Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/242 Esas 2016/267 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 242
Karar No: 2016 / 267
Karar Tarihi: 26.04.2016

(1632 S. K. m. 82) (5271 S. K. m. 225)

Sanığın, 8.11.2013 günü 02.00-04.00 saatleri arasında nöbetçi olduğu, devriye onbaşılar Onb. M.A.E. ve Onb. Y.Ş.’nin, sanığın nöbet yerinde olmadığının tespit etmeleri üzerine vukuat butonuna bastıkları, sanığın da Onb. Y.Ş.’ye hitaben “Bana vukuat basanın gözlüğünün camını kırarım, dolabını patlatırım, ezerim” dediği, böylece üstü tehdit suçunu işlediği belirtilerek ve ASCK'nın 82/2’nci maddesince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Askeri Mahkemece sanığa atılı suçun sabit olmadığı belirtilerek, şüphe nedeniyle beraatine karar verilmiştir.

Sanığın müsnet sözleri söylemediğini beyan ettiği ve tanık olarak ifadesine başvurulan Onb. Y.Ş.’in de, sanığın müsnet sözleri kendisine, akıllı kalemin M.A.E.’de bulunduğunu söylemesi üzerine sarf ettiğini belirtmesi karşısında, esasen sanığın iddianamede belirtilen (Mağdur Onb. Y.Ş.’nin tehdit edilmesi şeklindeki) eylemi gerçekleştirmediğinin anlaşılması sebebiyle, sonuç olarak verilen beraat hükmünde usul ve esas yönlerinden bozmayı gerektiren bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmakla, aksi yöndeki temyiz sebeplerinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Yukarıda belirtildiği üzere, iddianamede sanığın, sadece Onb. Y.Ş.’ye yönelik tehdit sözlerinin dava konusu edildiği, Onb. M.A.E.’ye yönelik sözlerin dava konusu yapılmadığı, yargılama sırasında sanığın müsnet sözlerle adı geçen Onbaşı’yı kast ettiği anlaşılsa bile iddianamedeki fail ve fiil ile bağlılık ilkesi gereğince, dava konusu edilmeyen bir eylem sebebiyle hüküm kurmanın, CMK’nın 225/1’inci maddesine aykırılık oluşturacağı açık olduğundan, Adli Müşavirin aksi yöndeki temyiz sebepleri kabule değer bulunmamıştır.

Kaldı ki, somut olayda sanık tarafından söylenen sözlerin muhatabının, Onb. Y.Ş. olduğu kabul edilse dahi, müsnet sözlerin tehdit suçuna vücut verecek nitelikte olmadığı gibi, muhatabı üzerinde ciddi bir kaygı ve endişe yaratmaya elverişli olmadığı, bu açıdan da müsnet suçun oluşmayacağı, sonuç olarak verilen hükümde isabetsizlik bulunmadığı, keza gerekçeli kararda, (daha önce verilerek itiraza atfen kaldırılan kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan alıntı yapılmış olması sebebiyle) sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığına dair açıklamalar ile suçun oluşumuna dair şüpheye yer verilmekle yaratılmış çelişkili gerekçenin de bozmayı gerektirir nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

Adli Müşavirin kabul değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi uyarınca REDDİNE;

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan beraat hükmünün ONANMASINA;

26.4.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy