Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/71 Esas 2017/91 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 71
Karar No: 2017 / 91
Karar Tarihi: 22.02.2017


(1632 S. K. m. 115, 145) (2803 S. K. m. 15, Ek m. 7) (353 S. K. m. 17)

 

Askeri Mahkemece; sanık J.Yb. A.G.’in 2013 yılı içerisinde Uzm.J.IV.Kad.Çvş. D.M.U.’un Birlik içerisinde işlediği suç teşkil eden fiilleri hakkında aralarındaki yakınlık ve samimiyet dolayısıyla işlem yapmamak suretiyle astının suçu hakkında kasten takibatta bulunmamak suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine ve sanıklar J.Yb. A.G. ile  Uzm.J.IV.Kad.Çvş. D.M.U.'un üzerlerine atılı memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye kullanmak suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak ve mahkûmiyetlerine yeter, kesin inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiş ise de;

 

Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında öncelikle ve resen dikkate alınması gerektiğinden, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nda, 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, öncelikle görev yönünden inceleme yapılması gerekmektedir.

 

668 sayılı KHK ile 2803 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler sonucunda; Jandarma Genel Komutanlığının Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden çıkartılarak İçişleri Bakanlığına bağlandığı ve jandarma personelinin genel kolluk kuvveti içerisine dahil edildiği, jandarma birliklerinin, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hâllerinde Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek bölümleriyle Kuvvet Komutanlıkları emrine gireceği, kalan bölümüyle normal görevlerine devam edeceği, ayrıca Jandarma birliklerinin, Genelkurmay Başkanlığının talebi üzerine İçişleri Bakanının, illerde ise garnizon komutanının talep etmesi halinde valinin onayıyla kendilerine verilen askeri görevleri de yapacaklarının, jandarma personeline askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlarda 353 sayılı Kanun hükümlerinin ve diğer kanunlarda 2803 sayılı Kanuna aykırı hükümler bulunması hâlinde, 2803 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği, bu değişiklikle, jandarma personelinin askeri yargıya yönelik yargılama alanı daraltılarak, sadece askeri görev verildiği takdirde ve bu görevlerden doğan suçlardan dolayı yargılamaların askeri mahkemelerde yapılacağının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

 

Böylece jandarma personelinin, askeri görev verilmesi hali dışında işlediği tüm suçlar yönünden askeri mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiştir.

 

Gerek 2803 sayılı Kanun’un 668 sayılı KHK ile değişik 15’inci maddesi ve gerekse aynı KHK’nın 19’uncu maddesi ile eklenen Ek 7’nci maddesi birlikte dikkate alındığında, jandarma personeli yönünden 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin uygulama olanağının ortadan kalktığı, geçmişe yönelik suçlarda dahil olmak üzere, usule ve göreve ilişkin bu yeni hükümlerin derhal uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıklara atılı astının suçu hakkında kasten takibatta bulunmamak ve zincirleme memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye kullanmak suçları askeri bir suç olmakla birlikte, sanıklara kanuna uygun olarak verilmiş bir askeri görev bulunmadığı ve bu görevden dolayı suç işlenmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle sanıkların askeri mahkemede yargılanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, mahkûmiyet ve beraat hükümlerinin, görev yönünden ayrı ayrı bozulmalarına karar verilmiştir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 03.11.2016 tarihli, 2016/53-78; 17.11.2016 tarihli, 2016/24-80 ve 24.11.2016 tarihli, 2016/71-84 E.K. sayılı kararları da bu doğrultudadır).

 

Başkan … ve Üye …; çoğunluğun askeri yargının görev alanının daraltıldığına, jandarma personelinin 668 sayılı KHK’nın yürürlüğe girmesinden sonra sadece askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlardan dolayı yargılamalarının askeri yargıda yapılabileceğine ve jandarma personelinin asker kişi sıfatlarının korunduğuna dair kararına katılmakla birlikte, suç tarihinde askeri yargıya tabi suç işleyen sanıkların askeri mahkemede yargılanmalarına  dair ilginin kesilmesinde özel Kanun olan 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin dikkate alınmasının zorunlu olduğu, suç tarihinde yargılama hukuku bakımından asker kişi olan sanıkların  işledikleri kabul olunan suçların askeri suç olması karşısında, sonradan çıkarılan mevzuatla yargılama hukuku bakımından bu suçlar yönünden askeri yargıda yargılanamayacak olmasının, ancak 668 sayılı KHK’nın yürürlüğe girmesinden sonra işlenen suçlar yönünden geçerli olacağı, sanıkların, yargılama hukuku bakımından terhis veya emekli olan yahut herhangi bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen veyahut sonradan askerliğe elverişsiz olduğu anlaşılan kimselerden bir farkının olmadığı, bunlar hakkında nasıl görevsizlik kararı verilemiyorsa sanıklar için de verilemeyeceği, 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinde yer alan “Askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer.” hükmünün, 668 sayılı KHK’nın 15’inci maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlenen suçlara uygulanacak olması nedeniyle 668 sayılı KHK’nın 15’inci maddesine de aykırılık teşkil etmediği, dolayısıyla, 2803 sayılı Kanun’a aynı KHK’nın 19’uncu maddesiyle eklenen Ek 7’nci maddesindeki, “Diğer kanunlarda bu Kanuna aykırı hükümler bulunması hâlinde bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünün de somut olayda uygulanamayacağı, bu nedenlerle, askeri mahkemenin görevli olduğu ve temyiz incelemesine devam edilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamışlardır. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy