Askeri Yargıtay 2. Daire 2016/137 Esas 2016/174 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2016/ 137
Karar No: 2016 / 174
Karar Tarihi: 02.03.2016


(2709 S. K. m. 141) (1632 S. K. m. 66, 73) (5237 S. K. m. 62) (5271 S. K. m. 34, 230) (353 S. K. m. 221)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 14.3.2014-23.3.2014 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği sabit görülerek, ASCK’nın 66/1-b, 73 ve TCK’nın 62’nci maddeleri uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

Hüküm; sanık tarafından esasa ilişkin sebepler ileri sürülerek, temyiz edilmiştir.

 

Tebliğnamede; hükmün usul yönünden bozulması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.  

 

Yapılan incelemede; sanığın, 11.2.2014 tarihinde bir ay süreyle hava değişimine gönderildiği, hava değişimi bitiminde Askerlik Şubesine müracaat eden sanığa 2 gün yol süresi verilerek serbest olarak Birliğine sevk edildiği, yol süresi sonunda en geç 14.3.2014 tarihinde Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 23.3.2014 tarihinde kendiliğinden giderek Birliğine katıldığı dosyada mevcut delillerden anlaşılmaktadır.

 

Anayasanın 141/3 ve CMK’nın 34/1’inci maddeleri mahkemelerce verilen her türlü kararların gerekçeli olacağına amirdir. Hükümlerin gerekçeli olması Anayasa hükmü olduğu kadar yargı denetimi bakımından da zorunlu bir husustur. Bu denetim esnasında gösterilen gerekçeden kararın (hükmün) doğruluk (isabet) derecesi ve gerekçenin dosya içeriğine uygun olup olmadığı da anlaşılacaktır. CMK’nın 230’uncu maddesi gereğince, mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde; sanığın gerçekleştiği sabit görülen eylem ve olayın cereyan tarzı, suçun işleniş şekli ve suçun sübutuna ilişkin yazılı ve sözlü delillerin ve sanığın iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, irdelenip tartışılması ve suçun nitelendirilmesinin doğru olarak yapılması gerekmektedir.

 

Bu açıklamalardan sonra dava dosyası incelendiğinde; sanık hakkında firar suçundan ASCK’nın 66/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, sorgu ve savunmasının söz konusu iddianame uyarınca yapıldığı, ancak, kısa kararda sanığın izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek ASCK’nın 66/1-b maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, gerekçeli kararın “Değerlendirme ve kabul” bölümünde ise; suçun vasıflandırılmasının firar olarak kabul edildiği ve ASCK’nın 66/1-a maddesinin uygulandığının açıklandığı, böylelikle, gerekçeli hüküm ile kısa karar arasında teşevvüş yaratıldığı anlaşıldığından, sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

SONUÇ VE KARAR: Açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın temyizine atfen ve resen hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca usul yönünden BOZULMASINA;

 

2.3.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy