Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/337 Esas 2016/368 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 337
Karar No: 2016 / 368
Karar Tarihi: 25.05.2016

(5271 S. K. m. 231)

Sanığın, 13.1.2015 tarihinde 2 günü yol süresi olmak üzere toplam 9 gün süre ile kanuni izne gönderildiği, izin ve yol süresi sonunda en geç 22.1.2015 tarihine kadar Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 29.5.2015 tarihinde İzmir’de emniyet kuvvetleri tarafından yakalandığı, dosya kapsamındaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Askerî Mahkemece; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu adli gözlem altına alınmasına gerek bulunmadığı ve cezai ehliyetinin tam olduğu tespit edilen ve izin süresi sonunda Birliğine katılmasını engelleyen veya güçleştiren bir özre sahip bulunmayan, suç kastını ortadan kaldıracak bir durum ve zaruret içinde bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında; tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan, alt sınırdan ceza tayin edilip, takdiri indirim sebepleri göz önünde bulundurularak cezasından indirim yapılmak suretiyle mahkûmiyet hükmü kurulmasında, hukuka aykırılık görülmemiştir.

Ancak, Askerî Mahkemece; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına karar verilmiş ise de; kısa kararda yasal koşulları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiğinin belirtildiği, gerekçeli hüküm içeriğinde de, daha önce hakkında iki kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın müsnet suçu 28.6.2014 tarihinden sonra ve denetim süresi içerisinde işlediğinden bahisle CMK’nın 231/8’inci maddesinde yer alan koşulların oluşmadığının belirtildiği görülmektedir.

28.6.2014 tarihinde yürürlüğe giren 18.6.2014 tarihli 6545 sayılı Kanun’un 72’nci maddesi ile CMK'nın 231'inci maddesinin sekizinci fıkrasına “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” cümlesi eklenmiştir.

Bu cümleyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, yeniden bir suç işlenmesi halinde, sonradan işlenen suçla ilgili olarak, artık hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmaması amaçlanmıştır. Şayet yeni suçun işlenmesinden önce, önceki suçla ilgili verilen hükmün açıklanması geri bırakılması kararı kesinleşmemişse, ortada suç tarihinde mevcut olan bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının varlığından bahsedilemeyeceğinden, önceden işlenen ancak sonradan kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yeni suç için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.

Somut olayda, sanık hakkında 13.5.2014-10.10.2014 tarihleri arasında işlemiş olduğu izin tecavüzü suçundan dolayı verilmiş olan … Askerî Mahkemesinin 3.7.2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının tebligat aşamasında olması nedeniyle henüz kesinleşmediği (Dz.181); 9.10.2014 tarihinde işlemiş olduğu “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçundan dolayı … Asliye Ceza Mahkemesince verilen 6.10.2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise kesinleşmiş olduğuna dair dosyaya yansıyan bir bilginin bulunmadığı (Dz.189), dolayısıyla sanığın, atılı izin tecavüzü suçunu işlediği tarihlerde, ortada verilmiş ve kesinleşmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bulunmadığı görülmektedir.

Bu durumda, CMK’nın 231’inci maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” cümlesinin uygulama alanı bulunmadığından, Askerî Mahkemece, takdire dayalı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanamayacağına karar verilip verilmeyeceğinin tartışılması gerekirken, yasal imkânsızlık nedeniyle uygulanmadığına dair gösterilen gerekçeyle bu kurumun uygulanmaması hukuka aykırı olduğundan, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden BOZULMASINA,

25.5.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy