Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/68 Esas 2016/100 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 68
Karar No: 2016 / 100
Karar Tarihi: 03.02.2016


(5271 S. K. m. 74) (1632 S. K. m. 66, 68) (5237 S. K. m. 50, 52, 62) (353 S. K. m. 221)

 

Askeri Mahkemece; sanığın,

 

1) 20.7.2012-12.9.2012 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-b, TCK’nın 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına;

 

2) 15.9.2012-21.9.2012 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-a, TCK’nın 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına;

 

3) 24.9.2012-3.1.2013 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, eylemine uyan ASCK’nın 66/1-a, TCK’nın 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına;

 

Karar verilmiştir.

 

Hükümler; sanık tarafından, uygulamaya ilişkin sebepler ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

 

Tebliğnamede; 20.7.2012-12.9.2012 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen izin tecavüzü suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünde; 24.9.2012-3.1.2013 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen firar suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma ve suç tarihinin hatalı tespiti yönlerinden; 15.9.2012-21.9.2012 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen firar suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmünün esas (sübut) yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

 

Yapılan incelemede; Askeri Mahkemece; sanığın, 2 gün yol ve 20 gün izin süresi tanınarak 27.6.2012 tarihinde gönderildiği izinden, 19.7.2012 tarihinde saat 24:00’e kadar Birliğine katılması gerekirken, 12.9.2012 tarihinde yakalandığı, ardından teslim edildiği … Askerlik Şubesi Başkanlığınca aynı gün 2 gün yol süresi verilerek Birliğine sevk edilen sanığın en geç 14.9.2012 tarihinde saat 24:00’a kadar Birliğine katılması gerekirken, 21.9.2012 tarihinde saat 10.30 sıralarında yakalandığı, ardından … Askerlik Şubesi Başkanlığınca 22.9.2012 tarihinde 1 gün yol süresi verilerek Birliğine sevk edilen sanığın 23.9.2012 tarihinde Birliğine katılması gerekirken bir başka suçtan 3.1.2013 tarihinde tutuklandığı, böylece 20.7.2012-12.9.2012 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu, 15.9.2012-21.9.2012 ile 24.9.2012-3.1.2013 tarihleri arasında iki ayrı firar suçunu işlediği kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verildiği, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

 

1) Sanığın sorgusunda (Dz. 136); 2,5 yıldır madde bağımlısı olduğunu beyan etmesine rağmen, psikiyatri uzmanı bilirkişinin mütalaasında (Dz. 290, 292); TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği Eki Hastalık ve Arızalar Listesinin 17’nci maddesine göre sanığın askerliğe elverişliliği üzerinde önem arz eden bu hususta herhangi bir değerlendirme yapmadığı görülmektedir.

 

Sanıktan sorulmak ve gerekli araştırmalar yapılmak suretiyle, mevcutsa, uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle gördüğü tedavilere ilişkin belgelerin getirtilmesi; sanığın uyuşturucu madde bağımlısı olup olmadığı ve bu yönden askerliğe elverişli bulunup bulunmadığı hususunda psikiyatri uzmanı bir bilirkişiye ön muayenesi yaptırılarak, bilirkişinin lüzum görmesi hâlinde CMK’nın 74’üncü maddesi uyarınca, adli gözlem altına alınması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin hüküm tesis edilmesi, tüm mahkûmiyet hükümleri açısından noksan soruşturma teşkil etmektedir.

 

2) Sanığın izin belgesinde (Dz. 1); 27.6.2012 tarihinde izne ayrıldığı saatin matbu olarak 8:00 olarak belirtildiği görülmekle birlikte, öncelikle sanığın tam olarak hangi saatte Birliğinden ayrıldığının araştırılması, şayet sanığın hangi saatte Birliğinden ayrıldığı tespit edilemez ise, izine ayrıldığı günün bitiminin izin başlangıç tarihi olarak esas alınması gerekirken, Askeri Mahkemece sanığın tam olarak saat kaçta Birliğinden ayrıldığı tespit edilmeksizin, izin başlangıç tarihinin 27.6.2012 tarihi bitimi olarak kabul edilip, buna göre suç başlangıç tarihinin tespit edilmesi, izin tecavüzü suçu açısından noksan soruşturma teşkil etmektedir.

 

Belirtilen sebeplerle, mahkûmiyet hükümlerinin noksan soruşturma yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

 

3) Öte yandan, sanığın 2.1.2013 tarihinde yakalandığı dava dosyasında bulunan (Dz. 195) yakalama tutanağından açıkça anlaşılmasına rağmen, 24.9.2012-3.1.2013 tarihleri arasında işlediği kabul edilen firar suçunun temadi bitim tarihinin 2.1.2013 olarak kabul edilmesi gerekirken, kısa kararda ve gerekçeli hükümde dosya kapsamı ile uyuşmayacak şekilde, 3.1.2013 tarihi olarak kabul edilmesi nedeniyle, 24.9.2012-3.1.2013 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen firar suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmünün, suç tarihinin hatalı tespiti yönünden de bozulmasına karar verilmiştir.

 

Tebliğnamede; “…Sanık hakkında, Askeri Mahkemece, yukarıda belirtilen şekilde maddi vakıa kabulünden sonra 15.9.2012-21.9.2012 tarihleri arasında firar suçunu işlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmakta ise de, sanığın işlemiş olduğu eyleminin yedi günü aşmaması nedeniyle ASCK’nın 66/1-a maddesinden düzenlenen firar suçunu oluşturmayacağı;...sanığın eyleminin, 15.9.2012-21.9.2012 tarihleri arasında yedi günü aşmayacak şekilde temadi ettiği ve temadisinin yakalanmak suretiyle sona erdiği anlaşılmakla, ASCK'nın 66/1-a maddesinde düzenlenen firar suçuna ve ceza kanunlarında tanımlanan başka bir suça vücut vermediğinin, disiplinsizlik teşkil ettiğinin anlaşılması nedeniyle mahkûmiyet hükmünün esas (sübut) yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.” şeklinde görüş bildirilmiş ise de;

 

… Askerlik Şubesi Başkanlığınca 12.9.2012 tarihinde 2 gün yol süresi verilerek Birliğine sevk edilen (Dz. 112, 113) sanığın 14.9.2012 tarihinde saat 24.00’a kadar Birliğine katılması gerekirken katılmayarak, 21.9.2012 tarihinde saat 10.30 sıralarında yakalanması (Dz. 85, 94) ile son bulan eyleminde, suç başlangıç ve bitiş tarihleri arasında ASCK’nın 66’ncı maddesinde düzenlenen firar suçunun oluşumu için gereken “6 gün + 24 saatlik” süre mevcut olmamasına rağmen, sanığın yakalanmakla son bulan dava konusu eyleminin, unsurlarının oluşması hâlinde, ASCK’nın 68’inci maddesinde düzenlenmiş olan yakalanmakla son bulan mehil içi firar suçunu oluşturabileceği anlaşıldığından, suç vasfına tekabül eden bu durumun, bozmadan sonra yapılacak yargılamada Askeri Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilerek, tebliğnamede belirtilen bu görüşe iştirak edilmemiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, 20.7.2012-12.9.2012 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen izin tecavüzü ve 15.9.2012-21.9.2012 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen firar suçlarından tesis edilen mahkûmiyet hükümlerinin noksan soruşturma yönünden; 24.9.2012-3.1.2013 tarihleri arasında işlendiği kabul edilen firar suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, noksan soruşturma ve suç tarihinin hatalı tespiti yönlerinden ayrı ayrı BOZULMASINA;

 

3.2.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sebepte kısmen farklı, sonuçta uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy