Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/70 Esas 2016/102 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 70
Karar No: 2016 / 102
Karar Tarihi: 03.02.2016


(1632 S. K. m. 87) (5271 S. K. m. 226) (353 S. K. m. 207, 221)

 

Askeri Mahkemenin 12.12.2013 tarih ve 2013/96-744 Esas ve Karar sayılı kararı ile; sanığın, 26.2.2012 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 87/1 (ikinci cümlesi) ve TCK'nın 62’nci maddeleri gereğince iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, bu karar taraflarca itiraz edilememek suretiyle 27.1.2014 tarihinde kesinleşmiş;

 

Sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde, … 2'nci Sulh Ceza Mahkemesinin 10.6.2014 tarih ve 2014/404-514 Esas ve Karar sayılı mahkûmiyet hükmü ile; 16.3.2014 tarihinde basit yaralama suçunu işlediği kabul edilerek, mahkûmiyetine karar verilmesi ve bu hükmün 2.7.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine, taraf teşkil edilerek yeniden duruşma açılmak suretiyle yapılan yargılamada; Askeri Mahkemenin temyize konu mahkûmiyet hükmü ile; açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanarak, sanığın, 26.2.2012 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 87/1 (ikinci cümlesi) ve TCK'nın 62’nci maddeleri gereğince iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.

 

Hüküm; sanık tarafından, sebep gösterilmeksizin temyiz edilmiştir.

 

Tebliğnamede; hükmün usule aykırılık nedeniyle bozulması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

 

Yapılan incelemede; Askeri Mahkemece; sanığın, 26.2.2012 tarihinde kalk saati olan 07:00’de kalkmadığı, önce koğuş nöbetçisi Bkm.Er S.D.’nin, ardından Nöbetçi Astsubay P.Bçvş. Ö.Ç.’nin sanığa kalkmasını emrettikleri, ancak sanığın bu emirlere rağmen kalkmadığı, bu suretle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, hükmün açıklanması suretiyle, yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

 

Sanık hakkında düzenlenen iddianamede, hükme konu edilip esas alınan olay ve eylem açıklandıktan sonra sanığın “emre itaatsizlikte ısrar” suçundan dolayı ASCK’nın 87/1’inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmış, yapılan yargılama sonucu Askeri Mahkemece, sanığın ek savunması saptanmadan, anılan maddenin daha ağır yaptırımı içeren ikinci cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ilk cümlesinde anılan suçun basit hali, ikinci cümlesinde ise daha fazla yaptırımı içeren vasıflı hali düzenlenmiştir. İddianamede iki durumdan hangi cümle uyarınca cezalandırılmasının istendiği belirtilmediği için, davanın ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ilk cümlesinden açıldığının kabulü gerekmektedir.

 

CMK’nın “Suçun niteliğinin değişmesi” başlığını taşıyan 226’ncı maddesinin 1’inci fıkrası; “Sanık, suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez”, 2’nci fıkrası ise; “Cezanın artırılmasını... gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır” hükümlerini içermektedir.

 

ASCK’nın 87/1’inci maddesinin birinci cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle hakkında dava açılan sanığın, iddianamede belirtilen eyleminin ASCK’nun 87/1’inci maddesinin ikinci cümlesinde tanımlanan emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturması ihtimaline binaen ek sorgusunun tespiti gerekirken, değişmesi muhtemel suç vasfı karşısında ek savunması alınmadan hüküm kurularak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve daha sonra bu hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesi, CMK’nın 226 ve 353 sayılı Kanun’un 207/3-H maddeleri gereğince savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuran hukuka kesin aykırılık niteliğinde olduğundan, hükmün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (Askeri Yargıtay 1'inci Dairesinin 21.12.2011 tarih ve 2011/1084-1068; 2'nci Dairesinin 22.2.2012 tarih ve 2012/292-289; 4'üncü Dairesinin 26.11.2013 tarih ve 2013/1334-1311 Esas ve karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)

 

Tebliğnamede; istinabe mahkemesince sanığa iddianamenin tebliği ile sorgu ve savunmasını yapması için bir haftalık yasal süre bulunduğunun, ayrıca duruşmalarda hazır bulunmak mecburiyetinden bağışık tutulabilmesi için sanığın talebi bulunması gerekmesine karşın, bu yöndeki talebi bulunup bulunmadığı sorulmadan duruşmalardan bağışık tutulmasına karar verilmesinin usule aykırılık oluşturduğu, bu nedenlerle de hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de;

 

İlk yargılama sırasında sorgusunun tespiti için hakkında yakalama emri çıkarılan sanığın yakalanması sonrası sorgu ve savunmasının tespit edildiği istinabe duruşma tutanağında, sanığa  duruşmadan bağışık tutulmayı isteyip istemediğine ve iddianame tebliğ edildikten sonra bir haftalık yasal süre hakkı bulunduğu hususunun açıkça sorulduğuna ilişkin bir ifade yer almamakta ise de; istinabe mahkemesince iddianamenin sanığa tebliğ edilerek okunduğu (Dz.72),

 

Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle tekrar duruşma açılarak yürütülen yargılama sırasında, Askeri Mahkemece yazılan talimatta, belirtilen yasal haklarının ayrıntılı olarak yazılı olduğu (Dz.96),  istinabe mahkemesince bu talimatın ve talimata ekli iddianamenin yüzüne karşı okunarak bildirilmesinden, diğer bir anlatımla, savunma hazırlığı için gereken bir haftalık yasal süreyle ilgili hakları ve duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği hatırlatıldıktan sonra, sanığın, haklarını bildiğini, savunmasını burada yapacağını, avukat istemediğini beyan etmesi üzerine tekrar sorgusunun tespit edildiği, sanığın da savunmalarında sadece hükmün açıklanması ihtimaline binaen beyanda bulunmadığı, aynı zamanda iddianame kapsamındaki suçlamaya karşı savunmasını yapmış olduğu göz önüne alındığında (Dz.101), bu konudaki hukuka aykırılığın giderildiği ve sanığın savunma hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceği sonucuna varıldığından tebliğnamede ileri sürülen görüşe iştirak edilmemiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın temyizine atfen ve resen hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince usul yönünden BOZULMASINA;

 

3.2.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sebepte kısmen aykırı, sonuçta uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy