Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/245 Esas 2016/270 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 245
Karar No: 2016 / 270
Karar Tarihi: 26.04.2016


(353 S. K. m. 228, 236) (5237 S. K. m. 62, 257) (5271 S. K. m. 231)

 

…Askeri Savcılığınca, sanıkların, Mart 2012 tarihinde ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı,

 

…Askeri Mahkemesinin 3.4.2015 tarihli, 2014/408 Esas ve 2015/200 Karar sayılı kararları ile; sanıkların, Mart 2012 tarihinde ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri sabit görülerek, ASCK’nın 144’üncü maddesi delaletiyle TCK’nın 257/2 ve 62’nci maddeleri uyarınca, sonuç olarak iki ay on beşer gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 6.477,78 TL tutarındaki Hazine zararının her bir sanık yönünden hesaplanan 2.159,26 TL’lik kısmının ödenmesi koşulu ile CMK’nın 231’inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ayrı ayrı karar verildiği; bu kararların, sanık J.Yzb. S.A. yönünden 13.4.2015, sanık J.Kd.Bçvş. A.B. yönünden 21.5.2015 ve sanık J.Üçvş. H.S. yönünden 22.5.2015 tarihinde kesinleştiği,

 

Sanıklar tarafından, Dargeçit adli makamlarınca icra edilen terör ve tarihi eser kaçakçılığı suçlarına ait dinleme kayıtlarının dikkate alınmadığı, Hazine zararının sivil şahısları da ilgilendirmesi nedeniyle dosyanın Dargeçit adli makamlarınca ele alınması gerektiği ileri sürülerek yargılamanın yenilenmesi istemlerinde bulunulduğu,

 

Anlaşılmaktadır.

 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının düşürülmesi sonucunu doğurmaktadır.

 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu bu hâliyle, esas itibariyle bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hüküm sayılan ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan bu nedenle hüküm ifade etmeyen, koşullara uyulması hâlinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması hâlinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmü, ikinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.

 

353 sayılı Kanun’un 228’inci maddesine göre, “hükümlü” lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilmesi için, kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış bir davanın, dolayısıyla olay bakımından, sanıklar hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet hükümlerinin varlığı gereklidir.

 

Sanıklar hakkında, …Askeri Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü veya herhangi bir hüküm söz konusu olmayıp, açıklanması geri bırakılan hükümler nedeniyle, hükümlü statüsünde dahi olmayan sanıklar bakımından yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesi mümkün olmadığından, sanıkların yargılamanın yenilenmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.

 

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

 

Sanıkların, …Askeri Mahkemesinin 3.4.2015 tarihli, 2014/408 Esas ve 2015/200 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik yargılamanın yenilenmesi taleplerinin, 353 sayılı Kanun’un 228 ve 236/1’inci maddeleri gereğince kabule değer olmaması noktasından ayrı ayrı REDDİNE;

 

26.4.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy