Askeri Yargıtay 2. Daire 2017/7 Esas 2017/19 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2017/ 7
Karar No: 2017 / 19
Karar Tarihi: 11.01.2017

(2803 S. K . m. 3, 4, 7, 8, 15 )

Askeri Mahkemece;

1) Katılan sanık J.Ütğm. .....’ın 20.5.2015 tarihinde;

a) J.Bçvş. .....’e karşı asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 117/1, TCK’nın 29 (3/4 oranında), 62/1, 50/3, 50/1-a ve 52’nci maddeleri uyarınca 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

b) J.Bçvş. .....’e karşı hakaret suçunu işlediği kabul edilerek, TCK’nın 125/1-4, 62/1, 50/1-a ve 52’nci maddeleri uyarınca 1.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

2) Katılan sanık J.Bçvş. .....’in 20.5.2015 tarihinde;

a) J.Ütğm. .....’a karşı üste/amire fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 91/1 (az vahim hâl cümlesi), TCK’nın 29 (3/4 oranında), 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca 740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

b) Emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 87/1 (2’nci cümlesi), TCK’nın 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

c) Askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 130/1, TCK’nın 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

Karar verilmiştir.

Tebliğnamede; hükümlerin görev yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

1) Tarafların temyiz taleplerinin hangi hükümlere yönelik olduğuna ve süresinde olup olmadığına ilişkin olarak yapılan incelemede:

Katılan sanık J.Ütğm. ..... tarafından; kendisi hakkında tesis edilen mahkûmiyet hükümlerinin esasa ilişkin sebeplerle, sanık J.Bçvş. ..... hakkında amire fiilen taarruz suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün ise az ceza verildiği gerekçesiyle, yasal temyiz süresi içerisinde temyiz edildiği, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Katılan sanık J.Bçvş. ..... müdafi tarafından; sanık J.Bçvş. ..... hakkında tesis edilen mahkûmiyet hükümlerinin esasa ilişkin sebeplerle yasal temyiz süresi içerisinde temyiz edildiğinde tereddüt bulunmamaktadır.

Sanıkların ve sanık J.Bçvş. ..... müdafiin hazır bulunduğu 23.3.2016 tarihli hüküm duruşmasında hükümlerin tefhimini müteakip müdafi tarafından verilen 23.3.2016 kayıt tarihli temyiz dilekçesinde (Dz. 182); sanık J.Bçvş. ..... hakkında verilen hükümleri temyiz ettiğini beyan ettiği, ancak bu dilekçede sanık J.Ütğm. ..... hakkında verilen hükümleri temyiz ettiğine dair bir ibarenin yazılı olmadığı, gerekçeli hükmün müdafie 8.4.2016 tarihinde tebliğinden sonra müdafiin 14.4.2016 tarihinde kayda giren ayrıntılı temyiz dilekçesinde; sanık J.Bçvş. ..... hakkında verilen hükümleri temyiz ettiğine dair beyanlarının yer aldığı, ancak bu dilekçede de sanık J.Ütğm. ..... hakkında verilen hükümleri temyiz ettiğine dair bir talepte bulunmadığı, sanık J.Ütğm. .....’ın temyiz dilekçesinin sanık J.Bçvş. ..... müdafiine tebliğinin ardından müdafiin bu dilekçeye verdiği 14.6.2016 tarihinde kayda giren cevabi dilekçesinde sanık J.Ütğm. ..... hakkında verilen hükümleri temyiz ettiğini beyan ettiği, ancak, sanık J.Bçvş. ..... müdafiin sanık J.Ütğm. ..... hakkında verilen hükümleri temyiz ettiğine dair beyanının olduğu 14.6.2016 tarihli dilekçenin, 23.3.2016 tarihinde başlayan bir haftalık temyiz süresinin sona ermesinden sonra verildiği anlaşıldığından, sanık J.Bçvş. ..... müdafiin sanık J.Ütğm. ..... hakkında verilen hükümlere ilişkin temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

2) Görev Yönünden Yapılan İncelemede:

Askeri mahkemece; sanıkların atılı suçları işledikleri kabul edilerek yazılı olduğu şekilde ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar verilmiş ise de;

Ayrıntıları Dairemizin 24.8.2016 tarihli, 2016/452-487; 29.9.2016 tarihli, 2016/499-520; 29.9.2016 tarihli, 2016/535-533 ve 29.9.2016 tarihli, 2016/536-534 Esas ve Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere; 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nda, 25.7.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan değişiklikler sonucunda; Jandarmanın askeri bir güvenlik kuvveti olmaktan çıkarıldığı ve kural olarak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinden ayrıldığı, Jandarma personelinin askeri görevlerinin sınırlandırıldığı, Jandarma personeline askeri görev verilmesinin istisnai olduğu ve belirli şartlar gerçekleştiğinde, ancak askeri görev verilebileceği, askeri mahkemelerin Jandarma personelini yargılama görevinin sadece askeri görev verildiği takdirde söz konusu olabileceği anlaşılmaktadır. 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 7’nci maddesine göre, Jandarmaya sadece Kanunlarla askeri görev verilebilecek ve aynı Kanunun 15/d maddesine göre, Jandarma personeli sadece askeri görev verildiği takdirde askeri mahkemelerde yargılanabilecektir.

2803 sayılı Kanunun, 25.7.2016 tarihli ve 668 sayılı KHK ile değişik 15’inci maddesi, jandarma personelinin işlediği suçların yargılamasında, hangi yargı kolunun görevli olduğunu açıkça düzenleyen bir usul hükmüdür ve tüm usul hükümleri gibi, yürürlüğe girdiği tarihten sonra, derdest olan davalarda uygulanması gereklidir.

Askeri mahkemelerin görevini düzenleyen 353 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinde, “… kanunlarda aksi yazılı olmadıkça …” ifadesi kullanılarak, askeri mahkemelerin genel görevine kanunlarla istisna getirilebileceğinin hüküm altına alındığı, bu kapsamda 2803 sayılı Kanunun 15’inci maddesi “d” bendinin, askeri mahkemelerin Jandarma personeli üzerindeki yargılama görevini düzenlediği ve 353 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesine açıkça istisna getirdiği sonucuna varılmıştır.

Yapılan açıklamaların ışığı altında; jandarma subay ve astsubayı olarak görevli olan sanıkların, kamu davasına konu edilen eylemlerinin, Jandarma personeline kanunlarla tevdi edilmiş askeri bir görevden kaynaklanmadığı, bu nedenle 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 15’inci maddesinin “d” bendine göre, dava konusu eylemlerinden dolayı yargılama yapmaya askeri mahkemelerin görevli olmadığı sonucuna varıldığından ve kamu düzenini doğrudan ilgilendiren görev konusunun davanın her aşamasında öncelikle ve resen göz önünde bulundurulması gerektiğinden, hükümlerin, görev yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiş, bozma sebebi karşısında, diğer yönlerden inceleme yapılmamıştır.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

1) Sanık J.Bçvş. ..... müdafiin, sanık J.Ütğm. ..... hakkında verilen hükümlere ilişkin süresinde yapılmadığı belirlenen temyiz isteminin, 353 sayılı Kanun’un 217/1’inci maddesi gereğince REDDİNE,

2) Sanık J.Bçvş. ..... müdafi ve sanık J.Ütğm. .....’ın temyizlerine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, hükümlerin görev yönünden ayrı ayrı BOZULMASINA;

11.01.2017 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy