Askeri Yargıtay 2. Daire 2007/1546 Esas 2007/1725 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2007/ 1546
Karar No: 2007 / 1725
Karar Tarihi: 17.10.2007

(1632 S. K. m. 29, 30, 31, 34, 47, 115, 131, 144, Ek m. 2, 6, 9) (765 S. K. m. 59, 72, 80, 230, 240, 491) (647 S. K. m. 4, 6) (353 S. K. m. 16, 217, 218, 221, 251) (5252 S. K. m. 6) (5237 S. K. m. 7, 257) (5083 S. K. m. 2)

Müteselsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak ve Müteselsilen İhtilasen Zimmet suçlarından sanıklar Topçu Yb. Tayfun GÜVEN, Lv.Astsb.Tuğrul ÇELİK, İs.Astsb.Bilal ASLANTEKİN, Tnk.Astsb. ERCAN KUTLUCA, Müteselsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak, Zimmet, Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak, Memuriyet Nüfuzunu Sair Suretle Kötüye Kullanmak, Askeri Eşyayı Gizlemek suçlarından sanık Ord.Astsb.Yakup ÖZKAN haklarında verilen mahkumiyet ve Memuriyet Görevini İhmal suçundan sanıklar Mu.Astsb.Celal BOLATTEKİN, Tnk.Astsb.Naci AKÇAYIR, Hasan SATIK, Mehmet EKŞİ, Oktay ILGIN ve Ercan BAŞYİĞİT haklarında verilen beraete ilişkin 9'uncu Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 30.12.2005 gün ve 2005/58-742 esas ve karar sayılı hükümlerin, sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTLUCA ve Yakup ÖZKAN Müdafileri ile, Askeri Savcı tarafından (tüm sanıklar yönünden aleyhe), yasal süresi içinde ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, dava dosyası Askeri Yargıtay Başsavcılığının 25.07.2007 gün ve 2007/7160 sayılı tebliğnamesi ekinde; Sanıklar Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN, Lv.Kd.Bşçvş.Tuğrul ÇELİK, Ord.Bşçvş.Yakup ÖZKAN ve İs.Tek.Bşçvş.Bilal ASLANTEKİN ile Tnk.Astsb. Kd.Çvş. Ercan KUTLUCA hakkında Müteselsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin suç vasfında yapılan hata ve noksan soruşturma yönünden, sanık Yakup ÖZKAN hakkında Makam Ve Memuriyet Nüfuzunu Kötüye Kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmünün esas yönünden bozulmasına, sanıklar Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN, Lv.Kd.Bşçvş.Tuğrul ÇELİK, İs.Tek.Bşçvş.Bilal ASLANTEKİN ve Tnk.Kd.Çvş.Ercan KUTLUCA hakkında Müteselsilen İhtilasen Zimmet suçlarından, sanık Yakup ÖZKAN hakkında Zimmet, Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak ve Askeri Eşyayı Gizlemek suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri ile, sanıklar Mu.Astsb.Celal BOLATTEKİN, Tnk.Astsb.Naci AKÇAYIR, Hasan SATIK, Mehmet EKŞİ, Oktay ILGIN ve Ercan BAŞYİĞİT hakkında Memuriyet Görevini İhmal suçundan verilen beraet hükümlerinin onanmasına karar verilmesi gerektiği görüşü ile Dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece;

I- Sanıklar Topçu Yb. Tayfun GÜVEN, Lv.Astsb.Tuğrul ÇELİK, İs.Astsb.Bilal ASLANTEKİN, Ord.Astsb.Yakup ÖZKAN, Tnk.Astsb.ERCAN KUTLUCA'nın;

01 Ocak 2002 - 22 Ocak 2003 tarihleri arasında Müteselsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçunu işledikleri kabul edilerek, As.C.K.nun 144'üncü maddesi delaletiyle 765 sayılı TCK'nın 240 (takdiren ve teşdiden), 80, 59/2'nci maddeleri uygulanmak suretiyle sonuç olarak ayrı ayrı bir yıl beş ay onbeşer gün hapis, 334,00.'er YTL.sı Adli Para Cezası ve dört ay on'ar gün süreyle memuriyetten yoksun kalma cezası ile mahkumiyetlerine,

As.C.K.nun 34'üncü maddesi gereğince sanıklara verilen dört ay on gün müddetle memuriyetten yoksun kalma cezasının sanıkların bu kadar süre ile açığa çıkarılması şeklinde uygulanmasına,

647 S.K.nun 6'ncı maddesi gereğince hükmedilen sonuç bir yıl beş ay onbeş gün hapis, 334,00.-YTL.sı Adli Para Cezası ve dört ay on gün süreyle Memuriyetten Yoksun Kalma cezasının ertelenmesine,

As.C.K.nun 29, 30/A ve 31'inci maddeleri gereğince sanıkların, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmalarına,

Yasal imkansızlık nedeniyle 647 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,

Bu eylemler yönünden ortaya çıkan 174.388.634,136 TL.'sı tutarındaki kantin zararının hakkında Müteselsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçundan mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTLUCA ve Yakup ÖZKAN'dan 353 S. K.nun 16'ncı maddesi gereğince müteselsilen ve mütesaviyen yasal faizi ile birlikte tazmin ve tahsiline,

492 sayılı harçlar kanunun 1 sayılı tarifesi gereğince 9.416,90 YTL'sı nisbi harcın sanıklardan müteselsilen ve mütesaviyen tahsiline,

II- Sanıklar Topçu Yb.Tayfun GÜVEN, Lv.Astsb.Tuğrul ÇELİK, İs.Astsb.Bilal ASLANTEKİN, Tnk.Astsb.ERCAN KUTLUCA'nm; 01 Ocak 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında Müteselsilen İhtilasen Zimmet suçunu işledikleri kabul edilerek As.C.K.nun 131/1 (5329 Sayılı Kanununla eklenen As.C.K.nun Ek-9 ve 5252 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine istinaden) (takdiren ve teşdiden), TCK'nın 80, 59/2'nci maddeleri uygulanmak suretiyle sonuç olarak ayrı ayrı bir yıl iki ay on yedişer gün hapis cezası ile mahkumiyetlerine,

As.C.K.nun 29, 30/A ve 31'inci maddeleri gereğince sanıkların, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmalarına,

Yasal imkansızlık nedeniyle 647 sayılı Kanunun 4 ve 6'ncı maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına,

Bu eylemler yönünden ortaya çıkan 53.182.876.436 TL.'sı tutarındaki kantin zararının hakkında müteselsilen ihtilasen zimmet suçundan mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKİN ve Ercan KUTLUCA'dan 353 S.K.nun 16'ncı maddesi gereğince müteselsilen ve mütesaviyen yasal faizi ile birlikte tazmin ve tahsiline,

492 sayılı Harçlar Kanunun 1 sayılı tarifesi gereğince 2.871,80 YTL'sı nisbi harcın sanıklardan müteselsilen ve mütesaviyen tahsiline,

III- Sanıklar Mehmet EKŞİ, Naci AKÇAYIR, Ercan BAŞYİĞİT, Oktay ILGIN, Celal BOLATTEKİN, Hasan SATIK'ın; 01 Ocak 2002 - 22 Ocak 2003 tarihleri arasında işledikleri iddia olunan Memuriyet Görevini İhmal suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilerek, müsnet suçtan dolayı ayrı ayrı beraetlerine,

IV- Sanık Yakup ÖZKAN'ın ayrıca;

a) 08 Kasım 2002 - 31 Ocak 2003 tarihleri arasında Zimmet suçunu işlediği kabul edilerek, As.C.K.nun 131/1 fıkrasının az vahim hal cümlesi, TCK'nın 59/2, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 mülga 765 sayılı TCK'nın Ek-2, Ek-6, 5083 sayılı kanunun 2/3 ve 647 S.K.nun 4421 sayılı kanunla değişik 4/1'inci maddeleri uygulanmak suretiyle, neticeten 1.350,00. (binüçyüzelli) YTL.sı adli para cezası ile mahkumiyetine,

As.C.K.nun 29, 30/B ve 31'nci maddeleri gereğince sanığın Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına,

b) 31 Ocak 2003 tarihinde Askeri Eşyayı Gizlemek suçunu işlediği kabul edilerek, As.C.K.nun 131/1 fıkrasının az vahim hal cümlesi, TCK'nın 59/2, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 mülga 765 sayılı TCK'nın Ek-2, Ek-6, 5083 sayılı Kanunun 2/3 ve 647 S.K.nun 4421 sayılı kanunla değişik 4/1'inci maddeleri uygulanmak suretiyle neticeten 1.350,00. (binüçyüzelli) YTL. sı adli para cezası ile mahkumiyetine,

TCK'nın 72'nci maddesi gereğince sanığa (a) ve (b) maddelerinde hükmedilen aynı neviden adli para cezalarının içtima ile sanığın neticeten ve içtimaen 2.700,00. (ikibinyediyüz) YTL.sı adli para cezası ile mahkumiyetine,

Sanığın 28 Ocak 2003 - 15 Mayıs 2003 tarihleri arasında da tutuklulukta geçirilen sürelerin 353 S.K.nun 251/1 'inci maddesi gereğince cezasından mahsubuna,

Yasal imkansızlık nedeniyle 647 sayılı Kanunun 6'ncı maddesinin uygulanmasına YER OLMADIĞINA,

9'uncu Kor.K.lığı As.Savcılığın 2003/08 no'lu emanet tutanağının 1'inci maddesinde belirtilen iki adet boş lav lançerinin mühimmat bölük komutanlığına, 2'nci maddesinde yer alan bürosit marka koltuğun birleşik kantin başkanlığına iadesine,

c) Eylül-Ekim 2002 tarihleri arasında Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçunu işlediği kabul edilerek, As.C.K.nun 144'üncü maddesi delaletiyle 765 sayılı T.C.K.nun 240'ınci maddesinin 2'nci cümlesi, TCK'nın 59/2, 72, 5237 sayılı T.C.K.nun 7/2 mülga 765 sayılı T.C.K.nun Ek-2, Ek-6, 5083 sayılı Kanunun 2/3 ve 647 S.K.nun 4421 sayılı Kanunla değişik 4/1'inci maddeleri uygulanmak suretiyle, neticeten 1.080,00 (binseksen) YTL.sı adli para cezası ve iki ay onbeş gün süreyle memuriyetten yoksun kalma cezası ile mahkumiyetine,

As.C.K.nun 34'üncü maddesi gereğince sanığa verilen iki ay on beş gün müddetle memuriyetten yoksun kalma cezasının sanığın bu kadar süre ile açığa çıkarılması şeklinde uygulanmasına,

Sanığın cezasının ertelenmesi halinde ileride suç işlemekten çekineceği konusunda mahkemece kanaat oluştuğundan 647 S.K.nun 6'ncı maddesi gereğince hükmedilen sonuç 1.080,00 (BİNSEKSEN) YTL.SI ADLİ PARA CEZASI VE İKİ AY ONBEŞ GÜN SÜREYLE MEMURİYETTEN YOKSUN KALMA CEZASININ ERTELENMESİNE,

9'uncu Kolordu K. lığı As. Savcılığının 2003/08 no'lu emanetinin 4'üncü sırasında yer alan bilgisayarın Birleşik Kantin Başkanlığına iadesine,

d) Temmuz 2002 tarihinde Kişisel Çıkar Sağlamak Maksadıyla Sair Suretle Memuriyet Nüfuzunu Kötüye Kullanma suçunu işlediği kabul edilerek, As.C.K.nun 115/2, TCK'nın 59/2, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 mülga 765 sayılı TCK'nın Ek-2, Ek-6, 5083 sayılı Kanunun 2/3 ve 647 S.K.nun 4421 sayılı kanunla değişik 4/1 nci maddeleri uygulanmak suretiyle, neticeten 900,00. (dokuzyüz) YTL.sı adli para cezası ile mahkumiyetine,

Sanığın cezasının ertelenmesi halinde ileride suç işlemekten çekineceği konusunda mahkemece kanaat oluştuğundan, 647 S. K.nun 6'ncı maddesi gereğince hükmedilen sonuç 900,00 (dokuzyüz) YTL.sı Adli Para Cezasının ertelenmesine dair verilen hükümler, sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTLUCA ve Yakup ÖZKAN Müdafileri ile, Askeri Savcı tarafından (tüm sanıklar yönünden aleyhe) nedenleri gösterilerek temyiz edilmiştir.

Temyiz dilekçelerinde;

a) Askeri savcı;

Sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTLUCA ve Yakup ÖZKAN hakkında, iddianamede yer alan 1 no'lu eylemler yönünden ihtilasen zimmet suçundan hüküm kurulması gerekirken, Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçundan hüküm tesis edilmesinin, ayrıca sanıklar Mehmet EKŞİ, Naci AKÇAYIR, Ercan BAŞYİĞİT, Oktay ILGIN, Hasan SATIK, Celal BOLATTEKİN'in Memuriyet Görevini İhmal suçunu işlediklerinin sübuta ermesine rağmen bu sanıklar hakkında beraet kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek,

b) Sanıklar Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTUCA Müdafii Av. Erol GÜR;

Mahkumiyet kararının müvekkillerinin görevleri dikkate alınmadan, kantin heyetinin mesuliyeti açısından verildiğini, kantin reyonlarında görevli erlerin muhasebede görevli erlerle anlaşarak kantindeki malları olduğundan fazla gösterip mal edindikleri miktarlar nedeniyle sanıkların sorumlu tutulduklarını, duruşmada dinlenen tanıkların kendilerini kurtarmak için beyanda bulunduklarını, sanıkların maddi çıkar elde ettiklerine dair delil bulunmadığını, kasa defterinin tutulmasında usulsüzlük olmadığını, kasa defterine girilmeyen 2,5 milyarlık bölümün emir gereği el altında tutulduğunu, promosyon gelirlerinin firmalardan alınan malların fiyatlarının ucuzlatılması için veya ihtiyaçlar için kullanıldığını, bu paraların mal edinilmediğini, diğer kantin kayıtlarının muhasebe bölümü tarafından tutulduğunu, iddianamede 1 ve 2 no'lu eylemlerin bir kül teşkil etmesine rağmen farklı kararlar verilmesinin çelişki oluşturduğunu ileri sürerek,

c) Sanık Tuğrul ÇELİK Müdafii Av.O.Erkan ÖZLÜTÜRK;

Bilirkişi raporlarının hatalı ve çelişkili olduğunu, promosyon gelirlerinin ucuz mal satmak için kullanıldığını, müvekkilinin para işine hiç karışmadığını, müvekkilinin suç işleme kastının bulunmadığını ileri sürerek,

d) Sanık Yakup ÖZKAN Müdafileri Av. Ercüment ŞENOL ve Av. Fikri ÇIRACI;

Sayım tartı çizelgelerini şişirerek sanıkların usulsüzlük yapmalarının mümkün olmadığını, şişirmelerin yapıldığı tarihlerde sanık Yakup'un izinde olduğunu, OYPA'nm kapanması üzerine kantine devredilen bir kısım malların Tayfun Yarbayın izniyle sanık tarafından evine götürüldüğünü, olayın gizli olmadığını, suçun vasıflandırılmasında hataya düşüldüğünü, sanığın hurdalıkta bulduğu Law lançerlerinin maddi bir değerlerinin olmadığını, hatıra olarak alındığını atılı suçun oluşmayacağını, sanığın Enes bilgisayardan aldığı bilgisayara ilişkin faturanın mahkemeye ibraz edilmesine rağmen dikkate alınmadığını, sanığın erlere verdiği televizyonun başkasına verilmesi nedeniyle yeni bir televizyon alıp parasını Faruk KAYA'dan istediği hususunda, Faruk KAYA'nın beyanından başka bir delil bulunmadığını ileri sürerek,

e) Sanık Yakup ÖZKAN Müdafii Av. Mehmet KOCAOĞLU;

Memuriyet görevini kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığını, sanığın suç kastı taşımadığını, teşdit gerekçesinin yeterli olmadığını, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarının doğru olup olmadığının araştırılmadığını, asıl cezanın ertelenmesine rağmen fer'i cezanın ertelenmemesinin hukuka uygun olmadığını, Memuriyet görevini kötüye kullanma suçunun cezasının para cezası olması nedeniyle TSK'dan çıkarma cezasının verilemeyeceğini, sanığın OYPA'dan aldığı malzemeler nedeniyle zimmet suçunun oluşmayacağını, sanığın hurdalıkta bulduğu Law lançerlerinin hangi birliğe ait olduğunun belirlenmeden Askeri Eşyayı Çalmak suçunun oluştuğunun kabul edilemeyeceğini, Askeri Eşyayı gizlemek suçu için gerekli olan özel kastın sanıkta bulunmadığını, sanığın Enes bilgisayardan aldığı bilgisayara ilişkin faturanın mahkemeye ibraz edilmesine rağmen dikkate alınmadığını, keyfi karar verildiğini, sanığın erlere verdiği televizyonun başkasına verilmesi nedeniyle yeni bir televizyon alıp parasını Faruk KAYA'dan istediği hususunda, tanık beyanlarına ne kadar itimat edilebileceği hususunun tartışılmadığını ileri sürerek,

f) Sanık Tayfun GÜVEN Müdafileri Av. Tayfun ILICA - Av. H. Adil ATABAY;

Sanığın başarılı bir geçmişi olduğunu, son görevinden kantin başkanlığı ile birlikte yürüttüğü D-Tipi Sosyal Tesisler Müdürlüğü görevinin ağır bir görev olduğunu, kantin görevlisi erlerin kusurlu davranışları sonucu bir miktar kantin açığı çıktığını, muhasip Yakup ÖZKAN'ın telaşla kantin kayıtlarına müdahale etmesi neticesinde açığın büyüdüğünü, buna rağmen kantin açığının fazla tespit edilmiş olduğunu, bu durumun sanık Tayfun'a geç intikal ettirildiğini, bu nedenle sanık Tayfun'un olumsuzluğu düzeltemediği, sanığın birden fazla görevinin olduğunun dikkate alınmadığını, usulsüzlüklerin sanığa ikinci görev verildikten sonra Temmuz 2002 ayında başladığını, sanığın gerçek sayım tartı çizelgelerini vermeye çalışmasının dikkate alınmadığını, kantin açığının sanığın çabası sonucu Astsb. Sedat OLGUN'un çağırılmasıyla ortaya çıkarıldığını, Askeri Mahkemenin sahte belgeler düzenleyenin sanık Tuğrul olduğunu, sayım tartı çizelgelerini şişirenin sanık Yakup olduğunu belirttiğini, sanık Tayfun'un ise bu hususları bildiğinin belirtildiğini, ancak bu hususta bir delil olmadığını, promosyon gelirlerinin ve fire gelirlerinin kantine harcandığını veya malların ucuz satılması için kullanıldığını, bu paraların sanığa verilmemiş olması nedeniyle sanık yönünden zimmet suçunu oluşmayacağını, Kurmay başkanının 5 milyar lira para bulundurulması için kantin heyetine baskı yaptığını, sanığa atılı suçların unsurlarının oluşmadığını, kantinde her bölümün görevinin ayrı olduğunu, sanık Tuğrul ve sanık Yakup'un görevlerini yerine getirmediklerini, bunda sanık Tayfun'un bir dahlinin bulunmadığını, iddia konusu eylemlerin ikiye bölünüp iki ayrı ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek,

g) Sanık Tayfun GÜVEN Müdafileri Av. Yüksel ÖZYÜKSEL - Av. Metin KABAKÇIOĞLU;

Davada TSK'da görev yapan personelin bilirkişi olarak dinlenmesinin CMK.nın 64'üncü maddesine aykırı olduğunu, kantinlerdeki barkod ve yazarkasa kayıtlarının incelenmemesinin, kantinlerde ne kadarlık veresiye satış yapıldığının belirlenmemesinin, sanık Tayfun'un ikiz görevli olarak görevlendirip görevlendirilmediğinin belirlenmemesinin, reyon görevlileri hakkındaki suç dosyalarının akıbetinin araştırılmamasının, kantinler için harcama yapılıp yapılmadığının ortaya konmamasının, komutanlık adına belgesiz harcama yapılıp yapılmadığının araştırılmamasının, üst komutanlık paylarının ne oranda ödendiğinin belirlenmemesinin, fiyat indirimlerinden kaynaklanan kantin açığı olup olmadığının tespit edilmemesinin, mal giriş-çıkış belgelerinin, ambar defterinin sağlıklı tutulup tutulmadığının saptanmamasının, sanık Tayfun'un emri ile kantin hesaplarının kaydedildiği CD’lerin gereği gibi incelenmemesinin, sanık Yakup ve sanık Ercan BAŞYİĞİT'e ait banka hesaplarındaki anormal tutarların kaynağının araştırılmamasının, firelerin gerçek oranlarının tespit edilmemesinin, promosyon ve hibe gelirleri ile ilgili olarak tanıkların ifadeleri ile kayıtlar arasındaki çelişkilerin dikkate alınıp araştırma yapılmamasının noksan soruşturma niteliğinde olduğunu, sanığa atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığını, sanığın ikiz görevli olması nedeniyle 28 şubeli bir kantinin başkanlığı görevinden başarı ile çıkmasını beklemenin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, suç vasfının yanlış tayin edildiğini, sanığın tüm eylemlerinin bir bütün halinde Memuriyet Görevini İhmal suçunu oluşturabileceğini, kabule göre de; zimmet suçunun az vahim hal kapsamında değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, mahkumiyet hükmünün gerekçelerinin yetersiz olduğunu ileri sürerek, temyiz etmişlerdir. Sanık Yakup ÖZKAN Müdafileri tarafından, mahkumiyete ilişkin hükümlerin duruşmalı temyiz incelemesi istemli olarak temyiz edildiği görülmüş ise de; sanığın mahkumiyetine esas alınan suçlar (uygulanan yasa maddeleri itibariyle) 10 yıl ve daha ağır cezayı müstelzim bulunmadığından, duruşmalı temyiz incelemesi isteminin 353 Sayılı Kanunun 218'inci maddesi gereğince reddi ile, temyiz incelemesinin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Yapılan incelemede;

Sanıklardan; Topçu Yb. Tayfun GÜVEN'in, 01 Ocak 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında Erzurum Garnizonu Birleşik Kantin Başkanlığı kantin başkanı, Lv. Kd. Bçvş. Tuğrul ÇELİK'in 01 Ocak 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında muhasip, Ord. Tek. Bçvş. Yakup OZKAN'in 01 Ocak 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında muhasip, İs. Tek. Bçvş. Bilal ASLANTEKİN'in 01 Ocak 2002 - 17 Haziran 2002 tarihleri arasında kasa sorumlusu, 17 Haziran 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında ise mubayaa, Tnk. Kd. Çvş. Ercan KUTLUCA'nın 01 Ocak 2002 - 17 Haziran 2002 tarihleri arasında kasa sorumlusu, 17 Haziran 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında ise mubayaa, Lv. Bçvş. Oktay ILGIN'ın 01 Ocak 2002 - 17 Haziran 2002 tarihleri arasında mubayaa, Ord. Kd. Bçvş. Nevzat AKKAYA'nın 01 Ocak 2002 - 17 Haziran 2002 tarihleri arasında mubayaa, İs. Bçvş. Hasan SATIK'm 17 Haziran 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında mubayaa, Lv. Tek. Bçvş. Ercan BAŞYİĞİT'in 01 Ocak 2002-17 Haziran 2002 tarihleri arasında depo sorumlusu, Mu. Tek. Bçvş. Celal BOLATTEKİN'in 17 Haziran 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında depo sorumlusu, Topçu Kd. Bçvş. Mehmet EKŞİ'nin 01 Ocak 2002 - 17 Haziran 2002 tarihleri arasında iş ocakları sorumlusu, Tnk. Kd. Bçvş. Naci AKÇAYIR'ın 17 Haziran 2002 - 31 Aralık 2002 tarihleri arasında iş ocakları sorumlusu olarak görev yaptıkları anlaşılmaktadır.

Erzurum 9'uncu Kolordu Birleşik Kantin Başkanlığının 2002 Mali Yılı Hesap Teftişinin alınması maksadıyla M.S.B.Teftiş Daire Başkanlığı tarafından görevlendirilen Lv. Kd. Alb. Tümer BAL ve Mly. Kd. Alb. Raif HIZAL'ın, 13.01.2003 günü haberli olarak Kantin Başkanlığına geldikleri, belgelerin hazır olmaması nedeniyle süre tanıdıkları, 22.01.2003 tarihinde yaptıkları incelemede; Aralık ayı bilançosunun çıkartılamadığı, Kasım, Aralık ayları sayım tartı çizelgelerinin imzalı ve onaylı olmadığı, üst makam paylarının yatırılmadığı, kasa defterinin bağlanamadığı, işletme defteri hesap özetlerinin imzasız ve onaysız olduğu, yeni heyetle aralarında devir teslim yapılamadığı, tespit edilmiş, M.S.B.Teftiş Daire Başkanlığının onayı ile teftişe son verilip, Kantin Başkanlığına ait evrak 23.01.2003 günü Merkez Komutanlığı tarafından muhafaza altına alındığı, Komutanlıkça verilen soruşturma emri üzerine olaya el koyan Askeri Savcılıkça yapılan soruşturma sonunda sanıklar hakkında müsnet suçlardan açılan kamu davasına bağlı olarak Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda belirtilen hükümlerin tesis edildiği anlaşılmıştır.

1- Sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTLUCA ve Yakup ÖZKAN'ın (İddianamede yer alan 1 no'lu eylem yönünden) işlediği kabul edilen Müteselsilen Memuriyet Görevini kötüye kullanmak suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Savcılıkça düzenlenen iddianamede; Kantin Başkanı Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN, muhasip olarak görevli Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK, Ord. Bşçvş. Yakup ÖZKAN ve kasacı İs. Tek. Bşçvş. Bilal ASLANTEKİN ile Tnk. Astsb. Kd. Çvş. Ercan KUTLUCA'nın kantinlerde tutulan muhasebe kayıtlarından işletme defteri, kasa defteri, mal sayım ve tartı çizelgesi, mal giriş çıkış belgeleri ve bilançoları intizamsız olarak tuttuğu, bu belgelerin defaten değiştirildiği, teftiş esnasında hesaplara ait gerçek olmayan bilanço ve evrakları göstererek buna ait yanıltıcı hesap şeritleri çektirerek hakikati gizledikleri, sahte mühür kullandıkları, kendi yerlerine bir kısım evrakı erbaş ve erlere imzalattırdıkları, açığın ortaya çıkmaması için kantinde görevli erbaş ve erler hakkında sahte mal giriş çıkış belgeleri düzenleyerek erbaş ve erlerin açığını çıkartıp mahkeme dosyaları düzenledikleri, sonuç itibariyle 17.227.296.121 TL.nin bilançoya gider toplamından fazla yazıldığı, 471.300.219.404 TL. tutarında sayım tartı çizelgelerinin şişirildiği, Pos makinesinden alınan paralardan 6.513.906.535 TL.nin kasa defterine kayıt edilmediği, satılan mallardan 121.869.348.122 TL.nin kasaya girmediği, toplam olarak 616.910.770.183. TL.nı aldatıcı her türlü hileye müracaat ederek zimmetlerine geçirdikleri, böylelikle sanıkların ihtilasen zimmet suçunu işlediklerinin ileri sürüldüğü,

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...Kantinde tutulan işletme defteri, kasa defteri, mal sayım tartı çizelgeleri, mal giriş çıkış belgeleri ve bilançoların intizamsız olarak tutulduğu, bu belgelerin defaten değiştirildiği, sahte mühür kullanıldığı, bir kısım evrakın erbaş ve erlere imzalattırıldığı, geçmişe yönelik erbaş ve erler hakkında sahte belgelerle mahkeme dosyaları düzenlendiği ve kantin açığına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.

Askeri savcılık tarafından sanıkların eylemleri her ne kadar ihtilasen zimmet suçu olarak kabul edilip suça sebebiyet veren sanıkların cezalandırılması mütalaa edilmişse de, eylemlere konu olan kantin kayıtlarını tutmak ve bunlara bağlı olarak ay sonu kapamasını yapmak görevi asıl anlamıyla muhasip, kasa sorumlusu ve kantin başkanı sorumluluğundadır. Bu sorumluluğun bir başkasına devredilmesi de mümkün değildir. Kantin kayıtlarında değişime uğramayan belgeler yıl içerisinde alman mallara ait faturalar, kantin şubeleri para teslim defterleri ve elle tutulmuş (müsvette) bulunan sayım tarh çizelgeleridir. Kantinde para ve malların bulunduğu yerler ise kantin kasası ile kantin şube ve reyonlarıdır.

Zimmet suçu memurun kendisine tevdi olunan veya vazife dolayısıyla muhafaza, murakabe veya sorumluluğu altında bulunan paraları, para hükmündeki evrakı veya diğer menkul eşyayı aşırması veya mal edinmesidir. Tevdi işleminin failin memurluk sıfatı dolayısıyla kanun tarafından kendisine verilmiş bir salahiyete istinaden gerçekleşmesi gerekir. Zimmet konusu para veya mal, eğer teslim nedeniyle memurun zilyetliğinin bu para veya malı koruma denetim veya sorumluluğu altında görevinden kaynaklanması gerekmektedir. Yani zimmet suçunun failinin suça konu para ve mal üzerinde fiilen zilyet olması zorunlu olmayıp tasarrufa yetkili bulunması yeterlidir. Koruma, denetim ve sorumluluk kavramları tevdi unsurunu genişletmek amacıyla maddeye alınmıştır. Bu kapsamda para teslim defterleri ile teslim edilmiş bulunan paranın teslim defterleri ile teslim edilmiş bulunan paranın miktarı ve kasa defterindeki karşılığı yönünden artı değer olarak fazlalılığın bulunması, malların sorumluluğunun kantin reyon ve şubelerindeki personele ait olması dikkate alındığında zimmete geçirildiği düşünülen kantin mal ve parasının zilyetliğinin bu yönüyle sanıklar üzerinde bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Ayrıca kantin işletmesindeki usulsüzlükler sonucu kantinde açık hasıl olduğu konusunda kuşku bulunmamakla birlikte, bu eylemler neticesinde veya öncesinde sanıkların maddi çıkar temin ettiklerinin ve bunu mal edindiklerinin kabulüne yeterli olacak nitelikte bir delile de ulaşılamamıştır. Nitekim mahkememiz tarafından usulsüzlüklere ilişkin eylemler ortaya konabilmiş ve olayın bu şekilde geçekleştiği anlaşılmış ise de, haksız mal edinmeye yönelik bir durum bu eylemler yönünden tespit edilememiştir.

Bu itibarla, kantin başkanı, kasacı, muhasip olarak görev yapan sanıkların eylemleri kantin işletmesindeki münferit ve müşterek görevlerini ihmal etmek derecesinde kalmayıp yasanın belirlediği usul ve esasların da dışına çıkıp takdir yetkilerini görevlerinin amacına aykırı olarak kullanmak, keyfi ve pervasız davranışlar göstermek ve kantin işletmesinin zarar görmesine neden olmak şeklinde değerlendirilerek kantin başkanı, kasa sorumlusu ve muhasip olan sanıkların görevlerini kötüye kullandıkları, bunu yıl içerisine yayarak müteselsilen gerçekleştirdikleri, 174.388.634.186 TL.si tutarında kantin zararına sebebiyet verdikleri sonucuna ulaşıldığı.. şeklindeki gerekçelerle, sanıkların tümünün, Müteslsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçunu işlediklerinin kabulü ile haklarında mezkur suçtan mahkumiyet hükümlerinin tesis edildiği görülmüştür.

Askeri Mahkemece sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde isabet görülmemiştir.

Şöyle ki; Kantin Başkanlığınca 2002 yılına devredilen mal miktarının belirlenmesinden sonra, 2002 yılı içerisinde alımı yapılan mal miktarının faturalar üzerinden belirlenmesi, bu malların mal giriş çıkış belgeleriyle kantin şubelerine teslim edilip edilmediğinin tespit edilmesi, bu malların satış fiyatları üzerinden tutarının hesaplanarak, 2003 yılına devredilen mal miktarının da göz önünde bulundurulması suretiyle, yıl boyunca kasaya teslim edilmesi gereken toplam para miktarının saptanması, para teslim defterlerindeki tutarlar üzerinden kasaya teslim edilen para miktarı ile kasaya teslim edilmesi gereken para miktarının karşılaştırılarak, varsa kantin şubelerinin açıklarının bulunması, bu açıklarla ilgili olarak sorumlular hakkında yapılan yasal işlemlerin akıbetinin belirlenmesi, bu sonuçların da kasa açığına yansıtılması, kasaya teslim edilmiş para ile birleşik kantin başkanlığınca ödenen giderlerin ve kredili olarak alınan malların karşılaştırılması suretiyle kasa açığının saptanması ve bilirkişi heyetinin bu hususları açık ve net bir şekilde raporuna yansıtması gerekirken, bu konular yeterince açığa kavuşturulmadan, karmaşık ek raporlarla, sanıkların sorumlulukları ve kantin açığının tespit edildiği görülmektedir.

Bu bakımdan, muhasebe ve işletmecilik işlerine vakıf kimseler arasından yeniden bilirkişi tayin edilerek, kantin kayıtlarının tamamının (şifresi çözülemediği için incelenemeyen CD'deki bazı dosyalar dahil) incelettirilmesi suretiyle, bu cümleden olarak; kantin açığının mükerrer bilgisayar kayıtlarından, muhasebe kayıt hatalarından, sağlıksız olarak yapılan mal sayımlarından, reyon görevlisi erbaş ve erlerin sebebiyet verdikleri açıklardan, bilgisayara girişi kaydedilen malların çıkışlarının tam ve sağlıklı olarak yapılıp yapılmaması gibi nedenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığının, kantinlerin, personele yapılan veresiye satışlar sebebiyle belirtilen suç tarihleri itibarıyla alacaklarının bulunup bulunmadığının ve varsa bu şekildeki alacaklara dair kayıtların mevcut olup olmadığının, mevcut ise bunların dosyaya dahil edilerek değerlendirilmesi, kantin açığına sebebiyet verdikleri belirtilen kantinlerde reyon sorumlusu olarak görev yapan erbaş ve erlerle ilgili olarak yapılan hazırlık soruşturması ve açılan dava dosyalarının bulunup bulunmadığının ve varsa sonuçlarının araştırılması, mevcut ise, dosyaya ithalinin sağlanması, dava konusu edilmiş olan bu dosyalardaki kantin zararlarının ilgililerden tahsil edilip edilmediğinin belirlenmesi, kantinin adli mahkemeler nezdinde takip edilmekte olan herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması, kantin gelirlerinden komutanlık adına yapılan ödemelerin tamamının belgeye bağlanıp bağlanmadığının, komutanlık adına belgesiz olarak yapılan, ancak kantin heyetince bir tutanağa bağlanmış olan herhangi bir ödemenin bulunup bulunmadığının araştırılması (buna ilişkin olarak dönemin komutanlarının da bilgilerinin sorulması), üst komutanlık paylarının aylık olarak yatırılıp yatırılmadığının, yatırılmış ise, bu payların karşılığının belirlenen toplam kantin zararından düşülüp düşülmediğinin belirlenmesi, eski heyetten devredilen (sehven) bir kantin açığının bulunup bulunmadığının, fiyat indiriminden dolayı firmalara kesilen ve hizmet bedeli adıyla düzenlenen belge nedeniyle mal fiyatlarında yapılan indirimi müteakip, malın satış fiyatının tespiti sırasında belirlenen fiyattan, daha sonra indirim nedeniyle belirlenen fiyatın kayıtlara işlenip işlenmediğinin, malın gerçek satış fiyatı ile indirilmiş fiyatı arasındaki farkın kayıtlara işlenmeyerek bu farkın kantin açığı olarak görünüp görünmediğinin, kantin başkanlığından komutanlık adına yapılan ödemelerin tümüne ilişkin onaylı gider faturalarının listesinin (dosyada mevcut bulunmayan aylara ait) dosyaya celbi ile açığın belirlenmesinde bu miktarların açık miktarının hesabında dikkate alınıp alınmadığının saptanması, kantin başkanlığından komutanlık adına yapılan onaylı giderler dışında, iş ocakları, üst komutanlık payları, kolordu karargahı için harcanılan paralar ile iş ocaklarının işletme giderlerine ilişkin olarak yapılan harcamaların tümü ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyaya celbi ile, bunların açık miktarının belirlenmesinde dikkate alınıp alınmadıklarının saptanması cihetine gidilip, bu hususların ikmalini müteakip, bilirkişilerce ayrıntılı ve doyurucu bir rapor düzenlenerek, sanıkların sorumluluk, fiil ve hareketlerinin ayrı ayrı görev, fonksiyon ve sorumlulukları itibarıyla değerlendirilmek suretiyle belirlenmesi, kanun açığının net ve kesin olarak ortaya konmasının ve elde edilecek sonuçlara göre, sanıkların eylemlerinin oluşturabileceği suçun tüm unsurlarının da irdelenmesi suretiyle belirlenmesi cihetine gidilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, tüm sanıklar hakkında Müteselsilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin noksan soruşturma yönünden bozulması cihetine gidilmiştir. Bozma nedenleri karşısında, suç vasfına ve diğer hususlara ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.

II- Sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK. Bilal ASLANTEKİN, Ercan KUTLUCA'nın (İddianamede yer alan 2 no'lu eylem yönünden) işlediği kabul edilen Müteselsilen İhtilasın Zimmet suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Savcılıkça düzenlenen iddianamede; 2002 yılında Kantin Başkanlığına, çeşitli firmalardan verilen ancak kantinin muhasebe kayıtlarına işlenmeyen promosyon bağışı ile ilgili olarak yapılan hazırlık soruşturması sonucunda; Tuzlacı Ticaretten % 4 fire payı adı altında 4.895.737.082.TL, Güney Ekmek Fabrikasından poşet parası adı altında 1.584.595.000 TL, Özyardımcı şirketinden alınıp kayıtlara geçirilmeyen 5.000.000.000 TL, Özdemir Ticaretten 6.941.256.000 TL., Canpolat Ticaretten 36.000.000.000 TL., Yörünge Ticaretten, 500.000.000. TL., Okur Gıdadan 3.500.000.000 TL., Hedef Gıdadan 801.500.000 TL., Özkoçlar Ticaretten 1.389.680.000 TL. olmak üzere toplam 60.612.768.082 TL. tutarındaki promosyon bağışlarının muhasebe kayıtlarına geçirilmediği, Kantin Başkanlığına mal veren firmaların çeşitli adlar altında verdikleri promosyon bağışları hakkında Kantin Başkanı Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN'in doğrudan bilgisi olduğu, bu bağışlarla ilgili muhasip Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK'in hizmet bedeli adı altında resmi geçerliliği olmayan belge düzenlediği, bu belgelere karşılık kasa görevlileri İs. Tek. Bşçvş. Bilal ASLANTEKİN ve Tnk. Kd. Çvş. Ercan KUTLUCA'nın firmalara ödenecek tahsilat miktarı üzerinden kesinti yaptıkları, ancak bu kesintilerin kasa defterine yansıtılmadır, özellikle Hedef Gıda ve Tuzlacı Ticarete fatura miktarı üzerinden eksik olarak ödenen paranın, kasadan Ercan Astsb. tarafından çıkartıldıktan sonra Bilal Başçavuşa elden verildiğinin kasada çalışan P.Er Serdar KARAER tarafından görüldüğü, idari denetleme esnasında Öz Yardımcı Ticaretten alınan 30.000.000.000.TL.lik promosyon bağışı ile ilgili belgenin istenmesi üzerine Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK tarafından 25.000.000.000.TL.lık belge düzenlenip fotokopisinin denetlemeyi yapan Mly. Kd. Albay Kaya KAYADELEN'e verildiği, müteakiben firmada görevli İbrahim ÖZDAŞ vasıtasıyla 25.000.000.000.TL.nın belgenin ibraz edildiği, bütün bu hususlar beraberce değerlendirildiğinde, Sanıklar Topçu Yarbay; Tayfun GÜVEN, Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK, İs. Tek. Bşçvş. Bilal ASLANTEKİN ve Tnk. Kd. Çvş. Ercan KUTLUCA'nın eylemlerini promosyon bağışlarını zimmetlerine geçirmek maksadıyla yaptıkları, Kantin heyetinde görevli diğer personelin müsnet suçu işlediklerine dair herhangi bir delil elde edilemediği ve bu bağışları Kantin Yönetmeliğine göre bilanço, işletme, kasa defteri ve diğer muhasebe kayıtlarında göstermeyerek veya farklı rakamlar göstererek gerçeğe aykırı kayıtlarla gizledikleri, böylelikle sanıkların müteselsil ihtilasen zimmet suçunu işlediklerinin ileri sürüldüğü,

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...yapılan her türlü promosyondan haberdar olduğunu beyan eden kantin başkanı Tayfun GÜVEN ve promosyonlara işlem yapmakla görevli olan kasa sorumluları Ercan KUTLUCA ve Bilal ASLANTEKİN, savunmalarında hizmet bedeli adı altında faturaları düzenlediğini kabul eden muhasip Tuğrul ÇELİK'in kantin muhasebe kayıtlarına işlenmeyen mal ve para şeklindeki hibelerden haberdar olmaması mümkün değildir. Yukarıda adı geçen firmalar açısından alınan hibeler kantin muhasebe kayıtlarında gösterilmemiştir. Bu paraların komutanlık tasarrufu altında bir başka şekilde harcanmış olması da söz konusu değildir. Dolayısıyla, sanıklar tarafından söz konusu hibelerin bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olmak üzere yıl içerisinde değişik şekillerde birliktelik halinde mal edinildiği, bunun kantin kayıtlarında gösterilmeksizin gizlendiği, ilgili firmalar ile yapılan yazışmalar sonucu ancak bu durumun ortaya çıkarıldığı, hizmet bedeli adı altında düzenlenen faturaların teftişe tabi evraklar arasında yer almadığı dikkate alındığında müsnet müteselsilen ihtilasen zimmet suçunun sanıklar açısından oluştuğu vicdani kanaat ve sonucuna ulaşıldığı.. şeklindeki gerekçelerle, sanıkların tümünün, ihtilasen zimmet suçunu işlediklerinin kabulü ile haklarında mezkur suçtan mahkumiyet hükümlerinin tesis edildiği görülmüştür.

Askeri Mahkemece sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde isabet görülmemiştir.

Şöyle ki; Dosyada mevcut delil durumuna göre; muhasebe kayıtlarına işlenmeyen promosyon bağışı ile ilgili kuruluş ve firmalar yönünden yapılan incelemede;

a) Tuzlacı Ticaret ile yaş meyve ve sebze alımı karşılığında % 4 oranında fire payının düşüleceği hususunda anlaşıldığı, her ay düzenli olarak fire veren malların tutanağı tutulup bilançonun pasifinde gösterilmesine rağmen, yıl içinde mal alımı karşılığı % 4 oranında toplam 4.895.737.082.TL."nın tahsilatı esnasında kasacı Bilal ASLANTEKİN ve Ercan KUTLUCA tarafından fatura bedelinden düşülmek kaydıyla eksik ödendiği kabul edilmiş ise de, fire tutanakları araştırılarak, sebze ve meyvelere ilişkin firelerin düşümlerinin nasıl ve ne şekilde yapıldığının, sanıkların bu husustaki iddialarının doğru olup olmadığının araştırılması, bilirkişi raporunda; kayıtların doğru olduğunun görülmesine karşılık gerçeği yansıtmamasının anlamının açıklattırılmamasının noksan soruşturma teşkil ettiği,

b) Özdemir Ticaret'in 2002 yılı içinde Kantin Başkanlığına, 02.01.2002 gün ve 560423 seri numaralı fatura ile 3.109.440.000.TL. tutarında 164 karton, 13.04.2002 gün ve 42178 seri numaralı fatura ile 1.137.600.000.TL. tutarında 60 karton, 24.06.2002 gün ve 158376 seri numaralı fatura ile 646.536.000.TL. tutarında 31 karton, 27.07.2002 gün ve 294553 seri numaralı fatura ile 625.680.000.TL. tutarında 30 karton, 02.09.2002 gün ve 3041919 seri numaralı fatura ile 711.000.000.TL. tutarında 30 karton, 07.10.2002 gün ve 320626 seri numaralı 711.000.000.TL. tutarında 30 karton olmak üzere toplam 6.941.256.000.TL. tutarında hibe olarak verilen Marlboro 100 S Soft sigarasının muhasebe kayıtlarına işlenmediği kabul edilmiş ise de, sanıkların; bu paraların bir kısmının kantinde yer alan tuhafiye reyonuna soyunma dolabı ve raf, parfümeri reyonuna dolap alınarak sarf edildiği, bir kısmının kolordu konut perdesinde kullanıldığı, 2.800.000.000 TL sinin ise yeni heyete teslim edildiği (bilgisayar kayıtlarında da ayrıntılı inceleme yapılmak suretiyle) şeklindeki iddialarının araştırılmamasının noksan soruşturma teşkil ettiği,

c) Canpolat Tüketim Malları Paz.Ltd.Şti ile yapılan anlaşma gereği çay alımı karşılığı 16.12.2002 tarihinde 25.500.000.000.TL. ve 03.12.2002 tarihinde 10.500.000.000. TL. olmak üzere toplam 36.000.000.000.TL. hibe olarak ödendiği, yine firmadan alman bazı mallarda yapılan indirim karşılığı ilave olarak 03.12.2002 tarihinde 6.500.000.000.TL. olmak üzere toplam 42.500.000.000.TL.nın tahsilat esnasında fatura bedellerinden düşülmek kaydıyla Kantin Başkanlığına ödendiği, ödemeler hakkında sanık Bilal ASLANTEKİN tarafından hizmet bedeli adı altında belge verildiği, bu firmadan satılan malların kantindeki fiyatlarının düşürülmesi için ayrıca 6.500.000.000 TL. daha hibe alındığı kabul edilmiş ise de;

Firma ile yapılan anlaşmalar arasında fiyat farkının bulunduğu, yapılan iskontoların ticari mantığa uygun olmaması karşısında, tüm satış ve teslimat belgeleri yeniden gözden geçirilip firma hesap ve defterleri de incelenerek, verilen hizmet faturalarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, kim tarafından düzenlediği tespit olunarak, heyet bazında mı, kişisel bazda mı değerlendirilmesi gerektiğinin tartışılmaması, bunun yanı sıra, bir hizmet faturasının, hamili tarafından doldurulduğu iddiaları karşısında, fatura bedellerinin gerçeği yansıtmayabileceği ihtimali de göz önünde bulundurularak bu hususların araştırılmamasının noksan soruşturma teşkil ettiği, sonucuna varılmıştır.

d) Yörünge Ticaret ile yapılan anlaşmada tahsilat esnasında İs. Tek. Bşçvş. Bilal ASLANTEKİN'in hizmet bedeli adı altında eksik ödeme yapılacağını söylediği, Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK'in 11.10.2002 tarihinde 500.000.000.TL. hizmet bedeli adı altında belge düzenlediği ve firmaya eksik ödeme yapıldığı kabul edilmiştir. Sanıkların bu eylemlerinin dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmış, ayrıca iddia ve savunmalarının bilirkişi raporunda karşılandığı görülmüştür. (DD.2134)

e) Okur Gıda San. ve Tic.A.Ş. tarafından raf bedeli adı altında Kantin Başkanlığına promosyon bağışı olarak 01.04.2002 tarihinde 3.500.000.000.TL. verildiği görülmüş, sanıkların bu eylemlerinin dosya kapsamı ile sabit olduğa anlaşılmıştır.

f) Özkoçlar Ticaretin hizmet bedeli adı altında 07.03.2002, 13.03.2002 ve 26.09.2002 tarihlerinde toplam 1.389.680.000. TL. Kantin Başkanlığına ödeme yaptığı, bu hususta Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK tarafından belge düzenlendiği görülmüş, sanıkların bu eylemlerinin dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmıştır.

g) Hedef Ticaret'e kantin başkanlığı tarafından hizmet bedeli adı altında hazırlanan ve Tuğrul ÇELİK imzalı olan faturaların ilgili firmaya verildiği, tutarın 801.500.000.TL. olduğu görülmüş, sanıkların bu eylemlerinin dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda (d), (e), (f), (g) bentlerinde adı geçen firmalardan alınan ve eylem olarak sabit olduğu görülen promosyon adı altında alınan paralar veya eksik ödemelerin, kantin muhasebe kayıtlarında gösterilmediği gibi, dönemin Kurmay Başkanı Ali YURTSEVDİ'nin beyanlarına göre de söz konusu hibelerin veya fire tutarlarının komutanlık tasarrufu altında bir başka şekilde harcanmış olmasının da söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla, firmalara eksik ödeme yaptıkları sabit olan kasa sorumluları sanıklar İs. Tek. Bçvş. Bilal ASLANTEKİN ve Tnk. Kd. Çvş. Ercan KUTLUCA, hizmet bedeli adı altında resmi geçerliliği olmayan belge düzenleyip adı geçen firmalara veren Lv. Kd. Bşçvş. Tuğrul ÇELİK, Kantin Başkanı sıfatıyla yapılan hibe anlaşmalarından haberdar olan sanık Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN tarafından söz konusu hibelerin, kantin kayıtlarında gösterilmeksizin ve firmalara hizmet bedeli adı altında resmi geçerliliği olmayan belge verilerek gizlendiği, ilgili firmalar ile yapılan yazışmalar sonucu bu durumun ortaya çıkarılabildiği, hizmet bedeli adı altında düzenlenen faturaların teftişe tabi evraklar arasında yer almadığının dikkate alınması gerekmekle birlikte, sanıkların (I) ve (II) nci maddelerde belirtilen suç başlıkları altında incelenen eylemlerinin, Kantin Heyetinin faaliyetleri esnasında gerçekleştirilmesi nedeniyle, bu sıfat ve sorumlulukları cümlesinden olmak üzere, bir bütün halinde ele alınması ve tipiklik açısından bir tek suç kalıbı içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, bütün bir yıl içinde kantin faaliyetleri çerçevesinde cereyan eden tüm faaliyetlerin (münferit fiil ve hareketler hariç olmak üzere) bilirkişi raporunda gösterilen açıkların ve buna neden olan sorumlularının eylemlerinin, müteselsilen tek bir suç çerçevesinde incelenmesi ve hükme esas alınması gerektiği sonucuna varılmakla, yukarıda (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen noksanlıkların giderilmesini müteakip, sözü geçen (I) ve (II) nci maddelerde yer alan sanıkların eylemlerinin, elde edilen sonuca göre, değerlendirilerek sanıkların eylemlerinin oluşturduğu suçun belirlenmesi cihetine gidilmesi gerektiğinden, haklarında Müteselsilen İhtilasen Zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin öncelikle noksan soruşturma nedeni ile bozulmasına karar verilmiştir.

III- Sanıklar Mehmet EKŞİ, Naci AKÇAYIR, Ercan BAŞYİĞİT, Oktay ILGIN, Celal BOLATTEKİN, Hasan SATIK'ın (İddianamede yer alan 3 no'lu eylem yönünden) işlediği kabul edilen Memuriyet Görevini İhmal suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Savcılıkça düzenlenen iddianamede; Kantin Başkanlığında 01.01.2002 - 17.06.2002 tarihleri arasında Topçu Kd. Bşçvş. Mehmet EKŞİ'nin, 17.06.2002 tarihinden itibaren, Tnk. Kd. Bşçvş. Naci AKÇAYIR'ın iş ocakları sorumlusu olarak görev yaptıkları, Lv. Tek. Kd. Bşçvş. Ercan BAŞYİĞİT'in 01.01.2002 - 17.06.2002 tarihleri arasında depo sorumlusu olarak görev yaptığı, 01.01.2002 - 17.06.2002 tarihleri arasında Lv. Bşçvş. Oktay ILGIN'ın, 17.06.2002 - 31.12.2002 tarihleri arasında ise İs. Bşçvş. Hasan SATIK ve Mu. Tek. Bşçvş. Celal BOLATTEKİN' in mubayaa sorumlusu olarak görev yaptıkları;

Sanıkların Kantin Başkanlığında kısmen görev yaptıkları süre içerisinde muhasebe kayıtlarının tutulması ile ilgili doğrudan bir görev almadıkları gibi, her iki ihtilasen zimmet suçuna iştirak ettiklerine dair hazırlık soruşturması esnasında bir delil tespit edilemediği, bilirkişiler tarafından incelenen depo, mubayaa ve iş ocaklarına ait belgelerde herhangi bir usulsüzlüğün tespit edilemediği, ancak kantin muhasebe kayıtlarının kantin heyeti tarafından topluca imzalandığı ve heyet olarak sorumlu oldukları, görevleri esnasında çoğu kez sayım tartı miktarlarındaki farklılıklarına, fiyat farklılıklarına, geçmişe yönelik mahkeme dosyalarının düzenlenmesine, promosyon bağışlarının muhasebe kayıtlarına işlenmemesine tanık olmalarına rağmen olayların gelişmesine aktif olarak müdahale etmedikleri gibi takip ve kontrolde gerekli özeni göstermeyerek eylemleriyle kantinin zarara uğramasına sebebiyet verdikleri, böylelikle sanıklar Topçu Kd. Bşçvş. Mehmet EKŞİ, Tnk. Kd. Bşçvş. Naci AKÇAYIR, Lv. Tek. Kd. Bşçvş. Ercan BAŞYİĞİT, Lv. Bşçvş. Oktay ILGIN İs. Bşçvş. Hasan SATIK ve Mu. Tek. Bşçvş. Celal BOLATTEKİN'in görevlerinde gerekli hassasiyeti göstermeyip zarar doğuran memuriyet görevini ihmal suçunu işlediklerinin ileri sürüldüğü,

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...Kantin Başkanlığında görev yaptıkları süre içerisinde muhasebe kayıtlarının tutulması ile ilgili doğrudan bir görev almadıkları gibi yukarıda belirtilen suçlara yönelik olarak bir eylemlerinin bulunmadığı, bilirkişiler tarafından incelenen depo, mubayaa ve iş ocaklarına ait belgelerde herhangi bir usulsüzlüğün tespit edilemediği, ancak kantin muhasebe kayıtlarının kantin heyeti tarafından topluca imzalandığı ve heyet olarak sorumlu oldukları, görevleri esnasında çoğu kez sayım tartı miktarlarındaki farklılıklarına, fiyat farklılıklarına, geçmişe yönelik mahkeme dosyalarının düzenlenmesine, promosyon bağışlarının muhasebe kayıtlarına işlenmemesine tanık olmalarına rağmen olayların gelişmesine aktif olarak müdahale etmedikleri gibi takip ve kontrolde gerekli özeni göstermeyerek eylemleriyle kantinin zarara uğramasına sebebiyet verdikleri, böylelikle sanıklar Topçu Kd. Bşçvş. Mehmet EKŞİ, Tnk. Kd. Bşçvş. Naci AKÇAYIR, Lv. Tek. Kd. Bşçvş. Ercan BAŞYİĞİT, Lv. Bşçvş. Oktay ILGIN, İs. Bşçvş. Hasan SATIK ve Mu. Tek. Bşçvş. Celal BOLATTEKİN'in görevlerinde gerekli hassasiyeti göstermeyip memuriyet görevini ihmal suçunu işledikleri hususuna yönelik olarak;

Adı geçen sanıkların yapılan yargılama sonucu bilirkişilerce esas alınan müsvedde sayım tartı çizelgelerini (elle tutulmuş) tuttukları ve bu belgelerin gerçeği yansıttığı, kantin zararının ortaya çıkmasında asıl belge olduğu, ayrıca kantin muhasebe kayıtlarını tutmakla sorumlu olan diğer sanıkların hazırlamış olduğu belgeleri gereği gibi kontrol etme imkanlarının bulunmadığı, muhasebe kayıtlarının tutulması ile ilgili doğrudan bir görevlerinin olmadığı anlaşılmıştır.

TCK'nın 230'uncu maddesinde yer alan memuriyet görevini ihmal suçunun maddi unsurunu memurun görevine giren bir işi yapmaması veya geç yapması oluşturmaktadır. Yasaya uygun bir eylemin bulunması şeklinde tanımlanan maddi unsurun kabul edilebilmesi için dış alemde değişiklik meydana yönelik görevli memurun bir eyleminin varlığının kesin olarak belirlenmesi zorunludur. Diğer taraftan yine görevli memurun bilerek ve isteyerek görevini yerine getirmemesi veya geç getirmesi yani ihmal kastıyla hareket etmesi, başka bir anlatımla yasanın suç saydığı sonuca yönelmesi halinde, anılan maddedeki suçun oluştuğundan söz etmek mümkündür. Zira, maddi unsurun, ancak manevi unsur olan ihmal kastıyla birleşmesi halinde suç diye tanımladığımız yasal tipe uygun olgu meydana gelmektedir. Bu suç taksirle işlenemez olup umumi kast aranır, ayrıca özel kasta ise gerek bulunmamaktadır.

Bu yönüyle sanıkların görevlerini ihmal kastı ile hareket ettiklerini söylemek mümkün değildir. Askeri Savcılık tarafından da kantin zararına ilişkin olarak sanıklar yönünden herhangi bir talepte bulunulmamış, mahkememiz açısından da sanıkların iddia olunan eylemleri sonucu kantin zararına sebebiyet verebilecekleri bir durumları tespit edilmemiştir.

Ayrıca As. Yargıtay içtihatlarında askeri kantinlerin asker kişilerin menfaatine çalıştığı ve bu yönüyle kurum olarak kabulünün gerektiği, memuriyet görevini ihmal suçuna yönelik olarak 230/1 ve 230/3'üncü maddeleri gereğince uygulama yapılması gerektiği bilinen bir gerçektir.

Mevzuatımızda Memuriyet görevini ihmal suçu, daha önce 765 sayılı TCK'nın 230'uncu maddesinde müeyyideye bağlanmış ve sadece görevin yapılmasında ihmal ve savsama gösterilmesi maddenin 1'inci fıkrasında, bu ihmal ve savsamadan kamunun zarara uğraması ise 2'nci fıkrasında düzenlenmiştir.

01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni TCK'nın (Madde 257/2) ihmal suretiyle memuriyet görevini kötüye kullanma suçuna ilişkin yeni bir düzenleme getirmiş ve suçun oluşmasını, görevin yapılmasında ihmal ve savsama göstermenin kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması şartına bağlamıştır. Dolayısıyla bu yeni düzenlemede, kamu görevlisinin görevini yapmakta ihmal ve savsama göstermesi yalnız başına 765 sayılı TCK'nın 230/1'inci maddesinin aksine suç olmaktan çıkarılmış, bu ihmal ve savsamadan kişilerin mağdur olması veya kamunun zarara uğraması halinde eylem yaptırıma bağlanmıştır.

Bir an için sanıkların eylemlerinin sübuta ermiş olduğu düşünülse bile, eylemleri sonucu bir kantin zararının meydana gelmemesi nedeniyle İddia olunan eylemlerinin 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir hükmünü içeren 9/3'üncü maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7/2'nci maddesine göre suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur hükmü dikkate alınarak müsnet suçun sanıklar açısından yukarıda ortaya konan gerekçeler ile oluşmadığı... şeklindeki gerekçelerle, sanıkların tümünün, Memuriyet Görevini İhmal suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilerek, müsnet suçtan dolayı ayrı ayrı beraetlerine karar verildiği görülmüştür.

Kantin Yönetmeliğinde sorumluluğun heyette olduğunun belirtilmiş olması nedeniyle ceza hukuku alanında sanıklara doğrudan sorumluluk yüklenemeyeceği, yönetmelikte bahsi geçen sorumluluğun idari anlamda bir sorumluluk olduğu, aksinin kabulünün cezaların şahsiliği prensibine aykırı düşeceği, bu sanıkların Kantin Başkanlığında görev yaptıkları süre içerisinde muhasebe kayıtlarının tutulması ile ilgili doğrudan bir görev almadıkları gibi yukarıda belirtilen suçlara yönelik olarak bir eylemlerinin bulunduğuna ilişkin yeterli delil olmadığı, bilirkişiler tarafından incelenen depo, mubayaa ve iş ocaklarına ait belgelerde herhangi bir usulsüzlüğün tespit edilemediği, bu nedenle sanıklar hakkında yerinde gerekçelerle beraet kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varıldığından, Askeri Savcının yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddi ile, sanıklar hakkında verilen beraet hükümlerinin ayrı ayrı onanması cihetine gidilmiştir.

IV-Sanık Yakup Özkan’ın (iddianamede yer alan 4 no’lu eylem yönünden) işlediği kabul edilen Zimmet suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Savcılıkça düzenlenen iddianamede; ...Erzurum OYPA'nın kapanması üzerine 9'uncu Kolordu Komutanlığı ile yapılan protokol gereğince 08.11.2002 tarihinde demirbaş malzemelerin bir kısmının Kantin Başkanlığına devredildiği, bu malzemelerin, Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN'in şifahi emriyle Ord. Tek. Bşçvş. Yakup ÖZKAN tarafından binanın anahtarı ile birlikte teslim alındığı, devraldığı malzemelerden bir adet televizyon, bir adet SONY marka CD çalar, bir adet bilgisayar kasası ve ekranı, bir adet HP 1120 yazıcı, bir adet müdür tipi koltuk, bir adet misafir koltuğu, bir adet sehpa, bir adet komidin, bir adet etajeri yine Kantin Başkanlığına ait Ford Transit marka askeri araç ile evine götürdüğü,

Her ne kadar sanık savunmasında Kantin Başkanı Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN'in bilgisi dahilinde malzemeleri kullanmak için aldığını beyan etmekte ise de; yeni kantin heyetinin görevi devraldığı 01.01.2003 tarihine kadar bu malzemeleri teslim etmediği gibi yeni kantin heyetinde görevli olan İs. Astsb. Üçvş. Hakan HORUZDİNÇ'in malzemelerin eksik olduğunu tespit edip durumu yeni Kantin Başkanı P. Bnb. Hüdayi POLAT'a söylemesi, Hüdayi Binbaşının Tayfun Yarbaya durumu bildirmesi ve Tayfun Yarbayın da malzemeleri tamamlaması hususunda sanık Bşçvş. Yakup ÖZKAN'a emir vermesi üzerine mecbur kaldığı için yine kantine ait askeri araçla 18-20.01.2003 tarihleri arasında geri getirerek teslim ettiği, kaldı ki evinde tam donanımlı bilgisayar var iken OYPA'dan aldığı diğer bilgisayarı evine götürmesi, ayrıca malzemelerin bir kısmını evinin deposunda muhafaza etmesi, yine OYPA'dan evine götürülürken P.Er Ali Erkan DOĞRU tarafından naylonlandığı için müteakiben tanık tarafından teşhis edilen bir adet müdür tipi koltuğun Askeri Savcılığımız tarafından 31.01.2003 tarihinde yapılan aramada halen evinin bodrum katında bulunması beraberce değerlendirildiğinde sanık Ord. Tek. Bşçvş.Yakup ÖZKAN'ın kastının malzemeleri kullanmaya yönelik olmayıp mal edinmeye yönelik olduğu, böylelikle sanığın Kantin Başkanlığındaki görevi nedeniyle kendisine tevdi ve emanet edilen OYPA'dan teslim alınan demirbaş malzemelerin bir kısmını mal edinmek maksadı ile evine götürmek suretiyle zimmet suçunu işlediğinin ileri sürüldüğü,

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...Failin mallar üzerinde göreve dayalı hukuki zilliyetliğinin bulunması zimmet suçunun öncelikli koşuludur. Zimmete geçirilen şeylerin devlete ait olması şart değildir. Fertlere de ait olabilir. Esasen bu suçta korunmak istenen sadece mülkiyet değil, aynı zamanda devlet memurlarının dürüstlüğüne ilişkin kamu menfaatidir. Zimmete geçirmekten maksat; nesne üzerinde o şeyin zilliyetliğini meşru gösteren nedenlerle bağdaşmayan bir kısım işlemlerde bulunmaktır. Bir başka deyişle zilliyetliğin fiilen mülkiyete dönüştürülmesidir. Nesne üzerinde ancak malikin yapabileceği tasarruflarda birinin yapılması durumunda zimmet suçunun maddi unsuru gerçekleşecektir. Memurların idari olarak bir göreve istinaden suç konusu üzerinde hukuki zilliyetlik kurmaları halinde de görev gereği tevdi unsurunun gerçekleşeceği de açıktır.

Tanık beyanları ile sanık Tayfun GÜVEN'in beyanı ve zimmet suçuna ilişkin yukarıda yapılan açıklamalar, sanığın 31 Aralık 2002 tarihi itibariyle görevini teslim edecek olmasından dolayı ortaya çıkan sürenin kısalığı, iddia konusu malzemelerin havanın kararmasından sonra önceden izin almaksızın sanık tarafından evine götürülerek depoya konmuş olması, kantin başkanı Tayfun GÜVEN'in bu malzemelerin sanığın evine götürmüş olduğunu kantinde görev yapan ve malzemelerin götürülmesine iştirak eden askerlerden duyması üzerine sanığın kantin başkanından izin istemiş olması, izin verilen malzeme cins ve miktarı ile diğer malzemelerin zamanında geri getirilmemiş olması, diğer taraftan, öğrenci olan eşinin öğrenciliğinden dolayı faydalanabileceği malzemenin durumu ve ve astsubay rütbesinde olan, sabit geliri bulunan sanığın kendi imkanları ile bu malzemeyi her zaman temin edebilme imkanına sahip bulunması hususları dikkate alındığında, sanığın geçici süre ile faydalanma yönündeki beyanlarına itibar edilmeyerek kendi yararına haksız tasarrufta bulunmak suretiyle iddia konusu malzemelerden bazılarını mal edindiği, müsnet zimmet suçunun yasal unsurları itibariyle oluştuğu vicdani kanaat ve sonucuna ulaşılmıştır... şeklindeki gerekçelerle, sanığın, Zimmet suçunu işlediğinin kabulü ile hakkında mezkur suçtan mahkumiyet hükmünün tesis edildiği görülmüştür.

Askeri Mahkemece sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükmünde isabet görülmemiştir.

Şöyle ki; Gerek sanığın her aşamada tespit olunan sorgu ve savunmaları ile, Kantin Başkanı Yarbay Tayfun GÜVEN'in, sanığın beyanlarını doğrulayan nitelikteki beyanlarından; sanığın OYPA'dan alınan bir kısım malzemeyi kantinde çalışan erlerin yardımı ile, yine kantine ait bir araçla evine götürdüğü, bilahare, bu malzemelerin kullanımı için Yarbay Tayfun'dan onay aldığı görülmektedir.

Zimmet suçu, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümler başlıklı üçüncü babının birinci faslında (Madde: 202-208), Devlet İdaresi aleyhine bir cürüm olarak düzenlenmiş iken, Askeri Ceza Kanununun üçüncü babının Mallara Karşı Yapılan Diğer Cürümler başlıklı sekizinci faslında (Madde: 131), mala karşı bir cürüm olarak düzenlendiği görülmektedir. Bu düzenlemeler ışığında zimmet suçunu, Bir memurun vazife veya hizmet dolayısıyla kendisine tevdi edilmiş olan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan Devlete veya şahıslara ait para, para yerine geçen evrak veya senetleri ve sair eşyayı kendisi veya başkasının yararına mal edinmesi şeklinde tanımlamak mümkündür. Bu tanıma göre zimmet suçunun maddi unsuru, görev sebebiyle kendisine tevdi edilmiş olan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan Devlete veya şahıslara ait para, para hükmünde evrak veya senetlerin ve sair eşyanın memur tarafından aşırılması, daha sonra da bu şeyin maliki gibi tasarrufta bulunulması; manevi unsuru ise temellük etme (mal edinme) kastıdır.

Diğer bir ifade ile, Zimmet; memurun kendisine hizmet gereği olarak teslim edilen eşyayı mal edinmesi olup suçun oluşması için failin temellük kastıyla hareket etmesi gerekmektedir. Askeri eşyayı çalmak suçunun maddi unsuru ise, TCK'nın 491 ve bunu takip eden maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçunun maddi unsuru ile aynı olup, askeri eşya niteliği taşıyan bir menkul malı zilyedinin rızası olmaksızın faydalanmak için bulunduğu yerden almaktır. Suçun manevi unsuru ise faydalanma kastıdır. Burada hırsızlık suçu bakımından önemli olan husus, askeri eşyanın faile teslim edilmemiş olmasıdır; yani failin kendisine teslim edilmiş eşyayı faydalanmak kastıyla alması hırsızlık suçuna değil, diğer unsurların da gerçekleşmesi şartıyla As.C.K.nun 130'uncu maddesinde düzenlenen askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçuna vücut verir.

Öte yandan, As.C.K.nun 130'uncu maddesi askeri mallara karşı işlenen değişik suçları bünyesinde toplayan bir maddedir. Söz konusu maddede yer alan suçlardan biri de; askeri hizmete mahsus bir şeyi özel menfaatte kullanmaktır. Madde metninde yer aldığı üzere, bu suçun oluşabilmesi için sanıkların doğrudan doğruya özel kast altında, askeri eşyayı kendi yararları doğrultusunda kullanmaları gerekmektedir.

Somut olayda, sanığın, Erzurum OYPA'nın kapanması üzerine 9'uncu Kolordu Komutanlığı ile yapılan protokol gereğince 08.11.2002 tarihinde Kantin Başkanlığına devredilen malzemelerden bir adet televizyon, bir adet SONY marka CD çalar, bir adet bilgisayar kasası ve ekranı, bir adet HP 1120 yazıcı, bir adet müdür tipi koltuk, bir adet misafir koltuğu, bir adet sehpa, bir adet komidin, bir adet etajeri, yani askeri eşya niteliğindeki tüm bu malzemeyi, kantinde görevli erlerin yardımı ile evine götürdüğünün ve kantin başkanının onay ve iznini aldığının dosya kapsamı ile sabit olması karşısında, sanığın, yukarıda anlatıldığı şekilde gerçekleştirdiği faaliyetlerinin, tamamen kullanmaya yönelik bulunduğu, temellük nitelik ve mahiyetinde olmadığı, zimmet suçunun manevi unsuru olan temellük kastının söz konusu olayda gerçekleşmediği (bu hususun en azından şüpheli kaldığı), dolayısıyla zimmet suçunun manevi unsuru itibarıyla oluşmadığından, askeri mahkemenin sanığın eyleminin zimmet suçunu oluşturduğuna ilişkin takdir ve kabulünde isabet görülmemiş, sanığın, anılan malzemeleri evine götürmek ve kullanmaktan ibaret eyleminin, Askeri Hizmete Mahsus Bir Şeyi Özel Menfaatte Kullanmak suçuna vücut verdiği sonucuna varılmakla; mezkur mahkumiyet hükmünün, suç vasfında yanılgı nedeni ile bozulması cihetine gidilmiştir.

V- Sanık Yakup ÖZKAN'ın (iddianamede yer alan 5 no'lu eylem yönünden) işlediği kabul edilen Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Savcılıkça düzenlenen iddianamede; ...Sanık Ord.Tek.Bşçvş.Yakup ÖZKAN'ın yanında muhasebede görevli P.Er Ali Erkan DOĞRU olduğu halde 2002 yılının Eylül veya Ekim ayı içinde Kantin Başkanlığının alışveriş yaptığı Enes Bilgisayara giderek kendisine Pentium IV bilgisayar kasası aldığı, firma sahibi Osman Nuri KARAHAN'a bilgisayarı kantinin muhasebe bölümünde kullanılmak üzere aldığını söyleyerek, aldığı malzemenin bedelini kartuş ve toner faturası keserek Kantin Başkanlığından almasını istediği, bunun üzerine Osman Nuri KARAHAN'ın 04.10.2002 tarihinde sanığın aldığı bilgisayarı Kantin Başkanlığının aldığı diğer malzemeler ile birlikte bilgisayar bakımı, kartuş ve toner olarak faturalandırarak Toplam 3.690.940.000 TL.lık altı adet faturayı Kantin Başkanlığına teslim ettiği, her ne kadar firma sahibi, olayın ortaya çıkmasından sonra bu malzemenin parasını Kantin Başkanlığından almadığını beyan etmekte ise de; Savcılığımızca kasa defteri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19121 seri numaralı 1.680.000.000 TL.lık faturanın 25.12.2002 tarihinde ödendiği, 19122 seri numaralı 870.000.000.TL.lık faturanın 30.12.2002 tarihinde 170.000.000.TL. olarak ödendiği, 19123 seri numaralı 500.000.000.TL.lık faturanın 19.11.2002 tarihinde ödendiği, 19124 seri numaralı 173.000.000.TL.lık faturanın 16.07.2002 tarihinde ödendiği, 19125 seri numaralı 75.000.000.TL.lık faturanın 10.07.2002 tarihinde ödendiği, 19126 seri numaralı 392.940.000.TL.lık faturanın 26.08.2002 tarihinde ödendiği, Enes Bilgisayara ait yıl içinde toplam 10.039.820.000.TL. tutarında harcama yapıldığı, ancak bu harcamalara ait faturaların hiçbirinin fatura klasöründe bulunamadığı, sanığın evinde kullanmak üzere aldığı bilgisayar kasasının 31.01.2003 tarihinde yapılan aramada Savcılığımızca zapt edilerek emanete alındığı ve bilgisayar kasasını hazırlayan Mehmet Bahadır KARAHAN tarafından tanındığı, böylelikle sanığın kanun ve nizamların hilafına evine aldığı bilgisayarı Kantin Başkanlığına ödettirmek suretiyle keyfi hareket ederek memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu işlediğinin... ileri sürüldüğü,

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Askeri Kantin Yönetmeliğinin icra organında yer alan sanığın bu yönetmeliğin kendisine tanımış olduğu hak ve yetkileri kötüye kullanarak şahsına münhasır olmak üzere söz konusu bilgisayar kasasını elde etmeye çalıştığı ve bu suretle müsnet suçun maddi ve manevi unsurları itibariyle oluştuğu vicdani kanaat ve sonucuna ulaşılarak... şeklindeki gerekçelerle, sanığın, memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu işlediğinin kabulü ile hakkında mezkur suçtan mahkumiyet hükmünün tesis edildiği görülmüştür.

Askeri Mahkemece sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde isabet görülmemiştir.

Şöyle ki; Sanığın, işlediği kabul edilen suça konu edilen eyleminin en yakın görgü ve bilgi tanığı olan firma sahibi Osman Nuri KARAHAN'ın tanık sıfatıyla tespit olunan ifadesinde (Dz. 1589);

...Ben Enes bilgisayar firmasının sahibi olarak Erzurum'da faaliyet göstermekteyim, 9. Kor. K. lığı kantini ile 2002 yılında çalışıyorduk, kantine kartuş, toner ve bilgisayar bakımı gibi hizmetler veriyorduk, yanlış hatırlamıyorsam 2002 yılı Ekim ya da Kasım ayı içerisinde olacak kantinde görevli personellerden şimdi huzurda bulunan ve kendisini o zamanda tanımakta olduğum Yakup ÖZKAN isimli astsubay bizim firmaya gelerek kantin muhasebede kullanılmak üzere Pentium 4 bilgisayar siparişinde bulunmuştu, söz konusu bilgisayarın kantinde muhasebe bölümünde kullanılacağını söylemişti ve faturasının da kartuş ve toner faturası olarak kesilmesini, bu faturayı kantinin ödeyeceğini söylemişti, hatırladığım kadarıyla 10-15 günlük süre karşılığında bizde bu siparişi karşıladık ve bilgisayarı toplayarak tamamladık, tamamladıktan sonra Yakup astsubay yanında bir askerle gelerek gününü hatırlayamadığım bir tarihte bilgisayarı bizden alıp gitti, biz de Yakup astsubayın bize belirttiği gibi teslim etmiş olduğumuz bilgisayar karşılığında ve diğer kantine vermiş olduğumuz bazı bilgisayar malzemeleri nedeniyle toplam bir milyar altı yüz milyon TL.lık kartuş ve toner faturası kesmiştik, bu faturanın içerisinde yaklaşık bir milyar yüz milyon TL.lık bölümü teslim etmiş olduğumuz bilgisayara ilişkindi, diğer kalan bölümünde kantine verdiğimiz diğer bilgisayar sarf malzemeleri ile ilgiliydi, bu olaydan sonra ben bir milyar altı yüz milyon TL.lık fatura bedelini tahsil etmek amacıyla kantine gelmiştim, kantinde önce Ercan KUTLUCA astsubayla görüştüm, Ercan astsubay bana; ben bu parayı ödeyemem faturada yazılı malzemeleri ben görmedim, meblağ fazla dedi, bunun üzerine ben Bilal ASLANTEKİN astsubayla görüştüm, Bilal astsubay da; faturada yazılı bu bilgisayarı kim aldı bizim haberimiz yok dedi, ben de kendisine Yakup,ÖZKAN Başçavuşun almış olduğunu söyledim. Bilal astsubay da bana; ben bu konuyu araştırırım sonra seninle tekrar görüşürüz dedi, daha sonraki görüşmelerimizde, ertesi günü kantin muhasebe bölümüne tekrar geldim, yanıma Yakup astsubay geldi, aldığı bilgisayarın parasını kendisinin ödeyeceğini söyledi ye ancak ödemedi ve bu konu ile ilgili olarak bir daha kendisiyle görüşemedik, bahsettiğim Ercan astsubay, Bilal astsubay ve bilahare ertesi günü Yakup ÖZKAN astsubayla konuyla ilgili görüşmelerimiz 2003 yılı Ocak ayı içerisinde olmuştur, halen de söz konusu bilgisayarın bedeli tarafıma ödenmemiştir, ben bu bilgisayarın bilahare Yakup astsubayın evinde bulunmuş olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim... şeklindeki beyanları karşısında; bu tanığın ifadesinde isimleri geçen ve olayın diğer bilgi sahibi tanıkları olduğu anlaşılan Astsb.Bilal ASLANTEKİN ve Astb.Ercan KUTLUCA'nın, bu hususlarda ifadelerine başvurulmadığı gibi, tanık Osman Nuri KARAHAN'ın; ...Halen de söz konusu bilgisayarın bedeli tarafıma ödenmemiştir, iddianamede, bir milyar altı yüz seksen milyonluk faturanın 25.12.2002 tarihinde tarafımıza ödenmiş olduğunun yazılı olduğu doğrudur, ben söz konusu fatura bedelini kantinden almış olup olmadığım konusunda şu an emin değilim, bunu söyleyebilmem için faturayı görmem gerekir, çünkü ben fatura bedellerini tahsil ettiğimde faturanın önüne bedeli alınmıştır diye yazarak kaşemle kaşeliyorum ve imzalıyorum... şeklindeki beyan ve iddialarının araştırılmaması, bunun yanı sıra, Askeri Mahkemece, hüküm gerekçesinde; ...Tanık beyanları ve bilirkişilerce yapılan tespit birlikte değerlendirildiğinde, iddia konusu olan bilgisayar kasasının 04 Ekim 2002 tarihli 019121 numaralı A serisi faturaya istinaden Enes bilgisayara hazırlattırıldığı ve bilgisayar bedelinin faturada toner/ kartuş ve bilgisayar ve yazıcı bakımı şeklinde gösterildiği, faturanın 25 Aralık 2002 tarihinde kasa defterine işlendiği sonucuna ulaşılmıştır. Şeklindeki muğlak bir gerekçe ile, net ve kesin bir şekilde ortaya konamayan, gerek sanığın, gerekse tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden, Askeri Savcının hazırlık soruşturması aşamasında yaptığı bir tespiti (Kasa Defteri incelemesi), kasacı Astsubaylar ve bilirkişiler marifetiyle teyidini, doğruluğunu sağlayamadan, noksan soruşturma ile, bir olayın gerçekleştiğinin ve sanığa isnat edilen suçun sabit olduğunun kabul edilmesinde isabet görülmediğinden, sanık hakkında Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün noksan soruşturma nedeniyle bozulması cihetine gidilmiştir.

VI- Sanık Yakup ÖZKAN'ın (iddianamede yer alan 6 no'lu eylem yönünden) Memuriyet Nüfuzunu Sair Suretle Kötüye Kullanmak suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...Sanık Yakup ÖZKAN kendi evine almış olduğu televizyonun parasının ödenmesi için asker olduğundan dolayı geliri az olan ve kantin kasa sorumlusu olmasına rağmen kantine ait parayı kendi adına veya bir başkası adına harcamaya yetkisi bulunmayan P.Er Faruk KAYA'ya televizyon parasının ödenmesi konusunda manevi baskı yaptığı tanık beyanları ile sabit hale gelmiş olup, sanığın kendisine çıkar sağlamaya çalıştığı, bu suretle müsnet suçu işlediği vicdani kanaat ve sonucuna ulaşılarak... şeklindeki gerekçelerle, sanığın, memuriyet nüfuzunu sair suretle kötüye kullanmak suçunu işlediğinin kabulü ile, hakkında mezkur suçtan mahkumiyet hükmünün tesis edildiği görülmüştür.

Askeri Mahkemece sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde isabet görülmemiştir. Şöyle ki;

Dosya içeriğinden; Sanık Ord. Tek. Bşçvş. Yakup ÖZKAN'ın, 2002 yılı Temmuz ayı içinde Paşalar Aile Kantini kasacısı P.Er Faruk KAYA'yı yanına alarak şoför Tuncay DİKEL olduğu halde mağazadan kendi evine Sony marka 37 ekran bir televizyon aldığı, 600 Milyon lira değerindeki televizyonun bedelini kredi kartıyla ödedikten sonra, kasacı P. Er Faruk KAYA'dan kredi kartının ödeme tarihine kadar televizyonun bedelini vermesini talep ettiği, bu konuda Faruk KAYA'yı birçok kez cep telefonundan arayarak ne zaman ödeyeceğini sorduğu, P. Er Faruk KAYA'nın ise, televizyon parasını sanığa ödemediği gibi, olayı Kantin Başkanı Topçu Yarbay Tayfun GÜVEN'e de bildirdiği anlaşılmaktadır.

ASCK'nın 115'inci maddesinde yazılı makam ve memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçu; Bir memurun kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka bir suretle keyfi bir muamele yapması veya yapılmasını emretmesi veya ettirmesi anlamına gelmektedir. Suçun oluşabilmesi için, failin üstlük nüfuz ve otoritesini, rütbesini kötüye kullanması, asta maddi ya da manevi baskı yapması, astın da bu nüfuz, otorite ve baskıdan çekinerek failin kanunsuz emrine ya da isteğine boyun eğmek zorunda kalması gerekmektedir.

Dava konusu olayda, sanığın, önceden, maç seyretme amacı ile kantinde görev yapan erlere verdiği televizyonun iade olmaması üzerine, daha sonra mağazadan aldığı Sony marka 37 ekran bir televizyonun bedelini erlere ödetmek istediği vakıa olarak doğru olmakla birlikte, sanığın, bu konuda AS.C.K.nun 115 inci maddesinde yazılı suçun unsurlarını içeren anlamda herhangi bir baskı ve zorlamada bulunmadığı gibi, kantinde muhasip olarak görevli olduğu, P.Er Faruk KAYA'nın ise Paşalar Aile Kantini kasacısı olduğu, dolayısıyla sanığın mağdura doğrudan bir emretme yetkisinin bulunmadığı gibi, tanık Volkan ŞADAN'ın beyanlarına göre de (Dz. 92); Faruk KAYA'nın sanıkla aralarının çok iyi olduğu, Faruk'un sanığın yanında bira içtiği, sanığın bir şey söylemediği, bu duruma ve P.Er Faruk KAYA'nın sanığın talebini yerine getirmemesine nazaran, sanığın P.Er Faruk KAYA üzerinde nüfuz kullanabilecek bir durumda da olmadığı, bu nedenle atılı suçun maddi ve manevi unsurları itibarıyla oluşmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, sanığın, unsurları itibarıyla oluşmayan müsnet suçtan beraetine karar verilmesi gerekirken, mahkumiyetine hükmedilmesinde yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmakla, hükmün, esas (sübut) yönünden bozulması cihetine gidilmiştir.

VII- Sanık Ord.Tek.Bşçvş.Yakup ÖZKAN'ın (iddianamede yer alan 7 no'lu eylem yönünden) Askeri Eşyayı Gizlemek suçu ile; ilgili olarak yapılan incelemede:

Askeri Savcılıkça Kantin yolsuzluğu ile ilgili olarak yürütülen soruşturma çerçevesinde 31.01.2003 tarihinde sanık Ord.Tek.Bşçvş.Yakup ÖZKAN'ın evinde ve bodrumunda yapılan aramada iki adet boş 66 mm. hafif tanksavar law silah lançerinin bulunması üzerine, hakkında bu eylemi ile ilgili olarak açılan davaya bağlı olarak Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonunda; sanığın askeri eşyayı gizlemek suçunu işlediği, müsnet suçun maddi ve manevi unsurları itibariyle oluştuğu kabul edilerek, hakkında mezkur suçtan mahkumiyet hükmünün tesis edildiği görülmüştür.

Askeri Ceza Kanunun 131'inci maddesinde, askeri eşyayı gizlemek şeklinde düzenlenen askeri cürümün oluşması için öncelikle, failin askeri eşyayı gizleme özel kastının bulunması gereklidir. Bu özel kastın mahiyetini belirlemek bakımından TCK'nın 491'inci maddesinde öngörülen faydalanmak niyetinin kapsamı ve yerleşik Askeri Yargıtay kararlarındaki bu özel suça ilişkin değerlendirmeler dikkate alınmalıdır.

Kanun failin faydalanmak niyeti ile hareket etmiş olmasını, yani muayyen bir saiki, hususi kast olarak kabul etmiştir. Böylelikle, askeri eşyayı çalmak suçunu, maddi unsuru aynı veya benzeri olan suçlardan ayırmak kabil olabilmektedir.

Faydalanmak niyeti terimi maddi faydaya münhasır değildir. Manevi fayda dahi bu terime dahildir. Bu itibarla yalnız maddi bir fayda değil, zevk duymak, seyretmek gibi maksatlar da hususi kasta vücut verir. (F.EREM, N.TOROSLU, Türk Ceza Hukuku, Ankara, 1983, 4.Bası Sayfa 608, 609) şeklindeki değerlendirmelere göre, faydalanma niyetinin çok geniş bir kavram olarak algılandığı anlaşılmaktadır.

Askeri ceza hukukuna özgü olarak ihdas edilmiş olan askeri eşyayı gizlemek suçu, genellikle, çalındığı ya da zimmete geçirildiği hususunda herhangi bir emare bulunmayan askeri eşyalar bakımından uygulama alanı bulmakta; her ne kadar bu suç yönünden öngörülen temel ceza, ASCK'nın 131 'inci maddesinde öngörülen askeri eşyayı çalmak ve zimmet gibi suçlar için öngörülen temel cezalardan farklı olmasa da, özellikle TSK.dan çıkarma fer'i cezasını gerektiren suçlar arasında bu suç sayılmadığından, askeri eşyayı gizlemek suçu, askeri eşyayı çalmak suçuna nazaran daha hafif nitelikte bir askeri cürüm olarak değerlendirilmektedir.

Her askeri eşyayı gizleme eyleminde, esasen, farklı saiklerden kaynaklanan faydalanma niyeti mevcuttur. Eşyanın sahibini takibata uğratmak, askeri birliğin düzen ve disiplinini bozmak, hatıra olarak saklayıp koleksiyona dahil etmek gibi saiklerle de hareket edilse, bunun sonuçta manevi fayda temin etme amacından kaynaklandığı açıktır. Ancak, bu suçun oluşumu için öngörülen manevi unsur, hırsızlık için öngörülen faydalanma niyetinin çok daha özel ve spesifik halidir. Nitekim, Askeri Yargıtay muhtelif kararlarında olayına özgü değerlendirmeler yapmakla beraber, askeri eşyayı gizlemek özel kastını ısrarla vurgulamıştır. Bu özel kastın ortaya çıkarılmasında, failin saiki, eylemi icra tarzı, oluşan sonuç ve suçun tanziminde hedeflenen hukuki menfaat göz önüne alınmalıdır. Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 30.10.2003 tarih ve 2003/82-87 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Somut olayda; Sanık Ord.Tek.Bşçvş.Yakup ÖZKAN'ın evine ait depoda iki adet boş 66 mm. hafif tanksavar law silah lançerinin, 31.01.2003 tarihinde Askeri Savcılıkça yapılan aramada bulunduğu, sanığın sorgu ve savunmalarında; ...İzmir Ulş. Okulunun hurdalığında iki adet boş tank savar lav silahı lançeri görmüş ve bulmuştum, hurdalıkta bulduğum bu boş lav silahı lançerlerini Erzurum'a gelirken beraberimde getirmiştim, evimde şark köşesi yaparım diye düşünüyordum. Benim askeri eşyayı gizlemek gibi bir maksatım yoktu... şeklinde iddialarda bulunduğu görülmüş ise de, Askeri Eşyayı Gizlemek suçunu işlediğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmıştır.

Bu durum itibarıyla, Askeri Mahkemece, sanığın müsnet suçtan yukarıda açıklandığı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, As.C.K.nun 131/1 'inci (az vahim hal cümlesi) maddesinin tatbiki esnasında, temel cezanın asgari hadden tayini ve takdiri tahfif (TCK'nın 59) maddesinin uygulanması suretiyle mahkumiyetine hükmolunmasında, usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, bu suçlardan verilen cezaların As.C.K.nun 47/A maddesi uyarınca ertelenmesi de yasal olarak mümkün bulunmadığından, sanık müdafiinin kabule değer nitelikte görülmeyen tüm temyiz nedenlerinin 353 sayılı Kanunun 217/2'nci maddesi uyarınca reddi ile, usul ve esas bakımından kanuna uygun bulunan mahkumiyet hükmünün onanması cihetine gidilmiştir.

Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Sanık Yakup ÖZKAN müdafilerinin, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması isteminin, 353 sayılı Kanunun 5530 sayılı Kanun ile değişik 218/1'inci maddesi uyarınca REDDİNE,

2- Askeri Savcının ve sanıklar müdafilerinin temyizine atfen ve resen, Sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKIN, Ercan KUTLUCA ve Yakup ÖZKAN (İddianamede yer alan 1 no Tu eylem yönünden) hakkında Müteselsilen Memuriyet Görevini kötüye Kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin 353 sayılı Kanunun 221/1'inci maddesi uyarınca NOKSAN SORUŞTURMA yönünden ayrı ayrı BOZULMASINA:

3- Askeri Savcının, ve sanıklar müdafilerinin temyizine atfen ve resen, Sanıklar Tayfun GÜVEN, Tuğrul ÇELİK, Bilal ASLANTEKIN, Ercan KUTLUCA hakkında (İddianamede yer alan 2 no'lu eylem yönünden) Müteselsilen İhtilasen Zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin 353 sayılı Kanunun 221/1'inci maddesi uyarınca NOKSAN SORUŞTURMA yönünden ayrı ayrı BOZULMASINA;

4- Askeri Savcının kabule değer görülmeyen temyiz isteminin, 3 53 sayılı Kanunun 217/2'nci maddesi uyarınca REDDİNE;

Sanıklar Mehmet EKŞİ, Naci AKÇAYIR, Ercan BAŞYİĞİT, Oktay ILGIN, Celal BOLATTEKİN, Hasan SATIK hakkında (İddianamede yer alan 3 no'lu eylem yönünden) Memuriyet Görevini İhmal suçundan verilen ve usul ve esas yönlerinden yasaya uygun bulunan beraet kararlarının ayrı ayrı ONANMASINA;

5- Sanık Müdafilerinin temyizine atfen ve resen, sanık Yakup ÖZKAN hakkında (iddianamede yer alan 4 no'lu eylem yönünden) zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmünün, 353 sayılı Kanunun 221/1 'inci maddesi uyarınca SUÇ VASFINDA HATA nedeniyle BOZULMASINA,

6- Sanık Müdafilerinin temyizine atfen ve resen, sanık Yakup ÖZKAN hakkında (iddianamede yer alan 5 no'lu eylem yönünden) Memuriyet Görevini Kötüye Kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmünün 353 sayılı Kanunun 221/1'inci maddesi uyarınca NOKSAN SORUŞTURMA yönünden BOZULMASINA;

7- Sanık Müdafilerinin temyizine atfen ve resen, sanık Yakup ÖZKAN hakkında (iddianamede yer alan 6 no'lu eylem yönünden) Makam ve Memuriyet Nüfuzunu Kötüye Kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmünün 353 sayılı Kanunun 221/1'inci maddesi uyarınca ESAS (Sübut) yönünden BOZULMASINA;

8- Sanık Müdafilerinin kabule değer görülmeyen temyiz istemlerinin, 353 sayılı Kanunun 217/2'nci maddesi uyarınca REDDİNE;

Sanık Yakup ÖZKAN hakkında (İddianamede yer alan 7 no'lu eylem yönünden) Askeri Eşyayı Gizlemek suçundan verilen ve usul ve esas yönlerinden yasaya uygun bulunan mahkumiyet hükmünün ONANMASINA; 17.10.2007 tarihinde, tebliğnameye kısmen uygun olarak OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy