Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/178 Esas 2016/217 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 178
Karar No: 2016 / 217
Karar Tarihi: 23.03.2016


(1632 S. K. m. 87) (5271 S. K. m. 223) (353 S. K. m. 221) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 83)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 11.11.2015 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığa isnat edilen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle, CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

 

Hüküm; Askeri Savcı tarafından, esasa ilişkin sebepler ileri sürülerek, sanık aleyhine temyiz edilmiştir.

 

Tebliğnamede; hükmün, sübut yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

 

Yapılan incelemede; sanığa, 10.11.2015 tarihinde Tabur Komutanı P.Yb. H.E. tarafından saç tıraşı olması konusunda emir verildiği, sanığın aynı gün saç tıraşı olduğu, bir gün sonra Bl.K.Vek.Ulş.Ütğm. D.D. tarafından sanığın saçının ön tarafının uzun olduğu değerlendirilerek tekrar saç tıraşı olması konusunda emir verildiği, ancak sanığın tıraş olmak istemediğini belirttiği, Ulş.Ütğm. D.D.’nin sanığı P.Kd.Çvş. T.Y.’nin yanına göndererek tıraşı onun nezaretinde yaptırmasını emrettiği, fakat sanığın P.Kd.Çvş. T.Y.’ye de tıraş olmayacağını belirttiği, P.Kd.Çvş. T.Y.’nin durumu Ulş.Ütğm. D.D.’ye ilettiği ve sanık ile beraber Ulş.Ütğm. D.D.’nin yanına gittikleri, burada da sanığın tıraş olmayacağını belirttiği, böylece sanığın hizmete ilişkin emri söz ve fiili ile reddetmek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda;

 

Askeri Mahkemece; sanığın verilen emir sonrasında tıraş olduğu, emrin yerine eksik olsa da getirildiği, tıraşının mevzuata uygun olmadığına dair teknik bir tespitin yapılmadığı, sanığın ilk tıraşının mevzuata uygun olmadığı kabul edilse dahi sanığın ilk tıraştan sonra tekrar tıraş olduğu ve bu tıraşın emri veren Tabur Komutanı tarafından kabul edildiği, verilen emrin makul sürede yerine getirildiği birlikte değerlendirildiğinde, atılı emre itaatsizlikte ısrar suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleriyle, sanığın beraatine karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

 

Sanığın sorgusunda (Dz. 28); 10.11.2015 tarihinde tören sırasında Tabur Komutanının ikazı üzerine hemen tıraş olduğunu, ertesi gün karşılaştığı D. Üsteğmenin kendisine saç tıraşının uygun olmadığını, üç numara tıraş olmasını söylediğini, D. Üsteğmene “Tabur Komutanımız beni görsün, duruma göre tıraş olurum.” dediğini, D. Üsteğmen tekrar tıraş olmasını emredince bir anlık kızgınlık ile “İsterseniz beni mahkemeye verin, tıraş olmayacağım.” dediğini, Tabur Komutanını göremediğini, ancak üç numaraya yakın bir tıraş olduğunu, bu durumu T. Astsubayın gördüğünü, T. Astsubay ile birlikte D. Üsteğmenin yanına gittiklerini, D. Üsteğmenin tekrar tıraş olmasını söylemesi üzerine üçüncü kez tıraş olduktan sonra gittiği Tabur Komutanının kendisine “Tıraşın olmuş” demesinin ardından, “D. Üsteğmene söyleyin, bunu mahkemeye verin” dediğini beyan ettiği;

 

Tanık Ulş.Ütğm. D.D.’nin kovuşturma safhasında tespit edilen ifadesinde (Dz. 36); olay tarihinde Bölük Komutanlığı görevini vekaleten yürüttüğünü, 10.11.2015 tarihinde tören çalışmaları nedeniyle yaptığı teftiş esnasında Tabur Komutanının sanığa saç tıraşı olması konusunda emir verdiğini, ertesi gün sanığı yanına çağırdığında, sanığın tıraş olmuş, ancak saçlarının ön kısmının uzun olduğunu görmesi üzerine sanığa tekrar tıraş olmasını ve Takım Komutanı P.Asb.Kd.Çvş. T.Y.  ile birlikte Tabur Komutanının yanına gitmesini söylediğini, aynı gün sanık ile birlikte yanına gelen Takım Komutanının sanığın tıraş olmak istemediğini söylemesi üzerine, sanığa tıraş olması gerektiğini, aksi halde yaptığının suç olduğunu söylemelerine rağmen, sanığın “Tıraş olmayacağım, isterseniz mahkemeye verin” dediğini, aynı gün içerisinde tıraş olduğunu öğrendiği sanığın, kendisinin yanına gelip tıraş olduğunu göstermediğini beyan ettiği;

 

Tanık P.Asb.Kd.Çvş. T.Y.’nin kovuşturma safhasında tespit edilen ifadesinde (Dz. 29); 11.11.2015 tarihinde D. Üsteğmenin kendisini arayarak, sanığın tıraş olması konusunda Tabur Komutanının emri olduğunu ve sanığı tıraş ettirmesi gerektiğini söylemesi üzerine, sanığa tıraş olması gerektiğini söylediğini, ancak sanığın “Benim tıraşım uygun, ben tıraş olmak istemiyorum, gerekirse mahkemeye versinler.” dediğini, bu durumu D. Üsteğmene belirtince, D. Üsteğmenin sanığı ve kendisini çağırarak, sanığı tıraş olması konusunda ikna etmeye çalıştığını, ancak sanığın ısrarla tıraş olmayacağını, isterlerse mahkemeye verebileceklerini söylediğini, D. Üsteğmenin sanığın mahkeme dosyasının hazırlanması talimatı verdiğini, kendisinin sanığı ikna etmeye çalıştığını, sanığın tekrar tıraş olduğunu, kendisinin uyarısından sonra sanığın nizami tıraş olduğunu, sanığın saçının uzun olmadığını, ancak saçında makine izi bulunduğunu, bu izlerin kaybolması gerektiğini D. Üsteğmenin söylediğini, sanığın gerekli olan nizami tıraşı kendisinin nezaretinde olduğunu beyan ettiği;

 

Görülmektedir.

 

TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin 83’üncü maddesinde; erbaş ve erlerin saçlarının, üstte 6 cm. yanlarda ise 2 cm. olacak ve kulak üstüne düşmeyecek şekilde tıraş edileceği düzenlenmiştir. Sanığın saçını belirtilen bu ölçülere uygun olarak kestirmesi, nizami bir saç tıraşı olarak adlandırılabilir ve bu ölçülere uygun olarak tıraş olması yönünde verilen emrin askeri hizmete ilişkin olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, öncelikle 10.11.2015 tarihinde Tabur Komutanının saç tıraşı olması yönünde emir vermesinin ardından tıraş olan sanığı, Bl.K.Vek.Ulş.Ütğm. D.D. gördüğünde, sanığın saçının İç Hizmet Yönetmeliğinin 83’üncü maddesinde belirtilen saç uzunluğu ölçülerinden daha uzun olduğunun şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Çünkü, atılı suçun oluşması için yerine getirilmesi gereken bir emrin varlığı gerekir. Başka bir değişle, esas duruştaki bir asker kişiye “Esas duruşa geç” şeklinde verilen bir emrin, üzerinde eğitim elbisesi bulunan bir asker kişiye “Eğitim elbiseni giy” şeklinde verilen bir emrin yerine getirilmediğinden bahsetmek mümkün değilse, İç Hizmet Yönetmeliğinin 83’üncü maddesinde belirtilen objektif kriterlere göre saç tıraşı olmuş bir asker kişiden de, yasal mevzuatta belirtilen bu saç uzunluğu ölçülerinin dışında, kişiden kişiye değişebilecek, sübjektif ölçüler esas alınarak daha kısa bir şekilde saçının kesilmesi yönünde verilen emrin askeri hizmete ilişkin bir emir olduğunu kabul etmek hukuken mümkün değildir.

 

Yukarıda belirtilen sanık ve tanık beyanları ile yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; sanığın ve tanıkların beyanlarından, 10.11.2015 tarihinde Tabur Komutanının saç tıraşı olması yönünde emir vermesinin ardından tıraş olan sanığı, Bl.K.Vek.Ulş.Ütğm. D.D. ertesi gün ilk olarak gördüğünde, sanığın saçının İç Hizmet Yönetmeliğinin 83’üncü maddesinde belirtilen saç uzunluğu ölçülerinden daha uzun olup olmadığı hususu anlaşılamadığından, atılı suçun unsurları itibarı ile oluşup oluşmaması açısından önemli olan bu hususun açıklığa kavuşturulabilmesi için Ulş.Ütğm. D.D., P.Asb.Kd.Çvş. T.Y. ve sanığı tıraş eden berberin tanık sıfatı ile ifadelerinin tespit edilerek, elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, beraat hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

Askeri Savcının temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, beraat hükmünün noksan soruşturma yönünden BOZULMASINA;

 

23.3.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe sebepte farklı, sonuçta uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy