AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 211
Karar No: 2016 / 237
Karar Tarihi: 19.04.2016
(353 S. K. m. 196, 209)
Temyiz isteminin süresine yönelik inceleme:
353 sayılı Kanunun Kanun yollarına başvurma başlığını taşıyan 196ncı maddesi, Kanun yolları, askeri savcı, şüpheli, sanık ve katılan, katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar ile teşkilâtında askeri mahkeme kurulan kıta komutanı ve askeri kurum amirine açıktır
hükmünü içermekte,
Temyiz isteminin süresi ve şartları başlığını taşıyan 209uncu maddesinde ise, Temyiz istemi karar veya hükmün tefhiminden, tefhim sanığın yokluğunda yapılmış ise, tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde olur... düzenlemesi yer almaktadır.
Ancak, temyiz süresinin başlayabilmesi için kanun yoluna başvuru hakkı, süresi ve merciinin açık ve doğru bir şekilde yargılanın taraflarına bildirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, incelemeye konu mahkûmiyet hükmü, sanığa, 2.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve söz konusu hüküm, sanık tarafından, yasal süre geçtikten sonra, 11.12.2015 tarihinde temyiz edilmiş ise de; 1.10.2015 tarihinde sanığın yokluğunda yapılan duruşmada, sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün temyizinin 353 sayılı Kanun'un 209'uncu maddesi uyarınca tebliğden itibaren bir hafta içinde yapılabileceğinin belirtilmesi gerekirken, hatalı olarak tefhimden itibaren bir hafta (7 gün) içinde yapılması gerektiği şeklinde ifade edildiği görülmektedir.
Kanun yoluna ilişkin sürenin ne zaman başlayacağı hususunda yanlış bilgilendirilen sanık yönünden yapılan tebligat geçersiz olup, gerekçeli kararın tebliği ile temyiz süresi başlamayacağından, temyiz isteminin süresinde yapıldığı kabul edilerek temyiz incelemesine geçilmiştir.
Esasa yönelik inceleme:
Sanığın, 4.10.2011 tarihinde firar ettiğinin anlaşıldığı, müteakiben 2.9.2014 tarihinde
Jandarma Karakol Komutanlığına bağlı ekiplerce yakalandığı, böylece 4.10.2011-2.9.2014 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
Sanık hakkında
Asker Hastanesi Sağlık Kurulunun 17.3.2015 tarihli ve 842 sayılı Sağlık Kurulu Raporunda F60.2 Disosyal kişilik bozukluğu (İLERİ DERECEDE ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU) tanısı ile 17/D/1 Askerliğe elverişli değildir. Suç tarihlerinde (4.10.2011- 2.9.2014) askerliğe elverişlidir. Hâlen ve suç tarihlerinde TCKnın 32 ve 34üncü maddelerinden yararlanmaz. kararı verildiği, ancak Psikiyatri Uzmanının imzası bulunmayan aynı tarihli adli raporun tartışma bölümünde İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu saptandığı belirtilmesine rağmen, karar bölümünde bu tanıyla ve Sağlık Kurulu Raporu ile çelişecek şekilde B/17 F-1 Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konulduğu ve rapor içeriğinde Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 17nci maddesinin B fıkrası kapsamında değerlendirme yapıldığı, Askeri Mahkemece bu çelişkinin giderilmesi gerekirken, Yönetmeliğin 17nci maddesinin D fıkrası yerine B fıkrasına göre değerlendirme içeren imzasız adli rapora itibar edilmek suretiyle mahkûmiyet hükmü tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu başlıklı 17 D/1 fıkrasında; Bu fıkraya gireceklerin; antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alması, öldürme, öldürmeye teşebbüs, gasp suçlarından en az bir hapis ya da diğer antisosyal eylemlerden dolayı, disiplin mahkemesi dışında kalan mahkemelerce verilmiş en az üç hapis cezası alması ve cezaların kesinleştiğinin belgelerle tespit edilmesi gerekir şeklinde düzenleme bulunması karşısında;
Sanığın adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce kesinleşmiş beş ayrı hapis cezasını içeren mahkûmiyet hükmü bulunduğu dikkate alındığında, askerliğe elverişsizlik hâlinin üçüncü hapis cezasının kesinleştiği 10.6.2014 tarihinden itibaren söz konusu olup olmadığının tespit edilmemesi de noksanlık teşkil ettiğinden, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanunun 221/1inci maddesi gereğince mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden BOZULMASINA;
19.4.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Full & Egal Universal Law Academy