Askeri Yargıtay 2. Daire 2013/1186 Esas 2013/1214 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2013/ 1186
Karar No: 2013 / 1214
Karar Tarihi: 18.09.2013

(1632 S. K. m. 12, 87) (5237 S. K. m. 62) (211 S. K. m. 6, 7, 24) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 30, 33)

Askeri Mahkemece; sanığın, 15.01.2012 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ilk cümlesi ve TCK’nın 62’nci maddesi gereğince yirmi beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Hüküm; sanık tarafından, kendisine haksız biçimde ceza verildiği ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; hükmün, sübut yönünden bozulması gerektiği hususunda görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; Askeri Mahkemece; sanığın, 15.01.2012 tarihinde arkadaşlarıyla gazinoda konuşarak futbol maçı yapmaya karar verdikleri ve Bkm.Er K.Ç.’yi, izin alması için Nöbetçi Astsubay olan Bkm.Kd.Üçvş. O.A.’nın yanına gönderdikleri, Bkm.Kd.Üçvş. O.A.’nın, havanın soğuk olması ve yerlerde buzlanma olabileceği gerekçesiyle askerlere izin vermediği, Bkm.Er K.Ç.’nin bu durumu arkadaşlarına söylediği, bunun üzerine sanığın, Bkm.Er K.Ç. ile birlikte Nöbetçi Amirinden izin almak için karargâha doğru gittikleri sırada yemekhanenin yakınlarında bulunan Bkm.Kd.Üçvş. O.A. ile karşılaştıkları, sanığın, bir kez daha Bkm.Kd.Üçvş. O.A.’dan futbol oynamak için izin istediği, bu esnada gazinodan birkaç askerin daha yanlarına geldiği, Bkm.Kd.Üçvş. O.A.’nın, bir kez daha izin vermemesi üzerine, sanığın, arkasını dönüp gittiği, Bkm.Kd.Üçvş. O.A.’nın, sanığı yanına çağırdığı, ancak, sanığın, bunu duymasına rağmen geri dönmediği, daha sonra AMM ile sanığın Nöbetçi Astsubay odasına getirildiği, böylece, sanığın, Nöbetçi Astsubayı’nın vermiş olduğu emri yerine getirmeyerek emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Unsur ve müeyyidesi ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen basit emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşabilmesi için;

a) Hizmete ilişkin bir emrin varlığı,

b) Emrin hiç yapılmamış olması,

c) Suç işleme kastı ile hareket edilmiş olması, gerekmektedir. TSK İç Hizmet Kanunu’nun 6, 7 ve ASCK’nın 12’nci maddelerindeki düzenlemelere göre; emir vermeye yetkili amirler, hizmetin düzgün, verimli ve kesintisiz bir biçimde yürütülmesini temin etmek maksadıyla, konusu suç teşkil etmeyen, yasa ve diğer hukuk kurallarıyla düzenlenmemiş konularda, somut kural ve prensipler koyabilme yetkisine sahiptirler. Ancak, bir amirin bu yetkisine dayanarak yaptığı her düzenlemenin ve verdiği her emrin askeri hizmete ilişkin bir emir olduğu söylenemeyeceğinden, bu şekildeki düzenleme ve emirlere aykırı her davranışın emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturduğunun kabulü mümkün değildir.

Amir tarafından verilecek emrin niteliğine ve emir verirken nelere dikkat edileceğine ilişkin olarak, TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 30’uncu maddesinde, “Emirler açık, kısa ve kesin olmalı ve astın verilen emri tamamen anlayacağına ve anladığına dair emir veren amire kanaat gelmelidir. ...”; 33’üncü maddesinde, “Emirlerin, hizmete müteallik olması (Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Kanunu madde 8 ve 16) ve kanun ve nizamları ihlal etmemesi şarttır. ...” hükümleri yer almaktadır.

Bu düzenleme ve açıklamalara göre; emrin, askeri hizmete ilişkin olmasının yanı sıra, açık, kısa, kesin ve anlaşılır nitelikte olması da gerekmektedir.

TSK İç Hizmet Kanunu’nun 24’üncü maddesine göre, her üst, disipline aykırı gördüğü her hâle müdahaleye ve emir vermeye yetkili olmakla birlikte, hizmetle ilgisi olmayan emir verilemeyeceğinde kuşku bulunmamaktadır.

O hâlde somut olayda, yüklenen suçun maddi ve manevi unsurları yönünden oluşup oluşmadığının belirlenebilmesi için, öncelikle, verilen emrin hizmete ilişkin ve sanık bakımından açık, kesin, makul ve uygulanabilir nitelikte olup olmadığının ortaya konulması gerekmektedir. Sanığın, sorgu ve savunmasında; “… İzin istedik, fakat izin vermedi. Ben de bunun üzerine kendisine, ‘Askerlerinizi kayırıyorsunuz, biz malen tertipleri dikkate almıyorsunuz’ dedim. O da bana, ‘Siktir git, bana mı askerlik yapıyorsunuz?’ dedi. Ben de bunu üzerine arkamı dönüp gittim. Daha sonra diğer arkadaşlarımın yanına gittiğimde bir kez daha çağırdığını duydum. Ama olayın verdiği kızgınlıktan dolayı yanına gitmedim…” şeklinde beyanda bulunduğu (Dz.82);

Tanık Bkm.Er K.Ç.'nin de; “…Tekrar izin istedik, izin vermedi, ayrıca ‘Bana mı askerlik yapıyorsunuz, siktirin gidin’ dedi. Rahmi de bunun üzerine çıktı gitti…” şeklinde beyanda bulunarak sanığı doğruladığı; görülmektedir (Dz.83).

Buna göre, Nöbetçi Astsubayı Bkm.Kd.Üçvş. O.A., olay tarihinde sanığı yanına çağırarak bir emir vermiş olmakla birlikte, bu emrin konusunun belirtilmediği, olayın gelişimi ve öncesinde Bkm.Kd.Üçvş. O.A.’nın sarf ettiği sözler dikkate alındığında, sanığı, bozulan askeri disiplini tesis etmeye yönelik olarak çağırdığının da söylenemeyeceği, söz konusu emrin, askeri hizmetin sürdürülmesi ile ilgili olmadığı, bu nedenlerle, Askeri Mahkemece; atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilerek sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, mahkûmiyet yönünde hüküm tesisinde isabet görülmemiş ve hükmün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy