını, olaydan sonraki süreçte F., K. ve U. ile konuşmalarında olay sırasında sanığın bağırıp çağırdığını anlattıklarını, dayak attığından bahsetmediklerini, U.’un kafasını sağa sola vurup kendisine zarar verdiğinden söz ettiklerini hatırlamadığını, K. ile aralarındaki sohbeti T.’a da aktardığını, daha sonra başka bir aramasında K.’nin aynı konuyu ona da söylemiş olduğunu beyan etmiştir.

 

Tanık T.Y. ifadesinde (Dz. 291, 305), sanık ile mağdurlar arasındaki kavga olayı ile ilgili bilgisi olmadığını, tanık F. ile K.K.’nın telefon görüşmeleri sırasında yanlarında olduğunu, F.’in konuşmaları kendisine aktardığını, megafondan dinlediğini, yine K.K.’nın kendisine de bu hususları aynı şekilde söylediğini belirtmiştir.

 

Dosya dizi 8’de yer alan belgeden mağdur U.Ö.’in, nazal fraktür teşhisi ile …Devlet Hastanesine sevk edildiği, ancak bu hastanenin muayene kaydının dosyada olmadığı, dizi 7’de yer alan 16.9.2011 tarihli U.Ö.’e ait tedavi kararından, burun kemikleri kırığı şeklinde bir tanıdan bahsedildiği, yine 19.9.2011 tarihli hasta tedavi kararı belgesi ile on gün istirahat verildiği anlaşılmaktadır.

 

Dosya dizi 61’de yer alan 2.2.2011 tarihli kati raporda, nazal kemik ve diğer kemiklerin şu anda sağlam olduğu, yüzünün sürekli değişikliğine, vücudunda veya çehresinde sabit ize sebep olan bir durumun bulunmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğu belirtilmiştir.

 

Bu çerçevede; sanığın beyanları ve görgü tanığı U.K.’nın ifadeleri haricinde kalan, mağdurlar ile diğer görgü tanıklarının ifadelerinin süreç içinde değişiklik göstermesi gözetildiğinde, delil değerlendirmesinde bütünlük oluşturabileceği kabul edilen;

 

Mağdur U.Ö.’nün revirde ilk muayenesini yapan Tbp.Yzb. Ç. ( soyadı Ö. olabilir) ile o tarihte vizite çavuşu olan M.T.’nin tanık olarak yeminli ifadelerinin tespiti, M.T.’ye, özellikle mağdur U.Ö.’i revire kiminle birlikte götürdüğü, yanlarında Tnk.Onb.K.K.’nın olup olmadığı, yine o gece sevkin yapıldığı …Devlet Hastanesine mağdurla birlikte gidip gitmedikleri, U.Ö.’nün , burnundan kan gelmesi nedeniyle ilgili olarak kendisine bir şey söyleyip söylemediği; tanık Ç...’ye, revirde muayenesini yaptığı ve akabinde nazal fraktür tanısı ile …Devlet Hastanesine sevk ettiği mağdur U.Ö.’in, muayene sırasında kendisine bu durum hakkında bir şey anlatıp anlatmadığı sorularının yöneltilmesi;

 

…Devlet Hastanesi tarafından 16.9.2011 tarihi gece saatlerinde yapılan muayeneye ait belgelerin ve çekilen röntgenin istenerek dosyaya eklenmesi; bilirkişi olarak atanan kulak burun boğaz uzmanı bir doktora muayene belgeleri ile röntgenin gösterilerek, mevcut fraktürün yapısı itibarıyla nasıl bir darbeyle (burna yumruk gibi sert bir darbe ya da kapı pervazının köşesine-kenarına çarpma) gerçekleşmiş olabileceği hususunda mütalaasının tespiti;

 

Mağdur U.Ö.’nün, kovuşturma aşamasında ifadesinin tespiti sırasında, sadece kendisine yönelik eylem hakkında soru yöneltildiği ve mağdur olarak beyanının tespit edildiği, ancak kendisine yönelik eylemin mağduru olmakla birlikte, aynı zamanda diğer mağdur F.D.’ye karşı gerçekleştiği iddia edilen eylemin tanığı konumunda olduğundan, tanıklık ile ilgili hususların da hatırlatılması suretiyle, olay günü sanığın Tnk.Er F.D.ye karşı fiili bir müdahalesinin olup olmadığı, olmuşsa ne şekilde gerçekleştiği hususunda yeminli ifadesinin tespiti akabinde, tüm delillerle yeni bir değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerektiğinden, mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

 

Noksan soruşturma yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükümlerinin, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca, sanığın temyiz nedenlerine atfen ve resen ayrı ayrı BOZULMASINA;

 

9.2.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy