(353 S. K. m. 228, 237, 242) (1632 S. K. m. 130) (5237 S. K. m. 32, 50, 52, 62)

… Askeri Mahkemesinin 3.11.2009 tarihli ve 2009/625-1061 sayılı hükmü ile; hükümlünün, 2.4.2008 tarihinde, askeri eşyayı özel menfaati için kullanmak suçunu işlediği sabit görülerek, ASCK’nın 130/1, TCK’nın 62, 50/1-a ve 52/2’nci maddeleri gereğince, sonuç olarak 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği;

Bu hükmün, Dairemizin 21.6.2011 tarihli ve 2011/443-441 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği;

23.1.2013 tarihli ve 28537 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17.1.2013 tarihli, 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararına istinaden duruşma açılmak ve taraf teşkil edilmek suretiyle yapılan uyarlama yargılaması sonucu Askeri Mahkemenin 25.7.2013 tarihli ve 2013/996-293 sayılı hükmü ile, hükümlünün önceki hükümdeki gibi 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, taraflarca temyiz olunmayan bu hükmün ise 11.12.2013 tarihinde kesinleştiği;

İnfaz aşamasında; aynı olayın, …Asliye Ceza Mahkemesinde görülen kısmına ilişkin kamu malına zarar verme suçuyla ilgili olarak hükümlünün, TCK’nın 32/2’nci maddesinden yararlandırılmak suretiyle hakkında hüküm kurulması nedeniyle iş bu hüküm yönünden de değerlendirme yapılması amacıyla yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu;

Dairemizin 9.7.2014 tarihli ve 2014/611-608 sayılı kararı ile, hükümlünün yargılamanın yenilenmesi isteminin, 353 sayılı Kanun’un 237’nci maddesi gereğince esas olarak kabul edildiği ve adli sicil kaydındaki (Dz.199) ve dizi 198’de yer alan belgedeki mahkûmiyet kararlarının ve bu kararların infazına ilişkin belgelerin, …Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/131-154 sayılı kararının onaylı suretinin ve infazına ilişkin belgelerin, hükümlünün şahsi dosyasında mevcut psikiyatrik tedavi gördüğüne ilişkin evrakın ve varsa aldığı disiplin cezalarına dair belgelerin dava dosyasına getirtilmesinden sonra, adli gözlem altına aldırılarak, suç tarihinde TCK’nın 32/1,2’nci maddelerinden yararlanıp yararlanamayacağının sağlık kurulu raporu ve adli rapor ile tespiti için Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığının görevlendirilmesine karar verildiği;

… Askeri Savcılığınca yapılan soruşturma sonucu düzenlenen … Hastanesinin 25.2.2015 tarihli, 1228 sayılı raporuyla; “ …Hâlen herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığı saptanmamıştır. 2.4.2008 tarihinde işlediği iddia edilen askeri eşyayı özel menfaatinde kullanma suçu esnasında kişide ceza sorumluluğunu etkileyecek herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığının saptanmadığı, suç tarihinde kişinin işlediği öne sürülen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabildiği ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tam olduğu, dolayısıyla işlediği öne sürülen suça yönelik ceza sorumluluğunun tam olduğunun…” tespit edildiği;

Dairemizin 7.4.2015 tarihli ve 2015/215-219 sayılı kararı ile, … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 16.12.2013 tarihli, 2013/8411 sayılı raporunda, hükümlünün, TCK’nın 32/2’nci maddesi kapsamında değerlendirilmesinin uygun olacağının belirtildiği dikkate alındığında, bu rapor ile, … Hastanesinin 25.2.2015 tarihli, 1228 sayılı raporunun çeliştiği belirtilerek; hükümlünün, suç tarihinde, TCK’nın 32/1, 2’nci maddelerinden istifade edip edemeyeceğinin, … Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca tespitinin temini için, …Askeri Savcılığınca soruşturmanın devamına karar verildiği;

Bu kapsamda alınan …Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulunun, 28.10.2015 tarihli, 2015/4783 Karar sayılı raporuyla, “…cezai sorumluluğunu müessir ve kişide şuur ve harekât serbestisini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı ve zekâ geriliği saptanmadığı, adli dosya tetkikinde mezkûr suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak boyutta bir akli arızanın içinde olduğuna delalet edecek herhangi bir tıbbi bulgu ve belgeye de rastlanmadığı, iradi olarak alınan alkolün de ceza sorumluluğunu etkilemediği, bu duruma göre M.Ş.’nin 2.4.2008 tarihinde hükümlüsü bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu…” yönünde karar verildiği;

Anlaşılmaktadır.

353 sayılı Kanun’un 228-242’nci maddelerinde düzenlenen “Yargılamanın yenilenmesi” müessesesi, kesin hüküm kuralına karşı kabul edilmiş olağanüstü bir kanun yoludur.

Aynı Kanun’un 228/E maddesinde, yeni vakaların veya yeni delillerin ileri sürülüp de, bunların yalnız başına veya daha önce irad edilen delillerle birlikte göz önünde tutulduklarında hükümlünün beraatini veya daha az ceza almasını gerektirecek nitelikte olmaları halinde hükümlü lehine yargılamanın yenilenebileceği düzenlenmiş ise de;

Kanunda geçen “Yeni vaka” veya “Yeni delil” den amaç, kesinleşen kararın verildiği tarihte hâkimin bilmediği, dosyada bulunmayan olaylar ve deliller şeklinde kabul edilmektedir. İleri sürülen, yeni delil ve vakalar hükümlünün beraatini veya daha hafif ceza almasını gerektiren bir kanun hükmünün uygulanabilir olmasını gerektirecek nitelikte olması halinde, yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilebilmektedir.

Bu açıklamalar kapsamında, suç tarihi itibariyle 353 sayılı Kanun’un 228/E maddesinde yazılı olduğu şekilde hükümlünün beraatini veya daha hafif cezayı gerektiren kanun hükmünün uygulanması ile hükümlülüğünü gerektirebilecek, hükmü etkileyecek yeni bir delil niteliğinde raporun olmadığı görüldüğünden hükümlünün yargılamanın yenilenmesi isteminin esasız olması noktasından reddine karar verilmiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

Hükümlünün, … Askeri Mahkemesinin 3.11.2009 tarihli ve 2009/625-1061 sayılı hükmüne yönelik yargılamanın yenilenmesi talebinin, 353 sayılı Kanun’un 228 ve 238/1’inci maddeleri gereğince esassız olması noktasından REDDİNE;

2.2.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy