Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/256 Esas 2016/280 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 256
Karar No: 2016 / 280
Karar Tarihi: 03.05.2016

(5237 S. K. m. 32)

İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; görevin gereklerinin yapılmasında ihmal ve gecikme gösterilmesi, suç kastı, bu ihmal ve gecikmenin sonunda kişilerin mağduriyetine veya kamu zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanmış olması gereklidir. Memurun bilerek ve isteyerek kanunun suç saydığı sonuca yönelmesi, başka bir anlatımla görevini yapmama veya mevzuatta öngörülen biçimde yerine getirmeme veya geciktirme olgusunu kasten istemesi halinde manevi unsurun oluştuğu kabul edilebilecektir.

Sanığın, …Komutanlığı Personel Kısım Amiri olarak görev yaptığı, katılan P.Ütğm. Ö.K.’nin, 22-26 Aralık 2014 tarihleri arasında icra edilecek olan Kara Harp Akademisi sınavına Ankara garnizonunda katılmak istediğini belirten, ayrıca planlı yıllık izninin ertelenmesi talebini içeren 17 Ekim 2014 tarihli iki adet dilekçe yazdığı ve Tabur Komutanlığına gönderdiği, her iki dilekçenin de 21 Ekim 2014 tarihinde haber merkezine teslim edildiği ve aynı gün Tabur Komutanı tarafından Tabur Personel Kısım Amirliğine havale edildiği, söz konusu dilekçelerden planlı yıllık izin erteleme konulu dilekçenin …Komutanlığı Personel Şube Müdürlüğüne ulaştığı fakat Kara Harp Akademisi sınavına giriş konulu dilekçe Tugay Komutanlığına ulaşmadığından, katılanın Kara Harp Akademisi sınavına giremediğinin anlaşıldığı, sanığın görevinin gereklerini yapmakta ihmal gösterip katılan P.Ütğm. Ö.K.’nin mağduriyetine neden olarak ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmıştır.

Askeri Mahkemece; sanığın, katılana ait dilekçeyi Tugay’a gönderdiği fakat Tugay’a ulaşıp ulaşmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, zaten böyle bir görevinin de bulunmadığını beyan ettiği, gerçekten de Tugay ile bir çok yazışmalar yapıldığı dikkate alındığında yazışmaların Tugay’a ulaşıp ulaşmadığının takibini sanıktan beklemenin mümkün olmadığı, kaldı ki yanlış da olsa Tugay’a ulaşan bir dilekçenin olduğu, sanığın kendi görevine düşen yükümlülüğü yerine getirerek dilekçeye işlem yaptığı ve ilgili makam olan Tugay’a gönderilmesi için P.Onb. Ö.C.’yeH.K.İ.’ye teslim etmesi için verdiği, H.K.İ., kendisine dilekçenin ulaşmadığını beyan etmiş ise de, bu dilekçenin ulaşmamasının sanığın eyleminden kaynaklandığının da söylenemeyeceği, dilekçeleri aldıktan sonra sanığın samimi bir şekilde katılana dilekçelerini gönderdiğini söylediği ve bunun da katılan tarafından ifade edildiği, sanığın bu konu ile ilgili görevinin dilekçelere işlem yaparak asker vasıtasıyla H.K.İ.’ye teslim etmek olduğu, bu nedenle katılanın mağduriyetine sebep verdiğinin söylenemeyeceği ve bunu söylemenin de hakkaniyete aykırı olduğu vicdani kanaatine varıldığı belirtilerek, beraat kararı verildiği anlaşılmaktadır.

Sanık savunmasında (Dz.25, 67), P.Ütğm. Ö.K.’ye ait olan iki adet dilekçenin 21.10.2014 tarihinde kendisine ulaştığını, aynı gün izin erteleme ile ilgili olan dilekçedeki işlemi bizzat yaparak izin ertelemesini bilgisayardaki sistem üzerinden işlediğini, dilekçenin arkasına da notunu düştüğünü, erteleme ile ilgili işlemin zaten kendi görevi olduğunu, sınava ilişkin dilekçeyi o tarihlerde haberci olan P.Onb. Ö.C.’a elden teslim ettiğini ve Ö.’ın da bu dilekçeyi H.K.İ.’ye teslim etmesi gerektiğini beyan etmiştir.

Tanık H.K.İ. ifadelerinde (Dz.28, 46), Ütğm. Ö.K.’nin vermiş olduğu iki adet dilekçeyi 21.10.2014 tarihinde teslim alarak aynı gün Tabur Komutanına imzaya çıkarttığını, Tabur Komutanının evrakı Tabur Personel Kısım Amirliğine havale ettiğini, her iki dilekçeyi T.Yüzbaşı’ya teslim ettiğini, 23.10.2014 tarihinde T.Yüzbaşı’nın Tugaya göndermek üzere Ütğm. Ö.K.’a ait izin erteleme dilekçesini ve üst yazıyı verdiğini, aynı gün bu belgeyi Tugay habercisi olan askere teslim ettiğini, sanığın, Harp Akademisi sınavına giriş ile ilgili dilekçeyi vermediğini, akıbeti hakkında da bilgisi olmadığını belirtmiştir.

Dosya dizi 9’da yer alan Gelen Evrak Kayıt defteri ilgili sayfasında; 5681 Evrak Kayıt numarası ile 17.10.2014 tarihli, Ö.K.’a ait dilekçe hakkında olduğu belirtilerek, Tabur Personel Kısım Amirliğine 21.10.2014 tarihinde teslim işleminin yapıldığı, dizi 8’deki belgede; 22.10.2014 tarihini taşıyan, yine P.Ütğm. Ö.K.’ye ait bilgisi ile, 23.10.2014 tarihinde Tabur Motorlu Habercisi olan Mu.ErM.S.G.’ye teslim işleminin gerçekleştiği şeklinde bilgilerin bulunduğu, dizi 10-12’de yer alan katılanın 17.10.2014 tarihli iki ayrı konuya ilişkin dilekçelerinin, katılanın imzalamış olduğu aynı tarihli üst yazı ile Silah Eğitim Tabur Komutanlığına sunulduğunun ve üst yazının arkasında Tabur Personel Kısım Amiri olan sanığın, “Sisteme işlendi Tugaya dilekçe gönde…” şeklinde bir kayıt düştüğünün görüldüğü, dizi 13-14’de Tabur Komutanının imzaladığı, Tugay Komutanlığına hitaben yazılmış, ekinde 1 adet dilekçe olduğu belirtilen 22.10.2014 tarihli üst yazının yer aldığı, Tugay Komutanlığının 4.3.2015 tarihli yazısı ile, P.Ütğm. Ö.KA.’ya ait 17.10.2014 tarihli “Planlı İzin Tarihi Değişikliği” konulu bir adet dilekçenin gönderildiği ve 24.10.2014 tarihinde Genel Evrak Kısmı aracılığıyla Personel Şube Müdürlüğüne ulaştığı bilgisinin verildiği anlaşılmaktadır.

Bu bilgi ve belgeler kapsamında, katılanın planlı izin tarihi değişikliği konulu dilekçesine sanık tarafından sisteme işlenme şeklindeki işlemin yapıldığı anlaşılmakla birlikte, sınava ilişkin dilekçeyi, fotokopisini çekim işleminden sonra P.Uzm.Çvş. H.K.İ.’ye teslim etmek üzere P.Onb. Ö.C.’ye elden verdiğine yönelik savunmasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı araştırılmamıştır. Öncelikle, sanık savunması ve tanık P.Uzm.Çvş. H.K.İ.’ye ait tanık ifadesinin eklenerek, sanık tarafından kendisine P.Ütğm. Ö.K.’ ya ait 17.10.2014 tarihli ve Harp Akademisi sınavına giriş konulu bir dilekçenin fotokopi çekimi için verilip verilmediği, verilmişse nasıl bir işlem yaptığı, dilekçenin aslını tekrar sanığa teslim edip etmediği, yine ekinde söz konusu dilekçe olduğu hâlde Tabur Komutanı imzalı bir üst yazı ile birlikte P.Uzm.Çvş. H.K.İ.’ye verip vermediği hakkında ifadesinin tespit ettirilerek dosyaya dâhil edilmesi gereklidir.

Yine, sanık hakkında psikiyatrik rahatsızlıkları nedeniyle 13.5.2013 tarihinden itibaren gördüğü tedavilerin ardından, …Eğitim Hastanesinin 30.9.2015 tarihli, 11919 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile “Organik olmayan psikoz” tanısı belirtilerek, “TSK’da görev yapamaz. Silah bulundurmasına ve taşımasında tıbben sakınca vardır.” kararının verildiği gözetildiğinde, suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının (TSK’da görev yapıp yapamayacağının) ek sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi, ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda psikiyatri uzmanı bir bilirkişiye muayenesi yaptırılıp, bilirkişinin lüzum görmesi hâlinde adli gözlem altına alınarak, suç tarihlerinde ve hâlen TCK’nın 32/1 ve 32/2’nci maddelerinden yararlanıp yararlanamayacağının düzenlenecek adli raporla belirlenmesi akabinde hukuki değerlendirmenin yapılarak hüküm kurulması gerektiğinden, beraat hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

Noksan soruşturma yönünden hukuka aykırı bulunan beraat hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca, katılanın temyiz nedenlerine atfen ve resen BOZULMASINA;

3.5.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy