Askeri Yargıtay 3. Daire 2012/755 Esas 2012/744 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 755
Karar No: 2012 / 744
Karar Tarihi: 19.06.2012

(1632 S. K. m. 91)

19.04.2006günü akşam içtimasından sonra sanığın arkadaşları ile birlikte voleybol; Topçu Onb.Ö.K.’nin ise hemen yan tarafta bulunan boş alanda arkadaşları ile futbol oynadıkları sırada futbol topunun voleybol sahasına kaçması nedeniyle tartıştıkları, tartışmanın büyümesi neticesinde taraflar arasında arbede yaşandığı,

Bu olaydan bir süre sonra, sanığın, temyize gelmeyen diğer sanık P.Er A.K. ile birlikte 20.00-22.00 saatleri arasında koğuş nöbetçisi olan Topçu Onb. Ö.K.’nin yanına geldikleri ve tartışma sırasında neden küfür ettiğini sorarak üzerine yürüdükleri, sanıklardan Erdal’ın Onb.Ö.K.’nin yakasından tutarak çenesine bir yumruk attığı, sanık Aydın’ın salladığı yumruğun ise mağdura isabet etmediği, gürültü üzerine koğuşa gelen nöbetçi subayı Tğm.T.S.’nin tarafları odasına götürdüğü, sanıklardan A. ile odasında konuştuğu sırada, koridorda bekleyen Erdal’ın yeniden Onb. Ö.’ye saldırdığı ve dudağına yumruk ile vurarak altı dikiş atılacak şekilde yaraladığı anlaşılmaktadır.

Bu oluş şekline göre sanığın eylemlerinin zincirleme üste fiilen taarruz suçunu oluşturduğu kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde mahkumiyetine karar verilmiş ise de,

Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 21.05.2009 tarihli, 2009/71-70 Esas ve Karar sayılı kararında da açıklandığı gibi; aynı anda ve aynı kasıt altında müessir fiilin çeşitli şekillerde taaddüt etmesi (Çoğalması, sayısının artması) müteaddit veya müteselsil suçun mevcudiyetini göstermez. Üste fiilen taarruz suçunun mahiyetine ve kanundaki tanımına göre, taarruz teşkil eden hareketlerin taaddütü, ancak suçun çeşitli icra hareketlerini teşkil edecektir. Burada esas olan, icra hareketlerine dış bir etki olmaksızın kendiliğinden son verilmesidir. Fail, kendisi tarafından sona erdirilen icra hareketlerini zaman ve mekan farkı ile yeniden devam ettirecek olursa, müstakil ve ayrı suçlar söz konusu olacaktır. Çünkü, fail tarafından icra hareketlerinin yeniden tekrarlanması, ayrı bir kastın varlığını gösterir.

Bu bağlamda, sanık koğuşta başladığı üste fiilen taarruz suçunu, araya girenler nedeniyle tamamlayamamış, olaya el koyan nöbetçi subayının P.Er A.K. ile konuştuğu sırada koridorda mağdur ile yalnız kalmasını fırsat bilerek eylemine burada devam etmiştir. Dolayısıyla, sanığın kısa bir zaman aralığında, kendi iradesiyle sonlandırmadığı ilk eyleminin devamı niteliğinde gerçekleştirdiği ikinci eylemin, sanığın amacındaki birlik de dikkate alındığında, bir bütün halinde, ASCK’nın 91/1’inci maddesi kapsamında tek bir üste fiilen taarruz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy