Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/26 Esas 2016/71 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 26
Karar No: 2016 / 71
Karar Tarihi: 27.01.2016


(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 32) (353 S. K. m. 221)

 

Sanığın, 9.3.2007 tarihinde saat 10.00 sularında 7 gün izin ve 2 gün yol süresi verilerek kanuni izne gönderildiği, izin ve yol süresi sonunda 19.3.2007 günü Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 12.3.2008 tarihinde yakalandığı, böylece sanığın, 19.3.2007-12.3.2008 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, yukarıda yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verildiği, anlaşılmaktadır.

 

Dairemizin 11.3.2015 tarihli, 2014/1046 Esas, 2015/171 Karar sayılı bozma ilamında; sanığın, yüklenen suçla ilgili olarak yapılan yargılaması esnasında, Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Servisinde gözlem altına alınarak hakkında düzenlenen 3.4.2013 tarihli Adli Raporun sonuç kısmında; "Uyum bozuklukları (antisosyal kişilik zemininde uyum bozukluğu), Disosyal kişilik bozukluğu” tanısı konulduğu ve "B/16 F-1, 2.3.2009 tarihinden itibaren askerliğe elverişli değildir. Madde kullanımı bağımlılık düzeyinde değildir. Müsnet suçundan ötürü TCK’nın 32/1 ve 32/2’nci maddelerinden yararlanması uygun değildir." kararı verilmesine rağmen, Adli Raporun tartışma kısmında "olay anı değerlendirildiğinde; şahsın psikososyal çeşitli olaylar yaşadığı, anksiyöz bir sürece girdiği, bulunduğu ortama uyum güçlükleri çektiği, stresi tolere etme eşiğinin düştüğü ve bunun etkisiyle yargılamasının kısmen bozulduğu, düşünce ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin kısmen etkilendiği tıbbi kanaatine varıldığının…" belirtildiği, bu hâliyle anılan rapor içeriğinde çelişkili bir saptama bulunduğu belirtilerek, Adli Raporun tartışma kısmında bulunan değerlendirmeler ile Adli Rapor sonuç kısmı ve Sağlık Kurulu Raporu arasında meydana gelen çelişki ve teşevvüşün giderilmesini müteakip elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

 

Askeri Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında …Eğitim Hastanesine müzekkere yazılmış, bahse konu 3.4.2013 tarihli Adli Raporun "tartışma" kısmı ile "sonuç" kısmı arasındaki çelişki ile karışıklığın giderilerek sanığın cezai ehliyetine ilişkin yeniden Adli Rapor düzenlenmesi istenilmiş, … Eğitim Hastanesince de ilk raporun tanziminden yaklaşık iki yıl geçtikten sonra sanığın ayaktan veya yatarak herhangi bir ruhsal muayenesi yapılmadan, … Eğitim Hastanesinin 29.6.2015 tarihli üst yazısında Adli Raporda yapılan sehven yanlışlığının düzeltilerek yeniden düzenlenen bila tarih ve sayılı Adli Rapor gönderildiği, görülmektedir.

 

Gönderilen ve hükme esas alınan Adli Rapor incelendiğinde; raporun tartışma kısmında; "Anamnez, klinik gözlem, ruhsal muayene ve adli dosyasının incelenmesi sonucu, durumu değerlendirilen sanığın, gerek gelişim öyküsü, gerekse problemlerle başa çıkma tarzı, askerliğe olan uyumunun değerlendirilmesi sonucunda 'Antisosyal Kişilik' yapısında olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca sanığın sivil ve askerlik hayatında otoriteye tahammülsüzlük-diğer insanlarla bir arada bulunamama ve uyumlu çalışamama sorunları olduğu, bu sorunlarının çocukluk çağından beri devam ederek kişilik yapısının bunlara göre şekillendiği, sivil yaşamı süresince birçok antisosyal eylemi olduğu ve askerlikte suç işleyerek ıslah olmadığının görülmesinden anlaşılmaktadır. Olay anının değerlendirilmesinde; sanığın olayları yer, zaman, kişi göstererek kronolojik sıraya göre anlatmasından, neden-sonuç bağlantısı kurabilmesinden, realiteyi test edebilmesinden, kişinin işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasında veya işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde bozulma ortaya çıkmayacağı kanaati oluşmuştur." değerlendirmesi yapıldığı, sonuç kısmında da sanığın müsnet suçundan ötürü TCK’nın 32/1 ve 32/2’nci maddelerinden yararlanmasının uygun olmadığının bildirildiği, anlaşılmaktadır.

 

Ancak, sehven yanlışlığın nerede yapıldığı ve bu yanlışlığın hangi sebepten kaynaklandığı hususlarında raporda yeterince açık ve aydınlatıcı bilgiye yer verilmediği, dolayısıyla oluşan tereddüdün tam olarak giderilemediği, sonucuna varılmıştır.

 

Bu itibarla; bozma ilamında belirtildiği üzere Adli Rapordaki çelişkinin giderilmesi maksadıyla sanığın yeniden adli gözlem altına alınarak suç tarihlerinde cezai ehliyetinin tam olup olmadığı, rahatsızlığı nedeniyle yargılamasının kısmen bozulup bozulmadığı, düşünce ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin kısmen etkilenip etkilenmediğinin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması ve elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekli görüldüğünden, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

Müdafiin temyizine atfen ve resen mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince noksan soruşturma yönünden BOZULMASINA;

 

27.1.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy