Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/282 Esas 2016/322 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 282
Karar No: 2016 / 322
Karar Tarihi: 04.05.2016

(353 S. K. m. 221) (1632 S. K. m. 137) (5271 S. K. m. 170) (AYDK. 23.06.2011 T. 2011/69 E. 2011/66 K.) (AY. 1. D. 25.01.2006 T. 2006/115 E. 2006/109 K.)

Sanığın, 1.6.2014 tarihinde, sevk ve idaresindeki … plakalı askeri otobüs ile, askeri araç park sahasında bulunan yıkama yerine park etmek amacıyla, geri manevra yaptığı esnada, park hâlinde bulunan … plakalı askeri aracın ön kısmına çarptığı ve bunun sonucunda askeri araçlarda hasar meydana geldiği, bu suretle atılı suçu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

CMK’nın “Kamu davasını açma görevi” başlıklı 170’inci maddesine göre, iddianamenin, şüphelinin kimliğini, yüklenen suçu ve uygulanması gereken kanun maddelerini, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi ile suçun delillerini göstermesi gerekmekte olup, ayrıca, yüklenen suçu oluşturan olayların, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanması da zorunluluk arz etmektedir.

Bu düzenlemeye göre, iddianamede, ceza davasının iki önemli unsuru olan fail ve fiile kesinlikle yer verilmesi gerekmektedir. Ayrıca davanın fiil bakımından sınırının çizilmesi konusunda asıl düzenleme olan CMK’nın 170’inci maddesinde, fiilin gösterilmesi bakımından bir kısıtlama getirilerek, yüklenen suçu oluşturan olayların açıklanmasından bahsedilmiş ve sadece yüklenen suçu oluşturan fiiller hakkında kamu davası açıldığı kabul edilirken, yüklenen suçu oluşturan fiiller haricindeki fiiller hakkında kamu davası açıldığı hususu kabul edilmemiştir. Bu husus, ceza yargılamasının esaslarından olan, sanığın isnattan haberdar olması ve savunmasını buna göre yapabilmesine imkan tanınması ilkesi çerçevesinde adil yargılamanın da temel unsurlarından birini oluşturmaktadır.

Sanık hakkında düzenlenen iddianamede; sanığın kimliği, suç, suç tarihi, Hazine zararı ve uygulanması istenen kanun maddeleri yazıldıktan sonra, “Yukarıda müsnet suçu ve açık kimliği yazılı şüpheli hakkında … yapılan soruşturma sonunda;” şeklindeki paragraf altında, sanığın nerede görevli olduğu açıklanıp, “… söz konusu kazaya ilişkin bilirkişinin mütalaasında;…” denilerek soruşturma aşamasında dinlenilen bilirkişinin kazanın oluşu, sanığın kusurlu ve hasarın mühimce olup olmadığı konularındaki mütalaasının aynen aktarıldığı, akabinde Askeri Yargıtay 1’inci Dairesinin 25.01.2006 tarihli, 2006/115-109 Esas ve Karar sayılı ilamında suç unsurlarının ne olduğu konusundaki açıklamalarının da aynen aktarılmasını müteakip “Meydana gelen araç kazası olayında şüpheli Er G.N.’nun hizmet, vazife hâlinde olduğu, hasara uğrayan aracın askeri araç (harp malzemesi) olduğu, bilirkişi mütalaasında da belirtildiği üzere şüphelinin tamamen kusurlu olduğu ve meydana gelen olay neticesinde askeri araçta mühimce hasarın meydana geldiği …” ve böylece şüphelinin hizmette tekasül ile askeri aracın mühimce hasarına sebebiyet vermek suçunu işlediğinin iddia edildiği görülmektedir.

İddianamede, sanığın hangi eyleminin hizmette tekasül ile harp malzemesinin hasarına sebebiyet vermek suçunu oluşturduğuna yönelik Askeri Savcının herhangi bir değerlendirmesi bulunmadığı gibi, Askeri Savcının alıntıladığı bilirkişi mütalaasındaki maddi olay değerlendirmesine iştirak edip etmediğinin de anlaşılmadığı, bu itibarla iddianamede; sanığın, hükmün konusunu teşkil edecek olan suça ilişkin eyleminin açıkça gösterilmediği, yüklenen suça ilişkin olayların delillerle ilişkilendirilerek açıklanmadığı; ortada gerek sanığın sorgu ve savunmasının saptanmasına, gerek kamunun bilgilenmesine yönelik yasal unsurları içeren bir iddianamenin bulunmadığı sonucuna varıldığından, usul yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiş, bozma sebebi karşısında diğer yönlerden inceleme yapılmamıştır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun 23.06.2011 tarihli, 2011/69-66 Esas ve Karar sayılı ilamında da aynı görüşlere yer verilmiştir).

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyizine atfen ve resen, mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, usul yönünden BOZULMASINA,

4.5.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sonuçta uygun olarak, oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy