Askeri Yargıtay 3. Daire 2016/107 Esas 2016/128 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2016/ 107
Karar No: 2016 / 128
Karar Tarihi: 23.02.2016


(2709 S. K. m. 40) (1632 S. K. m. 91) (5237 S. K. m. 62) (5271 S. K. m. 34, 147, 191, 213, 231, 232) (353 S. K. m. 195, 197, 209, 221, 256)

 

…Askeri Mahkemesinin, 27.8.2009 tarihli ve 2009/153-437 sayılı kararı ile, hükümlünün (sanığın), 22.4.2007 tarihinde işlediği üste fiilen taarruz suçundan dolayı, ASCK’nın 91/1 (az vahim hâl cümlesi) ve TCK’nın 62’nci maddeleri uyarınca, sonuç olarak beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükmün, taraflarca temyiz edilmediğinden bahisle 11.11.2009 tarihi itibariyle kesinleştirildiği;

 

İnfaz aşamasında, Anayasa Mahkemesinin 17.1.2013 tarihli, 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararı doğrultusunda Askeri Savcılığın talebi üzerine, …Askeri Mahkemesinin 21.1.2013 tarihli ve 2013/116-117 sayılı duruşmasız işlere ait kararı ile kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulmasına karar verildiği, daha sonra, duruşma açılıp, taraf teşkili yapılmak suretiyle yapılan uyarlama yargılaması sonucu …Askeri Mahkemesince temyize konu uyarlama mahkûmiyet hükmünün verildiği,

 

Anlaşılmaktadır.

 

Hükümlü (sanık) hakkında verilen …Askeri Mahkemesinin 27.8.2009 tarihli ve 2009/153-437 sayılı hükmün tebliğinin geçerli olup olmadığına yönelik yapılan incelemede:

 

…Askeri Mahkemesinin 27.8.2009 tarihli ve 2009/153-437 sayılı mahkûmiyet hükmü, taraflarca yasal süresi içerisinde temyiz edilmediğinden bahisle, 11.11.2009 tarihinde kesinleştirilmiş ise de; hükümlünün (sanığın) yokluğunda verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin gerekçeli kararın, hükümlüye (sanığa) tebliği için adresine çıkartılan tebliğ mazbatasının, tevziat sırasında adresin kapalı olması nedeniyle evrak mahalle muhtarına teslim edilerek, haber kağıdı kapıyı yapıştırılıp, komşusuna haber verilmek suretiyle 3.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği (Dz.193-194 arası), ancak tebliğin yapıldığı tarihte hükümlünün (sanığın) … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu anlaşılmaktadır.

 

T.C. Anayasasının 40/2’nci maddesi, CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6’ncı maddeleri ile 353 sayılı Kanun’un 195, 197 ve 209/1’inci maddelerindeki hükümler göz önüne alınarak, ilgililerin yokluğunda verilen ve kanun yolu, mercii, şekli ile sürelerine ilişkin haklarının ne olduğunu açık şekilde içeren gerekçeli kararın, ilgilisine geçerli bir şekilde tebliğ edilmesi gerekmektedir.

 

Sanığın cezaevinde bulunduğu dikkate alındığında; Tebligat Kanunu’nun 19’uncu maddesi “Mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder.” düzenlemesini içermektedir.

 

Somut olayda; tebliğ tarihinde cezaevinde bulunduğu anlaşılan sanığa Tebligat Kanunu’nun 19’uncu maddesi uyarınca tebligat yapılmadığı, bu hali ile gerekçeli kararın ilgilisine zamanında, usulüne uygun ve geçerli bir şekilde tebliği gerçekleşmediğinden, hakkındaki mahkûmiyet hükmünden haberdar edilmeyen, haklarını öğrenme hakkı ihlal edilen ve temyiz kanun yoluna zamanında başvurma hakkını kullanamayan sanıkla ilgili … Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 27.8.2009 tarihli ve 2009/153-437 sayılı hükmünün kesinleştirme işleminin hatalı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

 

Henüz kesinleşmeyen kararla ilgili olarak uyarlama yargılaması yapılması mümkün olmadığından, …Askeri Mahkemesinin 2.9.2014 tarihli, 2013/1520 Esas ve 2014/809 Karar sayılı lehe kanun değerlendirmesine ilişkin kararının yok hükmünde sayılmasına, hükümlünün (sanığın) uyarlama mahkûmiyet hükmüne karşı yaptığı temyiz isteminin …Askeri Mahkemesinin 27.8.2009 tarihli ve 2009/153-437 sayılı mahkûmiyet hükmüne yönelik yasal süresi içinde yapılmış temyiz istemi niteliğinde olduğuna karar verilerek, söz konusu hükmün temyiz incelemesine geçilmiştir. Ayrıca, aynı hükümle hükümlü (sanık) hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçundan verilen beraat hükmü ile diğer sanık Ord.Er F.G. hakkında üste fiilen taarruz suçundan verilen mahkûmiyet hükmü taraflarca temyiz edilmediğinden inceleme dışı tutulmuştur.

 

…Askeri Mahkemesinin 27.8.2009 tarihli, 2009/153-437 sayılı mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;

 

Askeri Mahkemece; mağdur Ulş.Çvş. B.A.’nın, 22.4.2007 tarihinde koğuşa girerek koğuşta yatanları öğle içtimasına çağırdığı, sanığın mağdurdan kendisini içtimadan düşmesini istediği, mağdurun böyle bir yetkisinin olmadığını söyleyip koğuştan ayrılmaya yeltendiği sırada, sanığın mağdura doğru hamle yaparak göğsüne tekme attığı, geri geri giden mağdurun sırtını ranzaya ve duvara vurduğu, daha sonra sanığın, temyize gelmeyen sanık Ord.Er F.G. ile birlikte mağdura tekmelerle vurduğu, böylece üste fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek yukarıda belirtildiği şekilde cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

 

1) Sorgusunun tespiti için ... Asliye Ceza Mahkemesinde 2.12.2008 tarihinde istinabe suretiyle yapılan duruşmada, sanığa CMK’nın 147 ve 191/3-c maddelerinde düzenlenen hakları anlatılırken, “…müdafi seçme hakkı olduğu, müdafi seçebilecek durumda değilse kendisine müdafi görevlendirileceği ancak görevlendirilecek müdafie yapılacak ödemelerin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği…” hususunun bildirilmesinin, askeri mahkemelerde görülecek davaların giderlerinin Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden ödeneceğine ilişkin 353 sayılı Kanun’un 256’ncı maddesine aykırı, sanığın müdafi yardımından yararlanma iradesini olumsuz yönde etkileyici ve savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte olması,

 

2) İstinabe Mahkemesince iddianameye karşı sorgusunun tespit edilmesi sırasında sanığın, “…ben atılı suçlamayla ilgili olarak daha önce askeri savcıya ayrıntılı ifade vermiştim. O ifademin savunmam yerine okunmasını istiyorum” dedikten sonra, soruşturma aşamasında Askeri Savcı tarafından tespit edilen ifadesinin okunmasını müteakiben “Doğrudur aynen tekrar ederim ”şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir (Dz.141).

 

CMK’nın 147, 191, 213’üncü maddelerinde sanığın sorgusu yapılmadan önce isnat olunan suçun neden ibaret olduğunun anlatılacağı, sorgunun sanığın kendi lehine olup söyleyeceği delillere engel olmaması gerektiği, sanığın duruşmadaki ifadesi ile evvelce alınan ifadeleri arasında bir aykırılık görülürse ve aykırılığın başka türlü giderilmesi mümkün olmazsa eski ifadelerinin okunabileceği düzenlenmiş olduğu hâlde; sanığın istinabe olunan mahkemede sorgu ve savunması tespit edilirken, iddiaya karşı sorgusu yapılmadan, olayla ilgili olarak herhangi bir beyanda bulunmadan doğrudan hazırlık ifadesine atıfta bulunması, okunan hazırlık ifadesinin doğru olduğunu söylemesi şeklindeki beyanıyla yetinilmesi, dolayısıyla sorgunun usulünce yapılmaması, adil yargılanma ve savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte olması,

 

Hususları hukuka aykırılık oluşturduğundan, mahkûmiyet hükmünün öncelikle usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

 

1) Hükümlünün (sanığın) temyizine atfen ve resen; lehe Kanun değerlendirmesi sonucu verilen …Askeri Mahkemesinin 2.9.2014 tarihli, 2013/1520 Esas ve 2014/809 Karar sayılı uyarlama mahkûmiyet hükmünün YOK HÜKMÜNDE SAYILMASINA;

 

2) Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca …Askeri Mahkemesinin 27.8.2009 tarihli, 2009/153-437 Esas ve Karar sayılı mahkûmiyet hükmünün usul yönünden BOZULMASINA;

 

23.2.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy