Askeri Yargıtay 2. Daire 2012/784 Esas 2012/773 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2012/ 784
Karar No: 2012 / 773
Karar Tarihi: 30.05.2012

(477 S. K. m. 50)

Acemi birliğinden 09.08.2009 tarihinde yedi gün süreyle dağıtım iznine gönderilen sanığın, ikrarıyla sabit olduğu gibi saat 08.00’da izine ayrıldığı, bu durumda, en geç 16.08.2009 tarihinde saat 08.00’a kadar tertip edildiği birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 17.08.2009 tarihinde saat 23.55’te gasp ve etkili eylem suçlarının mağduru olması ve kendisine yönelen bu suçlar nedeniyle yaralanması nedeniyle, duruma müdahale eden emniyet kuvvetlerince yaptırılan tedavi ve yapılan soruşturma işlemleri esnasında asker olduğunun anlaşılması üzerine, adli işlemlerinin ardından Merkez Komutanlığına teslim edildiği, gözaltına alınmasını müteakip 28.08.2009 tarihinde mevcuden birliğine götürüldüğü, dosya kapsamındaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Sanık sorgu ve savunmalarında; babasının bir arkadaşının, adına birliğine dönüş için bulabildiği en erken tarih olan 19.08.2009 tarihine uçak bileti aldığını, iki gün gecikmesinin sorun olmayacağını düşündüğünü, 17.08.2009 tarihinde saat 23.00 sıralarında önüne çıkan iki kişi tarafından bıçakla yaralanıp, gasp edildiğini, durumu gören vatandaşların ihbarı üzerine gelen polisin kendisini alıp, Avcılar Devlet Hastanesi’nde tedavi ettirdiğini, ardından ifadesinin tespiti için karakola götürüldüğünü, karakolda polislere asker olduğunu söyleyip, izin kağıdını gösterdiğini, bunun üzerine polislerin kendisini inzibata teslim ettiklerini, inzibat görevlilerine uçak bileti olduğunu söylemesine rağmen izin alamadığından, annesinin uçak biletini iptal ettirdiğini, daha sonra gözaltına alınıp, mevcuden birliğine teslim edildiğini beyan etmiştir.

Yeminli beyanları tespit edilen polis memuru tanıklardan A.Ç.’nin ifadesinde; kendilerine gelen anons nedeniyle sanığın yanına gittiklerinde onun kesici aletle yaralandığını gördüklerini, olay yerine ulaştıklarında sanığın asker kişi olduğunu söyleyerek, kendilerine askeri bir kimlik ibraz ettiğini, tedavi ettirmek için önce sanığı hastaneye götürdüklerini, ardından polis merkezine teslim ettiklerini; tanık M.Y.’nin ifadesinde; olayı net hatırlamamakla birlikte, sanığın askeri şahıs olduğunun kendisi ya da annesi tarafından beyan edildiğini, sanığın kimlik belgesi ibraz edip, etmediğini hatırlamadığını; tanık U.O’nun ifadesinde; sanığın asker olduğunu beyan ettiğini hatırlamadığını söylemesi, sanık adına 19.08.2009 tarihli ve 12.25 uçuş saatli İstanbul’dan birliğin konuşlu olduğu Gaziantep’e THY’na ait bir bilet düzenlendiğinin, biletin anne ve babası tarafından 17.08.2009 tarihinde alınıp, 18.08.2009 tarihinde iptal edildiğinin anlaşılması, polisçe sanık olarak değil, yaralı bir suç mağduru olarak yardım edilen sanığın; sanık ve şüphelilere uygulanan usule tabi tutulamayacak oluşu nedeniyle asker kişi olduğunu beyan etmemesi halinde, asker kişi olduğunun anlaşılamama ihtimalinin yoğun olması hep birlikte dikkate alındığında; sanığın yakalanıp, yakalanmadığı, dehalet kastıyla davranıp, davranmadığı konusunda doğan kuşkunun sanık lehine yorumlanarak, sanığın yakalanmadığına ve dehalet kastıyla hareket ettiğine ilişkin savunmalarının doğru olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu durumda; sanığın eyleminin 477 sayılı Kanun’un 50/2’nci maddesinde düzenlenen kısa süreli izin süresini geçirme disiplin suçunu oluşturduğu, bu suçtan yargılama yapma görevinin de Disiplin Mahkemesine ait olduğu hususunda kuşku bulunmadığından, tebliğnamede yer verilen aksi düşünceye iştirak edilmeyip, aynı yönde bulunan Adli Müşavirin temyiz sebeplerinin de reddi ile, hukuka uygun bulunan görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy