Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/63 Esas 2016/97 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 63
Karar No: 2016 / 97
Karar Tarihi: 03.02.2016


(1632 S. K. m. 30) (5237 S. K. m. 52, 61, 62, 157, 168) (353 S. K. m. 217, 221, 254) (AYDK 23.10.2008 T. 2008/175 E. 2008/169 K.)

 

Askeri Mahkemece, sanığın;

 

1) 22.8.2012 tarihinde, mağdur Dz.İkm.Uzm.Çvş. T.D.’ye yönelik olarak, dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilerek, TCK’nın 157 (teşdiden), 168/1 ve 62’inci maddeleri uygulanmak suretiyle beş ay hapis ve sekiz gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının TCK’nın 52’inci maddesi uyarınca günlüğü yirmi Türk Lirasından hesaplanarak yüz altmış Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına,

 

2) 28.11.2012 tarihinde, mağdur Dz.Y/S Kd.Çvş. B.K.’ye yönelik olarak, dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilerek, TCK’nın 157 ve 62’inci maddeleri uygulanmak suretiyle on ay hapis ve dört gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının TCK’nın 52’inci maddesi uyarınca günlüğü yirmi Türk Lirasından hesaplanarak seksen Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına,

 

3) 2013 yılı Ocak ayında, mağdur Dz.Elk.Bçvş. K.K.’ye yönelik olarak, dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilerek, TCK’nın 157 (teşdiden), 168/2 ve 62’inci maddeleri uygulanmak suretiyle yedi ay on beş gün hapis ve on iki gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının TCK’nın 52’inci maddesi uyarınca günlüğü yirmi Türk Lirasından hesaplanarak iki yüz kırk Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına,

 

4) ASCK’nın 30/B maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına,

 

Karar verilmiştir.

 

Hükümler; sanık tarafından, sebep gösterilmeden temyiz edilmiştir.

 

Tebliğnamede; hükümlerin ayrı ayrı onanmasına karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

 

A) Mağdurlar T.D. ve K.K.’e yönelik dolandırıcılık suçları yönünden yapılan incelemede:

 

Mağdur Dz.İkm.Uzm.Çvş. T.D.’nin, 2012 yılında tayin olduğu TCG Işın Komutanlığına katıldıktan sonra, Gemi İkinci Komutanı Dz.Yzb. İ.B. ile yaptığı sohbet esnasında, daha önce görev yaptığı yerde başına gelen bir olay nedeniyle hakkında dava açıldığını anlattığı, İ.B.’nin de sanığın daha önce yargılandığını belirterek tanıdığı bir avukatın olabileceğini söylediği, bunun üzerine mağdurun sanığın yanına giderek avukat tutma hususunda sanıktan yardım istediği, sanığın mağdura avukatlık yapan emekli amiral tanıdığı olduğunu söylediği ve ardından tanıdığı avukatla konuştuğunu, davaya bakacağını belirttiği ve 22.8.2012 tarihinde mağdurdan avukata vermek için para istediği, mağdurun avukata vermesi için sanığa 480 TL ve 750 TL olmak üzere toplamda 1230 TL’yi banka havalesi ile göndererek verdiği, mağdurun … Askeri Mahkemesinde görülecek duruşma günü öncesinde bahsi geçen avukatla görüşemediği, sanığın, “avukatın herkesle görüşmediği” gibi gerekçeler söyleyerek mağdura avukatın cep telefonu numarasını vermediği, duruşma günü görüşebileceğini söylediği, ardından mağdurun ... Askeri Mahkemesinde 2013 yılı Nisan ayında yapılan duruşmasına bahsi geçen avukatın katılmadığı, bu olay nedeniyle mağdurun sanıktan parasını geri almak istediği, ancak sanığın “avukatın bu miktardaki paralardan dolayı geri ödeme yapmayacağı”, “herkesle görüşmediği” ve “adresini bilmediği” şeklinde gerekçeler ileri sürerek avukatın cep telefonu numarasını mağdura vermediği, 2014 yılı Şubat ayında internette olayla ve sanıkla ilgili olarak çıkan yazının ardından Gemi Komutanı Dz.Bnb. S.G.’nin durumdan haberdar olduğu ve sanığın avukatın telefon numarası olarak verdiği telefon numarasını mağdura bildirdiği, telefonu kullanan kişi ile mağdurun buluştuğu ve avukatlık için verilen paranın bir kısmının mağdura iade edildiği, kalan kısmının ise kovuşturma başlamadan önce ve son olarak 7.7.2014 tarihinde sanık tarafından mağdurun cep telefonu numarasına havale edilerek iade edildiği,

 

Sanığın, 2013 yılı Ocak ayında mağdur Dz.Elk.Bçvş. K.K. ile sohbet ettikleri sırada, babasının … Hipodromundan emekli olduğunu ve at kiralama işi ile uğraşan tanıdıklarının olduğunu, uzun yıllardır yarış atı kiralama işi ile ilgilendiğini ve bu işte çok para olduğunu söylediği, mağdurun da bunun üzerine sanığa yarış atı kiralama işine girmek üzere 2350 TL verdiği, sanığın bu anlaşma ile ilgili bir noter belgesi hazırlayıp getireceğini söylediği, ancak mağdura uzun bir süre geçmesine rağmen böyle bir belge vermediği ve devamında mağdura atın öldüğünü söylediği, durumdan Gemi İkinci Komutanı Dz.Yzb. İ.B.’nin haberdar olması ve sanıkla konuşması üzerine mağdura ait parayı taksitler hâlinde ve son taksitini de kovuşturma aşamasının başlamasından ve maaşların ödendiği 15.7.2014 tarihinden sonra ödeyerek iade ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

 

TCK’nın 157’nci maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına bir yarar sağlanması ile teşekkül etmektedir. Fail tarafından ortaya konulan aldatıcı davranışlarla bir kimsenin iradesinin yanıltılması ve mağdurun sakatlanan bu iradenin tesiri altında kalarak, gerçek durumu bildiği takdirde yapmayacağı tasarruf işlemlerini fail veya onun istediği bir başka şahıs yararına yapması, doktrin ve yargısal tatbikatta dolandırıcılık olarak nitelendirilmektedir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun 23.10.2008 tarihli, 2008/175-169 Esas ve Karar sayılı ilamı).

 

Temyiz incelemesine konu olaylarda sanığın; tanıdığı bir avukat olduğu, bu avukatın herkesle konuşmadığı, ancak hakkındaki davaya bakacağını söyleyerek avukata verilmek üzere mağdur T.D.’den para istediği, yine babasının … Hipodromundan emekli olduğu ve at kiralama işi ile uğraşan tanıdıklarının olduğu, uzun yıllardır yarış atı kiralama işi ile ilgilendiği ve bu işte çok para olduğunu, noter belgesi vereceğini söyleyerek mağdur K.K.’den bu işe ortak olmasını istediği, her iki mağdurun da sanığın bu sözlerine inanarak paralarını verdikleri, sanığın aldığı paraları da “avukatın bu miktardaki paralardan dolayı geri ödeme yapmayacağı”, “herkesle görüşmediği”, “adresini bilmediği” ve “atın öldüğü” şeklinde gerekçeler ileri sürerek bir süre mağdurlara iade etmediği hususunda kuşku bulunmadığından, sanığın basit bir yalanı aşan, mağdurları yanıltacak ve kandıracak yoğunluk ve güçteki sözleri ve mağdurları aldatarak kendisine haksız kazanç sağlamak suretiyle her iki mağdura yönelik iki ayrı dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşılmakta olduğundan, atılı suçun sübutunda ve vasıflandırılmasında isabetsizlik yoktur.

 

Askeri Mahkemece, sanığın yukarıda belirtilen eylemleri ile atılı suçu iki kez işlediğinin sabit görülmesinde, eylemlerin Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki güven ortamını ve askeri disiplini bozucu etkisi dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezaların belirlenmesinde, mağdur T.D.’nin zararının kovuşturma başlamadan önce, mağdur K.K.’nin zararının ise kovuşturma başladıktan sonra sanık tarafından giderilmesi nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin ve duruşmadaki iyi hâli dikkate alınarak takdiri indirim hükümlerinin uygulanarak cezalardan indirim yapılmasında, ekonomik durumu dikkate alınarak gün karşılığı belirlenen adli para cezasının günlüğü yirmi Türk Lirası üzerinden belirlenmesinde, daha önce birden fazla işlediği kasıtlı suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm olan ve birden fazla disiplin cezası alan sanık hakkında, suça meyilli kişilik yapısı da dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının ertelenmesi ve seçenek yaptırımlara ait hükümlerin tatbik edilmemesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, sanığın temyiz isteminin reddi ile mahkûmiyet hükümlerinin ayrı ayrı onanmasına karar verilmiştir.

 

Ancak; sanık hakkında her bir dolandırıcılık suçundan Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma feri cezasının uygulanmasına karar verilmesi yerine, bir kez uygulanmasına karar verilmiş, atılı suçlar nedeniyle temel ceza belirlenip etkin pişmanlık hükümleri ile takdiri indirim maddesinin tatbik edilerek hapis ve gün karşılığı adli para cezasının belirlenmesinden sonra, gün karşılığı belirlenen adli para cezasının da günlüğü yirmi Türk Lirası üzerinden paraya çevrilmesine karar verilmesini müteakip “sonuç olarak” ibaresinden sonraki bölümde hapis cezasının miktarı gösterilmeyerek, sadece adli para cezasının miktarı gösterilmiş ise de, bu bölümde sadece adli para cezasının günlüğü yirmi Türk Lirası üzerinden paraya çevrilmesi sonucunda belirlenen sonucun yazıldığı, gerekçe bölümünde de hapis cezalarının ertelenmediğinin ve seçenek yaptırımlara çevrilmediğinin belirtildiği nazara alındığında, infazda karışıklık çıkması hâlinde bu hususun 353 sayılı Kanun’un 254’üncü maddesi uyarınca verilecek bir kararla giderilebilecek olması ve ASCK’nın 30’uncu maddesindeki düzenleme gereğince atılı suç nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılma cezasının mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi kanun gereğince resen uygulanacak olması nedenleriyle, belirtilen hususlar bozma nedeni yapılmayarak, işaretle yetinilmiştir.

 

Üye Hâk….; Askeri Mahkemece, atılı suçlar nedeniyle temel cezanın belirlenmesi sırasında gösterilen gerekçelerin, TCK’nın 61’inci maddesinde sınırlı sayıda belirtilen kriterlere uymadığı gibi, soyut ve genel nitelikte olup somut olaya özgü olmadığı, bu itibarla da mahkûmiyet hükümlerinin uygulamaya ilişkin gerekçedeki isabetsizlik yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle kararlara katılmamıştır.

 

B) Mağdur B.K.’a yönelik dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede:

 

Sanığın, 28.11.2012 tarihinde, mağdur Y/S Kd.Çvş. B.K.’nin yanına giderek aynı gemide görev yaptıkları Asb. E.K.’nin maddi durumunun kötü olduğunu, borçlarını ödeyemediğini ve E.K.’ye yardım amacıyla para topladığını söylediği, mağdurun da sanığa E.K.’ye yardım edilmesi amacıyla 30 TL verdiği, ancak E.K.’ye böyle bir yardımın yapılmadığı, sanığın mağdura da parayı geri vermediği, bu suretle atılı suçu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

 

Mağdur tespit edilen ifadelerinde; sanığın, Asb. E.K.’nin zor durumda olduğunu, borçlarını ödeyemediğini, borçlarını ödeyemezse mahkemeye verileceğini, bu nedenle yardım toplanıldığını, Asb. K.V.’den de 100-150 TL civarında para aldığını belirterek, üzerinde nakit olup olmadığını sorduğunu, bunun üzerine bankadan 50 TL çekerek 30 TL’sini E.K.’ye vermesi için sanığa verdiğini beyan etmiştir.

 

Sanık ise; Asb. E.K.’nin maddi durumunun kötü olduğunu öğrendiğini, bu konuda ne yapılacağı hususunda mağdur ile konuşurlarken aralarında yardım toplanmasını kararlaştırdıklarını, bu hususu ilk söyleyenin kendisi olabileceği gibi mağdurun da olabileceğini, bu konuşma esnasında Asb. H.O.G.’nin de yanlarında olduğunu, mağdurdan bu amaçla 30 TL aldığını, ertesi gün durumu Gemi Kıdemli Astsubayı B.B.’ye bildirdiğini, Asb. B.B.’nin “Biz zamanında ona para topladık, adam birliğe taksi ile geliyor” şeklinde sözler söyleyerek yardım toplanılmasına izin vermediğini, bu diyalog sırasında yanlarında Bçvş. S.Y.’nin de bulunduğunu, bunun üzerine kendisinin de yardım toplamaktan vazgeçtiğini, ancak parayı mağdura iade etmediğini beyan etmiştir.

 

Dinlenilen tanıklardan Gemi Komutanı olan Dz.Bnb. S.G., Asb. E.K. ile ilgili bir yardımlaşma başlatmadığını, Gemi Kıdemli Astsubayı olan B.B. de, sanığın ifadesinde belirttiği şekilde kendisine beyanda bulunmadığını, E.K. için yardım parası da toplanmadığını beyan etmesine karşılık Gemi İkinci Komutanı olarak görevli olan İ.B., Asb. E.K.’ye yardım amaçlı para toplanması konusunun kıdemli astsubaylar salonunda gündeme geldiğini, ancak kıdemli astsubayların harcama konusunda tutarsız kişilere borç verilmesine veya yardım toplanmasına pek sıcak bakmadıklarını beyan etmiştir.

 

Belirtilen bu delil durumu karşısında;

 

1) Mağdurun ifadelerinde ismi geçen Asb. K.V.’nin; sanığın kendisinden Asb. E.K.’ye yardım yapılması amacıyla para isteyip istemediği, istemiş ise sanığa para verip vermediği ve vermiş ise parasının iade edilip edilmediği;

 

2) Sanığın ifadesinde ismi geçen Asb. H.O.G.’nin; Asb. E.K.’ye yardım yapılması ile ilgili olarak sanık ile mağdur arasında geçen konuşmaya şahit olup olmadığı, şahit olmuş ise neler konuşulduğu ve özellikle yardım amacıyla para toplanması konusundaki fikrin sanık tarafından mı yoksa mağdur tarafından mı ortaya atıldığı ve sanık ile mağdurun bu konuyu birlikte mi kararlaştırdıkları yoksa sanığın bu konudaki isteği üzerine mi mağdurun para verdiği;

 

3) Sanığın Askeri Savcı tarafından tespit edilen ifadesinde ismini bildirdiği Asb. S.Y.’nin, sanığın ve tanıklar B.B. ile İ.B.’nin beyanları da dikkate alınarak; Asb. E.K.’ye yardım amaçlı para toplanması konusunun kıdemli astsubaylar salonunda gündeme gelip gelmediği, sanığın bu amaçla Gemi Kıdemli Astsubayına teklifte bulunup bulunmadığı, konu gündeme gelmiş veya sanığın bu konuda teklifi olmuş ise neler konuşulduğu;

 

Konularında ve soruşturma aşamasında ifadesi tespit edilmekle birlikte kovuşturma aşamasında dinlenilmeyen Asb. E.K.’nin tanık sıfatıyla yeminli ifadelerinin tespitinden sonra oluşacak duruma göre eylemin ne şekilde vuku bulduğunun ve suç vasfının tartışılıp değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinden, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

1) Sanığın, kabule değer görülmeyen temyiz isteminin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE,

 

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan, mağdurlar T.D. ve K.K.’ye yönelik dolandırıcılık suçlarından tesis edilen mahkûmiyet hükümlerinin ayrı ayrı ONANMASINA, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, Üye …’nin karşı oyu ve oy çokluğu ile;

 

2) Sanığın temyizine atfen ve resen, mağdur B.K.’ye yönelik dolandırıcılık suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, noksan soruşturma yönünden BOZULMASINA, tebliğnamedeki görüşe aykırı olarak, oybirliği ile;

 

3.2.2016 tarihinde, karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy