(5237 S. K. m. 50) (353 S. K. m. 217)

Sanığın, 14.7.2007 tarihinde çıkmış olduğu çarşı izninden aynı gün dönerek Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 2.9.2008 tarihinde ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama suçundan yakalanarak tutuklandığı (Dz.110,179,288), böylece 14.7.2007-2.9.2008 tarihleri arasında firar suçunu işlediği anlaşılmaktadır.

Adli gözlem sonucu düzenlenen ek sağlık kurulu raporuna göre (Dz.268), sanığın suç tarihi itibariyle cezai ehliyeti ile askerliğe elverişlilik hâlini etkileyecek bir rahatsızlığının bulunmadığı görülmektedir.

Askeri mahkemece; sanığın, firar suçunu işlediği sabit görülerek, karar yerinde gösterilen yasal, haklı ve inandırıcı gerekçelerle, kanunun öngördüğü cezanın alt sınırı esas alınmak, lehine takdiri indirim hükümleri uygulanmak, suç temadi bitim tarihinden önce işlenen ve kesinleşen kasıtlı suçlardan üç aydan fazla hapis cezasına dair mahkûmiyetlerinin bulunması nedeniyle hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması ve ertelenmemesi, yine adli safahatına bağlı kişilik özellikleri değerlendirilerek, TCK’nın 50’nci maddesi gereğince çevirmeye esas para miktarı kanunun öngördüğü alt sınırdan takdir edilmek ve hapis cezası adli para cezasına dönüştürülerek taksitlendirilmek suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığından, mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

Ayrıca, sanığın adli gözlem işleminin bir başka suçtan tutuklu bulunduğu sırada gerçekleştirildiği dikkate alındığında, bu sürenin netice cezadan mahsubuna karar verilmesinin hatalı olduğuna infaz aşamasında alınacak bir kararla bu hatanın düzeltilebileceğine de işaret edilmiştir (Dz.296).

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

Sanığın kabule değer görülmeyen temyiz isteminin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE;

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA;

2.2.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy