Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/72 Esas 2017/93 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 72
Karar No: 2017 / 93
Karar Tarihi: 09.03.2017

(1632 S. K. m. 30) (5237 S. K. m. 204) (353 S. K .m. 17)

2010 yılında … Komutanlığı Kantin heyetinde muhasip olarak görevli sanık Öğ.Bnb. F.T.Y. ile kasa sorumlusu olarak görevli sanık Bkm.Asb.Bçvş. M.Z.'un, kantin hesap ve işlemlerini takip amacıyla Türkiye Vakıflar Bankası Balıkesir Şube Müdürlüğüne gittikleri sırada kantin adına çek karnesi çıkartılması için müracaatta bulunmak istedikleri, bu amaçla bankanın Ticaret Portföy Yöneticisi K.B. ve H.G.E. huzurunda imzaladıkları çek defteri başvuru talep formuna Kantin Başkanı Öğ.Alb. A.K.'ın kaşesini bastıktan sonra Kantin Başkanının imzasını taklit ederek ya da taklit ettirerek sahte olarak düzenledikleri 02.11.2010 tarihli ve ikisi tarihsiz olmak üzere üç adet resmi belge niteliğindeki çek defteri talep formlarını Türkiye Vakıflar Bankası Balıkesir Şube Müdürlüğünde görevli memurlara verdikleri;

Böylece sanıkların, resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla TCK’nın 204/2, 204/3’üncü maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları ve ASCK’nın 30/B maddesi gereğince Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmaları talebiyle haklarında kamu davası açıldığı;

Yapılan yargılama sonunda, Askeri Mahkemece; … Komutanlığı … Kriminal Laboratuarının 08.04.2013 tarihli uzmanlık raporundan, kendisi adına kaşesi basılmak suretiyle imzası taklit edildiği iddia olunan Kantin Başkanı Öğ.Alb. A.K.'ın ifadesi ile bilirkişi İ.A.O.'un beyanlarından, sanıkların kendilerine isnat edildiği şekilde kantin başkanının imzasını taklit etmek suretiyle çek defteri başvuru formlarını imzalayıp ilgili banka şubesine sunduklarına ilişkin kesin delil elde edilemediğinden, suçun maddi ve manevi unsurlarıyla da oluşmadığı belirtilerek şüpheden sanık yararlanır evrensel hukuk ilkesi gereğince sanıklar hakkında beraat kararı verildiği dosya kapsamındaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece hükme esas alınan deliller incelendiğinde, sanıkların, söz konusu çek defteri başvuru formlarına kantin başkanının kaşesini izinsiz olarak bastıkları, Kantin Başkanının imzasını taklit ettikleri veya taklit ettirerek bilerek kullandıkları yönünde şüphe oluşmasına yönelik en önemli delilin … Kriminal Laboratuarının 08.04.2013 tarihli uzmanlık raporu olduğu görülmektedir.

Bu raporun ise, aynı dönemde sanıkların da dahil olduğu kantin heyetinde görevli personel ile ilgili … Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 2013/102 sayılı esası üzerinden yürütülen yargılama sırasında, mahkemenin talebi üzerine düzenlendiği ve bu dava dosyasından onaysız fotokopisinin olarak alınarak dava dosyasına dahil edilip hükme esas alındığı anlaşılmaktadır (Dz. 304-306).

Ceza yargılamasında, kamu davasının açıldığına dair iddianamenin, kovuşturmanın ne şekilde yapıldığını gösteren duruşma tutanaklarının ve sübut delili olarak kullanılan her türlü belge/bilginin herhangi bir şüphe yaratmayacak nitelikte olması gereklidir. Onaysız bir fotokopi belge, her zaman için sahteliği veya doğru olmadığı iddia edilebileceğinden, delil özelliği/değeri ve geçerliliği olmayan bir belge konumundadır. Nitekim, Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 10.03.2011 tarihli, 2011/22-22; 05.03.2009 tarihli, 2009/21-25 E.K. sayılı kararlarında, onaysız fotokopi niteliğinde olan belgelerin hukuken bir geçerliliğinin olmadığı kabul edilmiştir.

Bu kapsamda, …Kriminal Laboratuarının 08.04.2013 tarihli uzmanlık raporunun aslı veya onaylı suretinin temin edilmesi sonrasında sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilerek karar verilmesi gerekli görüldüğünden, sanıklar hakkındaki beraat hükümlerinin noksan soruşturma yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

Diğer taraftan, gerek iddianamenin gerekse gerekçeli hükmün kimlik bilgileri bölümünde, sanık Bkm.Asb.Bçvş. M.Z.’un TSK'dan ilişiğinin kesildiğinin belirtildiği görülmektedir. Ancak, dosya kapsamında sanığın TSK'dan ilişiğinin kesilip kesilmediği, kesilmişse ne zaman ve ne şekilde kesildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır.

Sanığın üzerine atılı olan “resmi belgede sahtecilik" suçunun, ASCK'da düzenlenen bir suç olmaması, ASCK'nın atıfta bulunmak suretiyle cezalandırdığı suçlar arasında da bulunmaması nedeniyle askeri suç niteliğinde olmadığı açıktır.

353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin; “Askeri Mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu Mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması hâlinde Askeri Mahkemenin görevi sona erer.” şeklindeki düzenlemesi dikkate alındığında, sanığın, TSK'dan ilişiğinin kesilip kesilmediğinin araştırılarak, buna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinden, sanık Bkm.Asb.Bçvş. M.Z. hakkındaki beraat hükmünün, göreve yönelik bu noksanlık yönünden de bozulmasına karar verilmiştir.

Ayrıca, 2010 yılında kantinde yaşanan olaylarla ilgili olarak sanıklar hakkında muhtelif suçlardan açılan ve askeri mahkemenin 2013/102 esası üzerinden devam etmekte olan başka bir kamu davası olduğu anlaşılmaktadır (2.Kls. Dz.23-49).

Bu davada, usule aykırı olarak çek karnesi alınması, bu çek karnelerinin usule aykırı olarak kullanılması ve sonucunda kantin açığının oluşmasına neden olunması eylemlerinin dava konusu edilmiş olduğu anlaşıldığından, bozma nedenleri karşısında, her iki dava konusu eylemlerin benzerliği, davalar arasındaki şahsi ve fiili irtibat nedeniyle, davaların birleştirme koşulunun mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi ve koşullarının mevcudiyeti halinde, bu davanın sanıklar hakkında görülen diğer dava ile birleştirilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy