Askeri Yargıtay 2. Daire 2015/574 Esas 2016/248 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2015/ 574
Karar No: 2016 / 248
Karar Tarihi: 13.04.2016

(5237 S. K. m. 50, 52, 62, 66) (7201 S. K. m. 21) (1632 S. K. m. 66)

Askeri Mahkemece; sanığın, 17.8.2014-17.9.2014 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, eylemine uyan ASCK’nın 66/1-b, TCK’nın 62/1, 50/1 ve 52’nci maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan adli para cezasının TCK’nın 52/4’üncü maddesi gereğince 10 eşit taksitte tahsil edilmesine, yasal imkânsızlık nedeniyle verilen adli para cezasının ertelenmesine yer olmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması yönündeki talebinin reddine, 24.6.2014-14.7.2014 ile 17.9.2014-17.10.2014 tarihleri arasında tutuklulukta ve gözaltında geçirdiği sürelerin beher günü 100 TL olmak üzere cezasından mahsubuna, karar verilmiştir.

Hüküm; müdafi tarafından, sebep gösterilmeksizin, temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; hükmün, düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği yönünde, görüş bildirilmiştir.

Aynı hüküm ile; sanık hakkında 6.5.2014-24.6.2014 tarihleri arasında temadi eden izin tecavüzü suçundan tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, temyize tabi olmayan kararlardan olması nedeniyle inceleme dışında tutulmuştur.

Dairemizin 16.12.2015 tarihli ve 2015/574-37 Esas ve Karar sayılı ara kararı ile; sanığın sorgu esnasında Askeri Mahkemeye bildirdiği ve gerekçeli hükmün tebliğe gönderildiği adresin mernis adresi olmaması sebebiyle, Tebligat Kanunu 21/2'nci maddesi gereğince yapılan tebligatın geçerli bir tebligat olarak kabulü mümkün olmadığından, gerekçeli kararın usulüne uygun olarak sanığa tebliğinden sonra, sanığın kararı temyiz etmesi hâlinde bu hususta ek tebliğname de düzenlenmesini müteakip Dairemize iadesi için dava dosyasının Askeri Yargıtay Başsavcılığına gönderilmesine, karar verilmiştir.

Mernis adresi tespit edilemeyen sanığa ilanen tebliğ yoluyla gerekçeli kararın tebliğ edildiği ve sanığın hükmü temyiz etmediği, böylelikle Dairemizin ara kararı yerine getirilmek suretiyle, dava dosyası, müdafiin temyizine atfen temyiz incelemesine devam edilmek üzere, iade edilmiştir.

Yapılan incelemede; sanığın, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığı Destek Birlik Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada 14.8.2014 tarihinde saat 16:39’da üç gün süre ile kanuni izne gönderildiği, buna göre en geç 17.8.2014 tarihinde saat 16:39’a kadar Birliğine katılması gerekirken katılış yapmayarak bir süre izin aşımında bulunduktan sonra, 17.9.2014 tarihinde … İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ekiplerince yakalandığı, böylece sanığın hükme konu edilen tarihler arasında atılı izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek belirtilen şekilde hüküm kurulduğu, tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; uzman doktor marifetiyle cezai ehliyetinin tam ve askerliğe elverişliliğinin tespiti açısından gözlem altına alınmasına gerek olmadığı, ayrıca, yargılama aşamasında "uyum bozukluğu" tanısı ile askerliğe elverişsiz olduğunun belirlenmesi üzerine suç tarihlerinde askerliğe elverişli olduğu ve cezai ehliyetinin tam olduğu ek sağlık kurulu raporu ile saptanan, izin süresi sonunda Birliğine katılmasını engelleyen veya güçleştiren bir özre sahip bulunmayan, izin tecavüzü suç kastını ortadan kaldıracak bir durum ve zaruret içinde kalmayan sanık hakkında tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan, yasal ve inandırıcı gerekçelerle, temel cezanın alt sınırdan belirlenip, takdiri indirim maddesi uygulanmak suretiyle mahkûmiyet kararı verilmesinde, yasal ve yeterli gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin tatbik edilmemesinde, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının talebi doğrultusunda alt sınırdan adli para cezasına çevrilip taksitlendirilmesinde, usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden hukuka aykırılık bulunmamakta ise de;

Askeri Yargıtay'ın yerleşik içtihatları doğrultusunda, sanığa, her takvim yılı içinde bir kez yol süresi tanınması gerektiği hâlde, dosya dizi 339’da yer alan hizmet durum belgesinden, sanığa 2014 yılı içerisinde kullandığı izinlerde yol süresi tanınmadığının anlaşıldığı, bu itibarla, sanığa ikamet ettiği … ile Birliğinin bulunduğu … illeri arasında iki gün gidiş-dönüş yol süresinin tanınması sonucunda, suç başlangıç tarihinin “19.8.2014” olarak kabul edilmesi gerekirken, kısa kararda ve gerekçeli hükümde “17.8.2014” olarak belirlenmesinde isabet görülmediğinden, mahkûmiyet hükmünün bozulmasına, suçun hukuki niteliğine ve ceza uygulamasına bir etkisi bulunmayan ve ayrıca bir araştırma yapılmasını da gerektirmeyen bu hatanın, 353 sayılı Kanun’un 220/2-F maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün olduğundan, müdafiin temyiz isteminin reddiyle, mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına, karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Müdafiin, kabule değer görülmeyen temyiz isteminin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE,

Müdafiin temyizine atfen ve resen, suçun başlangıç tarihinin hatalı tespiti yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince BOZULMASINA;

Ancak, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanun’un 220/2-F maddesi gereğince, hükümde hatalı olarak belirlenen suç başlangıç tarihinin “19.8.2014” şeklinde değiştirilmek ve diğer kısımları aynen muhafaza edilmek suretiyle mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek ONANMASINA;

13.4.2016 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy