Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/257 Esas 2016/310 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 257
Karar No: 2016 / 310
Karar Tarihi: 04.05.2016

(5237 S. K. m. 61)

1) 10.9.2012 - 7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci K.S.’ye yönelik tokat ve karnına yumruk atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci K.S.'nin Türk ve Batı Müziği Çalgıları ve Proje Hazırlama derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde ders işlenirken mağdurun notayı doğru çalamadığı, sanığın mağduru uyardığı, mağdurun notayı tekrar yanlış çalması üzerine, sanığın sinirlenerek mağdura tokat attığı ve karnına yumruk vurduğu, böylelikle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir. Mağdur, ifadelerinde (Dz.19,39,121); tarihini tam hatırlayamamakla birlikte, notayı doğru çalamadığı için, sanığın tokat attığını ve yumruk vurduğunu beyan etmektedir.

Öte yandan; mağdurla birlikte olay yerinde bulunan tanık M.K. soruşturma aşaması ile mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadelerinde (Dz.18,54,123); sanığın mağdura tokat attığını hatırladığını, ancak yumruk attığını hatırlamadığını beyan ederken, tanık sıfatıyla alınan ifadesinde sadece tokat attığına şahit olduğunu söylemiştir. Diğer tanık M.F.A. aşamalarda tespit edilen ifadelerinde (Dz. 20,41,121,465); sanığın mağdura sadece tokat attığını gördüğünü, Y.E. E. ise soruşturma aşaması ile mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadelerinde (Dz.21,43,124); sanığın mağdurun kafasına vurduğunu gördüğünden bahsederken, tanık sıfatıyla tespit edilen ifadesinde (Dz.467); sanığın mağdura vurduğunu hatırlamadığını beyan ettiği görülmektedir.Olayın gerçekleştiği yerde sanık, mağdur ve yukarıda isimleri geçen mağdurlar bulunmakta olup, iddia konusu eylem sanığın mağdura tokat atıp karnına yumruk vurmasıdır. Dosyada mevcut delillerden ders yapılan odanın küçük bir oda olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla iddianameye konu edildiği gibi gerçekleşmiş bir olayın odada bulunan tüm tanıklar tarafından görülmesi gerekirken, bazı tanıklar, sanığın tokat attığını söylemekte ancak, yumruk attığını görmediklerini beyan etmekte iken, bir tanık önceki ifadelerinde iddia konusu eylemin dışında kafasına vurduğunu gördüğünü söylerken, daha sonra tespit edilen yeminli ifadesinde hatırlamadığını beyan etmektedir. Böylelikle;iddia konusu eylem ile mağdur ve tanıkların aşamalarda tespit edilen ifadelerinde anlatılan eylemin somut bir şekilde birbirleriyle örtüşmediği gibi, mevcut çelişkilerin de giderilemediği anlaşılmaktadır.

Bu nedenlerle; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

2) 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.F.A.’ya yönelik kulak memesini tırnaklamak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.F.A.'nın Türk ve Batı Müziği Çalgıları ve Proje Hazırlama derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde sanığın mağdurun dersine iyi çalışmamış olması nedeniyle kulak memesini tırnaklarıyla sıktığı, böylelikle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir. Mağdur, ifadelerinde (Dz.20,41,122); sanığın kulak memesini tırnağıyla sıktığını beyan etmektedir.

Olay anında mağdur ile birlikte aynı odada ders gören tanıklardan M.K. aşamalarda tespit edilen ifadelerinde (Dz. 18,54,123,466); sanığın mağdurun kulağını tırnakladığını görmediğini, kulağında hafif bir iz gördüğünü, mağdurun kendisine sanığın kulağını sıktığı için yara olduğunu söylediğini beyan ederken, K.S. soruşturma aşamasındaki ifadesinde; sanığın mağdurun kulağını çektiğini ve tokat attığını gördüğünü (Dz.39), kovuşturma aşamasında önceki ifadeleri okunduktan sonra mağdur sıfatıyla tespit edilen yeminsiz beyanında (Dz.121); sanığın sadece mağdura tokat attığını gördüğünü beyan etmiştir. Diğer tanık Y.E.E. ise soruşturma aşamasındaki ifadelerinde mağdura yönelik herhangi bir beyanda bulunmazken (Dz.21,43), mağdur sıfatıyla verdiği ifadesinde (Dz.121); sanığın mağdura tokat attığını gördüğünü ifade etmiş, ancak, tanık sıfatıyla huzurda tespit edilen yeminli beyanında olayı hatırlamadığını ifade etmiştir.

Böylelikle;iddia konusu eylem ile mağdur ve tanıkların aşamalarda tespit edilen ifadelerinde anlatılan eylemin birbirleriyle örtüşmediği gibi, mevcut çelişkilerin de giderilemediği anlaşılmaktadır.

Bu nedenlerle; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

3) 10.9.2012 - 7.6.2013 tarihleri arasında mağdur M.F.A.'ya yönelik tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, belirtilen tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdura tokat attığı, olay anında mağdur ile birlikte odada bulunan tanıklar M.K. ve K.S.’nin aşamalarda tespit edilen istikrarlı beyanlarından anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayini kapsamında, Askeri Mahkemece gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığının çözümü için; kanunlarda genel olarak alt ve üst sınırları belirtilmek suretiyle gösterilen cezaların hâkim veya mahkeme tarafından hangi ölçütler göz önünde bulundurularak, bu iki sınır arasında belirleneceğine ilişkin düzenlemelerin incelenmesi gerekmektedir.

TCK'nın 61’inci maddesinin birinci fıkrasında temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar; "suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik" şeklinde düzenlenmiş,

"Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3’üncü maddesinin birinci fıkrasındaki; "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" biçimindeki hükmüyle işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbiri arasında "orantı" bulunması gerektiği vurgulanmıştır.

Kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir.

Ancak, hâkimin cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak, suçun işleniş biçimi, suç işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; eylemin gerçekleştirilme şekli gözönüne alındığında, mağdurda meydana gelen yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek seviyede olduğunun anlaşılması, mağdurda psikolojik ya da pskiyatrik bir travmanın olmamış olması, sanığın eylemini öğretmen-öğrenci ilişkisi içinde davranırken bu sınırı aşarak gerçekleştirmiş olması hep birlikte değerlendirildiğinde, Askeri Mahkemece yasaya ve suçun işleniş biçimine uygun düşmeyecek şekilde sadece mağdurun çocuk yaşta olması gerekçe gösterilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinde isabet görülmemiştir.

Öte yandan; Askeri Mahkemece, “sanık hakkında 3.12.2010 tarihinde işlemiş olduğu asta müessir fiil suçu nedeniyle …Askeri Mahkemesince 14.3.2013 tarihinde karara bağlanan ve 2.7.2013 tarihinde kesinleşerek açıklanması geri bırakılan mahkûmiyeti ve yargılama sürecinde edinilen olumsuz intiba doğrultusunda hakkında bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaate varılamadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmiş ise de;

Kanun koyucu tarafından 18.6.2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 72’nci maddesi ile CMK’nın 231/8’inci maddesine; “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” hükmü getirilmiştir.

Yargıtay ve Askeri Yargıtay’ın istikrarlı kararları ile maddi ceza hukuku kurumu olarak kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartları yönünden olumsuz yeni bir koşul getiren bu düzenlemenin, TCK’nın 7/2’nci maddesi uyarınca, ancak yürürlüğe girdiği 28.6.2014 tarihinden sonra işlenen suçlara ilişkin uygulanabileceği, 28.6.2014 tarihinden önce verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının devam eden denetim süresi içinde olmak kaydıyla 28.6.2014 tarihinden sonra işlenen kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği, 28.6.2014 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden, bu suç veya suçlardan önce verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, objektif koşul yönünden yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği hususunda şüphe bulunmamaktadır.

Bu nedenle; Askeri Mahkemece sanık hakkında 2.7.2013 tarihinde kesinleşerek açıklanması geri bırakılan mahkumiyeti dikkate alınarak, sanığın üzerine atılı suçun tarihi 28.6.2014 tarihinden önce olmasına rağmen, gerekçenin yazım şeklinden anlaşıldığı üzere söz konusu kararın objektif koşul olarak kabul edilmesi suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamış olması hukuka uygun görülmemiştir. Kaldı ki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının hukuki mahiyetleri itibariyle askıda bulunan ancak, kesin hüküm niteliğinde olmayan kararlardan olması sebebiyle mahkûmiyet hükmü olarak da kabul edilmesi, hukuken mümkün değildir.

Ayrıca; sanık hakkında “yargılama sürecinde edinilen olumsuz intiba doğrultusunda hakkında bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaate varılamadığından” şeklinde belirtilen subjektif gerekçenin de kanun hükmünü tekrar mahiyetinde ve soyut nitelikte olduğu, dosyada mevcut delillerle irtibatlandırılarak somutlaştırılmadığı sonucuna varıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin gerekçede bu yönüyle de isabet görülmemiştir.

4) 10.9.2012 - 7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.K.’ye yönelik kafasına birkaç kez tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın,10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdurun Türk ve Batı Müziği Çalgıları ve Proje Hazırlama derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun derslerden geri kalması nedeniyle bir parçayı çalamadığı, bunun üzerine sanığın mağdurun kafasına birkaç kez tokat attığı ve böylelikle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir. Mağdur, ifadelerinde; hava değişiminden döndüğü için derslerine iyi çalışamadığını, bu nedenle sanığın eliyle kafasının arkasına tokat vurduğunu, kendisinin bunu tokat olarak algıladığını, sanığın rencide etmek ve onur kırmak için vurmadığını düşündüğünü beyan etmekte iken, iddianamede ise iddia konusu eylemin, sanığın, mağdurun kafasına birkaç kez yumruk vurmak olarak belirtildiği görülmektedir. Öte yandan; mağdur M.K.’la birlikte olay yerinde bulunan tanıklar K.S., Y.E.E. ve M.F.A.’nın aşamalarda tespit edilen ifadeleri birbirleriyle ve mağdurun beyanları ile örtüşmediği gibi, mevcut çelişkilerin de giderilemediği anlaşılmaktadır.

Bu nedenlerle; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

5) 10.9.2012 - 7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.K.’ye yönelik kulak çekmek ve tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde dersine iyi çalışmadığı için mağdurun kulağını çektiği ve mağdura tokat attığı, böylelikle üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

6) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci Y.E.E.’ye yönelik tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci Y.E.E.'nin Türk ve Batı Müziği Çalgıları ve Görsel Sanatlar derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun çalgıyı doğru çalamaması üzerine,mağdura bir kez tokat attığı, böylelikle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir. Mağdur ifadelerinde; çalgıyı doğru çalamadığı için sanığın tokat şeklinde vurduğunu, ancak yüzüne mi yoksa kafasının arkasına mı olduğunu hatırlamadığını beyan etmekte iken, olay yerinde bulunan tek görgü tanığı M.K., mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadesinde sanığın bir an sinirlenerek mağdurun kafasına şamar attığını ifade etmekte iken ( Dz. 124), tanık sıfatıyla verdiği yeminli ifadesinde ise (Dz. 466), sanığın Yakup’a tokat attığını görmediğini ifade etmektedir.

Böylelikle; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tarafsız tek görgü tanığının beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

7) 12.9.2011 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.K.’ye yönelik tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdurun Türk ve Batı Müziği Çalgıları dersine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun çalgıyı doğru çalamaması üzerine mağdura tokat attığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar S.E. ve S.Ü.’nün birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

8) 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.K.’ye yönelik olarak mağdurun başını duvara yaslayarak parmaklarıyla gözlerine bastırmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde sanığınelleriylemağdurun başınıduvarayaslayarakparmaklarıyla mağdurun gözlerine bastırdığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar S.E. ve S.Ü.’nünbirbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

9) 12.09.2011 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.K.’ye yönelik kulağını çekmek suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 12.9.2011 - 30.10.2013 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde, sanığın çalgıyı düzgün çalamaması nedeniyle mağdur T.K.'nin kulağını çektiği,böylelikle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir. Mağdur soruşturma aşamasında tespit edilen ifadelerinde (Dz. 22, 44); sanığın parçayı yanlış çalması durumunda kulağını çektiği olduğundan, iki-üç kez çektiğinden bahsederken, mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadesinde ise (Dz.125); sanığın bu eylemi esnasında odanın dışında olduklarını, yanlarında başka kimse olup olmadığını hatırlamadığını beyan etmektedir. Olaya ilişkin beyanlarda bulunan tanık S.E. soruşturma aşamasında ve mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadelerinde (Dz. 46, 125); sanığın mağdura yönelik olarak kulak çekme eylemini gerçekleştirdiğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmazken, tanık sıfatıyla tespit edilen yeminli beyanında sanığın mağdurun kulağını çektiğini gördüğünü beyan etmektedir. Diğer tanık S.Ü. ise; soruşturma aşamasında tespit edilen ifadesinde kulağını çektiğine bir kere şahit olduğunu (Dz. 45), mağdur sıfatıyla verdiği ifadesinde çekip çekmediğini hatırlamadığını, tanık olarak tespit edilen yeminli beyanında çektiğini hatırladığını beyan ettiği görülmektedir.

İddianamede eylemin gerçekleştiği yerin müzik sitesi çalgı odaları bölümü olarak sınırlandırıldığı, mağdurun söz konusu eylemin odanın dışında cereyan ettiği ve yanlarında başka kimse olup olmadığını hatırlamadığı yönündeki beyanları ve tanıkların kendi içinde çelişen ifadeleri dikkate alındığında; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

10) 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.E.’ye yönelik tokat atmak ve kulak çekmek suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.E.'nin Türk ve Batı Müziği Çalgıları derslerine girdiği, bu tarihler arasında müzik sitesi çalgı odaları bölümünde sanığın derse hazırlanmadan gelen mağdura tokat attığı ve kulağını çektiği, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar T.K. ve S.Ü.’nün birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

11) 12.9.2011 - 8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.’ye yönelik piyano kitabı ile başına vurmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 12.9.2011-8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.'nün Türk ve Batı Müziği Çalgıları ve Piyano derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde sanığın piyano kitabı ile mağdurun başına vurduğu, böylece üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Olay yerinde sanık ve mağdurdan başka bir kimsenin bulunmadığı, mağdurunun ifadelerinde sanığın piyano kitabı ile kafasına “hafifçe vurduğunu” beyan ettiği, sanığın savunmalarında; öğrencileri ikaz etmek için bazen elindeki notla başına dokunmuş olabileceği yönündeki beyanlarını söz konusu eyleme yönelik ikrar olarak kabul etmenin mümkün olamayacağı hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

12) 12.9.2011 - 8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.’ye yönelik 3-4 kez tokat atmak ve eliyle başına vurmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede;

Sanığın, 12.9.2011-7.6.2013 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdur S.Ü.’nün çalgıyı doğru çalamadığı, bunun üzerine sanığın mağdura tokat attığı, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İddianamede iddia konusu eylem “sanığın mağdura 3-4 kez tokat attığı, eliyle mağdurun başına vurduğu” şeklinde ifade edilmiştir.Mağdur aşamalarda tespit edilen ifadelerinde; “…klarnet dersinde bana tokat attı…”(Dz.23), “…tarihini tam hatırlamıyorum, 3-4 kez bana tokat attığı olmuştu…”(Dz.45), “…klarnet çalarken parçada hata yapınca, yüzüme 2-3 sefer tokat attı, başıma vurup vurmadığını şu an üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlamıyorum..”(Dz.127) şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

Tanık S.E. aşamalarda mağdur ve tanık sıfatıyla tespit edilen ifadelerinde; “…S.Ü.’nün kulağını çektiğini ve tokat attığını bir çok kez görmüştüm…”(Dz.46), “…S.Ü.’ye de tokat attığını görmüştüm…”(Dz.125), “…klarnet odasında sanığın S.Ü.’ye yönelik bir kez tokat attığını gördüm…”(Dz.462) şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

Tanık T.K. ise; “…derste yanlış çaldığımızda veya eksik çaldığımızda …tokat atıyordu…”(Dz.22), “…S.Ü.’ye de bu tarz hareketleri oldu, yani onların da kulağını çekti, tokat attı..”(Dz.44), “…S.Ü.’ye karşı tokat attığını hatırlıyorum…”(Dz.125), “…biz klarnet odasında iken sanığın S.Ü.’ye yönelik bir kez tokat atıp, eliyle başına vurduğunu gördüm” (Dz.463), şeklinde beyanlarda bulunduğu görülmektedir.

İddianamede belirtilen tokat sayısı ile Askeri Mahkemenin kabulü aynı olmakla birlikte, tanıkların ve mağdurun ifadeleri arasında farklılıklar bulunmakta ise de; bütün ifadelerde sanığın mağdura tokat ile vurduğu sabit olduğundan, mahkemenin kabulündeki bu aykırılığın eylemin sübutuna etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır. Keza iddianamede geçen mağdurun başına vurma eylemiyle ilgili olarak da mağdur ile tanık ifadeleri arasında çelişkiler mevcut ise de, bu hususunda suçun oluşumuna etkisi olmadığı, bu aşamadan sonra mevcut çelişkileri gidermenin mümkün olmaması gözönüne alındığında, tebliğnamedeki görüşe iştirak etmek mümkün olmamıştır.

Ayrıca; iddianamede suçun tarih aralığının bitimi 7.6.2013 olarak belirtilmiş iken, Askeri Mahkemenin kabulünde 8.6.2012 olarak yazıldığı görülmekte ise de,bu hususunda suçun sübutuna etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır.

13) 12.9.2011-8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.’ye yönelik kulağını çekmek suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 12.9.2011-8.6.2012 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun çalgıyı yanlış çalması nedeniyle kulağını çektiği, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar T.K. ve S.E.’nin birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

14) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.B.’ye yönelik bir kez tokat atmak ve tırnağı ile kulak memesini sıkmak suretiyle işlediği kabul edilenasta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013-30.10.2013 tarihleriarasındamağdurun Türk ve Batı Müziği Çalgıları derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun klarneti ağzından yanlış çıkartması üzerine, mağdura bir kez tokat attığı ve tırnağı ile mağdurun kulak memesini sıktığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar F.E., T.Y., O.İ. ve A.E.D.’nin birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

15) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.Y.’ye yönelik mağduru yanına çağırarak, iki eliyle mağdurun yüzüne hafifçe dokunmak, sonra aniden iki eliyle aynı anda sert bir şekilde mağdurun yüzüne vurmak, mağdurun başını yana eğerek birkaç kez daha vurmak, daha sonra iki eliyle aynı anda mağdurun iki kulağını çekmek suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdurun Türk ve Batı Müziği Çalgıları derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun parçayı yanlış çalması üzerine mağduru yanına çağırarak, iki eliyle mağdurun yüzüne hafifçe dokunduğu, sonra aniden iki eliyle aynı anda sert bir şekilde mağdurun yüzüne vurduğu, mağdurun başını yana eğerek birkaç kez daha vurduğu, daha sonra iki eliyle aynı anda mağdurun iki kulağını çektiği, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar A.B., O.İ. ve A.E.D.’nin birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

16) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında 28.10.2013 tarihinde mağdur Askeri Öğrenci F.E.’ye yönelik mağdurun yüzüne tokat atmak ve karın boşluğuna yumruk vurmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında 28.10.2013 tarihinde mağdur Askeri Öğrenci F.E.'nin Türk ve Batı Müziği Çalgıları derslerine girdiği, müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun parça çalarken hata yapması üzerine sanığın mağdurun yüzüne tokat attığı, karın boşluğuna yumruk vurduğu, böylece üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

İddianamede suç tarihi 28.10.2013 olarak belirli bir tarih gösterilmiştir. Mağdur soruşturma aşamalarında tespit edilen ifadelerinde; iddianamede belirtilen iki ayrı eylemin faklı zamanlarda gerçekleştiğini ifade etmektedir. Sadece Askeri Savcıya verdiği ifadesinde, eylemi iddianamede belirtildiği şekilde anlattığı ve böylelikle iddianameye aktarıldığı anlaşılmaktadır. Mağdurun anlatımları arasında zamanlama anlamında farklılıklar bulunduğu anlaşılmakta ise de, sanık hakkında yasal koşulları sağlamayan bir iddianame olmadığını ileri sürmek hukuken mümkün değildir. Keza sanık hakkında iddianamede 28.10.2013 tarihinde mağdurun yüzüne tokat atmak ve karın boşluğuna yumruk vurmak suretiyle işlediği iddia edilen asta müessir fiil suçundan açılmış bir dava mevcuttur. Bu nedenle tebliğnamedeki görüşe iştirak etmek mümkün olmamıştır.

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir.

Mağdurla aynı grupta olup birlikte derse giren tanıklar A.E.D., O.İ., T.Y. ve A.B.’nin Birlik Komutanlığına ve İdari Tahkikat Heyetine verdikleri ifadelerde, mağdur F.E.’ye yönelik iddia konusu eylemlerle ilgili beyanları bulunmamaktadır. Söz konusu tanıkların Askeri Savcıya verdikleri ifadeler incelendiğinde; tanık A.B. (Dz.48), sanığın 28.10.2013 tarihinde arkadaşlarına şiddet uygulayıp uygulamadığını hatırlamadığını, F.E.’ye hiç vurduğunu hatırlamadığını, tanık T.Y. (Dz.50), sanığın F.E.’ye vurup vurmadığını hatırlamadığını, tanık O.İ. (Dz.52), sanığın farklı zamanlarda F.E.’ye birkaç kez tokat attığına şahit olduğunu, tanık A.E.D. ise (Dz.53); sanığın başka birine vurup vurmadığını hatırlamadığını beyan ettikleri görülmektedir.

Öte yandan, tanıkların mahkeme huzurunda tespit edilen ifadelerinde; A.E.D.’nin, sanığın F.E.’ye bir şey yapıp yapmadığını hatırlamadığını (Dz.131,465), T.Y.’nin mağdura yönelik herhangi bir beyanda bulunmadığı (Dz.129), O.İ.’nin mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadesinde sanığın mağdura tokat attığını gördüğünü (Dz.156), tanık olarak tespit edilen ifadesinde; sanığın mağdura yönelik etkili eylemi olduğunu (Dz. 451) beyan ettiği, A.B.’nin ise; mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadesinde sanığın mağdura tokat attığını gördüğünü ifade ettiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda özetlenen mağdur ve tanık beyanları gözönüne alındığında; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların aşamalarda tespit edilen kendi beyanları ve birbirleriarasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

17) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci O.İ.’ye yönelik mağduru iteklemesi sonucu mağdurun başının duvara çarpmasına neden olmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci O.İ.'nin Türk ve Batı Müziği Çalgıları derslerine girdiği bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde mağdurun bir parçayı çalamadığı, bunun üzerine sinirlenen sanığın, mağduru iteklediği ve mağdurun başının duvara çarpmasına neden olduğu, böylece sanığın, mağdur O.İ.’ye yönelik olarak asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Sanık aşamalarda tespit edilen savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini beyan etmektedir. İddianamede sanığa yüklenen eylem “sanığın, mağduru iteklemesi ve mağdurun başının duvara çarpması” olarak belirtilmiştir. Mağdur Askeri Mahkemede verdiği ifadesinde, sanığın ittirdiğinin doğru olduğunu, ancak başını duvara çarpmadığını söylemektedir (Dz.156). Aynı odada beraber ders yaptıkları tanıklardan F.E. ve A.B. olayı hatırlamadıklarını beyan etmektedirler.Tanık T.Y. ise sanığın mağdura tokat attığını ve duvara vurduğunu söylemektedir (Dz. 129). TanıkA.E.D. ise, mağdur sıfatıyla tespit edilen ifadesinde sanığın mağdurun kafasını duvara vurduğunu ifade ederken (Dz.128), tanık sıfatıyla tespit edilen ifadesinde, sanığın sinirlenerek mağduru ittirdiğini ve bu nedenle mağdurun başını duvara çarptığını söylemektedir. Çelişkili beyanlarda bulunan tanık A.E.D.’nin beyanı dışında sanığın mağduru ittirdiğine yönelik tanık beyanı bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle; sanığın üzerine atılı suçun sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

18) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci O.İ.’ye yönelik tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde ders esnasında bir şeyi yapamaması üzerine sinirlenen sanığın, mağdura tokat attığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar T.Y. ve F.E.’nin birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

19) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.E.D.’ye yönelik mağdurun yanaklarına iki eliyle tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.E.D.'nin Türk ve Batı Müziği Çalgıları derslerine girdiği, bu tarihler arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları bölümünde sanığın, mağdurun yanaklarına iki eliyle tokat attığı, böylece atılı suçu işlediği kabul edilerek, mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Dairemizin 7.10.2015 tarihli, 2015/406-457 Esas ve Karar sayılı bozma ilamında da açıklandığı üzere; iddianamede sanığın eyleminin “…mağdurun başını öne eğerek başının arkasına tokat attığı..” şeklinde iddia edildiği, Askeri Mahkemece kısa karardave gerekçeli hükümde bu eylemin “…mağdurun yanaklarına iki eliyle tokat atmak …” şeklinde kabule gidildiği görülmekle, iddianameye konu edilen eylem ile mahkemenin kabulü arasında farklılık bulunduğu, kabule yönelen eylem hakkında açılmış bir dava bulunmadığı anlaşıldığından, mahkûmiyet hükmünün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

20) 9.9.2013 - 30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.E.D.’ye yönelik tokat atmak suretiyle işlediği kabul edilen asta müessir fiil suçu yönünden yapılan incelemede:

Sanığın, 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında bir gün müzik sitesi çalgı odaları
bölümünde, mağdura tokat attığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği, mağdur ile tanıklar A.B. ve F.E.’nin birbirleriyle örtüşen beyanlarından, anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın, asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek, cezalandırması yoluna gidilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Yukarıda 3 numaralı fıkrada ayrıntıları ile açıklanan aynı sebeplerle, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Açıklanan nedenlerle;

Sanık ve müdafiinin temyizlerine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca, sanığın;

1) 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci K.S.’ye yönelik tokat ve yumruk atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

2) 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.F.A.’ya yönelik kulak memesini tırnaklamak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

3) 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.F.A.’ya yönelik tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

4) 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.K.’ye yönelik kafasına birkaç kez tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

5) 10.9.2012-7.6.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci M.K.’ye yönelik kulak çekmek ve tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

6) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci Y.E.E.’ye yönelik tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

7) 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.K.’ye yönelik tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

8) 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.K.’ye yönelik parmaklarla göze bastırma ve başını duvara yaslamak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

9) 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.K.’ye yönelik kulağını çekmek suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

10) 12.9.2011-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.E.’ye yönelik tokat atmak ve kulak çekmek suretiyle asta müessir suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

11) 12.9.2011-8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.’ye yönelik piyano kitabı ile başına vurmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

12) 12.9.2011-8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.’ye yönelik 3-4 kez tokat atmak ve eliyle başına vurmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

13) 12.9.2011-8.6.2012 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci S.Ü.’ye yönelik kulağını çekmek suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

14) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.B.’ye yönelik bir kez tokat atmak ve tırnak ile kulak memesini sıkmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

15) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci T.Y.’ye yönelik olarak mağduru yanına çağırarak, iki eliyle mağdurun yüzüne hafifçe dokunmak, sonra aniden iki eliyle aynı anda sert bir şekilde mağdurun yüzüne vurmak, mağdurun başını yana eğerek birkaç kez daha vurmak, daha sonra iki eliyle aynı anda mağdurun iki kulağını çekmek suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

16) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci F.E.’nin yönelik mağdura tokat atmak ve karın boşluğuna yumruk vurmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

17) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci O.İ.’yi yönelik mağduru iteklemesi sonucu mağdurun başının duvara çarpmasına neden olmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

18) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci O.İ.’ye yönelik tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

19) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.E.D.’ye yönelik mağdurun yanaklarına iki eliyle tokat atmak suretiyle asta müessir suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, usul yönünden BOZULMASINA;

20) 9.9.2013-30.10.2013 tarihleri arasında mağdur Askeri Öğrenci A.E.D.’ye yönelik tokat atmak suretiyle asta müessir fiil suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

4.5.2015 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe kısmen aykırı olarak,oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy