Askeri Yargıtay 2. Daire 2007/901 Esas 2007/914 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2007/ 901
Karar No: 2007 / 914
Karar Tarihi: 30.05.2007

(5237 S. K. m. 51, 62, 63, 142, 205, 281) (1632 S. K. m. 30, 131)

Askeri mahkemece; sanığın 22.11.2006 tarihinde kamu kurumunda bulunan eşyayı çalmak suçunu işlediği kabul edilerek, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-a, 62, 63 ve 51 nci maddeleri uyarınca 1 sene 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 23.11.2006-16.1.2007 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezasından indirilmesine ve bu cezasının ertelenmesine, bir yıl denetimli serbestlik süresine tabi tutulmasına, denetimli serbestlik süresinin yükümlülük belirlenmeden veya uzman kişi görevlendirilmeden geçirilmesine, ASCK'nın 30/2 nci maddesi uyarınca sanığın Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar verilmiştir.

Bu hüküm; sanık tarafından sebep gösterilmeden, sanık müdafii tarafından ise, müvekkilin hazırlık soruşturma klasörünü kasten almadığı, dava dosyasının mal niteliğinin bulunmadığı, eylemin olsa olsa suç delillerini karartmaya teşebbüs olarak vasıflandırılması gerektiği, şüphenin lehe yorumlanmasının lazım geldiği ileri sürülerek süresinde temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede; sanığın eyleminin suç delillerini gizlemek suçunu oluşturduğu belirtilerek mahkumiyet hükmünün suç vasfı yönünden bozulması gerektiği yolunda görüş ve istem bildirilmiştir.

Tekirdağ İl J.Özel Tip Ceza Evi Bl. K.lığı emrinde görevli olan sanığın, ceza evi kantin şube sorumlusu olarak görev yaptığı dönemdeki kantin açığından dolayı hakkında Çorlu 5'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından soruşturma yapılmakta olduğu, Yrd. Askeri Savcı Hak. Bnb. M.Y. tarafından yürütülmekte olan bu hazırlık soruşturması dosyasının (bir klasörü Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığınca gönderilmiş olan bilgi, belge ve dokümanlardan oluşan, diğer klasörü ise As. Savcı tarafından soruşturma sırasında oluşturulan) iki klasörden ibaret olduğu, askeri savcının 15.11.2006 tarihinde sanığın ifadesini tespit ettiği ve sanığın getirdiği evrakların onaysız olduğunu görünce bir sonraki gelişinde onaylı suretlerini getirmesi talimatını verdiği, bu kapsamda askeri savcının ifadelerinin tespiti için sanığı ve tanıklar Bl. K.J.Yzb. M.D. ile Erler U.G., B.U. ve İ.K.'yi 22.11.2006 günü askeri savcılığa celp ettiği anlaşılmaktadır.

Sanık, askeri savcının istediği evrakları mavi renkli bir klasör içinde askeri savcılığa getirmiştir. İfadelerin tespiti ile evrakların alımı ve onay işlemleri bittikten sonra sanık, kendi beraberinde getirdiği mavi klasörü yanına aldıktan sonra, bu sefer o anda oda içinde kimsenin bulunmamasından istifade ederek Tekirdağ İl J.K.lığınca kantin ile ilgili gönderilen tüm bilgi, belge ve dokümanları içeren ve askeri savcılığın hazırlık soruşturma dosyasına dahil edilen klasörü de rıza dışında ve gizlice almış; beraber geldikleri askeri aracın şoförü de bu klasörleri aracın arka koltuğu üzerine koymuştur. Bir süre sonra hepsi, birliğe dönmek üzere askeri araç ile yola çıkmışlardır. Bu arada askeri savcı, hazırlık soruşturma dosyasına dahil olan söz konusu klasörün olmadığını görüp, kalem içinde yaptığı araştırmadan da sonuç alamayınca o anda hareket halinde olan Bl. K.J.Yzb. M.D.'ye cep telefonu ile ulaşmış ve durumu bildirmiştir. J.Yzb. M.D.'nin, bunun üzerine anılan klasörü sanığa ve araç içindeki diğer erlere sormuş, birkaç defa bu sorusunu yineledikten sonra sanık, ilk önce kendi beraberinde getirmiş olduğu klasörü göstermiştir. Bu esnada sanık ile araç şoförü J.Ulş.Er S.I., araç iç dikiz aynasında göz göze gelmişler ve sanığın kaşını ve gözünü yukarı kaldırarak anılan klasörü söylememesi hususunda araç şoförüne işarette bulunmuştur. Bölük komutanının ısrarlı soruları karşısında, sanığın bu sefer koltuğun alt tarafından anılan mavi klasörü çıkartarak komutanım, burada bir klasör daha varmış diyerek teslim etmiştir. Askeri araç ile tekrar askeri savcılığa dönülerek anılan klasör askeri savcıya verilmiştir.

Toplanan deliller ve olayın yukarıda ortaya konulan cereyan tarzına nazaran sanığın, hazırlık soruşturma dosyasına dahil olan söz konusu klasörü bilerek, isteyerek ve kasten almış olduğunda bir kuşku yoktur. Bu nedenle sübuta yönelik sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde bulunmamaktadır.

Eylemin vasıflandırılmasına gelince:

Taşınır özelliği itibariyle anılan klasörün bulunduğu yerden rıza dışında alınmasına bakılarak, eylemin hırsızlık suçu ile hemen hemen örtüştüğü ilk bakışta görülmekle beraber, hırsızlık suçuna konu olan taşınır malın kullanılabilme, harcanabilme, tüketilebilme özelliklerini taşıdığı açıktır. Oysa soruşturma dosyasının bir parçasını oluşturan anılan klasörün, bu anlamda özellikleri bulunmamaktadır. Bu nedenle eylemin hırsızlık suçu olarak vasıflandırılmışı mümkün değildir.

Yine anılan klasör, askeri savcı tarafından yürütülmekte olan hazırlık soruşturması dosyanın bir parçası olarak adli hizmete özgülenmiştir. Askeri hizmete tahsis edilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığı için eylem, ASCK'nın 131/1 nci maddesinde yer alan askeri eşyayı çalmak suçunu da oluşturmamaktadır.

Belirtilen değerlendirmelerle birlikte, ortada yok etme, tahrip etme ve yakma gibi hareketler de olmadığı için eylem, ASCK'nın 121'inci maddesinde düzenlenmiş olan askerliğe ait vesika, evrak, harita ve şekilleri yakmak suçuna da vücut vermemektedir.

Anılan klasörün, hakkında yürütülmekte olan adli soruşturma nedeniyle sanığın aleyhine deliller taşıdığı dikkate alınarak eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 281'inci maddesinde yer alan suç delillerini gizlemek suçunu oluşturabileceği akla gelmekle beraber, bu madde, suç işlendikten sonra suç delillerinin henüz adli merciilerin eline geçmesinden önceki evrede gizlenmesini, yok edilmesini veya değiştirilmesini yaptırıma bağlamaktadır. Oysa, somut olayda anılan klasör, hazırlık soruşturma dosyasının bir parçası haline geldiği için, eylemin TCK'nın 281'inci maddesi içinde de ele alınamayacağı sonucuna varılmıştır.

Bununla beraber, 5237 sayılı TCK'nın 205'inci maddesinde gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişinin hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

Madde gerekçesine bakıldığında (Türk Ceza Hukuku Mevzuatı C.Şahin-İ.Özgenç, s: 329) resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek fiillerinin, resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı bir suç olarak ceza yaptırımı altına alındığı vurgulanmıştır. Gizlenen belgenin, kişilerin nezdinde bulunan resmi belge olabileceği gibi, bir kamu kurum ve kuruluşunda ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunda muhafaza edilen belge de olabileceğine işaret edilmiştir. Gizleme olgusunun, belgenin nezdinde bulunduğu kişiden ya da kurum veya kuruluştan çalınması suretiyle gerçekleşmesi durumunda hırsızlık suçundan değil, resmi belgenin gizlenmesi suçundan dolayı hüküm kurulması gerektiği ortaya konulmuştur.

Madde gerekçesi, madde metnine dahil değil ise de; yasa koyucunun amaç ve iradesini ortaya koyması açısından yol gösterici olduğu da tartışmasızdır.

Tüm bu irdeleme, tespit ve değerlendirmeler bir bütün olarak ele alındığında sanığın, içinde Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığınca kantin ile ilgili gönderilmiş resmi bilgi, kayıt, belge ve dokümanları içeren ve hazırlık soruşturma dosyasının bir parçası haline gelmiş olan anılan klasörü adli soruşturmayı akamete uğratmak amacıyla bulunduğu yerden almak suretiyle gizlemek/gizlemeye yeltenmek şeklindeki bu eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 205'inci maddesinde yer alan resmi belgeyi gizlemek suçunu oluşturduğu sonucuna varıldığından, eylemin hırsızlık (kamu kurumunda bulunan eşyayı çalmak) suçu olarak vasıflandırılması yasaya aykırı görülmüş ve mahkûmiyet hükmünün suç vasfı yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy