Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/169 Esas 2016/208 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 169
Karar No: 2016 / 208
Karar Tarihi: 23.03.2016


(7201 S. K. m. 35) (1632 S. K. m. 47, 66, Ek m. 8, 10) (5237 S. K. m. 7, 50, 52, 58, 62, 63) (5275 S. K. m. 108) (ANY. MAH. 17.01.2013 T. 2012/80 E. 2013/16 K.) (AYDK 23.10.2003 T. 2003/91 E. 2003/85 K.) (AYDK 22.06.2006 T. 2006/136 E. 2006/141 K.) (YİBK 23.02.1938 T. 1937/23 E. 1938/9 K.)

 

… Askeri Mahkemesinin 10.8.2011 tarihli, 2011/306-245 Esas ve Karar sayılı hükmü ile; hükümlünün, 2.9.2010-24.10.2010 tarihleri arasında, firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-a ve TCK’nın 62’nci maddeleri uygulanmak suretiyle on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 58 ve CGTİHK’nın 108’inci maddeleri gereğince cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 6.7.2012 tarihli, 2012/887-883 Esas ve Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmek suretiyle kesinleşmiştir.

 

İnfaz aşamasında, Anayasa Mahkemesinin 17.1.2013 tarihli, 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararıyla, ASCK’nın 47/1-A madde, fıkra ve bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile Ek 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının “... kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün ve Ek 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi karşısında, Askeri Savcılığın talebi üzerine, 18.1.2013 tarihli, 2011/306 Esas ve 2013/42 Müt. Karar sayılı duruşmasız işlere dair karar ile infazın durdurulmasına karar veren Askeri Mahkemece; duruşma açılmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda, 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair hüküm ile, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına, hükümlü hakkındaki hapis cezasının yerine TCK’nın 50/1-f maddesi uyarınca yarısı kadar (yetmiş beş gün) süreyle genel idari hizmetinde çalıştırılması seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmediği belirtilerek 18.8.2014 tarihinde kesinleştiğine dair 25.8.2014 tarihinde şerh düşülmüştür.

 

Hükmün infazı aşamasında, … Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 21.4.2015 tarihli, 2015/458 DS sayılı yazısı ile, hükümlünün halen … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu ve bihakkın tahliye tarihinin 30.3.2019 olduğu, bu itibarla Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin “Denetimli serbestlik kararının; yükümlünün tutuklanması, hapis cezasının infazına başlanması veya askere alınması nedeniyle infazının imkânsız hale gelmesi durumunda kanunda aksine bir düzenleme yoksa, vaka sorumlusunun önerisi üzerine komisyon tarafından ilgili mahkemeden denetimli serbestlik kararının değiştirilmesi, kaldırılması veya uygun olan başka karar verilmesi talep edilebilir” şeklindeki düzenlemesi uyarınca, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu’nun 17.4.2015 tarihli, 2015/41 İDK sayılı kararıyla, kayıt kapatılmadan, denetimli serbestlik kararının değiştirilmesi, kaldırılması veya uygun olan başka karar verilmesi için talepte bulunulduğunun bildirilmesi üzerine, … Askeri Mahkemesinin 26.5.2015 tarihli, 2013/757 Esas ve 2015/224 Müt. Karar sayılı duruşmasız işlere ait kararı ile; hükümlü hakkındaki on ay hapis cezasının TCK’nın 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca adli para cezasına çevrilerek neticeten altı bin Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükümlünün 1.3.2011-7.4.2011 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK’nın 63’üncü maddesi uyarınca cezasından mahsubuna, mahsup işlemini takiben kalan adli para cezasının yirmi dört eşit aylık taksitler hâlinde tahsiline, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilerek ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrilmesine karar verilmiştir.

 

Kararın 9.6.2015 tarihinde tebliğini müteakip hükümlü tarafından, 15.6.2015 tarihli dilekçe ile karara karşı kanun yoluna başvurulmuş, itiraz incelemesi için dosyanın gönderildiği … Askeri Mahkemesi’nin 9.7.2015 tarihli, 2015/244-106 Müt. Evrak ve Karar sayılı duruşmasız işlere ait kararı ile; … Askeri Mahkemesinin 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair hükmünün, hükümlüye tebliğinde geçerli bir tebligatın bulunmaması nedeniyle, hükümlü tarafından 15.6.2015 tarihli dilekçe ile yapılan başvurunun bu hükme yönelik olduğu ve bu hükme yönelik incelemenin Askeri Yargıtay tarafından yapılması gerektiği belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve dosya Askeri Yargıtay’a gönderilmiştir.

 

Tebliğnamede, hükümlü hakkında … Askeri Mahkemesince tesis edilen 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün, tebligatın geçersiz olması nedeniyle henüz kesinleşmediği, dolayısıyla … Askeri Mahkemesinin 26.5.2015 tarihli, 2013/757 Esas ve 2015/224 Müt. Karar sayılı duruşmasız işlere ait kararının yok hükmünde sayılarak, yapılan başvurunun temyiz başvurusu niteliğinde kabul edilmesi ve bu bağlamda; … Askeri Mahkemesince tesis edilen 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

 

1) … Askeri Mahkemesince tesis edilen 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün kesinleşip kesinleşmediği konusunda yapılan incelemede;

 

TCK’nın 50/7’nci maddesine nazaran hükümlünün elinde olmayan nedenlerle hükmedilen seçenek tedbirin yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece seçenek tedbirin değiştirilmesine karar verilebilmesi için, seçenek tedbire ilişkin mahkûmiyet hükmünün kesinleşmiş olması gerektiğinden, inceleme konusu olayda öncelikle, Askeri Mahkemenin 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün kesinleşip kesinleşmediğinin incelenmesi gerekmektedir.

 

Askeri Mahkemenin 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmü ile ilgili olarak, hükmün taraflarca süresi içinde temyiz edilmediğinden bahisle 18.8.2014 tarihinde kesinleştiğine dair 25.8.2014 tarihinde şerh düşülmüş ise de; öncelikle belirtmek gerekir ki, hâkimin, mahkûmiyet hükümlerine kesinleşme şerhi koyması, idari bir işlem niteliğinde olup, tebliğ işleminin eksikliğinin belirlenmesi hâlinde bu işlemin, herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Nitekim, Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun 23.10.2003 tarihli, 2003/91-95; 6.11.2003 tarihli, 2003/92-91; 29.12.2005 tarihli, 2005/104-117 ve 22.6.2006 tarihli, 2006/136-141 Esas ve Karar sayılı ilamları da bu doğrultudadır.

 

Hükümlünün yokluğunda yapılan duruşmada tesis edilen Askeri Mahkemenin 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün tebliği için, adreste bulunamaması veya ayrılmış olması hâlinde Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesi uyarınca tebligat yapılması da belirtilerek, hükümlünün uyarlama yargılaması esnasında ifadesinin tespiti sırasında bildirdiği adresine tebligat çıkartıldığı ve tebliğ memuru tarafından “Merciin isteği üzerine Tebligat Kanununun 35’inci maddesine göre tebliğ yapıldı” şeklinde kayıt düşülerek, 9.8.2014 tarihinde tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır.

 

Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesinde, kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirmesi hâlinde yeni adresini hemen tebliği yaptırmış olan yargı organına bildirmeye mecbur olduğu ve bu takdirde, bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı, adresini değiştiren kimsenin yeni adresini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asıldığı tarihin, tebligat tarihi olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.

 

Bu düzenlemeye göre, Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için, yargı organı tarafından anılan adreste ilgiliye daha önce tebligat yapılmış olması ve adres kayıt sisteminde yeni adresinin de tespit edilememiş olması gerekmektedir.

 

İnceleme konusu olayda ise, anılan adreste hükümlüye daha önce usulüne uygun tebligat yapılmadığı gibi, adres kayıt sisteminde hükümlünün yeni adresinin tespit edilemediğine dair belge de bulunmamaktadır.

 

Bu itibarla, Askeri Mahkemenin 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün, hükümlüye usulüne uygun bir şekilde tebliğinin yapılmadığı ve buna bağlı olarak kesinleşmediği anlaşılmakla; mahkûmiyet hükmüne konulan kesinleşme şerhinin hatalı olduğu, kesinleşmemiş hükümle ilgili olarak tesis edilen verilen Askeri Mahkemenin 26.5.2015 tarihli, 2013/757 Esas ve 2015/224 Müt. Karar sayılı duruşmasız işlere ait kararının yok hükmünde sayılmasına karar verilerek, hükümlünün isteminin lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz niteliğinde ve süresinde olduğu kabul edilerek temyiz incelemesine geçilmiştir.

 

2) …. Askeri Mahkemesince tesis edilen 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmü ile ilgili temyiz incelemesi:

 

Ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kural, TCK’nın 7/2’nci maddesinde; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; sonradan yürürlüğe giren kanunun, bir fiili suç olmaktan çıkarması, suçun unsurlarında veya diğer cezalandırılabilme şartlarında, bu suçtan dolayı mahkûmiyetin yasal neticelerinde, ceza ve hatta güvenlik tedbirlerinde değişiklik yapması ve bu değişikliğin failin lehine sonuç vermesi durumunda, yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen suçlar hakkında da uygulanması gerekecektir.

 

Sonradan yürürlüğe giren kanunun önceki suç bakımından doğurduğu lehe sonuç bir mahkeme kararı ile saptanmalıdır. Hiç kuşkusuz bu belirleme, ister evrak üzerinde inceleme yapmak suretiyle olsun, ister duruşma açılarak gerçekleştirilsin, her hâlde bir davayı ve yargılama faaliyetini gerekli kılar. “Suçun işlendiği zamanın yasası ile sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin farklı olması hâlinde, her iki yasanın birbirine karıştırılmadan, ayrı ayrı somut olaya uygulanıp, her iki yasaya göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra, sonucuna göre lehte olanın uygulanması” yolundaki 23.2.1938 tarihli, 23-9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kesin hüküm hâline gelmiş bir hükümde sonradan yürürlüğe giren ve lehe hükümler içeren kanuna dayalı bulunan uyarlama yargılamasında, her iki kanunun ilgili tüm hükümleri, önceki hükümde sabit kabul edilen olaya uygulanmak suretiyle belirlenmelidir.

 

Bu açıklamalar doğrultusunda temyiz konusu olaya bakıldığında; Askeri Mahkemece, hapis cezasının hangi kanun maddeleri uygulanarak ne şekilde tayin edildiğine dair bir karar veya açıklamaya yer verilmeden, “…hükümlü hakkında tertip edilen hapis cezasının yerine 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f uyarınca yarısı kadar (75 gün) süreyle genel idari hizmetinde çalıştırılması seçenek yaptırımına çevrilmesine” şeklinde hüküm kurulması usule aykırı olduğundan, uyarlama yargılaması sonucunda tesis edilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir (Dairemizin 11.9.2013 tarihli, 2013/1117-1113 Esas ve Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir).

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

1) Hükümlünün temyizine atfen ve resen, … Askeri Mahkemesince verilen 26.5.2015 tarihli, 2013/757 Esas ve 2015/224 Müt. Karar sayılı duruşmasız işlere ait kararın YOK HÜKMÜNDE SAYILMASINA, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak,

 

2) Hükümlünün temyizine atfen ve resen, … Askeri Mahkemesince verilen 11.7.2014 tarihli, 2013/757 Esas ve 2014/259 Karar sayılı lehe kanun uyarlamasına dair mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince usul yönünden BOZULMASINA, tebliğnamedeki görüşe aykırı olarak,

 

23.3.2016 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy