Askeri Yargıtay 2. Daire 2013/884 Esas 2013/1276 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2013/ 884
Karar No: 2013 / 1276
Karar Tarihi: 02.10.2013

(5275 S. K. m. 44, 47, 48) (353 S. K. m. 244) (5237 S. K. m. 66)

Çorlu 2’nci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğünün 18.05.2012 tarihini taşıyan soruşturma evrakı ile; cinsel saldırı ve cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından dolayı tutuklu bulunan İkm.Er A.K.’nin; Cezaevi kurum ve görevlilerine karşı hakaret ve tehditte bulunmak suretiyle Cezaevinin huzur ve düzenini bozduğu ileri sürülerek, eylemleri sebebiyle tutuklunun 5275 sayılı Kanun’un 44/2-J ve Askeri Ceza ve Tutukevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Yönetmeliğin 94’üncü maddeleri gereğince beş gün hücre hapsi cezası ile cezalandırılması yönünde talepte bulunulduğu (Dz.1-8);

5’nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığının 21.05.2012 tarihini taşıyan başvuru yazısı ile, tutuklunun intikal eden talep doğrultusunda beş gün süreyle hücre hapsi cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle dosyanın, 5’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkeme Kıdemli Hakimliğine intikal ettirildiği (Dz.9);

Askeri Mahkemece; 29.05.2011 tarihinde duruşma açılmak suretiyle başlanılan yedi oturumluk yargılama faaliyeti sırasında, başka bir cezaevine nakledilen tutuklunun istinabe suretiyle sorgu ve savunmasının tespit edildiği, görgü tanıklarının huzurda dinlenilmesinin ardından da, 08.01.2013 tarihli oturumda hücre hapsi cezası davasının düşmesine karar verildiği;

Askeri Savcının süresinde yaptığı itirazın ise en yakın Askeri Mahkeme durumundaki 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 06.02.2013 tarihli, 2013/488 Evrak ve 2013/235 Müt. Karar sayılı duruşmasız işlere dair kararı ile reddedildiği;

Anlaşılmaktadır.

Milli Savunma Bakanı; 26.03.2013 tarihli ve MAİY: 9010-13 (31-14-13) /As.Adlt. İşl.Rap.Tet.ve İşl. Ş. Sayılı yazısı ile, mevzuatta disiplin cezaları bakımından öngörülen sürelerin, zamanaşımı veya hak düşürücü nitelikte sürelerden olmadığını, zamanaşımı sürelerinin, TCK’nın 66’ncı maddesine göre belirlenmesi gereken bu eylemlerle ilgili disiplin cezalarının en geç hakederek salıverme tarihine kadar infaz edilmesi gerektiğini ileri sürerek, Askeri Savcının yaptığı itiraz başvurusunu reddeden 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 06.02.2013 tarihli, 2013/488 Evrak ve 2013/235 Müt.Karar sayılı duruşmasız işlere dair kararının bozulması istemiyle kanun yararına bozma isteminde bulunmuştur.

Yapılan incelemede;

353 sayılı Kanun’un 244/son maddesi Askeri Ceza ve Tutukevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler hakkında uygulanacak disiplin cezaları, tedbir ve diğer kısıtlayıcı önlemlerin, 5275 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğunu öngörmüş ve hücre hapsi cezasının, duruşmalı olarak yapılacak bir yargılama faaliyetiyle, hükümlü veya tutuklunun savunması alınmak ve sübuta ilişkin delillerin toplanıp, değerlendirilmek suretiyle verileceğini düzenlemiştir.

Yine, aynı maddede, hükümlü veya tutuklunun istemde bulunması halinde kendisini avukatı aracılığı ile savunabileceği, bu şekilde tesis edilen Askeri Mahkeme kararına karşı, Komutan, Askeri Savcı, tutuklu, hükümlü ve varsa müdafiin en yakın Askeri Mahkemede görüşülmek üzere, yedi günlük süre içerisinde itirazda bulunacakları öngörülmüştür.

Kanun koyucu; hücre hapsi cezasının ağır koşullarda infaz edilen bir disiplin cezası olması sebebiyle, bu konudaki kurum taleplerinin duruşmalı olarak yapılacak bir yargılama faaliyeti sonucunda görüşülmesini ve bu bağlamda, tutuklu ve hükümlünün savunmasının alınmasını sağlamak, iddia ve savunmaya ilişkin tanıkların yeminleri tahtında dinlenilmesini temin etmek ve neticede, hücre hapsi cezasını gerektiren bir eylemin gerçekten işlenip işlenmediği konusunda tam bir vicdani kanaate ulaşılmasının ardından, hüküm tesis edilmesini amaçlamıştır.

Klasik anlamda kovuşturma faaliyetlerine benzeyen bu davanın, (tanıkların ve diğer sübut delillerinin temin edilmesinde yaşanabilecek güçlükler ve savunmanın ihtiyaç duyabileceği diğer süreler nedeniyle) 19 günlük bir zaman diliminde sonuçlanmayabileceği ortadadır.

Hüküm Mahkemesi; 5275 sayılı Kanun’un 47’nci maddesinde öngörülen; soruşturmaya başlanılması için 2 günlük, soruşturmanın bitirilmesi için 7 günlük, soruşturma için alınabilecek ek süre mahiyetindeki 3 günlük ve kurulun talep hakkında karar vermesi için gerekli olan 7 günlük, sürelerin toplamına tekabül eden toplam 19 günlük sürenin incelenen dosya içeriği itibarıyla sona erdiğini ve hücre hapsi cezasının verilebilmesi için azami müddet olan bu sürelerin aşıldığını kabul etmek suretiyle, hücre hapsi cezası davasının düşmesine karar vermiştir.

Oysa, 5275 sayılı Kanun’un 48/3-b maddesinin “Disiplin Cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverme işlemi yapılamaz, ancak, bu süre hakederek salıverme tarihini geçemez”, şeklindeki açık düzenlemesi karşısında, hücre hapsi cezasının tatbikine ilişkin yargılamanın azami zamanaşımı süresinin, hakederek salıverilme tarihi olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu noktada; 353 sayılı Kanun’un 244/son maddesinde ayrıntılı bir biçimde açıklanan yargılama aşamalarının, Askeri Mahkemenin nihai mehil olarak belirlediği toplam 19 günlük süreyle sınırlandırılması, kanun koyucunun dahi öngörmediği bir zamanaşımı süresinin tatbikine yol açacaktır.

Açıklanan bu durum sebebiyle, Milli Savunma Bakanının yerinde görülen kanun yararına bozma isteminin kabulü ile 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, Askeri Savcının itirazı üzerine tesis ettiği duruşmasız işlere dair kararının bozulmasına ve 5’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen hücre hapsi cezası davasının düşmesine ilişkin kararın kaldırılmasına, talep konusunda bir karar vermek üzere, Dosyanın Hüküm Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy