Askeri Yargıtay 2. Daire 2014/639 Esas 2014/631 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2014/ 639
Karar No: 2014 / 631
Karar Tarihi: 11.06.2014

(5237 S. K. m. 21, 51, 204, 205, 206) (1632 S. K. m. 30, 134)

Askeri Mahkemece; sanığın, 07.02.2011 tarihinde hakikate muhalif evrak tanzim etmek suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 134 ve TCK’nın 62/1'inci maddeleri gereğince beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ASCK'nın 30/B maddesi uyarınca sanığın Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına, TCK'nın 51'inci maddesi gereğince sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.

Hüküm; müdafi tarafından, usul ve esasa yönelik sebepleri ileri sürülerek, katılan tarafından ise sebep gösterilmeden ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; hükmün esas yönünden bozulması gerektiği hususunda görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; suç tarihlerinde …Komutanlığı emrinde görev yapan katılan Mot.Bçvş. U. S.’nin, önceki görev yerinde işlediği iddia edilen bir suç dosyası ile ilgili olarak istenilen ifadesinin, …Komutanlığına ait bir bilgisayarda kayıt altına alındığı, ancak, katılanın Birlik dışında görevlerde bulunması sebebiyle, imzalatılmasının geciktirildiği, katılanın birinci sicil amiri durumundaki sanık Dz.Kd.Ütğm Ö. V. D.'nin ise; katılan hakkındaki bu soruşturmanın zaman aşımına uğramaması amacıyla hareket ederek, katılanın yine Birlik dışında olduğu 07.02.2011 tarihinde, tanık Dz.Üçvş. Y. B.'ye daha önce tespit edilen ve bilgisayarda kayıtlı bulunan, ancak, katılan tarafından imzalanmamış olan ifade tutanağının bir suretinin alınarak kendisine getirilmesi hususunda emir verdiği, bilgisayar çıktısının getirilmesinin ardından, sanığın, katılanın imza hanesinin bulunduğu kısmı, bu kişinin taklit imzasını atmak suretiyle imzaladığı, daha sonra sanığın, tanık Dz.Üçvş. Y. B. aracılığı ile katılana telefon açtırdığı ve katılana ait ifade tutanağını kendisinin imzaladığını ileterek, bu ifadede bir değişiklik olup olmadığını sordurduğu, bu duruma tepki gösteren katılanın tanık İd.Üçvş. E. K.'yı arayarak ifade tutanağının bu şekilde gönderilmemesini, Birliğe döndüğünde ifadeyi kendisinin imzalayacağını ifade ettiği, 11.02.2011 tarihinde Birliğe gelen katılanın ifade tutanağını imzaladığı ve dosyanın hazırlanan bu son şekliyle … Komutanlığına gönderildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Yerleşik Askeri Yargıtay kararlarında, 5237 sayılı TCK’nın 204 ili 206’ncı maddelerinde düzenlenen sahtekarlık cürümlerinin, askeri bir hizmete veya tevdi edilen askeri bir vazifeye ilişkin olması halinde, öncelikle özel kanun olan ASCK’nın 134’üncü maddesine göre uygulama yapılması gerektiği kabul edilmektedir.

ASCK’nın 134’üncü maddesi “Hizmete veya tevdi edilen bir vazifeye müteallik olarak kasten hakikate muhalif rapor veya takrir veya layiha ve sair resmi evrak tanzim eden ve veren veyahut bunların hakikate muhalif olduğunu bilerek mafevklere takdimine delalet edenlerin 6 ay ile 3 sene arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmalarını” öngörmüştür.

ASCK’nın 134’üncü maddesinde yer alan suçun oluşabilmesi için; askeri hizmete ilişkin bir konuda üst ve amirlerini kandırma şuur ve iradesiyle hareket edilerek, bu kişilere hakikate aykırı bilgiler içeren rapor, belge, takrir veya layiha sunulması ya da gerçeğe aykırı olduğu bilinmesine karşın bu nitelikteki evrakın üst ve amirlere takdimine neden olunması gerekmektedir.

Bununla birlikte, suçun oluşumu için manevi unsurun da varlığı, sanığın eylemini iradi olarak arzuladığı sonucu elde etmek amacıyla bilerek ve isteyerek yaptığının hiçbir kuşku ve tereddüde yer vermeyecek biçimde ortaya konulması gerekmektedir.

Görgü tanığı olmaları sebebiyle yeminli ifadelerine başvurulan tanıklar; Dz.Yb.E.M., Dz.Üçvş.Y.B. ve İd.Üçvş.E.K.’nin anlatımlarında, sanığın aşamalarda değişmeyen beyanlarını destekleyen tarzda açıklamalarda bulunması dikkate alındığında, sanık tarafından imzalanan ifade tutanağının, sonradan katılan tarafından doğru olduğu kabul edilip, imzalanan ifade tutanağı ile aynı hukuki içeriğe sahip olduğu, esasen, katılana ait ifade tespit işlemlerinin hızlandırılması amacıyla hareket ettiği belirlenen sanıkta, gerçeği değiştirmek, gizlemek, adalet hizmetini yanıltmak veya kamunun ya da özel bir kişinin zarara uğramasına sebebiyet vermek ya da amirlerini kandırmak şeklinde bir istem, şuur veya irade bulunmadığı sonucuna varılarak, manevi unsuru itibarıyla oluşmayan atılı suçtan dolayı beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiş ve hükmün esas yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy