Askeri Yargıtay 2. Daire 2013/569 Esas 2013/562 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2013/ 569
Karar No: 2013 / 562
Karar Tarihi: 27.02.2013

(1632 S. K. m. 131) (353 S. K. m. 9, 17) (5237 S. K. m. 106)

Askeri Mahkemece, sanığın 24.07.2011 tarihinde;

1) Askeri eşyayı çalmak suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığa atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilerek beraatine;

2) Silahla tehdit suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığa atılı suçun Askeri bir suç olmaması, Askeri suça bağlı bulunmaması ve Askeri Mahkemede yargılanmasını gerektirir ilginin kesilmiş olması sebebiyle mahkemenin görevsizliğine,
Karar verilmiştir.

Hükümler; Askeri Savcı tarafından, askeri eşyayı çalmak suçunun sübut bulduğu, silahla tehdit suçunun ise askeri eşyayı çalmak suçu ile bağlılığı nedeniyle Askeri Mahkemede görülmesi gerektiği, ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; beraat hükmü ve görevsizlik kararının ayrı ayrı onanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; sanığın, 24.07.2011 tarihinde, P.Er Ç.K. ile birlikte nöbet tutmakta olan mağdur P.Er F.A.’nın bulunduğu 4 Nu.lı kuledeki kum torbalarını boyamak için nöbet yerine geldiği, bu işi yaparken bir ara cep telefonu ile bir bayanla konuştuğu ve küfürlü konuşması nedeniyle kendisini uyaran mağdur ile tartıştıkları, devamında mağdurun kulübeden inerek sanığa kafa attığı ve birkaç kez yumrukla vurup onu yere düşürdüğü, akabinde sanığın sinirlenerek diğer nöbetçi P.Er Ç.K.’nin silahını almaya çalıştığı, ancak alamadığı, bunun üzerine mağduru vuracağını söyleyerek olay yerinden koşarak uzaklaştığı, silahlığa gidip muhafız olarak görevli olduğunu söyleyerek silahını aldığı, sonrasında 3 Nu.lı kuleye giderek burada nöbetçi olan P.Er M.R.'den dolu şarjör istediği, vermemesi üzerine onun hücum yeleğinden bir adet dolu şarjörü aniden aldığı ve 4 Nu.lı Nöbet Kulübesine giden taşlık yola çıktığı, bu sırada nöbet değişiminden gelmekte olan mağdur ve diğer nöbetçileri gördüğü, aralarında yaklaşık 200 m. kadar mesafe olduğu, sanığın hemen arkasında bulunan P.Er V.Y.’nin nöbetçileri ikaz ettiği, bu sırada sanığın mağdurun olduğu tarafa doğru iki el ateş ettiği, sonrasında Ani Müdahale Mangasının olay yerine gelmesi üzerine sanığın silahın namlusunu çenesinin altına dayadığı, Uzm.Çvş E.K.'nin sanığı ikna ederek tüfeği elinden aldığı, dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmaktadır.

1) Askeri eşyayı çalmak suçuna ilişkin inceleme:

ASCK'nın 131'inci maddesinde, her türlü askeri erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler, yahut ihtilas edenler veya satanlar, yahut rehine verenler ve bunları bilerek satın alanlar veya rehin kabul edenler veya gizleyenlerin cezalandırılacağı öngörülmüştür.

Askeri Yargıtayın yerleşik kararlarında da kabul edildiği gibi, askeri şahsın her türlü askeri eşyayı bulunduğu yerden zilyedinin rızası olmadan faydalanmak kastı ile alması sonucunda ASCK’nın 131/1’inci maddesinde yer alan “Askeri eşyayı çalmak” suçu oluşmaktadır.

Bu suçta korunan hukuki yarar, kamu taşınır mallarının zilyetliğidir. Türk Silahlı Kuvvetlerine ait ve asker kişinin zilyetliğindeki askeri eşyanın sanık tarafından bulunduğu yerden alındıktan sonra zilyedin tasarruf olanağının yok edildiği ve sanığın kendi egemenlik alanına sokulduğu anda suç tamamlanmış olur. Bu suçu herhangi bir Askeri eşyaya, tevdi veya görev nedeniyle zilyed olmayan asker kişi işleyebilir. Genel kast sanığın, bulunduğu yerden aldığı şeyin başkasına ait olduğunu bilmesi, özel kast ise yararlanmak niyeti ile hareket etmesidir.

Diğer taraftan, cürüm niteliğindeki bir suçun işlendiğinden söz edebilmek için, fail tarafından Kanunda tarif edilen tipe uygun bir hareketin yapılması, hareketin iradi ve suç teşkil eden neticeyi meydana getirmeye elverişli olması, neticenin meydana gelmesi, hareket ile netice arasında nedensellik (İlliyet) bağının olması ve suç işleme kastıyla hareket edilmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olay sırasında sanığın, 3 Nu.lı Kule Nöbetçisi P.Er M.R.’nin hücum yeleğinde bulunan dolu şarjörünü, onun rızası hilafına aldığı konusunda tereddüt bulunmamaktadır.

Ancak, sanığın söz konusu şarjörü kendi zilyetliğine geçirirken, hırsızlık suçunda aranan faydalanmak özel kastı ile almadığı, mağdur P.Er F.A.’a karşı gerçekleştireceği eylemde kullanmak üzere aldığı, sanığın aldığı eşyanın vasfı, P.Er M.R.’nin haberi olacak şekilde ve bir anda ona karşı zor kullanmadan aldığı, mağdura karşı gerçekleştirdiği eylemi sonrası silahı çenesine dayadığı ve daha sonra da olay yerine gelen personele teslim ettiği hususları göz önüne alındığında, sanığın Askeri eşyayı çalmak suç kastı altında hareket etmediği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; Askeri Mahkemece, yerinde ve dosyaya uygun düşen gerekçelerle, sanık hakkında beraat kararı verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediğinden, Askeri Savcının temyiz sebeplerinin reddi ile sanık hakkındaki beraat hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

2) Silahla tehdit suçuna ilişkin inceleme:
353 Sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi “Askeri Mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, askeri kişilerin askeri olan suçları ile, bunların asker kişiler aleyhine yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler” ve aynı Kanunun 17’nci maddesi “Askeri Mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” şeklinde hükümler içermektedir.

Kamu düzenine ilişkin olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekmektedir.

Somut olayda, sanığın işlediği iddia olunan ve TCK’nın 106/1,2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçu, askeri bir suç olmadığı gibi askeri bir suça da bağlı bulunmamaktadır.

Sanığın 26.09.2011 tarihinde terhis edilmekle Askeri Mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmiş olduğu görülmektedir (Dz.249).

Buna göre, terhis olmakla asker kişiliği sona ermiş olan sanığın, Askeri Mahkemede yargılanmasını gerektirir ilginin 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi uyarınca ortadan kalktığı, anılan davaya Adli Yargı yerinde bakılması gerektiği anlaşıldığından, Askeri Savcının temyiz sebeplerinin reddi ile hukuka uygun bulunan görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy