Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/211 Esas 2016/245 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 211
Karar No: 2016 / 245
Karar Tarihi: 05.04.2016

(1632 S. K. m. 14, 88) (5237 S. K. m. 50, 52, 62, 257) (5271 S. K. m. 219, 221, 222, 231)

Askeri Mahkemece; sanık hakkında daha önce verilip kesinleşen Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 16.12.2008 tarihli, 2008/269-993 Esas ve Karar sayılı hükmünün açıklanmasına, sanığın, 25.4.2007 tarihinde;

1.Toplu asker karşısında emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 88, TCK’nın 62/1, 50, 52/2’nci maddeleri uyarınca 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına;

2.Toplu asker karşısında üste fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 91/2'nci maddesi ''az vahim hâl'' cümlesi, TCK’nın 29, 62/1, 50, 52/2’nci maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına;

Karar verilmiştir.

Hükümler; sanık tarafından sebep gösterilmeksizin, temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; hükümlerin suç vasfı yönünden ayrı ayrı bozulması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; Askeri Mahkemenin 16.12.2008 tarihli, 2008/269-993 Esas ve Karar sayılı kararı ile sanığın, toplu asker karşısında emre itaatsizlikte ısrar ve toplu asker karşısında üste fiilen taarruz suçlarından beş ay ve iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5’inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, itiraz üzerine yapılan inceleme neticesinde itirazın kesin olarak reddedilmesiyle hükümlerin 7.7.2009 tarihinde kesinleştiği, sanığın, denetim süresi içerisinde 15.1.2013 tarihinde “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma ve sağlama” suçunu işlediği ve bu kararın 10.5.2013 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen söz konusu kararın Askeri Mahkemece öğrenilmesi üzerine sanık hakkında duruşma açılıp taraf teşkili yapılmak suretiyle yargılama yapıldığı ve 16.12.2008 tarihli, 2008/269-993 Esas-Karar sayılı hükmünün açıklanmasına; sanığın, yukarıda yazılı olduğu şekilde her iki suçtan ayrı ayrı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de;

CMK’nın “Duruşma Tutanağı” başlıklı 219’uncu maddesi, “Duruşma için bir tutanak tutulur. Tutanak, mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır...” hükmünü içermektedir.

Duruşma tutanağının, CMK’nın 221 ve 222’nci maddelerine göre, duruşmanın seyrini ve sonuçlarını yansıtan ve yargılama usulünün bütün temel kurallarına uyulduğunu gösteren unsurlara uyulup uyulmadığının belirlenmesi açısından ispat gücü ve önemine sahip bulunması nedeniyle yasaya uygun şekilde düzenlenmiş ve imzalanmış olması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, 2.12.2008 tarihinde yapılan ve sanığın istinabe suretiyle sorgusunun tespit edildiği talimatın okunarak hakkında duruşmalardan bağışık tutulma kararının alındığı duruşmaya ilişkin tutanağın Subay Üye tarafından imzalanmamış olması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden ele alınmasından sonra da bu hukuka aykırılığın giderilmemesi CMK’nın 219’uncu maddesine göre kesin hukuka aykırılık niteliğinde olduğundan, sanık hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin öncelikle usul yönünden bozulmasına, karar verilmiştir.

Öte yandan; Askeri Mahkemece, sanığın eylemlerinin toplu erat karşısında gerçekleştirildiği kabul edilmek suretiyle hakkında mahkûmiyet hükümlerinin tesis edildiği görülmekte ise de; dosya dz. 22’de bulunan Eğitim ve İçtima çizelgesi dikkate alındığında, eğitim ve spor amacıyla toplanmış 21 adet asker kişinin ASCK’nın 14’üncü maddesi kapsamında hizmet amacına uygun olarak bir amir ve üst komutasında ciddi ve disiplinli bir şekilde toplanıp toplanmadıkları dosyada mevcut tanık beyanları ve olay tespit tutanağı ile tam olarak anlaşılamadığından, özellikle soruşturma aşamasında ifadesi tespit edilen ancak kovuşturma aşamasında dinlenilmeyen Mrk.J.Krk.K. J.Bçvş. Ö.C.T.’nin olaya ilişkin ifadesi ile olay yerinde bulunan ve tanık sıfatıyla yeminli beyanları tespit edilen diğer tanıklar H.Ç., B.K., Y.E.P., S.Y. ve Y.T.’nin özellikle toplanmanın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin yeminli beyanlarının yeniden tespit edilerek bu hususa ilişkin mevcut şüphenin giderilmesinden sonra hüküm kurulması gerektiği sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükümlerinin noksan soruşturma yönünden de bozulmasına, karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyizine atfen ve resen hukuka aykırı bulunan mahkumiyet hükümlerinin, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince usul ve noksan soruşturma yönünden ayrı ayrı BOZULMASINA;

5.4.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sebepte farklı sonuçta uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy