Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/124 Esas 2016/151 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 124
Karar No: 2016 / 151
Karar Tarihi: 08.03.2016


(5237 S. K. m. 62, 66) (5271 S. K. m. 231)

 

…Askeri Mahkemesinin 27.1.2014 tarihli ve 2014/8-34 sayılı kararıyla, sanığın, başka bir suçtan tutuklu bulunduğu askeri cezaevinden 2.8.2013 günü tahliye edilerek 18.45’de Birliğine teslim edildiği, aynı gün saat 20.00 sıralarında tellerden atlamak suretiyle Birliğinden firar ettiği, 8.12.2013 günü 12.30’da Lüleburgaz’da polis tarafından yakalandığı, böylece 2.8.2013-8.12.2013 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-a ve TCK’nın 62/1’inci maddeleri gereğince, sonuç olarak on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5’inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, taraflarca itiraz edilmeyen bu kararın, 10.2.2014 tarihinde kesinleştiği;

 

Beş yıllık denetim süresi içerisinde sanığın, 23.4.2014-12.8.2014 tarihleri arasında işlediği firar suçundan dolayı …Askeri Mahkemesinin 21.10.2014 tarihli ve 2014/922-937 sayılı kararıyla verilen mahkûmiyet hükmünün 31.10.2014 tarihinde kesinleştiğinin bildirilmesi üzerine, Askeri Mahkemece, CMK’nın 231/11’inci maddesi uyarınca duruşma açılmak ve taraf teşkil edilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda temyize konu mahkûmiyet hükmünün verildiği anlaşılmakta ise de;

 

Sanığın, iddianameye konu suçla ilgili olarak sorgu ve savunmasının usulüne uygun alınması gerekirken, 27.1.2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı karar duruşmasında iddianamenin okunduğu anlaşılmakla birlikte, 2.8.2013-8.12.2013 tarihleri arasındaki firar suçu yerine “Ben 12.11.2013 tarihinde çıkmış olduğum çarşı izninden aynı gün dönmem gerektiğini biliyordum, ancak çarşıdan dönmeyerek ailemin yanına …’ya gittim, bu tarihin bir gün evvelinde yani 11.11.2013 tarihinde bir evvelki firarımdan ötürü Cezaevinden tahliye edilmiştim, ailemin çektiği maddi sıkıntılardan ötürü onlara yardımcı olabilmek amacıyla firar edip …’ya gittim, firarda bulunduğum süre içerisinde aileme çalışarak yardımcı olmaya çalıştım, bu süreçte 3.12.2013 tarihinde …İlçe Emniyet görevlilerince yakalandım.” şeklinde, iddianamede yazılı eylemden farklı bir eyleme yönelik sorgu ve savunmasının alındığı, Askeri Savcılık tarafından iddianame konusu eylemle ilgili alınan ifadesinin okunması suretiyle bu eksikliğin giderilmediği anlaşıldığından, bu durumun savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde bir hukuka aykırılık teşkil ettiği;

 

Öte yandan, sanık, askerliğe elverişli olup olmadığının ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde azalma bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla, kovuşturma aşamasında bilirkişiye muayene ettirilmiş ise de;

 

Sanığın, adli sicil kaydında konut dokunulmazlığını ihlal etmek, mala zarar vermek, parada sahtecilik ve nitelikli hırsızlık suçlarından kesinleşmiş hapis cezalarının bulunduğu, dosya kapsamında dört ayrı firar suçundan dava açıldığına, iki ayrı firar ve izin tecavüzü suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğine, başka bir firar suçundan adli para cezası ile cezalandırıldığına, sağlık kayıtlarında sekiz yıldır madde kullanımı olduğuna dair belgeler bulunduğu hâlde, Bilirkişi tarafından dosya kapsamındaki suçları ile madde kullanımının kötüye kullanım ya da bağımlılık (iptila) derecesinde olup olmadığına dair herhangi bir tıbbi değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, tüm suçlarına ilişkin mahkûmiyet hükümlerinin, varsa infaz belgelerinin,  uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle askerlik dönemi öncesinde de tedavi görüp görmediğine dair tüm belgelerin dosyaya dahil edilmesi sonrasında, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nin eki Hastalıklar ve Arızalar Listesi’nin 17/D-2 madde ve bendindeki “Alkol ya da madde bağımlılığı” bulunanların bağımlılıklarının süreklilik kazanıp kazanmadığının, gözlem, kimyasal analizler ve adli belgelerle ortaya konulmasının ve askeri hastanede adli gözlem sonucu yoksunluk bulgularının bulunup bulunmadığının saptanmasının gerekli olduğu da gözetildiğinde, sanığın, madde bağımlılığı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise, bu rahatsızlığın askerliğe elverişsizliğini gerektirecek derecede olup olmadığının sağlıklı ve kuşkusuz bir şekilde belirlenmesi için tam teşekküllü bir askeri hastanede, adli gözlem altına alınarak sağlık kuruluna çıkartılması gerekirken bu hususların yerine getirilmemiş olması,

 

Aynı şekilde, sanığın, 8.12.2013 tarihinde yakalandığına ilişkin belgenin fotokopi niteliğinde olduğu, söz konusu belgenin aslının veya onaylı suretinin dava dosyasına ithal edilmemesi de noksan soruşturma oluşturduğu;

 

Göz önüne alınarak mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

 

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

 

Usul ve noksan soruşturma yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, sanığın temyizine atfen ve resen BOZULMASINA;

 

8.3.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sebepte kısmen farklı sonuçta uygun olarak oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy