Askeri Yargıtay 2. Daire 2014/822 Esas 2014/835 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2014/ 822
Karar No: 2014 / 835
Karar Tarihi: 24.09.2014

(5271 S. K. m. 223) (5237 S. K. m. 141) (1632 S. K. m. 132)

Askeri Mahkemece; sanık hakkında mağdur Elk.Kd.Üçvş. N. G.'nin montunun cebinde bulunan A579626782 seri nu.lı 10 TL'yi almak suretiyle, astının parasını çalmak suçunu işlediğinden bahisle açılan kamu davasının yargılaması sonucunda; mağdurun, cebinde 10 TL bulunan montunu, biri ya da birileri tarafından (paranın) alınması için gemi yatakhane bölümündeki yatağının üzerine bıraktığı, mağdur zilyedin paranın alınmasına rızasının bulunduğu, dolayısıyla sanığa atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK'nın 223/2'nci maddesi uyarınca sanığın yüklenen suçtan beraatine, karar verilmiştir.

Hüküm; Askeri Savcı tarafından, esasa yönelik sebeplerle temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği hususunda görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; …Komutanlığı Gemi Kıdemli Astsubayı Dz.Bçvş. M. Ş. ile Polis Büro Güvenlik Amiri Dz.Bçvş. Ö. A.'nın,


gemide hırsızlık olayları olduğu yönündeki şikayetlere çözüm bulmak amacıyla Temmuz 2012 ayından başlayarak cüzdanından para eksildiğinden bahisle şikayette bulunan mağdur Dz.Üçvş. N. G.’ye, olay tarihi olan 19.11.2012 tarihinde belli bir parayı işaretleyip seri numarasını almasını ve bu parayı montunun cebine, montunu da yatağının üstüne bırakmasını söyledikleri, bunun üzerine mağdurun A579626782 seri numaralı 10 TL’lik banknotu işaretleyip, yine kendisine ait montunun cebine, montunu da sanığın yatağının karşısında bulunan kendi yatağının üzerine bıraktığı, banknotun seri numarasını da Gemi Kıdemli Astsubayına ilettiği, aynı gün saat 19.00 sularında yaptığı kontrolde 10 TL’nin yerinde olmadığını görerek durumu Gemi Kıdemli Astsubayı ile Polis Büro Güvenlik Amirine bildirdiği, seri numarası alınmış ve işaretlenmiş paranın kantine getirilmemesi nedeniyle bir sonuç alınamayınca, Dz.Üçvş. C. B.’den yardım talep edildiği, yardım talebini kabul eden ve cüzdanını Dz.Bçvş. Ö. A.’ya teslim eden Dz.Üçvş. C. B.’nin, ihtiyacı olduğundan bahisle sanıktan 10 TL borç istediği, sanığın cebinden 10 TL’lik banknot çıkarıp Dz.Üçvş. C.B.’ye verdiği, Dz.Üçvş. C. B.’nin da parayı Gemi Kıdemli Astsubayına teslim ettiği, sanığın verdiği paranın, önceden işaretlenmiş ve seri numarası alınmış 10 TL’lik banknot olduğunun tespit edilmesiyle, durumun Gemi II'nci Komutanına rapor edildiği ve sanığın Kıdemli Astsubay salonuna çağrıldığı, işaretli paranın kendisinden sorulması üzerine, sanığın panikleyip şaşırdığı, toplanan kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Hırsızlık suçu, 5237 sayılı TCK’nın 141’inci maddesinde “zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alınması” şeklinde düzenlenmiştir. Hırsızlık suçunun en önemli unsurlarından birisi de “zilyedin rızasının olmaması” olgusudur. Zilyedin izni veya rızası var ise, eylemin hırsızlık suçu olarak vasıflandırılması ya da kabulü mümkün bulunmamaktadır.

ASCK’nın 132’nci maddesinde düzenlenen suçun unsurları, genel olarak TCK’nın 141’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan basit hırsızlığa ilişkin unsurlar olduğundan, TCK'nın 141’inci maddesinde öngörülen unsurların, ASCK’nın 132’nci maddesinin uygulanması bakımından da göz önünde tutulacağı kuşkusuzdur.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; olay tarihinden önce de parasının çalındığına ilişkin şikayetleri bulunan mağdur Dz.Üçvş. N. G.’nin, gemide hırsızlık olayları meydana geldiği yönünde yapılan şikayetlere bir çözüm bulmak amacında olan Gemi Kıdemli Astsubayı ve Polis Büro Güvenlik Amirinin, isteği üzerine parasını biri ya da birileri tarafından alınması için montunun cebine koyarak, cebinde para bulunan montunu da yatağının üstüne bıraktığı sabittir.

Bu nedenle para ve cüzdanın sanık tarafından alındığı esnada amaç veya saiki ne olursa olsun zilyedin paranın alınması yönünde rıza gösterdiği açıktır. Sanığın bu şekilde gerçekleşen eylemi, zilyedin “rızasının varlığı” karşısında yasal tipiklik açısından hırsızlık suçunu oluşturmamaktadır. Eylemi ahlaki olmamakla birlikte, sanığın, zilyedin rızası olmadığını düşünerek hareket etmesi de sonucu değiştirmeyecektir (Benzer olaylarla ilgili olarak Dairemizin 2007/305-297, Askeri Yargıtay 1'inci Dairesinin 2013/1368-1337, Askeri Yargıtay 3'üncü Dairesinin 2012/774-297 Esas ve Karar sayılı ilamları da aynı doğrultudadır.).

Bu itibarla; sanığın gerçekleştirdiği eylemin, yüklenen suça ya da başka bir suça vücut vermediği kabul edilerek beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varıldığından, Askeri Savcının kabule değer bulunmayan temyiz sebeplerinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy