Askeri Yargıtay 3. Daire 2006/700 Esas 2006/699 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2006/ 700
Karar No: 2006 / 699
Karar Tarihi: 02.05.2006

(1632 S. K. m. 82, 85) (353 S. K. m. 11, 162, 221) (5237 S. K. m. 62)

Üstü tehdit ve üste hakaret suçlarından sanık Em.Astsb.Per.Kd.Bçvş.Hayrettin DEMİR hakkında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesince tesis olunan 22.12.2005 tarih ve 2005/752-991 Esas ve Karar sayılı mahkumiyet ve beraete ilişkin hükümlerin, yasal süresi içinde Askeri Savcı ve Sanık Müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyası, Askeri Yargıtay Başsavcılığının bozma istemini içeren 21.04.2006 tarih ve 2006/2578 sayılı tebliğnamesine bağlı olarak Dairemize gönderilmekle incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece; sanığın,

1- 18.09.2004 tarihinde üstü olan Tbp.Kd.Ütğm.Barış DEMİREL'e yönelik olarak, üstü tehdit suçunu işlediği belirtilerek, ASCK'nın 82/2'nci maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında; Kanuni unsurları itibariyle oluşmayan üstü tehdit suçundan, 353 sayılı Kanunun 162'nci maddesi uyarınca beraetine;

2- 18.09.2004 tarihinde üstü olan Tbp.Kd.Ütğm.Barış DEMİREL'e yönelik olarak üste hakaret suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK'nın 85/1 (birinci cümlesi) ve TCK'nın 62/1'inci maddeleri uyarınca iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, yasal imkansızlık nedeniyle hapis cezasının paraya çevrilmesine ve ertelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Hüküm; yasal süre içinde sanık müdafii tarafından, sanığın eylemlerinin üste saygısızlık suçunu oluşturabileceği, gözlem altında tutulduğu sürelerin cezasından mahsup edilmediği, M.S.B.'nın emekliliğini 06.09.2004 tarihinde onayladığı, sanığın ise emekliliğini onayladığını öğrendiği ve kimlik kartına da yazılmış olan tarihin 13.09.2004 tarihi olduğu, bu tarihten itibaren asker kişi sıfatının sona erdiği cihetle, eylemleri nedeniyle askeri yargının görevli olmadığı;

Askeri Savcı tarafından ise; üstü tehdit suçunun unsurları itibariyle oluşmasına rağmen verilen beraet kararının yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; sanığın eylemlerinin adiyen hakaret ve tehdit suçlarını oluşturduğundan, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği ileri sürülerek bozma yönünde görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede;

Ankara-Mamak 28 inci Mknz.P.Tug.Mrk.Şb.Md.lüğü İdari İşler Astsubayı olarak görevli iken malulen emekli olan sanığın, Çiğiltepe lojmanlarında ikamet etmekte olduğu sırada 18.09.2004 tarih ve saat 21.50 sıralarında, eşofmanlı olduğu halde sarhoş olarak 2 numaralı Nizamiye yanından geçmekte iken, daha önceden buraya park edilmiş bulunan ve üzeri branda ile örtülü olan mağdur Tbp.Utğm.Barış DEMİREL'e ait 34 TF 0741 plakalı Yamaha marka motosiklete yaslanarak yürümek istemesi nedeniyle, motosikletin devrilmesine sebebiyet verdiği ve kendisinin de motosikletin üzerine düştüğü, nizamiye nöbetçisi olarak görevli olan Ord.Er Hasan ŞAHİN'in sanığa yardım için gittiğinde sanığın aşırı sarhoş olması nedeniyle nöbetçiden kendisine bira getirmesini istediği, nöbetçinin ise bu isteği kabul etmediği, sanığın nizamiye yakınında oturmaya başladığı, olaydan kısa bir süre sonra Tbp.Yzb.Hasan BÜLBÜL'ün kullandığı araç ile nizamiyeden giriş yapan mağdur Ütğm.Barış DEMİREL'in, motorunun devrilmiş olduğunu görmesi üzerine nizamiye görevlilerine sorduğunda, sanığın devirdiğinin söylendiği, Yzb.Hasan ve Ütğm. Barış’ın sanığın yanına gittikleri, aşırı sarhoş olan sanığın siz kimsiniz, polismisiniz diyerek kimlik sorduğu, Yzb. Hasan BÜLBÜL ve Ütğm. Barış DEMİREL'in kendilerini rütbelerini belirterek ve doktor olduklarını söyleyerek tanıttıkları, sanığa mağdur Ütğm. Barış'a kendisini tanıdığını, babasının general olduğunu bildiğini söylediği, Ütğm. Barış'ın ise sanığa motosiklette hasar var, bunu tespit ettirmeliyiz, hasarı ödemen gerekir demesi üzerine sanığın, mağdurun üstü olduğunu bildiği halde motorun üzerine düşmüşsek ne olmuş, ben ödemem, ödersem sizde hayatınızla ödersiniz diyerek mağduru tehdit ettiği, ayrıca şerefsiz, ibne ve sinkaflı sözlerle üstü olan mağdur Ütğm. Barış DEMİREL'e küfür ettiği ve oğullarına dövdürteceği şeklinde tehditlerde bulunduğu maddi olay olarak sübut bulmaktadır.

Sanığın olay sırasında Tbp.Ütğm. Barış DEMİREL'in üstü olduğunu, üsteğmenin kendisini tanıtması ve daha sonra kimliğini incelemesi suretiyle öğrenmesine karşı ona yönelik olarak belirtilen küfürleri ettiğinin tanık beyanlarınca ifade edildiği ve bu suretle sanığın üste hakaret suçunu işlediği;

Sanığın mağdura karşı söylemiş olduğu tehdit içeren sözler incelendiğinde; sanığın sözlerinin çocukların kavga sırasında birbirlerine söyledikleri sözlere benzediği, sarhoş vaziyette olması nedeniyle muhatabı tarafından da önemsenmediği ve karşılık verilmediği, tehdidin bu şekilde ciddi bir korku ve endişe yaratacak nitelikte olmadığı kanaatine varılıp, üstü tehdit suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilerek sanık hakkında, üste hakaret suçundan mahkumiyet, üstü tehdit suçundan beraet hükümleri tesis edilmiş ise de;

Sanığın T.S.K'den malulen emekliğinin 06.09.2004 gün ve 2004/72 sayılı karar bakanlık onayından geçtiği görülmektedir (Dz.73-74). Bu karar birlik komutanlığına 13.09.2004 tarihinde gelmiş ve bu tarihte sanık tarafından öğrenildiğinin birlik komutanlığının yazısından (Dz.74) anlaşılmaktadır. Sanık 06.09.2004 tarihinde malulen emekliliğin onanması ile bu tarihte asker kişi sıfatını kaybetmiştir. Sanığın TSK'lerinden ayrılması hakkındaki onayın sanığa izinli, hava değişimli, istirahatli, sayman veya mal defteri subayı olsa dahi ilişiğinin kesilmesinin istendiği beraberindeki emirden de anlaşılmaktadır.

Sanığın, suç tarihi olan 18.09.2004 tarihi itibariyle, sadece asker kişiler tarafından işlenebilen ve sivil kişi kapsamında olduğundan, sırf askeri suç vasfındaki üste hakaret ve üstü tehdit suçlarını işleyebilme imkanına sahip değildir.

Somut olayda, asker olmayan kişilerin Askeri Mahkemelerde yargılanmasını gerektiren şartların gösterildiği, 353 sayılı kanunun 11 ve Ek-6'ncı maddelerinde belirtilen şartlarda oluşmamıştır.

Bu itibarla sanığın eylemlerinin adiyen hakaret ve adiyen tehdit suçlarını oluşturduğu anlaşılmakla, her iki suçtan ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyet ve beraet kararları verilmesi yasaya aykırı olduğundan, hükümlerin görev yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Mahkumiyet ve beraet hükümlerinin, Askeri Savcı ve Sanık Müdafiinin temyiz sebeplerine atfen ve resen 353 sayılı Kanunun 221/1 'inci maddesi gereğince, görev yönünden ayrı ayrı BOZULMASINA, 02.05.2006 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy