AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 253
Karar No: 2016 / 308
Karar Tarihi: 04.05.2016
(1632 S. K. m. 66) (5271 S. K. m. 191, 230, 232) (5237 S. K. m. 51)
Yapılan incelemede; sanığın 21.10.2011 tarihinde yedi gün süre ile izne gönderildiği, talebi üzerine izninin 4 gün uzatıldığı, izin süresinin bitiminde 1.11.2011 tarihinde Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 10.11.2011 tarihinde kendiliğinden gelerek Birliğine katıldığı, bu suretle atılı suçu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
1) Sanığın bozma ilamına karşı diyeceklerinin istinabe olunan
Asliye Ceza Mahkemesinde usulüne uygun olarak tespit edilmesine ilişkin istinabe duruşma tutanağının kendisine ulaşmasını takiben Askerî Mahkemece, bozma ilamının okunmadığı, bu şekilde duruşmaya devam edilerek, sanığın yokluğunda hüküm kurulduğu görülmektedir.
İstinabe suretiyle bozma ilamına karşı diyecekleri saptanan sanık hakkındaki asıl yargılamanın yürütüldüğü Askerî Mahkemede; bozma ilamının okunmaması, aleniyet ilkesinin ihlali niteliğinde olup CMKnın 191inci maddesine aykırıdır.
2) Tesis edilen mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde sanığın sadece bozma ilamına karşı diyeceklerine yer verilip atılı suç ile ilgili savunmalarına yer verilmemesi, savunmada ileri sürülen görüşlerin mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde gösterileceğine dair CMKnın 230/1-a maddesine aykırıdır.
3) Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesine rağmen, uygulanan kanun ve madde numarasının yazılmaması CMKnın 232/6ncı maddesine aykırıdır.
4) Sanık hakkında
Asker Hastanesinin 25.9.2012 tarihli, 884 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile sık tekrarlayan uyum bozukluğu tanısıyla Barışta askerliğe elverişli değildir, seferde görev yapar kararı verildiği, bu rapora istinaden
Eğitim Hastanesinin 27.7.2015 tarihli, 144 sayılı Ek Sağlık Kurulu Raporunda da, sanığın sağlık kuruluna çıktığı 25.9.2012 tarihinden itibaren askerliğe elverişli olmadığı ve askerliğe elverişsizlik hâlinin suç tarihlerini kapsamadığının belirtildiği,
Ayrıca bozma ilamında belirtildiği şekilde sanığın gözlem altına alınması sonucunda tanzim edilen
Eğitim Hastanesinin 19.9.2014 tarihli, 9934 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Raporda da, uyum bozukluğu tanısı konulan sanığın 25.9.2012 tarihinden itibaren askerliğe elverişli olmadığı, askerliğe elverişsizlik hâlinin suç tarihlerini kapsamadığı belirtilmiş ve Askerî Mahkemece de bu raporlara itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de;
TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin Eki Hastalık ve Arızalar Listesinin 17nci maddesinin (D) diliminde İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu başlığı altındaki 1inci fıkrasının açıklama kısmında; bu fıkraya gireceklerin; antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alması, öldürme, öldürmeye teşebbüs, gasp suçlarından en az bir hapis ya da diğer antisosyal eylemlerden dolayı disiplin mahkemesi dışında kalan mahkemelerce verilmiş en az üç hapis cezası alması ve cezaların kesinleştiğinin belgelerle tespit edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
6.5.2013 tarihli adli sicil belgesi ile
Sulh Ceza Mahkemesinin 12.4.2011 tarihli, 2010/1420 Esas ve 2011/618 Karar sayılı gerekçeli hükmüne göre, sanığın 29.4.2011 tarihinde kesinleşen hüküm ile basit yaralama suçundan TCKnın 51inci maddesi uyarınca ertelenmiş beş ay hapis cezasına ilişkin mahkûmiyetinin bulunduğu, ayrıca 9.5.2014 tarihli müddetnameile
Ceza Mahkemesinin 6.5.2014 tarihli içtima kararına göre, sanığın
Ceza Mahkemesinin 28.5.2009 tarihli, 2008/212 Esas ve 2009/108 Karar sayılı hükmü ile verilen dört yıl yirmi altı gün hapis cezası ile
Ceza Mahkemesinin 19.12.2008 tarihli, 2008/214-226 Esas ve Karar sayılı hükmü ile verilen bir yıl on ay altı gün hapis cezalarının toplandığı ve bu cezaların infazı için cezaevinde bulunduğu, sanık hakkında düzenlenen Adli Raporda sanığın antisosyal kişilik yapısında olduğunun ve gasp suçundan hapis yattığına dair öyküsünün bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanığın, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin Eki Hastalık Ve Arızalar Listesinin 17nci Maddesinin D fıkrasının 1inci bendinde düzenlenen İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu kapsamında olması ve bu durumunun suç tarihlerini de kapsaması ihtimali bulunduğundan, sanığın güncel adli sicil kaydı ile
Ceza Mahkemesinin 28.5.2009 tarihli, 2008/212 Esas ve 2009/108 Karar ve 19.12.2008 tarihli, 2008/214-226 Esas ve Karar sayılı hükümlerinin dosyaya ithal edilmesi sonrasında, suç tarihlerinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri gereğince askerliğe elverişli olup olmadığının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle, mahkûmiyet hükmünün usul ve noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiş, bozma sebebi karşısında diğer yönlerden inceleme yapılmamıştır.
SONUÇ VE KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Sanığın temyizine atfen ve resen, mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanunun 221/1inci maddesi gereğince, usul ve noksan soruşturma yönlerinden BOZULMASINA,
4.5.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sebepte kısmen farklı sonuçta uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Full & Egal Universal Law Academy