Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/204 Esas 2016/268 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 204
Karar No: 2016 / 268
Karar Tarihi: 20.04.2016

(1632 S. K. m. 47, 66) (5237 S. K. m. 62, 63) (5271 S. K. m. 231)

… Askeri Mahkemesinin 17.6.2010 tarihli, 2010/319-366 Esas ve Karar sayılı hükmü ile; hükümlünün, 14.10.2007-28.10.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-a ve TCK’nın 62’nci maddeleri uygulanmak suretiyle on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün; Dairemizin 24.11.2010 tarihli, 2010/2350-2343 Esas ve Karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiği,

İnfaz aşamasında, Anayasa Mahkemesinin 17.1.2013 tarihli, 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararıyla da; ASCK’nın 47/1-A madde, fıkra ve bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile Ek 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının “... kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün ve Ek 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması karşısında, duruşma açılmak suretiyle yapılan yargılama sırasında … Askeri Mahkemesinin lağvedilmesi nedeniyle dosyanın gönderildiği … Askeri Mahkemesince; tesis edilen ilk hükmün bozulmasını müteakip yapılan yargılama sonucunda, temyize konu 9.10.2015 tarihli, 2014/308 Esas ve 2015/470 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair hükmün tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Hükümlünün atılı suçu işlediğine dair kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunduğundan, kesin hükmün dokunulmazlığı kapsamında, esasa yönelik temyiz sebepleri incelenmemiştir.

Anayasa Mahkemesinin 17.1.2013 tarihli, 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı iptal kararı kararıyla; ASCK’nın 47/1-A madde, fıkra ve bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile Ek 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının “… kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün ve Ek 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi karşısında, yasal şartların oluşması hâlinde, ASCK’nın 66’ncı maddesinde düzenlenen firar suçundan tayin olunan iki yıl ve daha az süreli hapis cezasına dair mahkûmiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılması, ertelenmesi, ayrıca bir yıl ve daha az süreli hapis cezasının da adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilmesi mümkün hâle gelmiştir.

Temyize konu olay ile ilgili olarak dava dosyası incelendiğinde; suç tarihi itibariyle uygulanması yasal olarak mümkün olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili olarak kesinleşen ilk hükümde de değerlendirme yapılıp karar verilmesi nedeniyle, uyarlama yargılamasında CMK’nın 231’inci maddesi kapsamında yeniden değerlendirme yapılması hatalı olmakla birlikte, suç tarihinden önce işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğu anlaşılan hükümlü hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde, yine daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmesi karşısında erteleme hükümlerinin uygulanmamasında, hükümlünün talebi de dikkate alınarak, tayin edilen hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırma seçenek tedbirine çevrilmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, müdafiin temyiz sebeplerinin reddi ile lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

Öte yandan, TCK’nın 63’üncü maddesinde, hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran hâller nedeniyle geçirilmiş sürelerin hapis veya adli para cezasından mahsubunun yapılacağını belirtilmesine ve hükümlü hakkında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek tedbirine hükmedilmesine karşın, hükümlünün 28.10.2007-1.11.2007 tarihleri arasında gözetim ve yolda geçirdiği sürelerin sonuç cezadan mahsubuna karar verilmesi şeklindeki, infaza taalluk eden hataya işaretle yetinilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Müdafiin kabule değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE,

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA,

20.4.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy