Askeri Yargıtay 2. Daire 2012/991 Esas 2012/1013 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2012/ 991
Karar No: 2012 / 1013
Karar Tarihi: 19.09.2012

(5271 S. K. m. 148)

Sanığın, Ocak 2010 tarihinde birlikte görev yaptıkları Hv.Astsb.Üçvş.H.K.’nin bulunduğu odada gördüğü rüyasını anlatırken, rüyasında gördüğü mağdur hakkındaki sarf ettiği sözlerin bir kısmının kimliği belli olmayan bir şahıs tarafından kayda alınarak mağdurun e- posta adresine gönderildiği, bu ses kaydının mağdur tarafından CD’ye alınarak, sanık hakkında şikayette bulunulması üzerine yapılan yargılama neticesinde, Askeri Mahkemece; sanığın üzerine atılı suçun manevi unsur itibarıyla oluşmadığını kabul edilerek beraat kararı verildiği görülmektedir.

Dairemizin 09.03.2011 tarih ve 2011/185-185 Esas ve Karar sayılı bozma ilamında da ayrıntıları ile izah edildiği üzere;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 148’inci maddesinde de ifade alma ve sorgudaki yasak usuller örnekseme yoluyla ve sayılanlarla sınırlı olmayacak biçimde gösterilmiş, ayrıca önceki yasal düzenlemeye benzer biçimde, "Yasak usullerle elde edilen ifadelerin rıza ile verilmiş olsa dahi delil olarak değerlendirilemeyeceği" hükme bağlanmıştır. Keza 206’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının (a) bendinde; ortaya konulmak istenen delilin kanuna aykırı olarak elde edilmiş olması halinde reddolunacağı ifade edilmiş, 217’nci maddenin ikinci fıkrasında ise, "Yüklenen suçun, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği" belirtilmiştir. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, hukuka uygun olarak elde edilmeyen deliller, ceza yargılama sistemimizde de ispat aracı olarak kabul edilmemiştir. Öte yandan, CMK’nın 289/son maddesinde hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanmasının mutlak bozma sebebi olduğu da belirtilmektedir (Yargıtay C.G.K.nun 17.11.2009 tarih, 2009/7-160 Esas ve 2009/264 Karar sayılı kararı da aynı mahiyettedir).

Öğretide;

Hukukun uygulamasında meşru ve hukuka uygun olmayan bir şeyin üzerine meşru ve hukuka uygun bir şey bina edilemeyeceğinden, son delilinde değerlendirme dışı bir delil olarak kabul edilmesi gerekmektedir. (Prof. Erdener Yurtcan - Ceza Yargılaması Hukuku İstanbul 1996 S. 403)

Ayrıca öğretide; hukuka aykırı şekilde elde edilen delilerin ilişiği bulunmayan veya kendisinden kaynaklanmayan diğer hukuka uygun delilleri etkilemeyeceği de kabul edilmiştir (YAŞAR, Osman; Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, 2005, s.865).

Uyum ve kararlılık gösteren Askeri Yargıtay ve Yargıtay kararlarında da, hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin değerlendirmeye alınmadığı, diğer sübut delillerinin irdelendiği görülmektedir. (Askeri Yargıtay Drl.Krl.’nun 10.12.1992 tarihli ve 1992/119-140 sayılı, 24.12.1992 tarihli ve 1992/145-146 sayılı, 28.01.1999 tarihli ve 1999/35-17 sayılı, 14.10.2004 tarihli ve 2004/158135 sayılı, 10.03.2005 tarihli ve 2005/25-25 sayılı, 29.12.2005 tarihli ve 2005/102-116 sayılı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.10.1993 tarihli ve 6-192/217 sayılı, 08.04.2003 tarihli ve 9-30/98 sayılı, 03.07.2007 tarihli ve 5.MD-23/167 sayılı kararları).

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; Askeri Mahkemece yapılan araştırma neticesinde kim tarafından ne şekilde elde edildiği tespit edilemeyen ses kaydının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunda tereddüt bulunmamasına ve gerekçeli kararda bu delilin hukuka aykırı olduğundan bahisle hükme esas alınamayacağı belirtilmiş olduğu, ancak, hukuka aykırı olarak elde edilen ses kaydı esas alınarak tespit edilen sanık savunmaları ile tanık Hv.Rd.Üçvş. H.K.’nin beyanlarının da aynı nitelikte hukuka aykırı delil olduğunda duraksama bulunmamasına rağmen, hükme esas alındığı görülmektedir.

Askeri Mahkemece, hukuka aykırı delil niteliğinde olan sanık savunmaları ile tanık Hv.Rd.Üçvş. H.K.’nin beyanlarının da hükme esas alınmayarak, sanık hakkında her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunamadığından bahisle beraat kararı verilmesi gerekirken, sanığın suç kastı ile hareket etmediğinden bahisle manevi unsur yokluğundan beraat hükmü tesis edilmiş olması hukuka aykırı ise de; usul ekonomisi açısından bu hukuka aykırılık bozma sebebi yapılmamış, suç kastının bulunmadığından bahisle farklı gerekçeyle de olsa beraat kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, Askeri Savcının temyiz sebeplerinin reddi ile sanık hakkındaki beraat hükmünün onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy