Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/86 Esas 2017/107 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 86
Karar No: 2017 / 107
Karar Tarihi: 14.03.2017

(1632 S. K. m. 85, 91) (353 S. K. m. 17) (2803 S. K. Geç. m. 5)

… Komutanlığının emri üzerine, mağdur Nöbetçi Çavuş J.Onb. M.A. tarafından nöbete gidecek olan personel üzerinde 18.11.2015 tarihinde arama yapıldığı, bu aramada sanık J.Er O.U.'ın üzerinde cep telefonu tespit edildiğine dair tutanak düzenlendiği, nöbet sonrası gazinoda bu olay nedeniyle yaşanan tartışma sırasında sanığın, mağdura sinkaflı küfür ederek iki kez yumruk attığı, böylece üste hakaret ve üste fiilen taarruz suçlarını işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı,

Yapılan yargılama sonucu, Askeri Mahkemece; OHAL kapsamında yapılan düzenlemeler çerçevesinde jandarma personeli ile ilgili yargılama görevinin Askeri Mahkemeye ait olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.

Ayrıntıları Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 05.01.2017 tarihli ve 2016/88 E., 2017/3 K. sayılı kararında belirtildiği üzere; 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname öncesinde olduğu gibi, sonrasında da jandarma personelinin görev alanları sayılmış, ancak jandarma teşkilatının bağlantısında yapılan değişiklikler de gözetildiğinde, askeri görev alanının an itibariyle daraltılmış, ancak, askeri görevleriyle ilgili olarak görevli ve yetkili yargı kolunun askeri yargı olduğu konusunda ise bir değişiklik yapılmamıştır.

Yapılan değişiklikler sonrasında, jandarma personelinin yerine getirdiği askeri görevler nedeniyle askeri yargı koluna tabi olması karşısında, geçmişte askeri görevleri nedeniyle işledikleri suçlar açısından adli yargı koluna tabi olduklarını kabul etmek mümkün değildir. Zira, aksi yöndeki bir düşüncenin kabulü halinde, gelecekte askeri görev verilen jandarma personelinin askeri yargı koluna tabi olmasına karşın, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname öncesinde işlenen suçlar yönünden askeri yargı koluna tabi olmaması gibi bir çelişki doğacaktır.

Yine, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname öncesinde suç işleyen jandarma personelinin, yargılama hukuku bakımından terhis veya emekli olan ya da herhangi bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen veyahut sonradan askerliğe elverişsiz olduğu anlaşılan kimselerden bir farkının bulunmadığı da açıktır.

Bu bağlamda, bunlar hakkında nasıl görevsizlik kararı verilemiyorsa, söz konusu jandarma personeli için de verilemeyeceği, 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi hükmünün, 2803 sayılı Kanun’un 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 15’inci maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlenen suçlara uygulanacak olması nedeniyle, 15’inci madde hükmüne de aykırılık teşkil etmediği, dolayısıyla 2803 sayılı Kanun’a aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19’uncu maddesiyle eklenen Ek 7’nci madde hükmünün de somut olayda uygulanamayacağı sonucuna ulaşmak gerekmektedir.

669 sayılı KHK’nın 111’inci maddesi ile 2803 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 5’inci maddesindeki düzenlemeye göre, … Komutanlığı bünyesinde askerlik hizmetini yerine getiren er ve erbaşlar ile, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin diğer birimlerinde askerlik hizmetini yerine getiren er ve erbaşlar arasında hiçbir açıdan ayrım gözetilmediği; aksine ‘diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır’ denilmek suretiyle, … Komutanlığı bünyesinde askerlik hizmetini yerine getiren er ve erbaşların da, tüm diğer er ve erbaşların yargılanmalarına ilişkin hükümlere de tabi olmalarının amaçlandığı, 353 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi kapsamına giren tüm suçlar bakımından, askeri bir görev verilip verilmediğine bakılmaksızın, askeri mahkemelerde yargılanmalarına devam edilmesi gerektiği, bu düzenlemenin salt idari boyutunun olmadığı da açıktır.

Üye …; 669 sayılı KHK’nın 111’inci maddesi ile 2803 sayılı Kanuna eklenen geçici 5’nci madde hükmünün idari bir düzenleme olduğu ve yargılama hukukuyla bir ilgisinin bulunmadığı görüşüyle çoğunluk kararının bu gerekçesine katılmamıştır.

Bu itibarla; suç tarihinde asker kişi olan sanığın, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 25.07.2016 tarihinden önce atılı suçu işlemiş olduğu ve 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi uyarınca askeri yargıda yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmediği, kaldı ki 2803 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 5’inci madde hükmü de dikkate alındığında, sanığı yargılamakla askeri mahkemenin görevli olduğu sonucuna varıldığından, sanık hakkındaki üste hakaret ve üste fiilen taarruz suçlarından dolayı verilen görevsizlik kararlarının ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

Üyeler …; sanığın eylemi ile hakkındaki görevsizlik kararı temyiz edilmemiş olan diğer sanığın eylemi arasında CMK'nın 8'inci maddesi anlamında bir bağlılık bulunmamaktadır. Ancak, 2803 sayılı Kanun’da 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı KHK ile yapılan değişiklikler sonucunda, jandarma personelinin sadece askeri görev verildiği takdirde askeri mahkemelerde yargılanabileceği, sanığın er rütbesinde jandarma personeli olduğu, kamu davasına konu edilen eyleminin, jandarma personeline kanunlarla tevdi edilmiş askeri bir görevden kaynaklanmadığı, bu nedenle 2803 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin (d) bendine göre yargılama yapmaya askeri mahkemenin görevli olmadığı, 31.07.2016 tarihli ve 669 sayılı KHK’nın 111’nci maddesi ile 2803 sayılı Kanun’a ilave edilen Geçici 5’inci maddesi; “…Komutanlığının er ve erbaş ile askerlik yükümlüsü ihtiyacı, 21/06/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümleri çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından üç yıl süreyle karşılanır… Bu suretle … Komutanlığı emrine verilen er ve erbaşlar ile askerlik yükümlüleri hakkında, diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır…” hükmünü içermekle birlikte, daha sonra 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 681 sayılı KHK ile 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nda yapılan değişikliklerle …Komutanlığı emrinde görevli erbaş ve erler Kanun kapsamından çıkartılmış olup, bu kişiler artık asker kişi sıfatı da taşımadıklarından, sanık hakkında yargılama yapma görevinin adliye mahkemesine ait olduğu ve görevsizlik kararlarının ayrı ayrı onanmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluğun kararına katılmamışlardır. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy